Güncelleme Tarihi:
Ardından dövdüler. Burnum kırıldı” iddiasında bulundu. Bilirkişilerin mahkemeye sunduğu raporda, cezaevi idaresinin mahkemeye gönderdiği müşahede odasına ilişkin görüntülerin kesildiği vurgulandı.
Dava dosyasına göre 1 Ocak 2014’te Sincan Çocuk ve Gençlik Kapalı Cezaevi’nde C-10 ve C-12 koğuşunda kalan çocukların ayakta sayım vermeye zorlanması nedeniyle infaz koruma memurları ile çocuklar arasında olaylar çıktı. Soruşturma sonunda savcılık, İnfaz Koruma Memurları hakkında takipsizlik kararı verirken, 11 çocuk hakkında “Yaralama, basit yaralama, hakaret, kamu malına zarar verme, tehdit, görevi yaptırmamak için direnme” suçlarından dava açtı.
GÖRÜNTÜLER KESİLDİ
Sanık avukatları savunmalarında, çocukların müşahede odası olarak bilinen odaya alınarak infaz koruma memurları tarafında dövüldüğünü iddia etmeleri üzerine mahkeme, cezaevi idaresinde olay anına ilişkin kameraların gönderilmesini istedi. Cezaevi idaresi, 20 adet CD ve DVD gönderdi. Mahkeme de görüntülerin incelemesi için bilirkişi görevlendirdi. Bilirkişi hazırladığı raporda, “çocukların işkenceye maruz kaldığı yer” olduğu iddia edilen müşahede odasının görüntülerin kesildiği tespitinde bulundu. Raporda, “Müşahede görüntülerin bulunduğu DVD içerisindeki ‘Müşahede-2.avi’ isimli görüntü dosyası üzerinde oynandığı, görüntü dosyasının bir bölümünün kesilmiş olabileceği tespit edildi. CD ve DVD’lerin bazılarının içerisinde görüntü dosyasının bulunmadığı anlaşılmıştır. Ankara Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumunun güvenlik kameralarının olayın olduğu bölümlerin tamamını göstermediği, görüntü kalitesinin düşük ve ortam ışığının da yetersiz olduğu tespit edilmiştir” denildi.
SARI GAZ SIKTILAR
Davanın dünkü duruşmasında dinlenen suça sürüklenen çocuk M.H.A ifadesinde, iddianamenin taraflı bir şekilde hazırlandığını belirterek şunları söyledi:
“Cezaevinde saldırıya uğradık ve işkence gördük. Buna rağmen hakkımızda dava açıldı. C-12 koğuşunda kalan arkadaşları döverek götürdüklerini gördüm. Bunlar kameralarda zaten görünmektedir. Tazyikli suyun ardından sarı bir gaz sıkıldı. Gaz bizim başımızı döndürdü. Savunmasız kaldık. Hareket edemiyorduk. En son odaya girdik. Ama gardiyanlar bizim bulunduğumuz yere geldiler. Gaz sıktıktan sonra içeriye demir sopalarla girdiler ve bana, gazdan dolayı yüzlerini göremediğim infaz koruma memurları vurdular.
MÜŞAHEDE ODASINDA DÖVDÜLER
En son odada 5-10 dakika boyunca saldırıya uğradık, gardiyanlar tarafından dövülerek koğuştan dışarıya çıkarıldık. Ardından bizi müşahede odasına getirdiler. Müşahede odasının önüne getirildikten sonra yüzüstü yatırılarak ayaklarımıza ve ellerimize kelepçe taktılar. Bazı arkadaşları da yine aynı şekilde daha fazla dövülerek, süngerli odaya attılar. Bizi attıktan sonra gardiyanlar grup olarak tek tek müşahede odalarını dolaşarak tekrar dövmeye başladılar. Kelepçeli bir şekilde. Bu saldırı sırasında benim çenem yırtıldı ve burnum kırıldı. Ama bizi hastaneye götüren gardiyanlar ve komutanlar, hastaneden işkence gördüğümüze dair rapor aldırmadılar.
HASTANE DÖNÜŞÜ DAYAK
Yine hastaneye götürülürken de bir takım sivil giyimli gardiyan olduklarını düşünüyorum, bu kişiler tarafından ve komutanlar tarafından da saldırıya uğradık. Hastaneden getirildikten sonra o gün cezaevi müdürü Z.G hepimiz toplayıp, ‘bir parça sesiniz çıkarsa bunun daha beterini yaparız’ şeklinde söz söyledi. Hastaneden hücreye getirilirken de gardiyanlar tarafından saldıraya uğradık. Ayrıca bu olaydan sonra hepimiz başka cezaevlerine sürgün edildik.”
SU SIKTIK, GAZ SIKMADIK
Tanık olarak dinlenilen cezaevi ikinci müdürü Z.G. çocukların yangın çıkaracaklarını söylemesi üzerine tazyikli su sıkıldığını belirterek, “Talimatı ben verdim. Çocuklara kesinlikle gaz sıkılmadı. Yangın tüpü de sıkılmadı” dedi. Tanık K.S de savunmasında çocuklara gaz sıkılmadığını öne sürerek, “Tüp patladı, ortalık yangın tüpünden çıkan kimsayal madde ile doldu. Direnen çocukları iki kişi müşahede odasına götürdü. Direnmeyenleri tek kişi müşahede odasına götürdü” dedi. Mahkeme dosyadaki eksiklerin tamamlanması için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.