OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 16, 2003 00:00
Bilim dergisi Popular Science, bilim adamlarının çalışmalarını sürdürürken yapmak zorunda kaldıkları en pis 18 işi seçti. Bazı fedakar ve cesur insanlar bilim adına, bağırsak gazlarını koklamaktan dışkı analizine, boğalardan sperm örneği almaktan bir uzay kapsülünde aylarca kapalı kalmaya dek pek çok mide bulandırıcı, tehlikeli ve eziyetli işi yapma yürekliliğini gösteriyor. Bilim, bu insanlara çok şey borçlu.1- Bağırsak gazı ve ağız kokusu uzmanlığı zor zenaat 2- Dışkıları günlerce inceler misiniz? 3- Çiftlik hayvanlarından sperm nasıl alırsınız?4- Sivsineklere kendini yem olarak sunanlar5- Ölümcül mikroplar arasında hayat6- Bir tecrit odasında aylarca süren hapisliğin zorluğu 7- Elini ineğin işkembesine sokanlar var8- Hapishanelerde tecavüz vakalarının korkunçluğu 9- Müzelerde leş temizleyici bilim insanları10- Sıçanlar arasında geçen bilim hayatı11- 28 yıldır boşa giden çaba 12- Pis kokulu ceset bitkisi ile süren yaşam13- Yıllarca olmayan kuşu arayanlar14- Uzayda sıçan dışkılarıyla yaşam15- Okyanusta
balık saymak da bir meslek 16- Kök hücre araÅŸtırmacıları çıkmazda17- Gezegenlere mikrop bulaÅŸtırmama görevi 18- 50 yıldır atom çekirdeklerini kaynaÅŸtırmaya çalışıyor 1- Bağırsak gazı ve ağız kokusu uzmanlığı zor zenaat Ağız dezenfektanı üreten ÅŸirketlerin laboratuvarlarında görevli koku uzmanları, ürünlerin ne denli etkili olduÄŸunu test etmek için suratlarına doÄŸru üflenen ağız kokularını koklamakla yükümlüdür. ABD, Minneapolisli gastroenterolog Michael Levitt, bu sevimsiz iÅŸlemi bir adım daha ileri götürerek, bağırsak gazlarının içindeki koku bileÅŸimlerini koklayarak tespit etmeye çalışıyor. Bu kokuları koklama iÅŸini oldukça dolgun bir ücret karşılığında iki cesur kiÅŸi üstlendi. Önce 16 saÄŸlıklı kiÅŸiye bir tabak kurufasuyle yedirildi ve anüslerine küçük bir tüp yerleÅŸtirildi. Deneklerin çıkarttığı gazlar, dışarı kaçak yapmayan kapların içine hapsoldu. Koku uzmanları daha sonra örneklerin saklandığı kapların kapaklarını tek tek açarak kokuları kokladı. Kokuların yoÄŸunluk derecesine göre kaplar iÅŸaretlendi. Daha sonra kokuların kimyasal içeriÄŸi incelendi. Bütün bunların sonucunda Levitt, bağırsak kokusunun içindeki en pis kokulu bileÅŸimi buldu. Bu bileÅŸim hidrojen sülfid idi.Doktorların hiçbir zaman bağırsak gazlarına yeterince ilgi göstermediklerinden yakınan Levitt, oysa bu gazların tıbbı açıdan çok önemli bir gösterge olduÄŸunu savunuyor. ‘‘Dışkı, bağırsak gazları ve ağız kokusunun gastroentestinal saÄŸlık açısından çok önemli bir rolü var'' diye konuÅŸan Levitt, ‘‘Sözgelimi hidrojen sülfid ülseratif kolit gibi hastalıklarda çok önemli bir rol oynar'' diyor. Tıp dünyası ne yazık ki Levitt'in bütün bu çabalarına hak ettiÄŸi ilgiyi göstermiyor.2- Dışkıları günlerce inceler misiniz? 1980'li yıllarda Virginia tech'den Tracy Wilkins ve David Lyerly isimli iki profesör, hastalarının dışkılarını tek tek inceleyerek ishale yol açan ‘‘Clostridium difficile'' adı verilen mikrobu tespit etti. Dizanteri doktoru olarak isim yapan bu iki bilim adamı daha sonra ‘‘Techlab'' adını verdikleri ÅŸirketi kurdular. Dışkı analizlerinde kullanılan malzemeleri üreten bu ÅŸirket bugün 40 kiÅŸi istihdam ediyor. Bunların 19'unun görevi, içinde dışkı bulunan kutuları açıp, ÅŸirketin ürettiÄŸi malzemelerin kalitesini test etmek için tek tek dışkı analizi yapmak. 3- Çiftlik hayvanlarından sperm nasıl alırsınız?Suni döllenme ve doÄŸurganlık konularındaki araÅŸtırmalarda kullanılmak üzere hayvanlardan sperm örneÄŸi almak isteyen bilim adamları, bu iÅŸlem için özel olarak tasarlanmış bazı araçlardan yararlanır. Bunlardan biri hayvanın rektumuna uygulanan elektrikli bir çubuk; bir diÄŸeri ise hayvanın penisine uygun yapay bir vajinadır. Elektro-ejakülasyon (fıştırma-atım) adı verilen ilk seçenekte hayvanın cinsel organlarına elektrik gönderilerek uyarılır. Bu iÅŸlem hayvanat bahçelerindeki hayvanlara genel anestezi altında uygulanır. Ä°kinci seçenek olan yapay vajina uygulaması cesaret isteyen bir iÅŸtir. GeniÅŸ bir lateks tüpten oluÅŸan vajina, büyükbaÅŸ hayvanların en tehlikelisi olan boÄŸalardan sperm örneÄŸi almakta kullanılır. ÇiftleÅŸmek amacıyla diÅŸiye yaklaÅŸan boÄŸaya yapay vajinayı uygulamak her babayiÄŸidin karı olmadığı için üç yardımcı teknisyen, gerektiÄŸinde arkadaÅŸlarının yardımına koÅŸmak üzere hazır bekler. Daha güvenilir bir yöntem olan dijital basınç (dijital burada parmak anlamında kullanılıyor) genellikle domuzlara uygulanır. Bu yöntemde domuzlar erken yaÅŸta bir platformun üzerine çıkmak üzere eÄŸitilir. Hayvan platformun üzerindeyken araÅŸtırmacı eldivenli eliyle basınç uygulayarak domuzu uyarır. AraÅŸtırmacının yaptığı iÅŸten pek keyif aldığı söylenemezse de, domuzların ÅŸikayetçi olduÄŸu görülmemiÅŸtir.4- Sivsineklere kendini yem olarak sunanlarSıtma konusunu araÅŸtıran bilim adamları, hastalığı yayan sivrisineÄŸin ısırma alışkanlığını da incelemek zorundadır. Brezilya'da yaÅŸayan ‘‘Anopheles darlingi'' türü sivrisinek, Afrika'da ışık veya rüzgar tuzağına düşen cinslerinden farklıdır. Bu sivrisinekleri avlamaları için tek çare, bilim adamlarının kendilerini yem olarak sunmasıdır. Sivrisineklerin akÅŸam yemeÄŸi saatinde kendilerini sivsineklere kurban eden bilim adamları, ısırılmasına razı olduÄŸu vücut bölgesini açıkta bırakır. Sinekler yemeklerini yerken bilim adamı bunları tek tek avlar. Bazı durumlarda araÅŸtırmacının sıtmaya yakalanması iÅŸten bile deÄŸildir.Ä°ÄŸnedenlik görevini üstlenen bilim adamının iÅŸi saha çalışması sona erdiÄŸinde de bitmez. Normal olarak tutsak sivsinekler laboratuvar hayvanlarıyla beslenir. Ancak kobayların kanlarının bu ÅŸekilde emilmesi bazı ülkelerde hayvan haklarına ters düştüğü için bilim adamları sivrisinekleri kendi kanlarıyla beslemeyi tercih ederler.5- Ölümcül mikroplar arasında hayatEbola ve ÅŸarbon salgınları sırasında en büyük yükü, yüksek teknoloji ürünü giysileri içinde ‘‘Bio-Safety Level 4 -BSL4-'' laboratuvarlarında çalışan bilim adamları üstlendi. Bu laboratuvarlarda tedavisi henüz bilinmeyen ölümcül hastalıkları yayan patojenler incelenir. Bu ölümcül patojenler havada asılı kaldıkları için solunum yoluyla bulaÅŸmaları an meselesidir. Bu patojenler üzerinde çalışan bilim adamları BSL4 olarak bilinen bu sıcak bölgelere arada sırada girerler. Oysa yönetici konumundaki kiÅŸiler bu tehlikeli bölgeye düzenli olarak girmek zorundadır, çünkü laboratuvar araç-gereçlerini onarmak, temizlemek, hava kaçağı olup olmadığını kontrol etmek, patojenle yüklü hava filtrelerini temizlemek, kanalizyon filtrelerini deÄŸiÅŸtirmek bunların yükümlülüğündedir. Kısaca dünyada hiç kimse ölümcül mikroplara BSL4 sorumluları kadar yaklaÅŸmak zorunda kalmaz.6- Bir tecrit odasında aylarca süren hapisliÄŸin zorluÄŸu ‘‘Ailenizle birlikte uzun bir otomobil yolculuÄŸunuza çıktığınızı düşünün. Bu yolculuk aylarca sürsün. Bu arada pencereleri açamadığınızı ve dışarı hiç çıkamadığınızı varsayın.'' NASA'nın SaÄŸlık Bölümü sorumlusu Marc Shepanek astronotların uzun mesafe uzay uçuÅŸlarında karşı karşıya kaldığı koÅŸulları böyle açıklıyor. Ancak yine de uzay araçlarındaki astronotlar gerçekten bir hedefe doÄŸru yol aldıkları için ÅŸanslı. Bir de, yerdeki yalıtım odalarında, deney amacıyla bu iÅŸkenceye maruz kalan bilim adamlarını düşünün. NASA'da yaÅŸam desteÄŸi sistemlerinden sorumlu mühendislerden bazıları, gönüllü olarak, araç gereçleri test etmek için kapalı bir odada birkaç ay geçiriyorlar. NASA'da yürütülen 91 günlük bir testte, mürettebat içme suyunu elde etmek için idrarlarını 13 kez özel iÅŸlemden geçirmek zorunda kaldı. Ancak Jean-Paul Sartre'nin dediÄŸi gibi ‘‘BaÅŸkalarının cehennem olduÄŸuna'' inanıyorsanız bu deney sizin gibiler için çok büyük bir iÅŸkence olmayabilir. 1999 yılında yeni yıl gecesi Ruslara ait bir yalıtım odasında, Kanadalı bilim kadını Judith La Pierre, sarhoÅŸ olduÄŸunu iddia ettiÄŸi Rus meslektaşı tarafından zorla öpüldü. Bu giriÅŸim, La Pierre'e göre bir tecavüz giriÅŸimiydi. Yumrukların konuÅŸtuÄŸu bir baÅŸka olayda odanın duvarlarına astronotların kanı sıçradı. Yalıtım-odasındaki deneylere katılanların pek çoÄŸu, geleceÄŸin astronot adayları olarak NASA'ya baÅŸvuran insanlar. Bunların çok azı deneylerde baÅŸarı kazanarak uzay çalışmalarına katılma ÅŸansını yakalıyor.7- Elini ineÄŸin iÅŸkembesine sokanlar varVeterinerler, büyükbaÅŸ hayvanların iç organlarının nasıl çalıştığını anlamak için ineÄŸin iÅŸkembesine fistül denilen bir delik açarlar. Ä°ÅŸkembede mikroplar hayvanın yediÄŸi otları fermente eder. Ä°ÅŸkembe fistülü büyükbaÅŸ hayvanların sindirim sistemlerinin incelenmesinde yaygın olarak kullanılır. Bu çalışmalar yemlere yeni katılan bir katkı maddesinin incelenmesinden, sindirimi yapan enzimlerin ölçülmesine kadar çok geniÅŸ bir çerçevede kullanılır. ‘‘İneÄŸin sol tarafında yaklaşık 15 santim uzunluÄŸunda bir tıkaç bulunuyor'' diye konuÅŸan UC Davies'ten hayvan barınağı yöneticisi Dan Sehnert, ‘‘İşlem çok basit. Yapacağınız tek ÅŸey tıkacı çıkartıp elinizi içeriye sokmak'' diyor. Bazıları için bu iÅŸlem Sehnert'in dediÄŸi kadar kolay olmayabilir.8- Hapishanelerde tecavüz vakalarının korkunçluÄŸu Amerikan hapishanelerinde araÅŸtırma yapmak, ps ikolojik bakımdan en zor iÅŸlerden biri. Çünkü bu hapishaneler ÅŸiddet dolu. Güney Dakota Ãœniversitesi'nden psikolog Cindy Struckman-Johnson, hapishane yaÅŸamı hakkında mahkümlardan yazılı bilgi isteyen ilk yetkili. Struckman-Johnson'a bu mektupları deÄŸerlendirmede bir avuç öğrenci yardım ediyor. Ne var ki mektuplarda yazılanlar hepsinin kanını donduracak kadar korkunç. Mahkümların onda biri cinsel tacize hedef oluyor. Ãœstelik bu saldırılar süreklilik kazanmış olabiliyor. Psikologları bu denli etkileyen, yalnızca saldırıların sayısı deÄŸil, mektupların içerdiÄŸi ÅŸiddet ifadeleri ve kurbanların çaresizliÄŸi. Struckman-Johnson bazı öğrencilerin bu kadar ÅŸiddete tahammül edemeyerek iÅŸi bıraktığını söylüyor.9- Müzelerde leÅŸ temizleyici bilim insanlarıDoÄŸa tarihi müzelerinde temiz, beyaz iskeletler ve düzgün bir ÅŸekilde doldurulmuÅŸ hayvanlar sergilenir. Ancak bunlar müzeye arka kapıdan ilk girdiÄŸinde, üzeri çürümekte olan etlerle kaplı leÅŸlerdir. DoÄŸa müzelerinde görevli hayvan doldurma uzmanları özel yöntemlerle bunları cazip hale getirirler. Berkeley'deki Kaliforniya Ãœniversitesi'nden zoolog Robert Jones, kemiklerin üzerindeki etleri temizlemek için et yiyen bir böcek cinsinden yararlanıyor. Ve içi böcek dolu bir çekmeceyi açıp, içine eline daldırıp, bir kısmını avuçlamaktan çekinmiyor. Kopenhag Ãœniversitesi'nden Jeppe Mohl yunus ve balinaları geniÅŸ boÅŸ tanklara koyup, doÄŸal yollarla temizleninceye kadar beklemeyi tercih ediyor. Bunlardan baÅŸka bir de kaynatma yöntemi var. Bu yöntemi tercih eden arkeolog Sandra Olsen, sırtlan pençelerini kaynattığı günü şöyle anlatıyor:‘‘Kazandan yayılan gazların gerçekten hepimizi öldüreceÄŸini sandım. Neyse ki yalnızca akciÄŸer enfeksiyonu ile tehlikeyi atlattım''.10- Sıçanlar arasında geçen bilim hayatı‘‘Postdoc'' olarak tanımlanan dönem, doktorayı alıp gerçek iÅŸe baÅŸlama tarihleri arasında geçen iki, üç veya dört yıllık süredir. Özellikle ABD'de bilim dallarında doktorasını alanların sayısı, profesörlük kadrosunun gerektirdiÄŸi sayıdan daha fazla olduÄŸu için bu dönem genellikle ‘‘eleme yılları'' olarak bilinir. Ancak uygulamaya bir göz atıldığında, bilim adamı olmak için entellektüel olgunluktan ziyade, haftada 80 saat sıçanların beyinlerine elektrot baÄŸlama sabrı ve ısırılma riskini göze almanın daha önemli kriterler olduÄŸu görülüyor. Aile, sanat veya eÄŸlence gibi kavramlara önem verenlerin bu elemeyi geçmesi söz konusu bile olamaz.11- 28 yıldır boÅŸa giden bir çaba Amerika’da biliyorsunuz bizim metrik sistem yerine daha çok inç ve pound geçerli. Fakat Amerikan Standartları Enstitüsü, 1975 yılında Federal Metrik Dönüşüm Yasası ile Metrik Programı ABD'ye yerleÅŸtirmeye çalışıyor. BoÅŸuna bir çaba. Ancak aradan geçen 28 yıl boyunca 281 milyon dikbaÅŸlı Amerikalı, inç ve pound'larından vazgeçmeye hiç de istekli deÄŸiller. Sonuçta bir arpa boyu bile yol kat edilemedi. Yalnızca devlet bürokratları zoraki olarak yasaya boyun eÄŸdiler. Bu sistemi benimsetmeye çalışan bir avuç bilim adamı ‘‘Yalnız Kurt'' olarak televizyon programlarına katılıp, metrik sistemi pazarlamaya çabalıyor. Tam 18 yıldır, Amerikalılara metrik sistemin faydalarını anlatmak görevi de, hiç bir sonuç alınamadığını göz önüne alırsak, ne kadar zor ve amaçsız olduÄŸu kabul edilebilir.12- Pisi kokulu ceset bitkisi ile süren yaÅŸam‘‘Pek çoÄŸumuz çiçeklerin güzel koktuÄŸunu ve sevimli arıları çektiÄŸini senırız'' diye konuÅŸan Washington Ãœniversitesi'nden sera yöneticisi douglas Ewing, ‘‘Ancak ceset bitkisi çiçek açtığı zaman bu düşüncenin ne denli yanlış olduÄŸunu anlıyorum'' diyor. Ä°nsan boyutlarındaki ceset bitkisinin çiçeÄŸi kokmuÅŸ, çürümeye yüz tutmuÅŸ et gibi kokar. Bu koku hiç de sevimli olmayan Sumatra leÅŸ böceklerini çeker. DoÄŸal olarak Endonezya'da yetiÅŸen bu bitki Washington Ãœniversitesi'nde yalnızca seraya hapsolmuÅŸ durumda. Ewing, serada bu bitki üzerinde çalışırken gaz maskesi takmadığını söylüyor: ‘‘Bütün günüm bu çiçekle geçiyor. Bu kadar büyük bir çeçeÄŸin açmasını izlemek çok büyük bir ÅŸans. Bu nedenle kokuyu gözardı edebiliyorum.''13- Yıllarca olmayan kuÅŸu arayanlarKüçücük Hawaii'de yok olma tehlikesi altında 34 kuÅŸ türü bulunuyor. Bunlardan yarım düzinesini onlarca yıldır gören yok. Ancak bunların artık doÄŸadan silindiÄŸini söylemeye kimsenin dili varmıyor. Dahası bunları bulma umutları da sönmüyor. Sözgelimi doÄŸada üç tane kaldığı söylenen po'ouli kuÅŸunu (iki diÅŸi, bir erkek) yakalayıp üretme çabaları her seferinde baÅŸarısızlıkla sonuçlansa da araÅŸtırmacılar denemeye devam kararı aldılar. Bol ÅŸanslar!14- Uzayda sıçan dışkılarıyla yaÅŸamGüneÅŸ Sistemi içinde en iyi iÅŸ olduÄŸu düşünülse bile, astronot olmak o kadar kolay deÄŸil. Ölümcül tehlikelerini bir yana bıraksak dahi, astronot olmak çok büyük özveri isteyen bir iÅŸ. Astronotlar en çetin iÅŸleri yapmakla yükümlüdür. Sözgelimi yüksek G-santrifüjleri içinde oturarak doktorların yerçekimsiz ortamın insan fizyolojisini nasıl etkilediÄŸini izlemesine olanak tanırlar. Ayrıca tüm uzay yolculuÄŸu süresince rektal bir tüple dolaÅŸmanın zorluklarını yaÅŸarlar. Sovyet uzay istasyonu MIR'de çalışan astronot Norm Thagard, tarihte ilk kez yörüngedeki bir hayvan kafesini -Spacelab 3- temizleme ÅŸerefine nail oldu. Kafeslerin negatif basınç altında olduÄŸu yolunda güvence verilse de -dolayısıyla kafeste yaÅŸayan 24 sıçan ve 2 sincabın dışkısı dışarı doÄŸru akmayacaktı- Thagard kafesi açar açmaz dışarı doÄŸru hücum eden havayı içerde birikmiÅŸ olan dışkılar izledi. Astronot olmak isteyenlere duyurulur!15- Okyanusta balık saymak ÇoÄŸunluÄŸu emeklilerden oluÅŸan balık sayıcılar, nisandan ekim ayına kadar 8 saatlik vardiyalar süresince Pasifik'in kuzeybatısındaki geniÅŸ barajlarda dar bir kanalın başında oturarak, gelip geçen balıkları bir düğmeye basarak sayarlar. Ancak farklı balıklar için farklı düğmelere basmak zorundadırlar. Balıklar niçin sayılır? Burada amaç, balık avlama sezonunun tarihlerinin belirlenmesi, balıkların göç dönemlerinin saptanması gibi bilimsel ölçümlerdir.16- Kök hücre araÅŸtırmacıları Her yıl Avrupa'da ve ABD'de tüp bebek çalışmaları için hazırlanan yüz binlerce embriyo çöpe atılıyor. Bunların hepsi embriyonik kök hücre içerir. ‘‘Bilimsel açıdan ele alındığında, embriyonik kök hücreleri genom projesinden daha önemlidir'' diye konuÅŸan Johns Hopkins'den çocuk onkoloÄŸu Curt Civin, ‘‘Bunlar bize genlerin her birinin ne iÅŸ yaptığını söyler. Ayrıca bunlar kanserin, Parkinson hastalığının, ÅŸeker hastalığının tedavisinde kullanılır'' diye konuÅŸuyor. Ne var ki BaÅŸkan Bush'un ünlü yasağı, kök hücre çalışmalarının ABD'de sürdürülmesini neredeyse olanaksız hale getiriyor. Oysa Ä°ngiltere'de doktorlara kendi embriyonik kök hücrelerini yaratmalarına izin veriliyor. Dolayısıyla Amerikalı bilim adamları Bush'un yarattığı darboÄŸazda sıkışmamak için Ä°ngiltere'ye doÄŸru yollanıyorlar.17- Gezegenlere mikrop bulaÅŸtırmama görevi NASA'da John Rummel'in görevi GüneÅŸ Sistemini her türlü biyolojik mikroptan korumak. DiÄŸer gezegenleri incelemek üzere yola çıkan uzay araçlarının tümü, GüneÅŸ Sistemi’ne Dünya mikroplarını taşımaması sıkı bir temizlik muayenesinden geçirilir. Mühendisler süper-hassas cihazlarının 111 derecede (santigrat) kaynatılmasından pek hoÅŸnut olmasalar da Rummel'in sert kurallarına uymak zorundalar. 10 yıl içinde Mars'tan alınan bir örnek yine Rummel'in gözetiminde karantinaya alınacak. Rummel, bu örneÄŸin tehlikeli Mars mikroplarını taşıyıp taşımadığını kontrol edecek. Tehlikeli mars mikroplarının neye benzediÄŸi bilinmemekle birlikte, eÄŸer Dünya'da bir salgın baÅŸlarsa, bundan Rummel sorumlu tutulacak.18- 50 yıldır atom çekirdeklerini kaynaÅŸtırmaya çalışıyor ‘‘Gelecek nesiller füzyona (atom çekirdeklerini kaynaÅŸtırarak enerji eldesi) muhtaç. Hiçbir enerji kaynağı bununla karşılaÅŸtırılamaz'' diye konuÅŸan Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı'ndan Richard Post, ‘‘Ancak atomik çekirdekler daha fazla enerji üretmezse füzyonun güç kaynağı olarak hiçbir anlamı kalmaz'' diyor. Post 50 yılını bu kritik noktaya ulaÅŸmaya adadı. Bu noktaya ulaÅŸmak için 20 yıla gereksinim duyulduÄŸu sanılıyor. Post ve meslektaÅŸları kendilerini ortaçaÄŸ kadedrallerinde çalışan taÅŸ ustalarına benzetiyor: ‘‘Bu ustalar gelecek nesiller için çok önemli bir eserin üzerinde çalıştıklarına inanıyorlardı. Ne var ki bu çabaların meyveleri bu kiÅŸiler bu dünyadan göçtükten sonra alınabildi.''Â
button