Binali Yıldırım'dan Ahmet Şık'a tazminat davası

Yıldırım'ın avukatı Serkan Bayram, dava dilekçesini Anadolu 22. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne sundu.

Dilekçede, Şık'ın 2014'te yazdığı "Paralel yürüdük biz bu yollarda" adlı kitabında, Yıldırım'a yönelik asılsız ithamlarda bulunarak, hakaret ettiği savunuldu.

Kitabın içeriğinde yer alan beyanların tamamen asılsız ve gerçek dışı olduğu aktarılan dilekçede, bunların, Yıldırım'ı karalamaya yönelik, toplumun gözünde önyargılı ve yanlış bir algı oluşturma gayreti taşıyan, eleştirel niteliği bulunmayan beyanlar olduğu aktarıldı.

Dilekçede, bu tür asılsız isnat ve karalamalar ile Yıldırım'ın siyasi başarısının gölgelenmeye ve engellenmeye çalışıldığı ifade edilerek, "Bir bakan ve siyasetçi olarak davacı müvekkil, sanki rüşvet alan, menfaat temin eden, yolsuzluk yapan ve adam kayıran kişi konumuna sokulup, mahkum edilmeye çalışılmıştır" denildi.

Yıldırım'ın bahsi geçen kişi ve kurumlar ile Şık'ın kitabında belirttiği şekilde bir ilişkisi bulunmadığı vurgulanan dilekçede, bu nedenle Yıldırım'a hakaret edildiği, iftira atıldığı ve kişilik haklarının ihlal edildiği öne sürüldü.

Dilekçede, kitabın iki baskı halinde yayınlanması nedeniyle hakaret eyleminin ısrarlı ve sürekli devam ettirildiği vurgulanarak, şunlar kaydedildi:
"Kitabın kaynakçasında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nda yürütülen bir soruşturmaya dayandırılıp, dosyadaki birtakım ses kayıtlarının bulunduğundan bahisle bu ses kayıtlarına dayanılmıştır. İş bu soruşturma dosyasından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Daha da önemlisi söz konusu soruşturma dosyasında sayın müvekkil hiçbir şekilde şüpheli sıfatıyla yer almamaktaydı ve hakkında bir soruşturma bulunmamaktaydı."

"Kişilik hakları ve manevi şahsiyeti zedelendi"

Kitapta yer alan "Görmezden gelinen iddia", "Turbun büyüğü" ve "Bacanağı üzerinden bakan hedefte" başlıkları altında verilen beyanların, tamamen asılsız ve gerçek dışı olduğu kaydedilen dilekçede, kitaptaki beyanların sansasyon oluşturmaya yönelik amaçla yapıldığının açık olduğu ileri sürüldü.

Kişinin onur ve saygınlığını toplum içinde ortadan kaldıran tüm saldırıların "kişilik hakkına saldırı" olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilen dilekçede, dava konusu yapılan yayının da Yıldırım'ı yıpratmaya yönelik olduğu savunuldu.

Dilekçede, Ahmet Şık'ın yazdığı kitapta yer alan beyanlarla Yıldırım'ın kişilik haklarının ve manevi şahsiyetinin zedelendiği kaydedilerek, 20 bin lira manevi tazminat talep edildi.