A.A.
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 08, 2008 12:13
Bilişim sektörü, Ocak ve Şubat aylarını beklentiler doğrultusunda bir büyümeyle geçirirken, Mart ayını beklentilerin gerisinde kapattı.
Index Grup Üst Yöneticisi (CEO) Erol Bilecik, bilişim sektörünün ilk çeyrek performansını değerlendirirken, geçtiğimiz yıl sonu itibariyle Türkiye'de 5 milyar dolar civarında pazar büyüklüğü olan sektörün, son 5 yılına bakıldığında özellikle 2004 yılı itibariyle önemli büyüme trendine girdiğini ve bunun en güzel örneği olarak 2007 yılında yaşanan yüzde 15'in üzerindeki büyümenin gösterilebileceğini vurgulayarak, sektörün 2010 sonunda yüzde 100 büyüyerek 10 milyar dolar boyutuna ulaşacağını ümit ettiklerini söyledi.
Bilecik, sektörün, 2008 yılına önemli bir ivmeyle giriş yaptığını, Ocak ve Şubat aylarının genel olarak beklentiler doğrultusunda bir büyümeyle geçtiğini belirterek, "Mart ayının, özellikle son tüketici nezdinde, gerek iç piyasalardaki gelişmelerin, gerekse dış dünyadan negatif etkilerin yansımasıyla, geçen yılın toplam rakamlarının üzerinde kapanmasına rağmen, beklentilerin gerisinde kaldığını söyleyebiliriz. Sonuç olarak, bilişim sektörünün, birinci çeyreği geçen yıla göre yaklaşık yüzde 10'un üzerinde bir büyümeyle kapattı" dedi.
2. ve 3. çeyreklerin, piyasalardaki gelişmelerin ve dış dünyadaki dalgalanmaların daha yoğun etkisinde kalabileceğini dile getiren Bilecik, "Önümüzdeki 6 ayda, geçen yılın rakamlarına göre bir büyüme kaydedileceğini, fakat bunun büyük boyutlarda olmayabileceğini varsayıyoruz. Yılın son çeyreğinde, yine önemli bir büyüme yüzdesi olma ihtimalini yüksek görüyoruz. Bu yıl da açık ara farkla mobil ve tüketici elektroniği bazlı ürünlerin satışlarında canlılık beklediğimizi rahatlıkla söyleyebiliriz" görüşünü dile getirdi.
“KUR HAREKETİ, SİYASİ KRİZLERDEN DAHA ÖNEMLİ YER TUTUYOR”
Erol Bilecik, sektördeki global dalgalanmanın etkilerini şu ana kadar yeterince tespit etmediklerini ifade ederek, "Ama global etkilenmeden daha da önemlisi veya bu durumun doğal sonucu olarak gördüğümüz, kurların artıyor olması ve bunun da etkilenmeye daha yoğun yansıması olasılığıdır" dedi.
Kur hareketinin, sektöre olan etkisi itibariyle, siyasi krizlerden "neredeyse" daha önemli bir yer tuttuğunu belirten Bilecik, kurun sert hareketlerle istikrar çizgisinden sapmasının, sektörü önemli ölçüde etkileyecek bir gelişme olduğunu, kurdaki ani yukarı çıkışın sektördeki büyümeyi yavaşlatırken, düşüşlerin ihracatçı firmalar gibi ithalatçı firmaları da olumsuz etkilediğini söyledi.
“2008 ve SONRASI, ANADOLU SESİNİ DAHA FAZLA DUYURACAK”
Bilecik, bilişim teknolojileri sektöründeki büyümenin 2008 yılında da süreceğini ve yüzde 15'in altında kalmayacağını öngördüklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"2009 ve 2010, doyuma ulaşmak değil, tam aksine eksiklerin tamamlandığı, bu anlamda sert büyümelerin yaşanacağı yıllar olacak. Özellikle 2010 sonuna kadar olan süreçte, bilişim sektörünün çok kuvvetli adımlar atacağını düşünüyoruz. Bunun temel nedenlerinden biri, şu anki bilgisayar sahibi olma oranlarının yüzde 15 civarında olması ve bu rakamın en az yüzde 25'e yaklaşmasını beklememizdir. Türkiye'nin izlediği yol haritasından geçen bütün gelişmiş ülkelerdeki örnekler ve öyküler, hep bu paralelde gelişmiştir."
2008 ve sonrasında, Anadolu'nun sesini daha fazla duyuracağı yıllar olacağının öngörüldüğünü aktaran Bilecik, "Bilişimde 2008'in Anadolu'nun yılı olması, Türkiye açısından çok büyük bir kazanım olacaktır" dedi.
Erol Bilecik, bu yıl bilişim sektörüne devlet desteğinin yüksek olacağı yönünde bir beklenti bulunduğuna işaret ederek, "Kesintiye uğrayan yatırımlara devam edilmesi, uzun vadede Türkiye'nin bir bilgi toplumuna dönüşmesi ve bu doğrultuda bilişim sektörünün de pozitif bir ivmeyle büyümeye devam etmesi açısından çok büyük önem arz ediyor" görüşünü dile getirdi.
Dünya geneline bakıldığında bilişime ağırlık vererek önemli sıçramalar kaydeden ülke sayısının artığını ve İsrail, İrlanda ve Hindistan'ın yanı sıra Filipinler, Malezya, Mısır ve Balkan ülkelerinin de bilişimle kalkınmanın başarılı örneklerini oluşturduğunu aktaran Bilecik, Türkiye'nin de pek çok sorununa çözüm üretebilecek ve gelişmiş ülkelerle arasındaki uçurumu kapatabilecek bir sıçrama yapmasının mümkün olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"Zira, bu ülkelerin öykülerini incelediğimizde, iki ana noktayla karşılaşıyoruz: ortaya koyulacak vizyon ve bu vizyonu yaşama geçirecek liderlik. Dolayısıyla, ulusal bir vizyon belirlenir, iddialı hedefler oluşturulur, kapsamlı bir proje başlatılır ve projeyi yaşama geçirecek liderlik ortaya koyulursa, Türkiye de 'örnek ülkeler' arasındaki yerini alabilir. Belirlenecek bu vizyonla, uzak olmayan bir gelecekte, teknoloji ihraç eden bir ülke haline gelebiliriz."
“BÜYÜME BEKLENTİSİ, YÜZDE 10-15 SEVİYELERİNE ÇEKİLDİ”
HP Türkiye Görüntüleme ve Baskı Grubu Ülke Müdürü Fikret Ergüder de, Türkiye'deki bilişim teknolojileri pazarındaki en büyük payın, yüzde 70-75 oranıyla donanıma ait iken, servislerin payının yüzde 15 seviyesinde olduğunu bildirerek, "Sağlıklı bir bilişim pazarına sahip olabilmek için, katma değerli hizmetlerin sahip olduğu payın yüzde 30-40'lara çıkması gerektiğini öngörüyoruz" dedi.
İlk 3 aylık dönemde, ekonomik piyasaların hem globaldeki hem de Türkiye'deki gelişmelerin etkisi altında kaldığını vurgulayan Ergüder, "Piyasalara yansıyan tedirginlik ile döviz kurları ve paritelerdeki oynama, ilk çeyreğin deyim yerindeyse 'tutuk' geçmesine neden oldu. Bu nedenle sene başında, 2008 yılında sektörün yüzde 20-25 oranlarında büyüyeceği tahmin edilirken, şimdi bu beklenti yüzde 10-15 seviyelerine çekildi. Geriye kalan dönemler de ilk çeyrek gibi geçerse, sektörde bir duraklama yaşanması bile söz konusu olabilir" diye konuştu.
Ergüder, ekonomik dalgalanmadan bilişim sektörünün de etkileneceğini ve etkinin Türkiye'de de hissedileceğini, öncelikle tüketicilerin, ardından da kurumsal projelerin bundan "nasibini alacağını" belirterek, "Eğer hükümet tedbirleri de gündeme gelirse, kamu projelerinde de bu etkinin hissedileceğini düşünüyoruz" görüşünü dile getirdi.
“2008 PERAKENDE PAZARI İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR YIL OLACAK”
Fikret Ergüder, sektör genelinde bu yıl yüzde 15 oranında bir büyüme öngördüklerini kaydederek, şu görüşleri ifade etti:
"Özellikle Türk Telekom'un ADSL ve hızlı internet servislerinde atağa geçeceğini ve paket kampanyaların görüleceğini tahmin ediyoruz. Bu paket kampanyalarda, bilgisayar, yazıcı ve erişim bir arada sunulacak. Bu sayede, erişim ağı piyasasında yüzde 10'luk bir büyüme sağlanırken, internet servislerinin yüzde 15 olan yaygınlık oranının ise ikiye katlanacağını tahmin ediyoruz. Öte yandan fiyatlarda da indirimlere tanık olacağız. Tüm bunlarla birlikte, pazarda konsolidasyonların olması da kaçınılmaz."
2008'in perakende pazarı için çok önemli bir yıl olacağını, yerel ve çok uluslu firmalar arasında bir denge sağlanacağını vurgulayan Ergüder, uzmanlaşmış mağaza kanalının da sektörde fark yaratacağına işaret ederek, "KOBİ'lerde ve kurumsal pazarda ise, tam anlamıyla, 'baskıda yeni bir dönem' başlayacak. KOBİ'ler, yeni ticaret kanunlarına uyum çerçevesinde sağlanan finansal destek ile bilgisayar kullanımını artıracaktır" dedi.
Ergüder, bilgi teknolojileri alanında doküman yönetimi, dijital ortamda arşivleme ve renkli baskı gibi yeni teknolojilerin 2008'e "imzasını atacağını" belirterek, "Kurumlar, cirolarının yüzde 2'sini oluşturan BT bütçelerini kısmayı düşünürken, cirolarının yüzde 4'lük bir bölümünü kaplayan baskı işlerinde, bu yenilikler sayesinde tasarruf sağladıklarını görecekler" diye konuştu.
Yaklaşık 500 milyar sayfanın basılacağı Türkiye pazarında, dijital baskı payının artarak yüzde 10 oranına ulaşmasının beklediklerini ifade eden Ergüder, dış mekan baskısında sunulan seçeneklerin çoğalmasının reklam dünyasını da canlandıracağını; eğlence bilgisayarları pazarında da kampanyalar ile yüzde 25'lik bir büyüme sağlanacağını tahmin ettiklerini, kurumsal alandaki sunucu, veri depolama ve bağlaşım ürünlerinde de önemli yenilikler olacağını ifade etti.
Ergüder, geçmişte gerçekleştirilen çeşitli projelerin, katma değerli hizmet üretmenin önemini ortaya koyduğuna işaret ederek, "Geçtiğimiz yıl yaşadığımız en büyük sorun değer erozyonu oldu. Sunulan çözümler ve yaratılan katma değerlerin kolayca heba edildiğini gördük. Bu, sektörümüz için son derece zararlı bir durum. Çünkü, verilen emeklerin karşılığı alınamadığı zaman, emek üretmeye devam etmek mümkün olmuyor. Bu durum, son kullanıcılar dahil pazardaki tüm oyunculara zarar veriyor. Bu tür olumsuzlukların sektörümüzde en aza indirgenmesi gerekiyor" görüşünü dile getirdi.
-“PAZARDA DENGELİ BİR BÜYÜME STRATEJİSİ YÜRÜTÜLMESİ GEREKİYOR”-
Yazılım Sanayicileri Derneği (YASAD) Başkanı Gülara Tırpançeker de, Türkiye'de bilişim sektörünün, yüzde 75 donanım, yüzde 11 yazılım ve yüzde 14 servis olmak üzere üç bileşenden oluştuğunu ve sektörde geçen yıl yüzde 16'lık bir büyüme yaşandığını aktararak, "Sektörün, önümüzdeki 3 yılda ortalama yüzde 16,5 büyüme ile 2010 yılında 7,6 milyar doların üzerine çıkacağı tahmin edilmektedir" dedi.
Tırpançeker, sektörün, 2008 yılı Ocak ve Şubat aylarında beklentiler doğrultusunda büyüdüğünü ancak Mart ayının, geçtiğimiz yıl rakamlarının üzerinde kapanmasına rağmen beklentilerin gerisinde kaldığını kaydetti.
2008 yılının ikinci ve üçüncü çeyreğinde, iç ve dış piyasalardaki ekonomik dalgalanmaların, sektörü olumsuz etkileyebileceğini ancak büyüme oranının geçtiğimiz yılın aynı dönemlerine göre bir miktar artacağını tahmin ettiğini ifade eden Tırpançeker, "2008 yılının son çeyreğinde ise büyüme oranının yüksek olacağını ve 2008 yılı toplam büyüme oranının yüzde 15'in altında kalmayacağını düşünüyorum" görüşünü dile getirdi.
Tırpançeker, sektörün 2010 sonuna kadar olan süreçte, kuvvetli adımlar atarak büyüyeceğini vurgulayarak, Türkiye'nin, diğer ülke örneklerinden faydalanarak, konumunu ve kaynaklarını da göz önüne alarak, iç ve dış pazar odaklı bir model oluşturması gerektiğine işaret etti.
Türkiye'nin, bilgi toplumu yönündeki önceliklerine karşılık, iç talepteki büyüme beklentisini destekleyeceği iç ve dış pazarda dengeli bir büyüme stratejisi yürütmesi gerektiğini kaydeden Tırpançeker, "İç pazardaki gelişim, dış pazar için hazırlık niteliği taşımakla birlikte, sektörün gelişimi açısından dış pazara yönelik politika ve stratejiler eş zamanlı oluşturulmalıdır" görüşünü aktardı.
Tırpançeker, Türkiye'nin potansiyelini değerlendirebilmesinin sektöre özel yasa ve düzenlemeler getirilmesi, bilişim hizmetlerinde standardizasyon ve sertifikasyon uygulanması, dış kaynak kullanımına geçilmesinin sağlanması, yerli ve yabancı sermayenin sektöre yatırım yapmasının sağlanması ve insan kaynağının yeterli eğitime sahip olması gibi bazı temel şartlara bağlı olduğunu ifade etti.
Tırpançeker, "İç ve dış pazar potansiyeli ve Türkiye'nin artı değerleri ile ülkemizde bilişim sektörünün bir sıçrama yapması mümkündür. Bunun için de bilişim stratejik bir sektör olarak ele alınmalı, ulusal bilişim politikası oluşturulmalı ve devlet desteği sağlanmalıdır" dedi.