Güncelleme Tarihi:
Yüzyılın son zirvesi AGİT İstanbul gündelik hayatımıza kısa vadeli çözümler getirmiyor.
Bu yüzyılın son büyük zirvesiydi. İstanbullular için kapanan yollar, yoğunlaşan trafik ve devlet başkanları protokolünü izleme anlamına geldi. Türkiye'nin organizasyonu alkış aldı, hep birlikte Clinton(lar)a bayıldık! Ziyafet menüleri, kral daireleri, boru hattı, Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın temsil yetkisini okuduk tartıştık. Peki ama bu yüz, hatta binyılın son büyük İstanbul Zirvesi'nden elde ne kaldı? Marmara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Doçenti Mensur Akgün ile Zirve ve deklarasyonu tartıştık. Mensür Akgün, Helsinki Yurttaşlar Derneği temsilcisi olarak hem sivil foruma katıldı hem resmi Türk delegasyonunda yer alarak zirveyi izledi.
AGİT nedir? İstanbul Zirvesi'nin önemi neydi?
- Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı. Aslına bakılırsa Avrupa Güvenliği için oluşmuş bir kurum. Bu nedenle güvenlik felsefesine bakacak olursak AGİT'in önemi anlaşılacak. İki tip güvenlik yaklaşımı var. Biri Ortak Güvenlik. Örneğini Birleşmiş Milletler'de bulan. Birimiz hepimiz için felsefesi. Diğeri ise eski Yunan'dan buyana gelen Güç Dengesi yaklaşımı. Varşova Paktı ve NATO örneğinde olduğu gibi. Her iki yaklaşımın da açmazları vardı. BM çok idealist. Bu idealizm içinde işler yürümüyor. Güç dengesi yaklaşımı ise Güvenlik Açmazı dediğimiz noktaya götürüyor ülkeleri. Karşılıklı bir tırmanma yaşanıyor. silahlanma örneğinde olduğu gibi.
AGİT'in bunlardan farkı ne?
- AGİT işbirliksel güvenlik diye bir kavram çençevesinde gelişiyor. 1 Ağustos 1975 Helsinki Nihai Senedi temel alınıyor. 1990 Paris Şartı ile organları ortaya kondu. 1995'te ise AGİK iki temel mevhum üzerinde şekillendi. Güvenlik ve demokrasi.
Bu nasıl işliyor?
-Fonksiyonlarına bakacak olursak bu anlaşılabilir. Çatışma önleme, Kriz Yönetimi, Çatışma Sonrası Rehabilitasyon ve demokrasi ve insan hakları. Bu güne kadar olan yapılardan farklı olarak normatif bir temel üzerinde şekilleniyor.
GÜVENLİK VE DEMOKRASİ
Yani?
Yani çok esnek. Bu fonksiyonları hayata geçirecek mekanizmaları geliştirme konusunda esnekliği var. Kararlar 54 ülkenin konsensusu ile alınıyor. 55. üye olarak Yugoslavya'nın üyeliği askıda.
Ancak alınan kararların bir yaptırımı yok.
- Evet siyasi bağlayıcılık var. Hukuki yaptırımlar yok. Alınan kararlara uyma konusunda siyasi ve ahlaki yaptırımlar işliyor. Bu bağlayıcılığın sağlanması için de Sivil Toplum Örgütleri işin içinde. Dünya kamuoyuna en kısa yoldan ulaşabilenler onlar.
İnsan hakları nerede işin içine giriyor?
- AGİT'in oluşturulma felsefesinde bu da önemli ayaklardan biri. Ülke ve bölge güvenliği eşittir insan hakları gibi bir yaklaşım benimsenmiş. Yani Kant'tan bu yana gelen liberal öngörü bu teşkilatın temelinde var. Güvenlik ve demokrasi elele. Basın ve NGO'lar yani STK'ların katılımının önemi de burda.
STK'ların AGİT bünyesindeki temsiliyetleri nasıl işliyor?
- STK'lar pek çok şekilde işin içinde. Resmi bir temsiliyet söz konusu olmasa da, katıldıkları toplantılarda devlet temsilcileriyle eşit söz hakkına sahip olarak tavsiyelerde, eleştirilerde bulunuyorlar. Devlet temsilcileri bazen birbirlerini diplomatik nedenlerle doğrudan eleştiremediklerinden STK'lar bu işlevi de görüyor. Onlar etik olanı savunuyor, eleştiriyor ve karşı çıkıyor. Böylece de dünya kamuoyu için kozmetik de olsa terbirler alınıyor, örneğin insan hakları ihlalleri için önlemler alınıyor.
SİLAH İNDİRİMİ
Sivil Toplum Örgütleri toplantısı'nın ana temaları nelerdi?
- Bir tanesi örgütlenme ve ifade özgürlüğüydü. Türkiye'de bu alanda ciddi sorunlar olduğunu biliyoruz, bu da gündeme geldi. Ama Türkiye'den daha kötü durumda olan ülkeler de var. Bu toplantıda yapılan konuşmalar kamuoyu oluşmasını sağlıyor. Tabii ki STK'lar karar verici konumda değiller. Ama oluşturdukları gündemle diplomatların verdikleri kararları etkileyebiliyorlar.
AGİT Genel Kurulu'na da katılım oldu mu?
- Aynı anda pek çok toplantı yapıldı. İstanbul'daki zirve konferansına ben HYD temsilcisi olarak iki Türk STK temsilcisiyle katıldım. Resmi delegasyon üyesi olarak.
İstanbul zirvesi önümüzdeki dönem bizler için ne değişiklikler getirecek?
- Radikal değişiklikler beklememek lazım. Bence güvenlik konusunda alınan kararlar çok önemliydi. 19 kasım 1990'da AKKA'nın ortaya çıktığı dünya artık çok değişti. NATO genişledi, Varşova Paktı kalmadı. Rahatsızlık gidermek için tek taraflı siyasi yükümlülükler üstlenilmeye başlandı. AGİT de zaten bu anlaşmanın üstüne oturuyor. Orta Avrupa ülkelerinde silahlanmanın tamamen aşağıya çekilmesi sağlanıyor. Hernekadar ‘‘bu bizim iç işimiz’’ lafı tarih oluyorsa da uygulama yaptırımı yok. Bu nedenle Çeçenya konusunda Rusya'nın tepesine binmek kolay olmuyor. AKKA'nın örgütsel yapısının gelişmesi için alınan kararları önemli buluyorum.
Başka?
- Bence 21. madde de önemli. Üye ülkelerin işkencenin önlenmesi için ellerinden geleni yapma tahhüdünde bulunmaları.
RADİKAL DEĞİŞİM YOK
Bu bizde nasıl işleyecek, TBMM Komisyonundaki yaklaşımı biliyorsunuz?
- Türkiye, İstanbul Deklarasyonu'nun altına imza atıp bu konuda taahhüt verirken Meclis Komisyonu da, 1913 tarihli Memurin Muhakkemat Kanunu'na dayanarak amirinin izni olmasızın işkence yapan memurun yargılanamayacağı gibi bir şakaya neden oldu. Trajikomik bir durum sanıyorum, komisyon bu yaklaşımı geri çekti.
Başka önemli unsurlar?
- Çok radikal bir değişim yok. Ancak, uluslararası örgütlerin durumu, barış gücü için tavır, kriz yaşamış bölgelerde polis güçlerinin oluşturulması ve eğitilmesi ve AGİT örgütlenmesinin güçlendirilmesi kararları da önemliydi. Amaç aslında krizleri çıkmadan önleyebilmek. Çıktığında kriz yönetimini devreye sokmak, sonrasında da rehabilitasyon çalışmaları yapmak. Tüm bunları yaparken de insan haklarını gözetmek.
Toplantının Türkiye'de yapılmasının özel bir önemi var mıydı?
- Bizatihi bu toplantının yapılmasını çok önemli değil. Ama yine de İstanbul'da yapılmasının şöyle bir önemi var. İlk kez birçok sivil toplum örgütü güvenlik konusunu gündemlerine aldı. Bu konuda fikir beyan etti ve devlet yetkililerinin de kendilerini dinlediğini gördüler. Kadın sorunları, insan hakları, çevre gibi birçok konu resmi ve sivil temsilciler arasında eşit düzeyde tartışıldı. Bence Türk Dışişleri, devlet kurumları arasında en ilerici olan kurumlardan biri. Onlar da sivil örgütlerle belirli işbirliğine açık olduklarını ortaya koydular.
AKKA NEDİR?
Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler Anlaşması. 1990'da ilk haliyle NATO ve Varşova Paktı arasında imzalandı. Silahsızlanma ve karşılıklı kuvvet indirimi esasına dayanıyordu. Ancak o günden bu güne ne dünyada iki kutup kaldı, ne de Varşova Paktı. Üstelik Sovyetler Birliği'nin dağılması ve Yugoslavya'nın çözülmesi ortaya yeni devletler de çıkardı. Bu nedenle Avrupa eski Avrupa olmaktan çıktı. Artık Çeçenya'dan, Hırvatistan'a, Ermenistan'dan Arnavutluk'a kadar daha geniş kapsamlı olarak ele alınması zorunluluğu ortaya çıktı. AGİT zirvesinin en önemli ayaklarından biri AKKA'nın dünyanın bu yeni durumuna uyarlanma süreciydi. Bu süreç devam ediyor. Ama kısa vadede en önemli engel Ruslar'ın Çeçenya'daki operasyonları. Zirvede Yeltsin ve Clinton arasında cereyan eden atışma da zaten bu noktadan kaynaklanıyordu. İşin arkasında Rusların petrol ve doğal gaz kaynaklarını kontrol etme çabası ve Amerikalıların da yeni dünya düzenini daha geliştirip yayma niyetleri olsa da AKKA dünya ulusları için önemini koruyor.
ZİRVE ZİRVE İÇİNDE
Zirve boyunca gerek sivil toplum örgütleri kendi aralarında gerekse diplomasi ile çok çeşitli toplantılar yaptılar. 300'ün üzerinde ikili görüşme yapıldı. Zirvenin diplomasi cephesi ise şöyleydi:
BAKÜ-CEYHAN
Türkiye, Azerbeycan ve Gürcistanla Bakü-Ceyhan Boru Hattı'na ilişkin dört anlaşmayla beraber Azeri doğalgazının satışıyla ilgili mutabakat zaptını imzaladı. Anlaşmalar yeni binyılda Türkiye'nin bir enerji koridoru olmasını sağlayacak.
AZERBEYCAN-ERMENİSTAN
Koçaryan ve Aliyev istikrar paktı kurulması talebini dile getirdiler. Görüşmeleri takdir edildi. Ancak beklenen anlaşma imzalanmadı.
TÜRKİYE-AB
Dışişleri Bakanı Cem, Helsinki öncesi ciddi kulis yaptı. Karşılıklı sıcak mesaj alışverişi gerçekleşti.
KIBRIS
AGİT üyesi Kıbrıs Rum kesimi lideri Klerides İstanbul'a gelerek BM Genel Sekreteri Kofi Annan ile görüşünce KKTC lideri Rauf Denktaş da eşit görüşme hakını kullanmak için İstanbul'a geldi. Aralık'ta New York'ta başlayacak dolaylı görüşmelerin zorlu geçeceği mesajı verildi.
TÜRKİYE-YUNANİSTAN
İki ülke başbakanları buluştu. İşbirliği süreci için görüşbirliği dile getirildi. Yunanistan'ın Türkiye'nin AB üyeliğine sıcak baktığı söylense de henüz bu konuda bir kesinlik sağlanmadı.