Zafer TOKUŞ/ADAPAZARI (Sakarya), (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Aralık 05, 2006 14:53
MARMARA depreminde zarar görenlerin Sakarya İdare Mahkemesi'nde açtıkları davada bilirkişi olarak görev yapan İzmir'deki Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi'nde görevli Prof.Dr. Hikmet H.Çatal, Prof.Dr. Sezai Göksu, Doç.Dr. Mümtaz Çolak, felakette konut ve işyerlerinin yıkılmasından zemin etüdü ve inşaatlarda gerekli denetimi yapmayan belediyelerin sorumlu olduğunu bildirdi.
Marmara ve Düzce depremleri ardından Adapazarı Bolu ve Düzce'de ev ve işyerleri yıkılanlar belediyelerin kusuru olduğunu savunarak, Sakarya İdare Mahkemesi'nde dava açtı. Bölge İdare Mahkemesi, başvuruları zamanında yapılmadığı gerekçesiyle reddetti. Bu karar, Danıştay 6'ncı Daire Başkanlığı'nın basvuru süresinin 1 -5 yıl içersinde yapılması gerektiği yönünde görüş bildirmesi üzerine bozuldu. Danıştay kararında şöyle denildi:
“Deprem nedeniyle oluşturduğu ileri sürülen zararların tazmini istemiyle açılan davada, uyuşmazlığa konu yapının üzerinde bulunduğu zeminin özelligi, zemin durumuna göre depreme dayanıklılığın kontrolü, yapı kullanma izni bulunup- bulunmadığı, imar planları ve inşaat ruhsatlarının hangi idarecilerle yapıldığı ve verildiği, denetlenmesi, afete uğramış ve uğrayabilecek bölgeler ile yapı ikamet için yasaklanmış affet bölgelerinin tespiti ve ilan edilip- edilmedigi, afet bölgelerinde yapılacak yapılarla ilgili kuralları, yapı tekniklerini projelendirme esaslarını, ülkenin deprem haritalarını hazırlamak konusunda idarelerin üzerine düşen görev ve yetkilileri yerine getirilip- getirilmediğini, denetim ve kontrol görevlerini yapıp yapmadığı hususlarının ayrı ayrı irdelenerek idarelerce gerekli önlemlerin alınıp alınmadığının belirlenip, meydana gelen can ve mal kaybında idarenin hizmet kusurunun bulunup- bulunmadığının, kusurlu ise müteselsilen davanın idarelerin kusur oranlarının belirlenmesi ve yapımın niteliğine göre deprem nedeniyle yapıda oluşan maddi zararın deprem tarihi itibariyle saptanması gerekmektedir.”
BİLİRKİŞİLER İZMİR’DEN
Danıştay'ın bu kararı üzerine Sakarya İdare Mahkemesi, Adapazarı, Düzce ve Bolu'dan 30 dosyayı bilirkişi olarak İzmir İdare Mahkemesi aracılığıyla Dokuz Eylül Üniversitesi'ne gönderdi. Mühendislik Fakültesi İnşaat Bölümü'nden Prof.Dr.Hikmet H.Çatal, Mimarlık Fakültesi Şehir Bölge Planlaması Bölümü'nden Prof.Dr. Sezai Göksu ile Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü'nden Doç.Dr. Mümtaz Çolak'tan oluşan bilirkişi dosyaları inceledi. Bilirkişi, yaklaşık 9 ay sonra raporunu Sakarya İdare Mahkemesi'ne gönderdi. 30 ayrı dava dosyası için rapor hazırlayan bilirkişi yıkılan binaların olduğu bölgelerde belediyelerin imar planınında mikro bölgeleme çalışması yapmadığı, zemin özellikleri gözetilerek yapılan kat sayısının sınırlandırılmadığı ve şiddetli depremlerin olabileceği öngörülen yörede deprem afeti açısından yapılaşmaya izin verilmeyecek bölgelerin belirlenmediğine dikkat çekildi.
Bilirkişi 3 sayfalık raporunda yıkılan binaların için 1999 yılı birim fiyatları ile konutun tek veya apartman olmasına göre 7- 95 bin YTL değerinde olduğu bildirildi.
Bölge İdare Mahkemesi'nde açılan davaların büyük bölümünü üstlenen Avukat Sebahattin Yılmaz bilirkişinin bu kararının Türkiye'de bir ilk olduğunu söyledi. Yılmaz, bilirkişinin kusuru sadece belediyelere verdiğini, oysa kusur olarak bakanlığın da kusuru olduğu için karara itiraz edeceklerini söyleyerek şunları söyledi:
“Depremde insanlarımızın zarar görmesi nedeniyle Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ve Belediye Başkanlığı aleyhine davalar açtık ve hizmet kusuru olduğunu söyledik. Davamız 60 gün içinde açılmadığı için önce reddedildi. Danıştay bu kararı bozdu. Yerel mahkeme bu karar bozulduktan sonra davalıların kusurlu olup- olmadığını belirlemek için dosyayı bilirkişiye gönderdi. Bilirkişi raporuna göre davalı belediye başkanları kusurlu durumda. Fakat Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'na kusur verilmemiş durumda. Buna itiraz edeceğiz.”
Avukat Yılmaz bunun, depremde evleri yıkılan ve hak sahibi olanları da kapsadığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Devlet tarafından yapılan yardımlar bu tazminat talebinin dışında. Bildiğimiz kadarıyla vatandaş tarafından açılan davalarda verilen ilk kararlar bunlar. Yani Türkiye'de ilk. Belediyeler aleyhine böyle bir dava kazanılırsa ilk olacak. Tespitlerimize göre 30'a yakın böyle dava var. Tabii bundan sonra yeni davalar açılamayacak. Çünkü 1- 5 yıl arasındaki sürede dava açılması gerekiyordu. Fakat açılmadı. Yani süre doldu. Fakat bu 30 başvuru sahibi için dava devam ediyor.“
Sakarya Barosu Başkanı Ali Rıza Acartürk, bilirkişinin bu raporundaki gerekçelerin dikkat çekici olduğunu söyleyerek, “Bilirkişinin bu raporu özellikle olası İstanbul depremi için belediyeleri ağır tazminat ödememeye hükmedebilir” diyerek şöyle konuştu:
“Deprem davasındaki bilirkişinin verdiği rapor, aslında tarşılması gereken bir durum. Bilirkişi raporunda mevzuata uygun yapılan her şeyi tamam olan binaların yıkılmasında zemin etüdü veya diğer idareyi ilgilendiren kusurlardan dolayı tazminat verilmesi gerektiği belirtiliyor. Bu durum başta olası İstanbul depremi olmak üzere tüm Türkiye'de, bundan sonra olabilecek depremleri de kapsar. Çünkü bilirkişinin gerekçeleri çok net.”