Bingöl'deki okulda ‘Doğa Tarihi Okul Müzesi'ni kurdu
Güncelleme Tarihi:
Adil ÖNAL/BİNGÖL, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Kasım 24, 2008 13:26
BİNGÖL İMKB Fatih İlköğretim Okulu sınıf öğretmeni Dilek Özgül, öğrencileri ile birlikte, yaz tatilleri ve hafta sonlarında yaptıkları izcilik çalışmaları kapsamında arazi gezisine çıktıklarında toprağın altında buldukları sürüngen ve böcek gibi canlıları bilimsel yöntemlerle kurutarak okulun bir odasında ‘Doğa Tarih Müzesi' oluşturdu.
Öğrencileri ile birlikte projenin çekirdek kadrosunu oluşturan Dilek Özgül, 5 yıldan beri Bingöl İMKB Fatih İlköğretim Okulu'nda sınıf öğretmenliğini yaptığını söyledi. Çeşitli Üniversitelerden oluşan 6 bilim adımının verdiği destekle bu projeyi 30 öğrencinin gayretiyle oluşturulduğunu söyleyen Dilek Özgül, okulda açtıkları Doğa tarihi müzesinde 160 canlı türünün bulunduğunu söyledi. Öğretmen Dilek Özgül, şöyle dedi:
“Doğa müzesini ilk olarak geçen yıl Haziran ayında oluşturduk. Bu yılın Mart ayında geliştirdik. Bu projenin mimarları izci öğrencilerdir. Bugüne kadar il içersisinden 21 okuldan 110 öğretmen ve 1300 öğrenci müzeyi ziyaret etti. Doğa tarihi müzesi 28 Kasım'da okulun daha geniş salonunda daha kapsamlı olarak halka açık olarak sergilenmek üzere açılışı yapılacaktır. Doğayı çocuklara tanıtmak ve sevdirmek istiyorum. Bingöl'ün en büyük dez avantajı, çocuklar bulunduğu doğal ortamı tanımıyor ve bilmiyor olmaları. Dolayısıyla bilinmeyen şeylerden insanlar kendilerine değer çıkaramaz ya da onu sahiplenemez. Öğrencilerimizle bu alanda yaptığım çalışmalarla, öğrencilerdeki bu eksikliği tespit ettik. Elimizden geldiği kadarıyla öğrencilerde bu eksikliği gidermeye gayret ettik. Buradan yola çıkarak doğanın tarihini, tarihsel gelişimini ve değerini sadece bulundukları yerin değil, aynı zamanda dünyanın da korunması gereken bir yapıya sahip olduğunu ve doğal olarak korunması gerektiğini bu çocukların kavramasını istedik.”
Dilek Özgül, Bingöl'ün küçük bir yer olduğunu, özellikle büyük kentlerden gelen çoğu öğretmeni tatmin etmeyecek bir yer gibi görülebileceğini kaydederek, “Burada kültürel ve sosyal faaliyetleri kendimiz yaratarak olmayanı çıkarıp geliştirmeye çalışarak Türkiye'de ilke imza attık. Bizi örnek alacak öğretmen arkadaşlarımız özellikle Doğu illerinde görev yapan öğretmenlerin bu tür çalışmaları yapabileceklerine yürekten inanıyorum” dedi.
“Doğa müzesini ilk olarak geçen yıl Haziran ayında oluşturduk. Bu yılın Mart ayında geliştirdik. Bu projenin mimarları izci öğrencilerdir. Bugüne kadar il içersisinden 21 okuldan 110 öğretmen ve 1300 öğrenci müzeyi ziyaret etti. Doğa tarihi müzesi 28 Kasım'da okulun daha geniş salonunda daha kapsamlı olarak halka açık olarak sergilenmek üzere açılışı yapılacaktır. Doğayı çocuklara tanıtmak ve sevdirmek istiyorum. Bingöl'ün en büyük dez avantajı, çocuklar bulunduğu doğal ortamı tanımıyor ve bilmiyor olmaları. Dolayısıyla bilinmeyen şeylerden insanlar kendilerine değer çıkaramaz ya da onu sahiplenemez. Öğrencilerimizle bu alanda yaptığım çalışmalarla, öğrencilerdeki bu eksikliği tespit ettik. Elimizden geldiği kadarıyla öğrencilerde bu eksikliği gidermeye gayret ettik. Buradan yola çıkarak doğanın tarihini, tarihsel gelişimini ve değerini sadece bulundukları yerin değil, aynı zamanda dünyanın da korunması gereken bir yapıya sahip olduğunu ve doğal olarak korunması gerektiğini bu çocukların kavramasını istedik.”
Dilek Özgül, Bingöl'ün küçük bir yer olduğunu, özellikle büyük kentlerden gelen çoğu öğretmeni tatmin etmeyecek bir yer gibi görülebileceğini kaydederek, “Burada kültürel ve sosyal faaliyetleri kendimiz yaratarak olmayanı çıkarıp geliştirmeye çalışarak Türkiye'de ilke imza attık. Bizi örnek alacak öğretmen arkadaşlarımız özellikle Doğu illerinde görev yapan öğretmenlerin bu tür çalışmaları yapabileceklerine yürekten inanıyorum” dedi.