Güncelleme Tarihi:
Yıldırım, Gaziosmanpaşa Kültür Merkezi'nde, "Kadınlar Şehri Konuşuyor" programına katıldı. Kadınların sorularını da yanıtlayan Yıldırım, pazar günü sandık başına gidileceğini hatırlatarak, destek istedi.
Kadınların, AK Parti'yi sürekli desteklediklerini belirten Yıldırım, başkan seçilmesi halinde 10 saat dinleneceğini ifade etti. Yıldırım, "Ardından yapacaklarımız belli. Her detayı çalıştık. Önce İstanbul'un gerçek sahipleri, evin patronları kadınlarla bir araya geleceğiz. Sizin beklentilerinizi ilk ağızdan, sizden dinleyeceğiz. Daha sonra çalışanlarla gençlerle muhtarlarla bir araya geleceğiz. Bu şehirde yaşayanların düşüncelerini bilmek gerekiyor. Sizin düşünce ve beklentilerinizi bilmeden bu şehir yönetilmez. Önce İstanbullulardan brifing alacağım, sonra yöneticilerimizle konuşacağız." dedi.
Çalışan kadınlara yönelik pek çok projeleri olduğunu anlatan Yıldırım, öncelikle annelerin gözü arkadan kalmayacak şekilde çocuklarını bırakacakları kreşler yapacaklarını dile getirdi. Binali Yıldırım, "Her mahallede en az bir tane kreş olacak. Toplam 955 tane kreş yapacağız. Hayırlı uğurlu olsun." ifadelerini kullandı.
"Başkan olmanız durumunda İstanbul'u akıllı şehir yapacağınızı ifade ediyorsunuz. Akıllı şehirle neyi kastediyorsunuz?" sorusuna Yıldırım, şu yanıtı verdi:
"Akıllı şehir, tüm işlerin yazılım, program ve bilgisayarlarla takip edilmesi ve yönetilmesidir. Bilgisayar ve internet her gün hayatımıza daha fazla giriyor. Herkesin elinde cep telefonu var. Fotoğraf çektirmekten boyun fıtığı olduk. Bu teknolojiyi Türkiye'ye AK Parti getirdi. Gaziosmanpaşa'da genç nüfus var. Akıllı şehri gençlerle yöneteceğiz. Herhangi bir sorun, daha olmadan, sıkıntı büyümeden, farkına varılacak ve ona göre müdahale edilecek. İhtiyaçları önceden tespit edip gerekli adımları ona göre atacağız. Üsküdar-Ümraniye-Çekmeköy Metrosu'nun sürücüsü yok. Yarın öbür gün, araçlar da sürücüsüz olacak. Hayalinizi geniş tutun. Akıllı şehir yönetimi budur."
Yıldırım, yüksek katlı binaların mahalle kültürünü öldürdüğünü buna yönelik plan ve projelerinin olup olmadığı sorusu üzerine, şöyle konuştu:
"Yüksek katlı binalar, siteler maalesef, komşuluk, birlikte yaşama, sevinçlerimizi beraber paylaşma kültürümüzü, bize ait hasletlerimizi, güzelliklerimizi unutturuyor. Büyük sitelerde yaşayanlar birbirlerini tanımıyorlar. Buna küresel yalnızlık sendromu deniyor. Şu anda dünyada en büyük hastalıklarda biri küresel yalnızlık sendromudur. İnsanlık yalnızlık yaşıyor. Bunun sebebi de siteler, yüksek katlı binalar. Mahalle ve birlikte yaşama kültürünü teşvik edeceğiz. Bundan sonraki yapılaşmada, yapılacak binalar ruhsuz ve çok katlı olmayacak. Yatay mimari şeklinde, yeşil alanı, sosyal mekanları, ibadethaneleri ve her şeyiyle bir külliye gibi düzenlenecek. Bunu yaptığımız zaman, küresel yalnızlık sendromundan kurtulabiliriz. Çünkü, insanların buna ihtiyacı var. Yalnızlaşmak kötü bir şey. İnsanlar yalnız kalırsa çok büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalacak. Bu şehrin, şehriemini olarak sizleri yalnız bırakmayacağız."
"Gençlik merkezlerini sayısını artıracağız"
Gençlere yönelik çalışmaları hakkında da bilgi veren Yıldırım, "Gençlik merkezlerinin sayısını artıracağız. Gençlik merkezleri, gençlere ücretsiz olacak. Kıraathanelerin sayısını artıracağız. Metrolarda küçük kütüphaneler kuracağız. Metrolarla yolculuk yaparken İstanbulkart ile kitap alıp okuyacaklar. Genç girişimcilik merkezleri kuracağız. Gençlerde, fikir, proje var ama para yok. Parası olanın da fikri yok. İkisini bir araya getireceğiz. Belediye bu iş için kaynak ayıracak. Genç girişimcilere can suyu verecek. Böylece gençlerin belediyeye ilgi göstermesini sağlayacağız." ifadelerini kullandı.
Katılımcıların, İstanbul'un bazı noktaları ve özellikle Gaziosmanpaşa'nın kimi mahalle ve sokaklarının gece karanlık olduğunu, bu nedenle endişe duyduklarını belirtmeleri üzerine Yıldırım, "İstanbul'un gecesi de gündüz gibi pırıl pırıl olacak. Bir şehrin gelişmişliğini gecesinin aydınlığı ve güvenliği ortaya koyar. Hanımlar, geceleri de rahat rahat sokaklarda gezecekler." dedi.
"Metrobüslerdeki sıkışıklığın farkındayız"
Bir katılımcının, 'Metrobüsler çok yoğun. Kadınların yolculuk yapması çok zor. Seçildiğinizde bu sorunun çözümü için ne yapacaksınız' diye sorması üzerine Yıldırım, şunları kaydetti:
"Metrobüslerle ilgili sıkışıklığın farkındayız. Teknolojiyi kullanarak otonom metrobüsleri devreye sokacağız. Aynı araçlar, 24 metre uzunluğundaki set araçlara çıkarılarak sürücülerin inisiyatifinde değil otomatik şekilde yönetilmesiyle kapasite yüzde 50 artıyor. Sıkışıklık da azalıyor. Bir de Gebze-Halkalı Banliyö Tren Hattı'nı açtık. 10 dakikada bir sefer var. Bu da metrobüse paralel çalışıyor. Metrobüsle gidileceğine bununla gidilebilir. Çok rahat, trafik sıkışıklığı yok. Bunu tavsiye ediyorum. Metrobüsün yükünü hafifletti. Çok büyük rahatlamayı birlikte göreceğiz."
"Kadına yönelik şiddeti kabul eden Allah'ın kulu olamaz"
Kadınlara yönelik şiddete ilişkin sorular üzerine de Yıldırım, şöyle konuştu:
"Kadına yönelik şiddeti, kabul edenin, onaylayanın Allah'ın kulu olmaması lazım. Kadına şiddet en kuvvetli şekilde lanetlenmelidir. Şiddetle kınanmalıdır. Bu konuda hiçbir müsamaha gösterilmemeli. Bu konuda zaten düzenlemeler yapılıyor. Ama işin ucu dönüp dolaşıp eğitime geliyor. Eğitim kesin çözüm. Kanunlarla bu işin çözümü olamaz. Geçim sıkıntısı, yanlış kararlar, sosyolojik ve ekonomik sebepleri ele alıp onun üzerine çözüm üretmemiz lazım. Uzun vadede çözüm eğitimden geçiyor. İlk ve orta okulda dersler konulmalı. Kadın ve erkek birbirinin tamamlayıcısıdır. Kadınlara lütufta bulunulmasına karşıyım. Lütuf etmek yerine fırsat verilmeli. Eşit fırsat verilirse bu daha makbul olur. Kolay gelen, kolay gider. Mücadele ile olur. Mücadelenin alanını açmak gerekir. Anlamlı ve kalıcı olan budur. Sizin yükünüz, erkeklerinkinden daha fazla. Kadınlar başımızın tacıdır."
"Seçim bitti, kazanıyoruz" havasına girilmemesi gerektiğinin altını çizen Yıldırım, "Seçim, sandıkta kazanılır, unutmayın. Sandıklara sahip çıkalım. 3 günü iyi değerlendirelim. Zaman kızgınlık, kırgınlık zamanı değil. Herkesin sandık başına gitmesini sağlamamız lazım." dedi.
Bu arada Yıldırım, konuşması sırasında yanına gelerek adının Yusuf olduğunu söyleyen çocukla da yakından ilgilendi. Yıldırım, sohbet ettiği çocuğa
oyuncak hediye etti.
Program, katılımcıların Binali Yıldırım ile fotoğraf çektirmesiyle sona erdi.