Güncelleme Tarihi:
İhraçların Türkiye’nin bilim ve sanat özgürlüğüyle geleceği üzerinde de telafisi imkânsız kayıplar yaratacağını belirten dernek, açıklamasında özetle şu ifadelere yer verdi:
“Prof. Dr. Kaboğlu ile birlikte akademik yaşamlarında bilimsel liyakat, akademik özgürlük ve özerklik ilkelerini benimsemiş, anayasal demokrasiye bağlılığı savunan ve terör, şiddet ya da bunların övgüsü ile ilişkilendirilemeyecek başka öğretim elemanlarının da aynı ağır yaptırıma tabi tutulmalarını derin bir kaygıyla gözlemliyoruz. Bu tür uygulamalar, hem Anayasa ve tarafı olduğumuz uluslararası insan hakları sözleşmeleri, hem de düşünce, ifade, bilim ve sanat özgürlüğünün çoğulcu demokrasilerdeki asgari güvenceleri ile kesinlikle bağdaşmıyor. Bilim insanlarının hukuka aykırı süreçler ve siyasal yorumlar temelinde ağır yaptırımlara tabi tutulması kabul edilemez. Söz konusu yaptırımlar, yalnızca ilgili kişilere yönelik yıkıcı etkiler yaratmakla sınırlı kalmıyor. Kurumsal olarak üniversiteler ve ülkemizin bilim ve sanat özgürlüğünün potansiyeli ve geleceği üzerinde de telafisi imkânsız kayıplar yaratıyor ve Cumhuriyet’in nitelikleri arasında yer alan demokratik ve sosyal devlete zarar veriyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni, hükümeti, üniversiteleri ve Yüksek Öğretim Kurulu’nu ülkemizde bilim insanlarına ve bilim ve sanat özgürlüğüne yönelik hukuka aykırı ve ağır hak ihlalleri yaratan uygulamaları sonlandırmak için göreve davet etmek kamusal sorumluluğumuzdur.”