Güncelleme Tarihi:
Maalesef çok rahatsız edici bir gerçek ama meslektaşlarına yalan söyleyen bilim insanları nadiren ifşa ediliyor. Şubat ayında yapılan bir soruşturma, ABD Gıda ve İlaç Yönetimi (FDA) müfettişleri tarafından açığa çıkarılan bilimsel sahtekarlıkların büyük kısmının akademik literatüre geçmediğini gösteriyor. Benzer biçimde, biyomedikal araştırma veri tabanı PubMed’de yeni tarihli 10.000 makaleden sadece biri, bir diğer deyişle %0,01’i geri çekilmiş (sebebi büyük olasılıkla sahtekârlık).
Diğer suistimal örnekleri bu oranların aslında çok daha yüksek olduğunu akla getiriyor. Stanford Üniversitesi’nde kıdemli araştırmacı olan Daniele Fanelli 18 araştırmanın verilerini bir araya getirdiğinde, bilim insanlarının neredeyse %2’sinin verileri manipüle ettiğini, uydurduğunu ya da çarpıttığını kabul ettiğini görmüş. Meslektaşlarının bu tür suistimallerine tanık olup olmadıkları sorulduğunda, bilim insanlarının %14’ü evet yanıtı veriyor. Fanelli bu anket yanıtlarını on yıllık dilimlerle karşılaştırarak bu dolandırıcıların açığa çıkmasındaki değişiklikleri araştırmış. “Bilim insanları sahtekârlığı daha az kabul ediyor,” diyor, “fakat meslektaşlarının sahtekârlığını ihbar etme oranında bir değişim yok.”
Günümüzde sahtekârlar yakalanma korkusu yüzünden cesurlaşmış olabilir; belki de sahtekârlığın kendisini saptamak giderek güçleşiyor. Bu türden “yumuşak” sahtekârlıkları ölçmek için Fanelli, bilimsel literatürdeki yanlılığı incelemiş. Yayımlanan verilerin bir bilim insanının hipotezini destekleyen olumlu sonuçlar göstermesi olasılığının arttığı görülmüş. Araştırmacılar, doğru görünmeyen veri noktalarını görmezden geliyor ya da deneyleri defalarca tekrarlayıp sadece en iyi sonuçları yayımlıyor olabilir. Hatta laboratuvarda bu tür inceden inceye bir manipülasyonun bilinçsizce gerçekleşmesi bile olanaklı.
Bu eğilimi destekleyen her neyse, ortaya ilginç örüntüler çıkarıyor. Fanelli, bilim dalları arasında da yanlılığın farklılık gösterdiğini görmüş: Durumdan en çok psikolojive psikiyatri etkilenirken astrofizikte yanlılığa çok az rastlanıyor. ABD laboratuvarlarından çıkma makaleler, Avrupa ya da Kanada’dan çıkan araştırmalara kıyasla daha güçlü ya da daha olumlu sonuçlar içeriyor. Bunun sebebi daha büyük rekabet ya da yayın yapma baskısı olabilir. Sahtekârlık konusunda artan farkındalık, hilekâr bilim insanlarının akıllanmasına yol açmış. “Artık kasıtlı sahtekârlık denen şeyi yapmadan önce nerede duracaklarını biliyorlar” diyor Fanelli.
popsci.com.tr Tarafından Hazırlanmıştır.