Güncelleme Tarihi:
Başbakan Yıldırım ile İngiliz mevkidaşı Theresa May, Çankaya Köşkü’ndeki görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Görüşmede güncel ve bölgesel konuları ele aldıklarını belirten Başbakan Yıldırım, "Birleşik Krallık Başbakanı Theresa May, ülkemize resmi ziyaretini gerçekleştirmiş bulunuyor. Kendisini ve heyetini ağırlamaktan memnuniyet duyuyoruz. Sayın May ile ikili ilişkilerimizi etraflıca görüşme, konuşma fırsatı bulduk. Başta güvenlik olmak üzere, ekonomi alanında mevcut işbirliğini daha da nasıl geliştiririz, bu konularda kapsamlı görüşmeler yaptık ve her iki taraf olarak ortak iradenin mevcut olduğunu teyit ettik. Türkiye ve Birleşik Krallık ekonomileri birbirine entegre olmuş, ulusal güvenlikleri de birbiriyle sıkı sıkıya ilişkili iki ülkedir. Dolayısıyla stratejik ortaklığımız kuvvetli bir zemine sahiptir. Sayın Başbakan’ın ziyaretiyle söz konusu ortaklığı, günümüzde yaşanan şartları, bölgesel olayları da dikkate aldığımızda hem ikili, hem de küresel anlamda kapsamlı yeni bir boyuta taşıma konusunda iradelerimizi ifade ettik" diye konuştu.
’BU PROJE SAVUNMA ALANINDA HER İKİ ÜLKENİN GÜCÜNÜ İLERİ TAŞIYACAK’
İki ülke arasında işbirliğinin önemine vurgu yapan Başbakan Yıldırım, "Görüşmelerimizde Sayın Başbakan ile savunma sanayii alanındaki işbirliğini daha ileriye taşımak üzere az önce Milli Muharip Uçak Projesi geliştirmeye yönelik TAİ ile sözleşme imzalandı. Bu imzalanan sözleşmeyle beraber her iki firma karşılıklı olarak yeni bir tip geliştirme, yeni bir savaş uçağı geliştirme üzerinde çalışacaklar. Teknoloji, bilgi alışverişi konularında ortak gayret gösterecekler. Bu proje, tamamen Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Birleşik Krallık Hükümeti’nin arkasında olduğu ve desteklediği önemli bir projedir. Savunma alanında her iki ülkenin gücünü de daha ileriye taşıyacak önemli bir iş birliği alanıdır" dedi.
’İKİ ÜLKE ARASINDA YOLCULAR DAHA GÜVENLİ SEYAHAT EDECEKLER’
Terörle mücadele ve güvenlik konsepti kapsamında, havaalanlarının güvenliğine ilişkin çalışma başlatacaklarını bildiren Başbakan Yıldırım, "Havaalanlarının güvenliği, gelen ve giden yolcuların terörle bağlantısının olup olmadığı veya terörist ataklara karşı gerekli emniyet tedbirlerinin eksiksiz alındığının teyit edilmesi amacıyla karşılıklı havaalanlarının güvenliği konusunda da her iki ülkenin sivil havacılık idareleri birlikte çalışacak. 2017 yılı boyunca birtakım tatbikatları gerçekleştirecekler. Böylece iki ülke arasında yolcular daha güvenli seyahat etme imkanına sahip olacak" açıklamasında bulundu.
TERÖRE KARŞI DAHA FAZLA İŞBİRLİĞİ
Türkiye’nin terör örgütleriyle mücadelesine ilişkin mevkidaşına bilgi verdiğini söyleyen Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu:
"Ülkemizin DEAŞ ile PKK ile YPG ile DHKP-C ile terör örgütleriyle yaptığımız mücadeleyi anlatma fırsatı bulduk. Bu konuda da Suriye başta olmak üzere Irak’ta ve bölgede her türlü teröre karşı, DEAŞ başta olmak üzere daha fazla işbirliği yapmamız konusunda da tam bir mutabakat sağlamış bulunuyoruz. FETÖ terör örgütünün İngiltere’de de bilinen faaliyetleri var. Bu faaliyetler konusunda kendisine bilgi aktarma fırsatımız oldu. Bu suç örgütünün uzantılarının hukukun içerisinde gereğinin yapılmasını Sayın Başbakan’dan talep ettik."
’ÇÖZÜM HER İKİ TOPLUMUN BEKLENTİLERİNİ KARŞILAMALI’
Kıbrıs konusunda da görüş alışverişinde bulunduklarını dile getiren Başbakan Yıldırım, "Bugünlerde Kıbrıs’ta bir çözüm arayışı devam ediyor. Bizim de arzumuz Kıbrıs’ta bir çözüme ulaşılmasıdır. Çözüm her iki toplumun beklentilerini karşılamalı, adil ve kalıcı olmalıdır. Bunun kalıcı hale gelmesi ve orada yaşayan insanların güvenliğini garanti altına alacak ve geçmişte yaşanmış olayların tekrarlanmayacağı bir ortamın sağlanması. Bunun da yolu var olan güvenlik ve garantilerin devam etmesinden geçiyor" dedi.
’MÜLTECİLER KONUSU SADECE BİR ÜLKENİN MESELESİ DEĞİL’
Görüşmelerinde, Suriye ve Irak’ta yaşanan gelişmelere değindiklerini belirten Başbakan Yıldırım, "Suriye’de, Irak’ta otorite boşluğundan kaynaklı terör faaliyetlerine karşı işbirliğinin ilgili diğer bütün ülkelerle beraber daha da artırılması ve bu karışıklıklardan dolayı orada ölümlere son verilmesi. Ayrıca mülteciler konusunun, sadece bir ülkenin meselesi değil, bütün insanlığın sorunu olduğu bilincinden hareketle Türkiye’nin bu konuda aldığı sorumluluğa bütün ülkelerin güçleri oranında ortak olmasının gerekli olduğunu da ifade ettik" diye konuştu.
’İLİŞKİNLERİN AB’DEN BAĞIMSIZ GELİŞMESİ İÇİN ÇALIŞMA BAŞLATACAĞIZ’
İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden (AB) çıkma kararını değerlendiren Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti:
"Bu kararın gereğinin yerine getirilmesi, Sayın Başbakan’ın önündeki en önemli konulardan biri. Bu yeni duruma göre Türkiye-İngiltere ilişkilerinin de AB’den bağımsız olarak nasıl geliştirileceği yönünde bir çalışma başlatılmasına karar verdik. Bu çalışma, çıkış süreciyle eş zamanlı yürüyecek. Çıkış tamamen gerçekleştiğinde de İngiltere ile Türkiye arasında serbest ticaret anlaşması imzalanması için ilgili bakanlar karşılıklı olarak çalışmalarını sürdürecekler."
’POLİTİKAMIZ MÜLTECİLERİN DESTEKLENMESİ İÇİN FİNANSMAN SAĞLAMAKTIR’
İngiltere Başbakanı Theresa May, Başbakan Binali Yıldırım ile yaptıkları görüşmenin ardından yaptığı açıklamalarda Türkiye’nin mültecilere sağladığı desteğe değindi. Türkiye’nin demokratik kurumlarının üstünlüğünün ve uluslararası insan hakları konusunda yaptıklarının devam etmesini beklediklerini belirten İngiliz Başbakan "ABD tabii ki kendi mülteci politikasından sorumludur. Birleşik Krallık da kendi mülteci politikasından sorumludur. Bizim politikamız Suriye’li mültecilerin ülkeye getirilmesi ile ilgili olarak ve Suriye çevresinden mültecilerin desteklenmesi için finansman sağlanmasıdır. Türkiye ülkelerimizin karşı karşıya olduğu terörle mücadele konusunda özellikle Suriye’den ayrılan yabancı teröristlerle mücadele konusunda çok yardımcı oluyor. Bugün yeni bir stratejik ortaklık başlattık. Bu da her iki hükumetin birlikte çalışması konusunda yardımcı olacak. Bu ortaklık Türkiye’ye de yardımcı olacak. Çünkü Türkiye, giderek artan Terör saldırılarının oluşturduğu bir tehdit altında. Türkiye 3 milyondan fazla mülteciye ev sahipliği yapıyor. Bu nedenle Türkiye’ye teşekkür ediyorum. Birleşik Krallık da yardımcı olmak için elinden geleni yapıyor. Birleşik Krallık iki taraflı olarak bölge dışından en fazla para sağlayan ikinci ülke" ifadelerini kullandı.
’SURİYE İÇİN BARIŞÇIL VE İSTİKRARLI BİR ÇÖZÜM BULMALIYIZ’
Birleşik Krallık olarak Türkiye’ye nasıl daha fazla destek verebileceklerini düşündüklerini söyleyen Theresa May "Hepimiz Suriye’nin geleceğine ilişkin bir çözüm bulmalıyız. Bence bu çözüm Esad’tan uzak olan bir çözüm olmalıdır. Siyasi bir çözüm olmalıdır. DEAŞ ile mücadele etmeli ve Suriye için barışçıl ve istikrarlı bir çözüm bulmaya çalışmalıyız" dedi.
’KIBRIS’IN İSTİKRAR VE GÜVENLİĞİNİ SAĞLAYAN BİR ÇÖZÜM BULUNMASINI İSTİYORUZ’
Kıbrıs konusunu da değinen Başbakan May, "Bizler de Türkiye ve Yunanistan gibi garantör ülkelerden biriyiz. Aynı zamanda müzakerelerin şimdiye kadar ilerlediğini görmekten de memnunuz. Bir çözüm görmek istiyoruz. Kıbrıs’ın istikrar ve güvenliğini uzun vadede sağlayan bir çözüm olmasını ve iyi olacak bir çözümün bulunmasını görmek istiyoruz" diye konuştu.
’AVRUPA BİRLİĞİNİ’NİN GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE DEVAM ETMESİNİ İSTİYORUZ’
Başbakan Theresa May, İngiltere’nin AB’den ayrılması konusuna ilişkin, "Birleşik Krallık halkı için bir referandum düzenlendi ve halk AB’den ayrılmaya karar verdi. Kararın alınmasından bu yana Avrupa Birliği’nin güçlü bir şekilde devam etmesini istediğimizi söyledik. Avrupa Birliği ile ilişkilerimizin iyi olmasını istedik ve stratejik ortaklığımızın devam etmesini istediğimizi söyledik" dedi.
’YARDIM GELSE DE GELMESE DE BU İŞİ YAPMAYA DEVAM EDECEĞİZ’
Gazetecilerin sorularını yanıtlayarak mülteci meselesinin küresel bir konu olduğunu ifade eden Başbakan Yıldırım ise, "Şu anda mülteci konumunda 55 milyon insan var. Bu sorunu yok sayamayız. Duvarları yükselterek bu işi çözemeyiz. Kimse durup dururken evinden barkından uzaklaşmaz. Biz kapılarımızı sonuna kadar açtık. Gerekirse yine alacağız. Çünkü bizim inancımız, kültürümüz, değerlerimiz bize bunu söylüyor. İnsan hayatından daha kutsal bir şey yok. Gelen yardım çok zayıf. 26 milyar dolar harcamamız oldu. Gelen toplam yardım tutarı 700 milyon dolar civarında. Yardım gelse de gelmese de bu işi yapmaya devam edeceğiz. Fırat Kalkanı Operasyonu ile 2 bin metrekarelik alanı DEAŞ’tan temizledik ve Türkiye’deki göçmenlerin 45 bin kadarı geri döndü. Bunun bütün Suriye’de bütün Irak’ta olması lazım. DEAŞ’ı oradan tamamen yok edeceğiz. YPG’yi, PYD’yi bölgeden temizleyeceğiz. Ve burada Suriye’de siyasi çözüm sağlanacak. Ve böylece insanlar evlerine dönecekler. Bölgesel anlaşmazlıkları çözmek, oradan kaçanlara kapıları kapatmakla olmuyor. Bütün ülkelerin daha fazla gayret gösterip sorunlar büyümeden çözüm üretmeleri esas olandır. Türkiye’nin yükünün hafiflemesi için, uluslararası camianın ellerini taşın altına koymaları gerek. Takdir etmek yetmez" diye konuştu.
’MÜLTECİ SORUNUNU DUVAR ÖRMEKLE ÇÖZEMEYİZ’
Mülteci sorununun duvar örmekle çözülmeyeceğini söyleyen Başbakan Binali Yıldırım, "Bölgesel anlaşmasızların çözümü için BM şemsiyesi altında daha fazla gayret göstermemiz lazım. Bölgesel sorunları halının altına süpürmekle çözemeyiz. Sorunların üzerine gitmemiz lazım. ABD’nin yeni yönetiminin aldığı kararları henüz bilmiyoruz. Kulaktan dolma bilgilerle değerlendirmek erken bir değerlendirme olur. Sorunun kaynağını ortadan kaldırmak gerekiyor. Refah farkının azaltılması lazım" ifadelerini kullandı.
’GÜMRÜK BİRLİĞİ’Nİ SAĞLAMAK TİCARET ANLAŞMASI İÇİN ENGEL DEĞİL’
Brexit konusuna da değinen Başbakan Yıldırım, "Brexit konusu Birleşik Krallık’ın konusudur. Onların kararına laf söyleyemeyiz. Gümrük Birliği’ni sağlamak buna engel değil. AB ile Gümrük Birliği’ni geliştirmek buna engel değil. Nitekim bu aylarda AB ile Gümrük Birliği’ni güncellemek için görüşmeye başladık. İngiltere ile de serbest ticaret anlaşması çalışmalarını eş zamanlı olarak sürdüreceğiz. Dünya dört özgürlüğe eninde sonunda gitmelidir. İnsanların, sermayenin, hizmetlerin, malların serbest dolaşımı… Bunun sağlandığı takdirde küresel huzur sağlanacak. Uzun vadeli hedefin bütün ülkeler için bu olması gerektiğini düşünüyoruz" dedi.