Güncelleme Tarihi:
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Gazi Üniversitesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hasan Tezer, Türkiye’de salgının 180 günde yok olacağına ilişkin simülasyon çalışmasını değerlendirdi. Prof. Dr. Tezer, pandemilerde simülasyon yaparken her toplumun kendi iç dinamiklerinin dikkate alındığını, ülkenin sosyal, ekonomik ve coğrafi yapısının bu tür salgınlarda süreye etki ettiğini belirtti. Kontrollü normalleşme sürecindeki vaka sayılarının çok daha belirleyici olacağını kaydeden Prof. Dr. Tezer, "Genel anlamda pandemilere baktığımız zaman 180 gün, 1 yıl, 2 yıl gibi süreler zaten öngörülebilen süreler. Tabii ki projeksiyonlar toplumun uyduğu kurallara göre verilerle yapılır. Ama bu bir pandemi, domuz gribi örnek. 2009’da çıkmıştı, şu an hala domuz gribi etkenini görüyoruz, 11 yıl geçti. Belki bu virüs uzun yıllar hayatımızda olacak; ama mevsimsel bir virüs olacak, onu şu an hiç kimsenin kestirme şansı yok. Pandemi niteliğini kaybetmesi benim şahsi öngörüme göre 2021'in ortalarına doğru olur diye düşünüyorum" diye konuştu.
'15 GÜN SONRA 500'LÜ SAYILARA GEÇERİZ'
Sokağa çıkma kısıtlamalarının neticelerini aldıklarını ifade eden Prof. Dr. Tezer, "Türkiye’de şu ana kadar her şey oldukça iyi gitti, verilerimiz istediğimiz şekilde ve üçlü rakamları gördük. Geldiğimiz rakamlar öngörebildiğimiz, istediğimiz rakamlar. Genel anlamda baktığımız zaman yoğun bakımdaki ve solunum cihazındaki hastalarımız oldukça azaldı. İyileşen vakalarımız oldukça fazla, aktif vaka sayımız azaldı. Bundan sonraki süreç bu istikrarlı hadiseyi sürdürebilmek, tabii ki önümüzdeki şu günler çok çok önemli. En az birinci aşama kadar önemli olan ikinci aşamaya geçmiş durumdayız. Çünkü bundan sonra kontrollü normalleşme sürecinde neler yaşayacağız kurallara uyduk mu uymadık mı bir 10 gün sonraki rakamlarla bunu görme şansımız olacak" diye konuştu.
'HAZİRAN SONU 500, TEMMUZ ORTASI 100 ALTI'
Kurallara uyulması halinde vaka sayılarının 500’ün altına inmesini beklediklerini anlatan Prof. Dr. Tezer, "Maske, sosyal mesafe ve hijyen şartlarına uyarsak bu normalleşme sürecinde de bunlara dikkat edersek aslında bir 15-20 gün içerisinde geçmemiz gerekiyor 500’lü rakamlara. Takip eden 15 gün sonra da 100’ün altına inme durumumuz olacaktır. 500’ün altına inmek için Haziran’ın sonu diyebiliriz. 100’lü rakamların altına herhalde Temmuz’un ortasına doğru ineriz; ama yine söylüyorum kurallara uyarsak. Bundan sonraki süreç bence önemli, ikinci aşamayı sağlıklı, istikrarlı biçimde atlatmamız gerekiyor. Burada insanlara büyük iş düşüyor. Her insanın kendisini enfekte gibi düşünmesi gerekiyor, karşıdakini de enfekte gibi düşünecek ki yaklaşımımızı ona göre yapacağız ve bu süreci sağlıklı biçimde atlatacağız" ifadelerini kullandı.
'KIŞIN TEKRAR ORTAYA ÇIKABİLİR'
Koronavirüsün kış virüsü olduğunu, 30 derece sıcaklığın üzerinde çoğalma hızının düştüğünü, dolayısıyla insanlar arası temasın azalması durumunda bulaşmanın da doğal olarak azalacağını dile getiren Tezer, ikinci dalga riski ile ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:
"Kışın tekrar ortaya çıkabilir mi? Kış virüsü olduğu için çıkabilir. O yüzden biz yazın ödevimizi ne kadar iyi yaparsak, kurallara uyarsak kışın da daha az karşılaşırız. Sonbahardaki rakamlar kış virüsü olması sebebiyle tekrar ortaya çıkabilir mi? Çünkü influenza da çıkacak, diğer başka virüsler de. Beraber alevlenebilir, endişemiz o, sadece bizim değil, tüm dünyanın endişesi bu. Tekrar altını çiziyorum, tüm dünyada vaka olduğu sürece, bitmediği sürece her zaman tekrar alevlenme riski vardır."
'VİRÜSÜN BULAŞMA HIZI DÜŞTÜ'
Salgının bulaşma hızının düştüğüne dikkat çeken Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tezer, "Sayın Sağlık Bakanı en son 1.56 olarak açıklamıştı. İlk başlarda bir kişi enfekteyse 20 kişiyi enfekte ettiğini söylüyorduk. Bu rakamın son verilere baktığımız zaman daha da düşmüş olduğunu söyleyebiliriz. 1’li rakamlara gelmiştir, zaten 1’in altına düştüğü zaman da bu rakam aslında salgının da bir şekilde yavaş yavaş sonlandığını söyleyebilirsiniz" diye konuştu.
'HAVUZDA OYUN OYNAMAYIN'
Prof. Dr. Tezer, kontrollü sosyal hayatta eski alışkanlıkların devam ettirilemeyeceğini vurgulayarak, "Örnek plaja gittiniz, havuza gittiniz oyun oynamayacaksınız, havuzun içerisinde temas etmeyeceksiniz, mesafenize dikkat edeceksiniz. Havuzdan çıktıktan sonra etrafa çok fazla dokunmayacaksınız, temastan kaçınacaksınız. Maskenizi takacaksınız. Gördüğünüz gibi her şey aslında lokantaya da gitseniz, plajda da olsanız temas, hijyen şartları ve maske takmaya dayanıyor" dedi.
'SADECE YEMEK YİYİN, SOHBET ETMEYİN'
Restoranlarda kapalı alanda oturulduğu zaman klimaların mümkünse açılmamasını, eğer hava çok sıcaksa en az hava akımını yaratacak düzeyde çalıştırılmasını öneren Prof. Dr. Tezer, bunun yanı sıra ortamın düzenli olarak havalandırılmasını ve temiz havanın içeri girmesinin sağlanmasını istedi. Prof. Dr. Tezer, "Kalabalık ne kadar fazlaysa o kadar az orada kalınmalı, daha az konuşulmalı, konuşmakla, ses yükseltmekle bile damlacıklar daha fazla etrafa yayılabilir. Yemeğinizi yiyeceksiniz, sohbet bu dönemde etmeyeceksiniz, yani bu tür yerler artık sohbet etme alışkanlıklarımızın olduğu yerler olmayacak. Sohbet etmeden yemeğimizi yiyeceğiz, sonra çıkacağız. Eskiden ne yapardık? Oturup çayımızı içeriz, muhabbetimizi ederiz, bunları yapmayacağız bu dönemde. Daha az süre kalacağız, hızlıca çıkacağız" diye konuştu.