Güncelleme Tarihi:
ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen 2. Bilişim Şurası'nda konuşan Başbakan Erdoğan, yaklaşık 1 trilyon Euro'luk dünya bilişim pazarından binde 22'lik pay alabilen, 100 kişi başına 4 bilgisayar düşen, nüfusunun ancak yüzde 6'sının internete bağlanabildiği Türkiye'de, bu rakamlarla ülkenin teknoloji yarışında geri kaldığını ifade etti.
Bilgisayar okur-yazarlığı derslerinin temel eğitimin bir parçası haline geleceğini, çocukların, "ağaç yaş iken eğilir" mantığıyla ilköğretimden itibaren dönüşüme hazırlanacağını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Toplumun dönüşümü için de bilgisayar okur-yazarlığı eğitimlerini gerçekleştireceğiz. Türk insanı, teknolojiye ve öğrenmeye açık ve aç. Bu motivasyonu kullanacağız.Bilişim şirketlerinin sermayesi olan bilişim çalışanlarını yetiştirmek için uzun ve dağınık eğitim programları yerine, kısa, konuya ve üretime odaklı mükemmeliyet merkezleri, yine üretime odaklı çok sayıda meslek yüksekokullarını kurarak bilişim çalışanlarını yetiştireceğiz. Hedefimiz 10 sene içinde 500 bin kişilik bir bilişim iş gücünü yaratmak. Canlanan bilişim sektörüyle birlikte yurtdışına beyin göçünü engellemek mümkün.”
YENİLİĞE DAYALI TOPLUM
Yeniliğin, bilgi ekonomisinin motoru olduğunu vurgulayan Erdoğan, Türkiye’ye AB'nin kapılarını açacak olan yeni ekonomik düzenin bilgi ekonomisi olduğunu savundu. Bunu yaratan toplumsal yapının da bilgi toplumu olduğunu ifade eden Erdoğan şöyle devam etti:
“Bundan uzak duramayız. Yeniliğe dayalı üretim kültüründe eski sanayi düzeni yerine, inovasyona dayalı bir endüstri kuracağız. Hizmet üreten, kalifiye iş gücüyle dünya pazarında yer alabilen bir topluma dönüşerek aynı orandaki çabanın daha fazla katma değer yaratabileceği bilgi toplumuna geçeceğiz. Hükümetimizin e-Dönüşüm politikasının özü işte budur. Toplumsal yapıyı tüketen üreten bir kurguya dönüştürmek için tek çıkış yolumuz budur."
Başbakan Erdoğan, bu geçiş sürecinin ön koşulu olarak hızlı güvenli ve ucuz teknolojik altyapı imkanı sunulduğunu belirterek, buna ADSL’yi örnek gösterdi.
‘BİLGİ TOPLUMU HEDEFİ BOYNUMUZUN BORCU’
Bilgi toplumu olma yolunda yapılacak reformlar, düzenleme ve iyileştirmelerin AB yolunda da kilometre taşı olduğunu dile getirerek, her düzenlemeyle devletin daha şeffaf, daha hesap verebilir ve vatandaşına daha iyi hizmet sunabilir konuma geleceğini kaydeden Erdüoğan şöyle devam etti: .
"e-Devlet uygulamalarıyla Türk bilişim pazarı canlanacak, bilişim sektörü yabancı yatırımcılardan alınacak katkılarla kendi ulusal kimliğini de koruyarak momentum kazanacaktır. Türkiye'yi geleceğin en önemli güçlerinden biri haline getirmek istiyorsak bilgi toplumu olma hedefini canlı tutmak boynumuza borçtur"
ÖĞRETMEN ADAYLARINA BİLGİSAYAR BİLME ŞARTI
Şurada konuşan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik de 2 bin 802 okulda toplam 3 bin 888 bilgisayar teknolojisi sınıfı kurulduğunu ve 56 bin 605 adet bilgisayar alındığını söyledi. 22 bin 854 köy okuluna bilgisayar götürüldüğünü ifade eden Çelik, böylece bilişim teknolojilerinin köylere kadar ulaştığını kaydetti.
Türk Telekom ile yapılan protokol doğrultusunda okulların hızlı internet bağlantısına kavuştuğunu anlatan Çelik, "Bu yılın sonuna kadar okullarımızın büyük bir kısmına, 31 Ekim 2005 tarihine kadar da tamamına bu imkan sunulmuş olacaktır" dedi.
Geçen yıl uygulamaya konulan "MEB-İntel Gelecek İçin Eğitim Programı" çerçevesinde öğretmenlerin bilgi teknolojisi konusunda eğitildiğini anlatan Çelik, gelecek 3 yıl içinde Türkiye çapında 50 binden fazla öğretmenin bu programa katılmış olacağını belirtti. Çelik, buna benzer bir çalışmanın Microsoft firmasıyla da başlatılması için protokol imzalandığını anlattı.
Çelik, öğretmen olmak isteyenlerin bilgisayar okur-yazarı olması şartı getireceklerini belirterek, bilgisayar bilmeyenlerin başvurularının kabul edilmeyeceğini bildirdi.
HALICI: SEFERBERLİK BAŞLATMALIYIZ
2. Bilişim Şurası Yürütme Kurulu Başkanı Emrehan Halıcı da Şura'yı büyük bir umutla düzenlediklerini belirterek, bu alanda yapılan çalışmaların sonuçlarını artık görmek istediklerini dile getirdi.
Türkiye'nin bilgi kullanan değil üreten bir ülke haline gelmesi gerektiğini ifade eden Halıcı, bu amaçla genç nüfus potansiyelinin iyi değerlendirilmesinin önemli olduğunu anlattı.