Bingöllü’yüz,Bin Gönüllüyüz!

Güncelleme Tarihi:

Bingöllü’yüz,Bin Gönüllüyüz
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 07, 2004 22:10

Toplum Gönüllüleri Vakfı'nın (TOG) çatısı altında çalışan gönüllü üniversiteliler, yurdun dört bir yanında sosyal hizmet projeleri yürütüyor. 'Toplum gönüllüsü' öğrenciler, Bingöl depreminin birinci yıldönümünde burada iki oyun parkı inşa ettiler.

Geçtiğimiz yıl 1 Mayıs'ta meydana gelen 6.5 büyüklüğündeki Bingöl depreminde 100'ü öğrenci, üçü öğretmen olmak üzere toplam 176 kişi hayatını kaybetmişti. Çeltiksuyu Yatılı İlköğretim Bölge Okulu'nun (YİBO) yıkılan yatakhanesi, 84 öğrenci ve bir öğretmenlerini alıp götürmüştü.

Depremden sonra sivil toplum kuruluşları, yardım için bölgeye koşmuştu. Geçen yıl 1 Mayıs'ta meydana gelen 6.5 büyüklüğündeki depremden sonra 'Bingöllü'yüz, Bin Gönüllüyüz!' sloganıyla arama kurtarma çalışmalarında görev alan Toplum Gönüllüleri Vakfı'ndan (TOG) gönüllü gençler, Bingöl'ü depremin yıldönümünde de unutmadı.

Van, Diyarbakır, Kahramanmaraş, Malatya ve Gaziantep'teki üniversitelerde okuyan yaklaşık 50 toplum gönüllüsü genç, 'TOG Atak' projesi için Bingöl'de buluştu. Burada Yurtiçi Kargo'nun desteğiyle çocuklar için iki oyun parkı oluşturan gençler, Çeltiksuyu YİBO'yu da ziyaret ederek, hayatını kaybeden öğrenciler ve öğretmenleri için fidan diktiler. Proje kapsamında ayrıca maddi açıdan desteğe ihtiyaç duydukları belirlenen toplam 360 ilköğretim öğrencisine yardım çantası dağıtıldı.

Türkiye genelinde yaklaşık iki bin 500 genç ve 500 yetişkin gönüllü, TOG ile birlikte çalışıyor. 17 üniversitede resmi olarak kurulmuş TOG kulübü veya topluluğu var. Türkiye genelinde gerçekleştirilen projelerin sayısı ise şimdiden 50'yi aşmış durumda. 10 ulusal, 47 yerel proje yürütülüyor. 'Görme engelliler için sesli kütüphane projesi', 'Kardeş Umutlar projesi', 'Tıp fakültesi çocuk ziyaretleri projesi', 'Çocuk Esirgeme Kurumu sevgi ziyaretleri' ve 'Altı Nokta Körler Derneği konuşan kütüphane' gibi uzun vadeli projeler de bulunuyor. Samsun'da açılan Gençlik Eğitim Merkezi'nde (GEM) 100 gönüllüyle bin kişiye hizmet veriliyor. Vakıfta ayrıca, 25 üniversite öğrencisine burs, 49 üniversite öğrencisine ise staj olanağı sağlanıyor.

GENÇLER YÖNETİMDE

TOG'un Yönetim Kurulu'nda, dört üniversite öğrencisi bulunuyor. Kendisi de Dicle Üniversitesi'nde okuyan Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Serhat Teğin, vakıfta tersine doğru işleyen bir hiyerarşi olduğunu anlatıyor:

‘‘Vakıf kurulduğu günden bu yana, 10 kişilik yönetim kurulunun dördünü üniversite öğrencisi gönüllüler oluşturuyor. Vakfın kurucuları, etik kurulu ve danışma kurulunda da gençler var. Gençler tüm kademelerde aktif rol alabiliyor.’

Bilgi için: www.tog.org.tr


Üniversiteliler el ele verdi


Özgüvenim arttı

Hüdazan Yaşın (Van 100'üncü Yıl Üniversitesi): Toplum için herkes bir şeyler yapmaya çalışıyor ama gönüllü olunca sorunu daha net görebiliyor. Türkiye'de çok sorun var. Biz sorunu çözmeyi değil, gücümüzün yettiği kadar etki etmeyi amaçlıyoruz. Birisi bir taşı kaldırdığı zaman diğeri ona yardım ediyor. Gönüllü olmak, özgüvenimi ve cesaretimi artırdı. Gençler gönüllülüğe çok istekli. Bu sayede Türkiye'de yavaş yavaş bir şeylerin değişeceğine inanıyorum.

Tek yürek olduk

Hazal Helvacı (Diyarbakır Dicle Üniversitesi): Ortaokuldan beri, farklı kültürlerin kaynaşması gerektiğini düşünürdüm. TOG'da, İzmir, Van ve Diyarbakır'daki tüm arkadaşlarımın topluma hizmet için bir araya geldiğini ve tek yürek gibi attığını gördüm. O zaman ‘ben de toplum gönüllüsü olmak istiyorum çünkü uzun zamandır zaten toplum gönüllüsüymüşüm’ dedim. Benim okuduğum üniversitede hiçbir etkinlik yok. Üniversiteli olduğumu da bu vakıfla anladım.

Resmi nikah kıydıracağız

Orbay Seçki (K. Maraş Sütçü İmam Üniversitesi): Yaklaşık iki yıldır gönüllüyüm. Huzurevi, çocuk esirgeme kurumu, işitme engelliler okullarını ziyaret ve bu okula kütüphane ve park yapımı projelerini yürütüyoruz. 19 Mayıs'ta, Kahramanmaraş'ta imam nikahıyla yaşayan 30 çifte resmi nikahın kıyılacağı bir tören düzenleyeceğiz. Tören 19 Mayıs'ta üniversite kampusunda yapılacak. Törenle, en azından toplumsal bir mesaj verebilmeyi amaçlıyoruz.

‘İçim rahat’ uyuyorum

Canan Arslan (Malatya İnönü Üniversitesi): TOG bana, tek başıma yapamadığım şeyleri hayata geçirebilme fırsatını verdi. İnsan maneviyatında boşluk hissediyor. Çeşitli şehirlerden gelen arkadaşlarla bütünleşme ve bir organizasyonu paylaşma imkanı buluyoruz. Gönüllülük böylece daha da anlam kazanıyor. Bu, gece yastığa başınızı koyduğunuzda 'bugün de bunu yaptım, içim rahat' demek gibi değil. Devamı sürekli geliyor. 'Yaptım ama daha çok yapmalıyım' dedirtiyor.


Enkaz hálá göz önünde

Yaşları yedi ile 15 arasında değişen 84 öğrenci ve 24 yaşındaki öğretmenlerinin hayatını kaybettiği Çeltiksuyu Yatılı İlköğretim Bölge Okulu'nda (YİBO) okuyan öğrenciler, deprem gününü daha dünmüş gibi anlatıyor. Yıkılan binanın enkazının henüz tam olarak kaldırılmamış olması da, öğrencilerin o günleri unutmalarını zorlaştırıyor. Okulun şu anda 150'si yatılı olmak üzere toplam 450 öğrencisi var.

ARKADAŞLARIMIZI KAYBETTİK

Ahmet Kazanhan (7’nci sınıf):Depremde bazı arkadaşlarımızı kaybettik. Çok üzüldük. 85 kişi öyle öldü işte. Serkan hocamız vardı, matematik hocamız, o da öldü. Biz de bilmiyoruz neden olduğunu. Akşamları hep dışarıdaydık. Çadır yoktu, bir şey yoktu. Naylondan çadır yaptık. Ben öğretmen olmak istiyorum ama başaramayız. Öğretmen yok, derslerimiz iyi değil.

BİZE ÇADIR VERMEDİLER

Kenan Alparslan (4’üncü sınıf): Deprem olunca kurtarma ekipleri, askerler geldi. Bize çadır vermediler. Babam naylon getirdi, onun altında yattık. Her gün depremler oluyordu. Bir arkadaşım öldü, biri sağ çıktı, birinin de kolu kırıldı. Bir de Serkan vardı, yanıma geliyordu, bana ‘günaydın’ diyordu. Ben de ona ‘günaydın’ diyordum. Onun başına beton düştü hayatını kaybetti.

YATILI KALMAK İSTEMİYORLAR

Enes Gökbörüm (4’üncü sınıf): Deprem olduğunda evdeydim, çok korktum. Bingöl'den ekipler, köpekler geldi. Okula geldik çok kalabalıktı. Arkadaşlarımın biri ölmüştü. Bize çadır vermediler. Çok yağmur yağmıştı. Çadır su geçiriyordu. Akşam yine deprem oldu. Öğrenciler artık burada yatılı kalmak istemiyor, gündüzlü olmak istiyorlar. Büyük Takören köyünden çocuklar bisikletle gelip gidiyorlar.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!