Bilime adanmış bir ömür
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Aralık 22, 2001 01:48
Prof. Dr. Muzaffer Aksoy, hain bir suikastle yaşamını kaybeden kardeşi Prof. Dr. Muammer Aksoy'la lise sonuna kadar aynı sınıfta eğitim gördü. 1940 yılında İstanbul Tıp Fakültesi'nden mezun olan Prof. Dr. Muzaffer Aksoy, deniz ve kara kuvvetlerinde 4 yıl askerlik yaptıktan sonra Vakıf Gureba Hastanesi İç Hastalıkları Kliniği'nde mesleğe başladı. 1947'de Mersin Devlet Hastanesi'ne İç Hastalıkları uzmanı olarak atanan Prof. Dr. Aksoy, 1952'de eşi Nedime Aksoy'la birlikte hematoloji eğitimi almak için ABD'nin Boston kentine gitti. Burada Prof. Dr. Dameshek ile çalışan Prof. Dr. Aksoy'un 1955 yılında anti-fetal serum üretimi üzerine İsviçre'deki Acta Haemtologica Dergisi'nde yayınlanan makalesi, büyük yankı uyandırdı.
1957 yılında Beyoğlu İlk Yardım Hastanesi'ne (Taksim Araştırma ve Eğitim Hastanesi) atanan Prof. Aksoy, UNESCO'nun tıp kolu CIOMS'un (The Council for International Organizations of Medical Sciences) ilk uluslararası Anormal Hemoglobinler Sempozyumu'nda ‘‘Türkiye'de Anormal Hemoglobinler’’ başlıklı bildirisini sundu.
Prof. Aksoy, 1959 yılında doçent oldu. İstanbul Tıp Fakültesi'nde hematoloji dalını kuran Prof. Aksoy'un, çalışmaları sonucu bulduğu hemoglobin, ‘‘Hb İstanbul’’ adıyla dünya literatürüne geçti.
Prof. Dr. Muzaffer Aksoy, 1960'tan itibaren çalışmalarını ‘‘benzen’’in neden olduğu kan hastalıkları ve özellikle lösemi konusunda yoğunlaştırdı. Bu konuda birçok ülkede makaleleri yayınlandı. 1974'te ‘‘Blood’’ dergisinde çıkan yazısından sonra ABD'de benzenin yasal değeri 1 ppm'e düşürüldü.
Araştırmaları lösemi konusunda ışık oldu
Prof. Dr. Muzaffer Aksoy için dün İstanbul Tıp Fakültesi'nde düzenlenen törende, çalışma arkadaşları ve öğrencileri, onun bilimsel araştırmalar tutkusunu anlatarak, Türk hematolojisine dünyada saygın bir yer kazandırdığını belirttiler. Buradan Teşvikiye Camii'ne getirilen Prof. Aksoy'un naaşı, öğle namazının ardından kılınan cenaze namazından sonra Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi. Nedime Aksoy'la evli Prof. Dr. Aksoy'un 3 çocuğu vardı. Prof. Aksoy'un bilimsel dergilerde yayınlanmış birçok makalesi ile Türkiye'de ve yurtdışında basılmış kitapları bulunuyor. Prof. Dr. Aksoy, 61 yıllık meslek yaşamında aralarında TÜBİTAK, Sedat Simavi, Eczacıbaşı ödülerinin de yer aldığı bir çok ödüle layık görüldü.
1957 yılında Beyoğlu İlk Yardım Hastanesi'ne (Taksim Araştırma ve Eğitim Hastanesi) atanan Prof. Aksoy, UNESCO'nun tıp kolu CIOMS'un (The Council for International Organizations of Medical Sciences) ilk uluslararası Anormal Hemoglobinler Sempozyumu'nda ‘‘Türkiye'de Anormal Hemoglobinler’’ başlıklı bildirisini sundu.
Prof. Aksoy, 1959 yılında doçent oldu. İstanbul Tıp Fakültesi'nde hematoloji dalını kuran Prof. Aksoy'un, çalışmaları sonucu bulduğu hemoglobin, ‘‘Hb İstanbul’’ adıyla dünya literatürüne geçti.
Prof. Dr. Muzaffer Aksoy, 1960'tan itibaren çalışmalarını ‘‘benzen’’in neden olduğu kan hastalıkları ve özellikle lösemi konusunda yoğunlaştırdı. Bu konuda birçok ülkede makaleleri yayınlandı. 1974'te ‘‘Blood’’ dergisinde çıkan yazısından sonra ABD'de benzenin yasal değeri 1 ppm'e düşürüldü.
Araştırmaları lösemi konusunda ışık oldu
Prof. Dr. Muzaffer Aksoy için dün İstanbul Tıp Fakültesi'nde düzenlenen törende, çalışma arkadaşları ve öğrencileri, onun bilimsel araştırmalar tutkusunu anlatarak, Türk hematolojisine dünyada saygın bir yer kazandırdığını belirttiler. Buradan Teşvikiye Camii'ne getirilen Prof. Aksoy'un naaşı, öğle namazının ardından kılınan cenaze namazından sonra Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi. Nedime Aksoy'la evli Prof. Dr. Aksoy'un 3 çocuğu vardı. Prof. Aksoy'un bilimsel dergilerde yayınlanmış birçok makalesi ile Türkiye'de ve yurtdışında basılmış kitapları bulunuyor. Prof. Dr. Aksoy, 61 yıllık meslek yaşamında aralarında TÜBİTAK, Sedat Simavi, Eczacıbaşı ödülerinin de yer aldığı bir çok ödüle layık görüldü.