Güncelleme Tarihi:
Geçtiğimiz günlerde Adana'da babasıyla asansöre binen iki yaşındaki E.U.’nun kolu boşluğa sıkıştı. Asansör hareket ettikçe çocuğun boynuna kadar gelen kabin, babasının acil durum düğmesine basmasıyla durdu ama E.U. hayatını kaybetti. Acı olansa asansörün oldukça eski olması ve kabin içinde iç kapının bulunmamasıydı…
Aslında bu olay ilk değil. Hemen hemen her yıl bu şekilde asansör kazaları meydana geliyor. Hatta 2010-2020 yılları arasında Türkiye’de 325 asansör kazası yaşandı. Bu kazalar sonucunda 152 kişi hayatını kaybederken, 413 kişi de yaralandı.
Günümüzde asansör tasarımları gittikçe gelişiyor ve hareket hızları da artıyor. Ancak gerekli bakım ve onarım çalışmalarının ve diğer önlemlerin eksik kalması asansör kazalarına neden oluyor. Dolayısıyla bu kadar önemli bir araca gerekli özeni göstermek şart. Hatta bu konuda yönetmelikler de mevcut.
Ancak son yaşanan olaydan da anladığımız üzere eski asansörler halen kullanımda. Üstüne üstlük bu asansörlerin güvenliğinin sağlanması için gerekli önlemler de alınmıyor. Durum böyle olunca da akla cevaplanmayı bekleyen birkaç soru geliyor:
Konuyla ilgili Türkiye Asansör Sanayicileri Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Atik ve Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sefa Targıt hurriyet.com.tr’ye önemli bilgiler verdi.
2001 yılından önce yapılan asansörlerin neredeyse hiçbirinde iç kapı bulunmuyor. O dönemde bu durum dikkat çekmedi mi, önemsenmedi mi?
Sefa Targıt: Aslında, bu meseleye bir dönem dışında her zaman dikkat çekildi, iç kapı zorunlu kılındı. Konuyu şöyle açalım: Dünyada ve ülkemizde hizmete sunulan ilk dönem asansörlerle, günümüz asansörleri arasında teknolojide ve emniyet yaklaşımında önemli farklar var. İlk dönem, örneğin Pera Palas asansöründe ve Taksim-Teşvikiye bölgesindeki İstanbul’un ilk apartmanlarında faal asansörlerde iç kapı mevcut.
Bu kapılar elektromekanik bir takım güvenlik aksamına da sahip. Teknoloji farklı olsa da amaçlanan güvenlik hedefi aynı. Daha sonra, biraz da maliyet kaygılarıyla, iç kapının gerekli olmadığı yönünde bir görüş hâkim olmuş ve 1996 yılına kadar asansörler iç kapı zorunluluğu olmadan yapılmış.
Eski adıyla Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nca 12 Mayıs 1989 tarihli ve 20163 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Asansör Yönetmeliği, emniyet yaklaşımına çarpıcı bir örnek. Söz konusu yönetmelik, kabin kapısı olmayan asansörlere izin verirken, asansörün görünür yerine, “kapısız kabinlerde asansör kullanıcısının, kabin içinde seyir halinde hareketli olan kapı tarafındaki duvara, kendisinin veya beraberindekilerin ya da eşyalarının temasına meydan vermemesi” ikazını içeren bir levha asılmasını zorunlu kılıyor. Yani tehlike o zaman da biliniyor ancak tedbirler kullanıcının dikkatine bırakılmış.
AB mevzuatının yürürlüğe girmesinden önce yapılan tüm mevcut asansörlerin de iç kapı ile donatılması şart koşuldu. Kontrol listelerine göre bir yıl süre verilmesi ve gelecek kontrolde kabinin kapı ile donatılmasının şart olduğu yazıldı.
BİNA SAKİNLERİ KADAR BELEDİYELER DE SORUNU GÖRMEZDEN GELİYOR
Günümüzde çoğu konut ve iş yerlerinde eski tip asansörler kullanılmaya devam ediyor. Bu asansörler denetleniyor mu?
Sefa Targıt: Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın verilerine göre, ülkemizde 600 bin civarında faal asansör mevcut. Asansör Yönetmeliği kapsamında piyasaya arz edilen ve bu yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önce monte edilmiş olan ve halen faal durumda bulunan tüm asansörlerin periyodik kontrolleri Bakanlık tarafından yetkilendirilen ve ilgili idareler (Belediye veya İl Özel İdaresi) ile protokol yapmış olan A tipi muayene kuruluşları tarafından gerçekleştiriliyor.
Yusuf Atik: Bugün yürürlükte olan mevzuat kapsamında yeni yapılan asansörler kontrol edildiği gibi eski asansörler de kontrol ediliyor ve güvenlik gerekliliklerinin yerine getirilmesi amaçlanıyor. Tabii ki bu süreçte eski asansörlerin eksikleri için, bina sorumlularına bu eksikleri gidermeleri için süre veriliyor ve bu süre içinde asansörün kullanılmaması isteniyor. Gerekli sürelerde eksiği giderilmeyen asansörlerin, belediye tarafından mühürlenerek hizmetten men edilmesi gerek ancak bazı belediyelerce bu görev tam olarak uygulanmıyor.
Yusuf Atik: Asansörler birçok unsurun bir araya gelmesiyle oluşan büyük bir teçhizat. Her bir aksamın, güvenli olması zorunlu. Makinesi, halatları, kumanda sistemi, kapıları ve diğer tüm aksamları ile bir bütün halinde temel güvenlik gerekliliklerini karşılaması gerekir.
Sefa Targıt: Asansör kazalarını, asansör kullanıcısı yolcuların karıştığı ve asansör bakım muayene işlerini yapan çalışanların geçirdiği kazalar olarak iki ana kola ayırırız. Asansörler, herkese açık kullanımda araçlar olduğundan; çocuk, yaşlı, engelli ve değişik eğitim seviyesindeki her kesimden yolcuyu etkileyebilecek tehlikelere karşı daha kesin önlemler almak gerekir.
AYSAD bünyesinde yaptığımız bilirkişi çalışmalarıyla ve diğer kanallarla ulaştığımız bilgilerle derlediğimiz istatistiklere göre, 2010 -2020 yılları arasında Türkiye’de 325 asansör kazası meydana geldi. Bu kazalar, 361 kullanıcı yaralanması, 99 kullanıcı ölümü, 52 işçi yaralanması ve 53 işçi ölümüyle sonuçlandı.
Kabin iç kapısı dışında en çok rastlanan ve hayati tehlike yaratan unsur, kat kapısı kilitleri. Bu noktadaki mekanik veya elektriksel emniyetlerin devre dışı kalması, asansör kuyusuna düşme sonucunu doğurur ki en tehlikeli kazalardır. Kabin katta değilken kat kapısının açılmadığını ve kapı açıkken başka kattan çağrılan asansörün gitmediğini kontrol etmesi ve tüm katlarda bundan emin olması tavsiye edilir.
Aylık bakım ve periyodik kontrol esnasında teknik ekibin asansörlerde bu hususlara özellikle dikkat etmesi ve tüm kat kapı kilitlerini tam işlevle çalışır halde tutması çok önemlidir. Bu noktada bina sorumlusunun sorumluluklarına değinmekte de fayda var.
Bina sorumlusu, asansörün güvenli bir şekilde çalışmasını sağlamak üzere bakımını yaptırmaktan, asansörün güvenli bir şekilde sürekli olarak çalıştırılmasını sağlamaktan ve yıllık fenni muayenesini yaptırmaktan sorumludur.
Yeni bina ve iş yerlerinde hangi tip asansörlerin kullanımı uygun görülüyor? Bu durum nasıl belirleniyor?
Yusuf Atik: Yeni binalarda yapılacak asansörler, imar mevzuatlarına göre binanın kullanım amacı ve yüksekliği gibi kriterlere göre belirleniyor. Bina tasarımı aşamasında, mimar tarafından verilen kriterlere göre asansör monte eden firmalar tarafından, gerekli trafik hesabı da dikkate alınarak kullanım amacına uygun asansörün seçimi ve projelendirmesiyle yapılır. Belediye imar birimleri tarafından da kontrolü sağlanarak inşaat ruhsatı verilir.
Sefa Targıt: Asansör teknolojisi binaların taleplerine cevap verebilmek üzere, sürekli gelişme halinde... Bina içi erişim, mimari tasarımın en önemli unsurlarından biri. Hatta binanın yüksekliğini tabana yayılımını iç trafik olanakları sınırlıyor ya da belirliyor.
Giderek hızlar ve yolcu kapasiteleri de artıyor... Çift katlı otobüslere benzer birleşik çift kabinli veya aynı kuyuda birden fazla kabin çalışan asansörler, yüksek binalarda çok kullanılır hale geldi. Binada yatay ve dikey hareket edebilen asansörler de yakında piyasada görülebilecek.
Asansörlerin ne kadar sürede bakımının yapılması gerekiyor? Özellikle etiket renkleri neye göre belirleniyor?
Yusuf Atik: Yürürlükte olan mevzuata göre, her asansörün aylık periyodik bakımının yapılması ve her yıl periyodik kontrolünün sağlanması zorunlu. Periyodik kontrol sonuçları kusursuz, hafif kusurlu, kusurlu ve güvensiz olmak üzere dört grupta değerlendirilir.
İlgili idare adına periyodik kontrolü yapan A tipi muayene kuruluşu tarafından, kusursuz olarak tanımlanan asansöre yeşil renkli bilgi etiketi iliştirilir. Hafif kusurlu olarak tanımlanan asansöre mavi renk, kusurlu olarak tanımlanan asansöre ise sarı renkli bilgi etiketi yapıştırılır. Güvensiz olarak tanımlanan asansörün rengi ise kırmızıdır.