Bilirkişi skandalı

Güncelleme Tarihi:

Bilirkişi skandalı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 28, 2002 00:00

ANAYASA'nın 2. maddesine göre; Türkiye Cumhuriyeti ‘‘...Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.’’ Belediyeler de 2.madde kapsamında halka hizmete yönelik yerel bir kamu kuruluşudur.Böyle olmasına rağmen geçen yılki Ramazan ayında Eminönü Belediyesi bünyesinde ‘Ramazan ayı boyunca Kuran okuma programı’’ (1.12.2001) düzenlendiği köşenizde ve başkaca yayın organlarında yeraldı.Bu yayınlar üzerine telaşa kapılan Belediye, bilirkişilik yapmaya yetkili olmayan Prof. Kemal Yavuz, Adli Tıp Şube Müdürü Cahit Alkış adlı kişilere, belge aslı yerine belge fotokopisi üzerinde inceleme yaptırarak ve kapsamı doğru olmayan bir rapor hazırlatarak olayı Başkan Yardımcısı olan Atatürkçü ve laik çizgisi bilinen İhsan Maçin'in üzerine yıkmaya çalışarak Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunmuştu.Oysaki CMUK'un 66/1 maddesi gereğince bilirkişi, yargıç tarafından tayin olunur. Bir de aynı maddenin 2. bendine göre gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısı bu yetkiyi kullanabilir.BELEDİYE KİM!Yani yargıç ve savcı dışında kişi ve kuruluşlar örneğin olayımızda olduğu gibi belediye kendi kendine bilirkişi tayin edip ona rapor hazırlattıramaz.Diğer taraftan İ.Ü. Rektörlüğünün 30.4.2002 tarih-18243 sayılı yazılarında belirtildiği üzere ‘Öğretim üyelerinin yargı organları tarafından görevlendirilmeleri dışında her başvuran kişi ve kuruluşa bilirkişi raporu hazırlama’ yetkileri yoktur.Keza raporda ‘El Yazıları ve İmza Uzmanı’ sıfatını kullanan Prof. Kemal Yavuz; bu sıfatı haiz olmayıp sadece Eski Türk Edebiyatı Anabilim Dalında görevli öğretim üyesidir. İşte bu bulgulara göre İstanbul C.Başsavcılığı'nın geçen temmuzdaki kararı ile ‘‘yapılan soruşturmada basın kuruluşlarına sanık tarafından gönderildiği iddia edilen yazıdaki imzanın sanığa ait olduğunu tespit eden bilirkişi raporunda, isimleri ve imzaları bulunan bilirkişilerin yetkili olmadıkları, İ.Ü. Rektörlüğü'nün 30.4.2002 tarih ve 18243 sayılı yazıları ile...’’ anlaşılmış olduğundan takipsizlik kararı verilmiştir.DÜZMECE RAPORTakipsizlik kararına karşı şikayetçi belediye tarafından yapılan itiraz da Eyüp 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin D. İş 2002/899-843 sayı ve 14.10.2002 tarihli kararı ile reddolunmuş bulunmaktadır.Şimdi bu durum karşısında dileriz ki; kısa bir süre içinde, laikliğe aykırı davranışlarda bulunanlar, bu basına yansıyınca telaşa kapılıp düzmece rapor hazırlatanlar, buna yardımcı olanlar ve bunu Atatürkçü çizgideki bir bürokratın üzerine yıkmaya çalışan kişiler için de Savcılar 4483 sayılı kanunun 15. maddesine göre gereken kovuşturmayı yapar ve onları adalet önüne çıkartırlar.İşte, kapsamı doğru olmayan, yetkisiz ve ehil bulunmayan kişilerce hazırlanan düzmece raporlar ile Adaleti yanıltmayı amaçlayan kişilerin sebebiyet verdiği skandal... Av. İ. Erdoğan ŞİŞMANHoşgeldin kapitülasyonHÜRRİYET Gazetesi'nin ‘‘Türkiye'de ABD askerine Amerikan hukuku’’ haberi üzerine yazıyorum. Osmanlı İmparatorluğu son döneminde kapitülasyon belasını yaşadı. İktisat, maliye, hukuk bağımsızlığımız; Avrupa ülkelerinin ve Amerika'nın hakimiyeti altına girdi. I. Dünya Savaşı'ndan sonra galip Batılı devletler İstanbul'u işgal ettiler; buraya askerlerini, kendi hukuklarını, mahkemelerini yerleştirdiler.İngiliz askerleri, Şişli Terakki Lisesi'ni işgal edip kışla yaptılar.Rahmetli babam Avukat Celal Derviş, İngiliz Mahkemesi'ne müracaat ederek işgalin kalkmasını istedi ve İngiliz hákime sordu:‘‘Davaya Osmanlı kanunlarına göre mi, yoksa İngiliz-Fransız kanunlarına göre mi bakacaksınız?’’İngiliz hákimin cevabı: ‘‘Aklı selim kanunlarına göre bakacağım.’’Babam savunmasını yaptıktan sonra İngiliz hákim, askerlerin okulu boşaltması için karar çıkardı.Topraklarımız üzerinde yabancı hukuk dönemi başlayacaksa, fevkalade üzülürüm.Neşe DERVİŞMakine Y. Mühendisi-İSTANBUL‘Özel sağlık’ta hep sorun varİSTANBUL'dan Bekir Aluç yazıyor: Üç yıldır Yapı Kredi Sigorta'ya sağlık sigortası yaptırmaktayım. Bu sağlık sigortası kapsamında doktor talimatı doğrultusunda tahlillerimi yaptırıyorum. Son olarak 1.8.2002 tarihinde yaptırdığım tahlillerimin parasını Yapı Kredi Sigorta yapılan tahilller 'check-uhp'a giriyor gerekçesiyle ödemedi.Oysa sigortamı yapanlar doktor talimatı olması kaydıyla her türlü tahlilimi yaptırabileceğimi söylediler. Ayrıca ödemelerde kullanılmak üzere bana vermiş oldukları kart da hiçbir işe yaramıyor.Halkımızın özel sağlık sigortası yaptırırken çok dikkatli olması gerekiyor. Sigorta yaparken anlatılanların çoğu doğru değil. Sigorta şirketi parayı ödememek için binbir zorluk çıkarıyor.Bu konuda ilgililerin ilgisini bekliyoruz.Cumhuriyet kadınıNECİP Hablemitoğlu'nun sevgili eşi Şengül Hanıma seslenmek istiyorum:'Siz harikanın da çok çok üstünde bir eş, bir anne, bir Cumhuriyet kadınıymışsınız. Sevgili başkanımız Prof. Türkan Saylan'ın deyişi ile tam bir Atatürk kızıymışsınız.''Sevgili Hablemitoğlu ne kadar haklıymış.Av. Olcay YEZDANİ ÇYDD Fatih Şube BaşkanıBüyükşehir yasası yanlışADANA Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, Büyükşehir Belediye Meclisi'nden geçirilen 19 benzin istasyonuyla ilgili kararı anlatan ‘‘Pompacı rüşvetçiler’’ (25.12.2002) başlıklı yazıya bir açıklama göndererek, Büyükşehir Kanunu'ndan yakındı ve şöyle dedi:‘‘İki hususu belirtmek isterim. İlki, söz konusu kararların alındığı toplantıların hiçbirisinde tesadüfen de olsa bulunamadım. Daha önemli ikinci husus ise, 18 kişilik Belediye Meclisi'nde benimle aynı partili (ANAP) 2 üye vardır. Bu gibi kararlar daima inisiyatifimiz dışında olabilmektedir.Bu inisiyatifsizliğe neden olan 3030 sayılı Büyükşehir Kanunu'nun da sırası gelmişken ne kadar yanlış olduğunu vurgulamak isterim. Büyükşehir Başkanı, seçimlerde kendi meclis listesi olmadığından başka ilçelerden seçilip gelen üyelerle çalışmaya mecbur edilmiştir. Başkanın mecliste tek oyu vardır.Ayrıca Adana örneğinde; ilçe belediye başkanlarını ve meclislerini denetleme yetkileri ve sorumluluğunda olan Adana Büyükşehir Meclisi'ndeki 18 üyenin 10'u büyük ilçeden gelmektedir. Toplam 10 üye ile Seyhan İlçe Meclisi'nden gelen bu üyeler, 18 kişilik Büyükşehir Meclisi'nde mutlak çoğunluğu sağlamaktadır. Söz konusu meclis üyeleri, Büyükşehir'in kendi ilçelerinin denetimini engelleyebildikleri gibi Adana Büyükşehir Meclisi'ni de diledikleri şekilde yönlendirebilmektedirler. Ayrıca tek oyu olan Başkan Aytaç Durak'ın da her icraatını engelleyebilmektedirler.Sonuç olarak; bu kanun karmaşa ve ısrafın yanı sıra hizmetleri engellemektedir. Bu olaydan da anlaşılacağı üzere büyükşehir başkanlarının ne derece çaresizlik içinde oldukları görülmektedir. Söz konusu akaryakıt istasyonları için yapılan imar değişikliklerini onaylamayacağım. Ancak, göreceksiniz ki, meclis üyeleri 3030 sayılı yasadan yararlanarak 2/3 çoğunluğu bulup, akaryakıt istasyonlarıyla ilgili imar değişikliklerini yaşama geçireceklerdir.’’ Alttaki, üsteki belediyeye egemen olursa 19 değil, 119 benzin istasyonuna bile imar izni çıkartılır.Çantacılar karşıma çıksınlar‘GÖKÇEKVARİ İhale’ (26.12.2002) yazısı üzerine arayan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, iddia sahibi müteahhitlerin tutar yanı olmadığını belirterek, ‘‘Yangından mal kaçırmıyorum. Benim işlerimde devamlılık vardır; ihale yasasını beklemenin bununla ne ilgisi var, anlamadım’’ dedi.İhalelerini hakkaniyet ölçüsünde yaptığını, her ihaleyi şartları içinde değerlendirmek gerektiğini anlatan Gökçek şöyle dedi:‘‘Fiyat farkı verirsen ihalede çok indirilir, verilmezse az indirilir. Çok fazla indirmek de iyi bir şey değildir.’’!Gökçek, tretuvar ve bordör işlerinin belediyenin şirketi Belbeton'un alması kadar doğal bir şey olamayacağını, çünkü beton çekme tesisinin bir tek kendilerinde olduğunu belirterek, Sincan'daki kaldırımların güzelliğinin görülmesini istedi.‘‘Ben Ankaralının hakkını yedirmem, yandaş dediğiniz kimseleri korumaz. Ben yalnız bir ihalede belediyeye 86 milyon dolar kazandırdım’’ diyen Melih Gökçek, ‘‘Yeni ihale yasası uygulanırsa, müteahhitler bir araya gelir Türkiye'yi soyarlar’’ diye konuştu. Sonra da şunu ekledi:‘‘Size bunları anlatan çantacı, ihale takipçilerinin korkusu yoksa bunları bana da söylesinler’’Eşitsizliği giderdikADALET Bakanı Cemil Çiçek son getirdikleri erteleme yasasının kişiye mahsus gibi gözüktüğünü ve Tayyip Erdoğan gündemde olduğu için konunun buna endekslendiğini belirterek, ‘‘Aslında biz bu kanunla eşitsizliği giderdik. Çünkü burada açık bir haksızlık vardı’’ dedi.Bakan dünkü gazeteci Sinan Kara yazısı için aradı... 1994'ten beri, TCK'nın 5680 sayılı basınla ilgili yasaya muhalefetten 7.695; 312'ye muhalefetten de 1.576 mahkûmiyet verildiğini, bunlardan bazılarının cezasını çektiğini, bazılarının ise çekmediğini belirterek ‘‘Adam Almanya'ya kaçmış, gelmiş her türlü siyasi haklarına sahip olmuş; ama cezasını çekenin ise hak mahrumiyeti devam ediyor. Ortada bir adaletsizlik var; bu haksızlık düzeltiliyor’’ diye konuştu.Ayaküstü çıkarılan af kanunlarının Türkiye'nin başına çok şeyler açtığını, gazeteci Sinan Kara örneğinde olduğu gibi ayaküstü bir şey yapılamayacağını anlatan Çiçek şöyle konuştu: ‘‘Ne getirip ne götüreceğini bilmek lazım. CHP Milletvekili Ahmet Ketenci'ye bu nedenle bu konuda teklif yapın dedim ama kabul etmedi. Bu tür af kararları için acele etmemek gerekiyor.’’Biliyor musunuz?TAYYİP Erdoğan'ın 1974 yılında MSP Beyoğlu Gençlik Komisyonu Başkanı iken 'Maskomya' adlı bir tiyatro oyunu yazıp yönettiğini ve ayrıca başroldeki 'hayırsız evlat'ı oynadığını; Erdoğan'ın 'babaannesi' rolünde ise CHP'li bir ailenin kızının yer aldığını; ancak bu oyuna karşı çıkan ilçe yönetim kurulu üyesi Mustafa Kopuz'un Erbakan'a şikáyetine rağmen 10 kez oynandığını...Biliyor musunuz?MESAJ ARSA alımı işlemleri için Kağıthane Tapu Dairesi'ne gittik. Deprem sigortası istediler. Başak Sigorta acentasıyla anlaşmışlar başka yer yapmıyor. Sigortayı yaptırdık bir haftadır Tapu Dairesi'nin kapısında süründürüyorlar, yılbaşından sonra işlemlerinizi yapacağız diyorlar. Bir işlem bu kadar uzun sürer mi?Ersan KOÇ İSTANBUL
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!