Güncelleme Tarihi:
TBMM BaÅŸkanı Binali Yıldırım, terör örgütü FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in Amerika'da bir malikanede yaÅŸadığını belirterek, "Her ÅŸey belli. Darbenin talimatını veren bu. Her türlü belge, bilgi elde fakat dostlarımız, müttefik bildiÄŸimiz ülke kılını kıpırdatmıyor. Madem vermiyorsun kardeÅŸim adamın yaÅŸamına sınırlama da mı getiremiyorsun? Hiçbir ÅŸey olmamış gibi yaÅŸamaya devam etmesine niye izin veriyorsun? Niye bir soruÅŸturma dahi baÅŸlatmıyorsun? Yoksa arkasından baÅŸka ÅŸeyler çıkacağından mı endiÅŸe ediyorsun? Türkiye dosyalar dolusu belgeleri önlerine koydu ama çıt yok." dedi.  Â
Yıldırım, Anadolu Ajansı'nın Global Ä°letiÅŸim Ortağı olduÄŸu, "Parçalanmış Bir Dünyada Barış ve GüvenliÄŸi Yeniden Düşünmek" temasıyla Swiss Hotel The Bosphorus'ta düzenlenen TRT World Forum'un açılış konuÅŸmasına Ä°ngilizce baÅŸladı.    Â
TBMM BaÅŸkanı Binali Yıldırım, "35 bin masum insanı katleden bu örgüt, PKK, bugün de PYD/YPG adıyla ne yazık ki Suriye topraklarında faaliyetini sürdürüyor. Acı olan, onların bu faaliyetini sürdürebilmesi de dost bildiÄŸimiz, NATO'dan müttefik bildiÄŸimiz Amerika'nın açık, aleni, doÄŸrudan desteÄŸiyle oluyor. Binlerce tır silah, füze, her türlü mühimmat, bu terör örgütüne aktarılıyor. Bu soruyu sorduÄŸumuzda, müttefikimiz ve dostumuz olan ülkenin verdiÄŸi cevap çok enteresan, 'Biz onlarla stratejik bir iÅŸbirliÄŸi yapmıyoruz, taktik bir iÅŸbirliÄŸi yapıyoruz.' Ne demek? Zırva. Terör örgütüyle iÅŸbirliÄŸinin hiçbir ÅŸekilde mazur görülecek yanı yoktur." dedi. Â
"Ä°ngilizce bu kadar konuÅŸmam yeterli. Ä°ngilizcem, konuÅŸmamı daha fazla sürdürmeye yeterli deÄŸil. Benim için konuÅŸmamı ana dilimde sürdürmek çok daha uygun olacak." diyen Yıldırım, Türkçe konuÅŸmasına "3 kıtayı birleÅŸtiren, ortasından deniz geçen, dünyanın açık hava müzesi Ä°stanbul'a hoÅŸgeldiniz." sözleriyle baÅŸladı.    Â
Yıldırım, TRT'yi konuyu dünya gündemine getirdiÄŸi için tebrik ederek, şöyle devam etti:    Â
"Parçalanmış Bir Dünyada Barış ve Güvenlik, önemli bir konu, önemli bir baÅŸlık. 3 kıtada 600 yıldan fazla barış ve kardeÅŸliÄŸi yaÅŸatmış olan bu topraklarda, bu konunun görüşülmesi çok daha anlamlı. Bizde bir laf vardır, 'Damdan düşenin halini, damdan düşen anlar.' Dolayısıyla bu forum, insanlığın ortak sorunlarına ortak çözümler geliÅŸtirme noktasında büyük bir katkı saÄŸlayacak. Sınır aÅŸan sorunlarla karşı karşıyayız. Artık sorunlara 'yerel ya da bölgeseldir' diye bakamayız. Olaylara daha büyük bir aynadan bakma mecburiyeti var. EÄŸer böyle bakarsak ayrıntılarla boÄŸulmayız, zaman kaybetmeyiz. Dünya sorunlu, yaÅŸadığımız bölge daha da sorunlu. Ä°bn-i Haldun, 'CoÄŸrafya kaderdir.' demiÅŸtir. DoÄŸrudur, her coÄŸrafyanın kaderi vardır. Kaderiyle yaÅŸamak, o coÄŸrafyadaki insanların göz yaşından uzak, huzur, barış içerisinde hayatlarını sürdürmek de ülkeleri yöneten, sorumluluk alan bizlerin görevidir."    Â
Türkiye'nin sorunlarla çevrili bir coÄŸrafyada bulunduÄŸunu belirten Yıldırım, "Bu sorunların doÄŸal uzantıları, tabiatıyla bizi etkiliyor. Suriye'de 8 yılı aÅŸan iç savaÅŸ sebebiyle en büyük bedeli ödeyen ülkelerden biriyiz. Lübnan da Ãœrdün de aynı bedeli ödüyor. 3,5 milyon kardeÅŸimize kucak açtık, onların hayata tutunmalarına vesile olduk. Bazı ülkeler bunu anlamakta zorlanıyor. '30 milyar dolar para harcadınız.' diyorlar, anlamıyorlar, anlayamıyorlar çünkü mesele insan olunca, insanı yaÅŸatmak olunca paranın deÄŸeri olmaz. Bir insanı kurtarmak, bir cihanı kurtarmak demektir. Bizim anlayışımız, bizim inancımız bunun gerektiriyor. Onun için biz bunu yapıyoruz." dedi.    Â
"KAPILARI ÇALININCA, HIRSIZIN FARKINA VARIYORLAR"    Â
TBMM BaÅŸkanı Binali Yıldırım, dünyada ve bölgede büyük karışıklıklar ve ciddi geliÅŸmiÅŸlik farkı olduÄŸunu, yeryüzü kaynaklarının adil bir ÅŸekilde paylaşılmadığını, teknolojileri, imkanları ileri olan ülkelerin kaynaklara önce ulaÅŸtığını, daha sonra gelenlerin bunlardan mahrum kaldığını anlattı.    Â
Necip Fazıl Kısakürek'in dünyadaki eÅŸitsizliÄŸi "Allah'ın 10 pulunu bekleyedursun 10 kul, bir kiÅŸiye tam 9, 9 kiÅŸiye bir pul. Bu taksimi kurt yapmaz, kuzulara ÅŸah olsa" sözleriyle anlattığını aktaran Yıldırım, "Yeryüzü kaynaklarının eÅŸit ve adil ÅŸekilde paylaşılmaması, dünyadaki insanların huzurunu kaçıyor. Bu huzursuzluÄŸun tek kaynağı savaÅŸ, çatışma deÄŸildir, aynı zamanda açlık, yoksulluk, susuzluk, iÅŸsizlik, ümitsizlik bu sorunların kaynaklarını oluÅŸturuyor. Daha az geliÅŸmiÅŸ ülkelerde sorunun daha da derinleÅŸtiÄŸini görüyoruz. Yapılan araÅŸtırmalara göre, dünyada serveti en yüksek 8 kiÅŸinin elinde tuttuÄŸu servet miktarı, dünya nüfusunun yarısının servetine denk geliyor. Bu kiÅŸilerin sahip oldukları 420 milyar doları aÅŸkın servet, dünya genelinde 3 milyar 600 bin kiÅŸinin ihtiyacı olan paraya denk. Bu durum, küresel eÅŸitsizliÄŸe çok çarpıcı ve küçük bir örnek. Benzer durum, ülkelerin kendi içinde de geçerli. Tabii ulusal, uluslararası çeliÅŸkilerin derinleÅŸmesi, çatışma risklerini de artıran diÄŸer bir sebep." diye konuÅŸtu.    Â
Yıldırım, herkesin barış, huzur, güven içinde yaÅŸadığı bir dünya hedefine ulaÅŸmanın, "güçlü ülkeler"in adil davranma ve iyi niyete dayalı iÅŸbirliÄŸi yapmalarıyla mümkün olduÄŸunu vurgulayarak, ÅŸunları söyledi:    Â
"Ä°ÅŸbirliÄŸi yapmayı gerektiren meselelerin başında terörle mücadele geliyor. Terör ve terörizm, ülkeye, dine, etnik kimliÄŸe bakmadan kayıtsız ve ÅŸartsız reddedilmeli. Terör, hiçbir ÅŸekilde finanse edilmemeli, silah ve para desteÄŸi saÄŸlanmamalı. KiÅŸinin neresi aÄŸrıyorsa, canı oradadır. Terör sebebiyle Türkiye'nin uzun yıllar canı yanmıştır. Türkiye, 30 yılı aÅŸkın bir süredir bölücü, etnik PKK terör örgütüyle mücadele ediyor. Yaylaları boÅŸalttıran, tarımı, hayvancılığı öldüren, madencilik yapılmasına engel olan, masum insanlara, bebeklere varıncaya kadar gözünü kırpmadan katleden teröristlere karşı verdiÄŸimiz mücadeleden ne yazık ki pek çok dost bildiÄŸimiz ülkeden destek göremedik, göremiyoruz. 'Testi kırılınca yol gösteren çok olur.' misali, terörle mücadelede beklediÄŸimiz desteÄŸi vermeyen ülkeler, ancak mesele El Kaide olunca, mesele DEAÅž olunca, onların vahÅŸeti gündeme gelince, avaz avaz bağırıyorlar. Yani kapıları çalınınca, hırsızın farkına varıyorlar. 35 bin masum insanı katleden bu örgüt, PKK, bugün de PYD/YPG adıyla ne yazık ki Suriye topraklarında faaliyetini sürdürüyor. Acı olan, onların bu faaliyetini sürdürebilmesi de dost bildiÄŸimiz, NATO'dan müttefik bildiÄŸimiz Amerika'nın açık, aleni, doÄŸrudan desteÄŸiyle oluyor. Binlerce tır silah, füze, her türlü mühimmat, bu terör örgütüne aktarılıyor. Bu soruyu sorduÄŸumuzda, müttefikimiz ve dostumuz olan ülkenin verdiÄŸi cevap çok enteresan, 'Biz onlarla stratejik bir iÅŸbirliÄŸi yapmıyoruz, taktik bir iÅŸbirliÄŸi yapıyoruz.' Ne demek? Zırva. Terör örgütüyle iÅŸbirliÄŸinin hiçbir ÅŸekilde mazur görülecek yanı yoktur. EÄŸer bölgesel ve küresel terörü yok etmek istiyorsak, bir terör örgütünü yok etmek için baÅŸka terör örgütünü kullanamayız. NeymiÅŸ? 'DEAÅž'ı yok edeceÄŸiz, onun için PKK'ya ihtiyacımız var.' Böyle bir anlayış, bölgede, dünyada barış ve huzur getirebilir mi? Bakın Afganistan'a, ne oldu? Terörü yok etmek için gelenler ne yaptılar? Yıllar sonra itiraf ettiler, trilyonlarca dolar gitti, binlerce insan öldü. Dönüp bakıyoruz, Afganistan onların gelmediÄŸi yıllarda mı daha iyiydi ÅŸimdi mi daha iyi? Bakın Irak... 'Nükleer silah var, dünyanın başına bela olacak.' bir yaygarayla geldiler, Irak daha belini doÄŸrultamadı. Libya'da, Suriye'de, Yemen'de aynı ÅŸey. Myanmar'daki etnik temizlik, 3 dinin mukaddes bildiÄŸi Kudüs'te hortlatılmaya çalışılan yeni karışıklıklar, yeni din savaÅŸları... Bunların hepsi bölgelere, ülkelere barış getirme adına sözde yapılan, ancak sorunları daha da derinleÅŸtirmekten baÅŸka iÅŸe yaramayan giriÅŸimlerdir."    Â