Güncelleme Tarihi:
İnternet suçlarının artması Emniyet Genel Müdürlüğü'nü harekete geçirdi.
Emniyet Genel Müdürlüğü Bilgi İşlem Daire Başkanlığı'nda görevli polisler, şimdilik bilgi işlem suçlarını takip etmekten çok, bunların tarifiyle meşguller. Sadece Emniyet Genel Müdürlüğü için değil Türkiye'de gelişen teknoloji karşısında yapılması gereken yeni düzenlemeleri incelemesi gereken diğer kurumlar adına da İnternet hakkında geniş araştırmalar yapıyorlar.
Hayatın her alanına hızla giren İnternet, yaşam biçimlerini öylesine değiştirdi ki, en ufak bir alışverişten, arkadaş sohbetlerine, gazete-dergi takibinden, kitap okumaya kadar her konuda insanlara alternatifler sunmaya başladı. Henüz bu alanlardaki hakimiyeti tam anlamıyla eline geçirmiş olmamakla birlikte bazı fütüristlere göre örneğin 5-6 yıl içinde alışverişlerin yüzde 90'ı İnternet üzerinden yapılacak. Yani evlerde ortaya çıkan en ufak bir ihtiyaç için bile, ezici bir çoğunluk İnternet'ten yararlanacak. Başka bir araştırmaya göre de 2010 yılında gazetecilik tamemen İnternet üzerinden yapılmaya başlanacak. Sonuçta bütün örnekler birleşince, gerçek yaşamın dışında sanal bir alemde, gerçeğinden kat kat büyük ikinci bir dünya oluşacak. Ve tabii ki, yeni dünya için yeni bir hukuk, yeni bir nizam, yeni sosyal tanımlamalar gerekecek.
YASAKLAR TEHDİT ALTINDA
Dünya şu sıralarda da yeni bir teknoloji devrimi yaşıyor. İnternet, küreselleşen ilişkilerde devletleri her yönüyle tehdit ediyor. Uluslararası alışveriş şirketleri yüzünden gümrük sistemleri, ‘‘Hacker’’lar yüzünden en gizli devlet sırları, her gün mantar gibi çoğalan korsan siteler yüzünden de gerçek hayatın sanal aleme de taşınması gereken yasaları tehdit altında. Tehdidi önceden farkedenler ve sınırlamalar getirenler de oldu. Özgürlükçü görünme gibi bir kaygısı olmadıği için doğrudan yasaklar koyan Çin Halk Cumhuriyeti gibi. Ancak bu öylesine cılız bir girişimdi ki, bunu yapamayacaklarını kendileri dahil herkes biliyordu. Öngördükleri işler ancak her bilgisayarın başına bir polis koyarak yapılabilirdi.
HACKERLARLA SAVAŞ
Her bilgisayarın başına polis koyulamayacağını bilen ve etrafına özgürlük gülücükleri saçmak zoruda olan daha akıllı devletler ise İnternet ile onun kurallarına göre mücadele etmeye karar verdi. Büyük devletlerin başkanları bir yandan İnternet'in nimetlerini anlatırken, bir yandan da bilgisayar farelerini yok etmenin yollarını aratmaya başladı.
Eskiden yaşadıkları şehirleri, tepesinde askerlerin nöbet tuttuğu surlarla korumaya çalışan insanoğlu, artık yaşadığı mekanlar yerine bilgilerini sakladığı bilgisayar sistemlerini koruma derdine düştü. Surların yerini özel yazılımlar, elinde silah nöbet tutan askerlerin yerini de, sistemlerine sızmaya çalışan ‘‘Hacker’’larla savaşan özel yetiştirilmiş bilgisayar operatörleri aldı.
Bilgisayar kullanım oranının en yüksek olduğu ülkelerin başında gelen ABD bu işi en fazla ciddiye alan ülkelerin de başında geliyor. ABD; CIA, FBI, NASA gibi stratejik kuruluşlarını, bilgisayar başında sisteme girmeye çalışanları kovacak nöbetçilerle gece gündüz koruyor. Geceleri kapısında sadece bir bekçinin beklediği dev kuruluşların bilgi işlemlerinde yüzlerce operatör, bilgisayar başında nöbet tutmaya başladı. Zira CIA'nın bilgisayar sistemini korumak, giriş kapısını korumaktan çok daha zor bir iş haline geldi.
SANAL DEVRİYELER
Herşeyin önce yaşandığı ABD'deki trend, şüphesiz yakın bir zamanda Dünya'daki iç güvenlik organizasyonlarını da yeniden şekillendirecek. Emniyet birimleri içinde sokaklarla ilgilenen polislerin dışında, bir de sanal alem devriyeleri olacak. Üstelik bunlar arasındaki oran da tıpkı CIA'nın kapısında olduğu gibi ezici bir şekilde sanal polislerin lehine olacak. Çünkü şimdinin gidişata bakılırsa, yaşam sokaklardan çok bilgisayar dünyasında yaşanacak.
Türk bürokrasisi de bazı şeylerin kokusunu almış durumda. Yarım milyonun üzerinde insanın çalıştığı Emniyet Genel Müdürlüğü, şu bilgisayar aleminde neler olduğuna bir baksın diye iki polis memuru görevlendirmiş. Kolejden mezun olup, teknoloji işlerine merak salan iki polis, şimdi İnternet'te emniyet güçlerinin yeni misyonunun belirlenmesi için çalışıyor.
Emniyet Genel Müdürlüğü Bilgi İşlem Daire Başkanlığı'nda görevli polisler, şimdilik bilgi işlem suçlarını takip etmekten çok, bunların tarifiyle meşguller. Sadece Emniyet Genel Müdürlüğü için değil Türkiye'de gelişen teknoloji karşısında yapılması gereken yeni düzenlemeleri incelemesi gereken diğer kurumlar adına da İnternet hakkında geniş araştırmalar yapıyorlar. Adalet Bakanlığı bu konuda yeni yasa düzenlemeleri boyutunda kayda değer tek bir iş yapmamışken, polisler, işin yasal takibat yönünü de incelemeye alıp öneriler ortaya döküyorlar. 1999 yılının Haziran ayında bununla ilgili kendi içindeki 7 birimin temsilcilerini bir araya getiren Emniyet Genel Müdürlüğü bir komisyon kurarak, İnternet ve emniyet konulu bir rapor hazırladı. Bilgi-İşlem, Kaçakçılık, Asayiş, Kriminal, Güvenlik Daire, İnterpol ve Hukuk müşavirliği birimlerinin bir araya gelerek hazırladığı rapor, emniyetin görev alanını aşacak derecede detaylı bir çalışma oldu. Raporda, halen yasalar çerçevesinde tarif edilmemiş ama aslında suç sayılması gereken vakalardan, bu tür durumlarda uygulanacak önlemlere kadar geniş bir yelpaze ele alındı. Raporun hazırlanmasına öncülük eden Emniyet'in iki bilişimcisinden Komiser Yardımcısı Hüsamettin Başkaya ile bu raporu ve Türkiye'deki bilişim suçlarını konuştuk.
Güvenlik ve hukuk, İnternet alanında yaşanan gelişmeler karşısında nasıl bir yol ayrımında?
- Yeni bir sosyal ortam ortaya çıktığı için yeni bir tanımlama yapılmalı. Herkesin bu yeni sosyal ortamdaki yeri yeniden belirlenmeli ve bireylerin özgürlüklerinin nereye kadar olduğuna karar verilmeli.
Türkiye'de bilişim suçları konusunda yapılan çalışmalar ne aşamada?
- Türkiye'de 1995 yılında Türk Ceza Kanunu'nun 525. maddesinde bir takım düzenlemeler yapılmış ancak bunlar çoğu yerde yetersiz kalıyor. Örneğin bir hukuka aykırılık kavramından bahsediliyor ama bu kavram tam olarak açılmıyor. Durum hakimin yetkisine bırakılıyor. Örneğin yasada belirtilmediği için bir siteyi kırıp içine girip dolaşıp çıktığınızda kimse size suç işlediğinizi söyleyemez. Ya da İnternet'te birinin dijital kimliğini taklit edip insanlara mesajlar gönderirseniz suçlu sayılmazsınız.
Emniyet Genel Müdürlüğü içinde bilişim suçları konusunda oluşturulan kadro yeterli mi?
- Biz şu anda doğrudan vakalarla ilgilenmiyoruz. Bizim çalışmamız şimdilik konunun teorik altyapısını hazırlamak. Onun için şu aşamada bu sayı yeterli olabilir. Ama ileride mutlaka yeni düzenlemeler gerekecektir.
İNTERNETTE PORNO
Peki Emniyet'in bilişim alanında kendi içinde yaptığı görev dağılımı yeterince ayrıntılı mı?
- Şu aşamada değil. Ancak Emniyet içinde bilişim suçları konusunda her birim üzerine düşeni yapıyor. Banka kredi kartlarındaki yolsuzluklar, yazılım kaçakçılığı gibi suçları ayrı ayrı birimlerimiz takip ediyor. İleride yapılması gerekecek şey, bunların tek bir çatı altında toplanması olacak.
İnternet yüzünden, kendi bünyesinde gerekli yasal düzenlemeleri yapmayan ülkelerde suç odaklanması oluşabilir mi?
- Olabilir tabii. Örneğin Türkiye'de porno yayını yasak. Ama Avrupa ve ABD'de çocuk pornosu yasak. Yani iki ülke arasında bir uyumsuzluk var. İnsanlar ABD üzerinden Türkiye'ye normal porno yayını yapabilirler. Daha vahimi Tayland'da pornonun her türlüsü serbest. Yani Tayland'dan bütün dünyaya çocuk pornosu yayını yapılabilir demektir bu. Eğer bu iş gerçekten karlı bir hale gelirse, Tayland çocuk pornocular cenneti olur.
YASAKÇI OLUNMAMALI
Ülkeler bunu bir kár kapısı haline de getirebilirler o zaman.
- Gayet tabii. Eğer bu işten devletler de bir kár sağlıyorlarsa gerekli yasal düzenlemeleri yapmazlar ve bir bakıma suç turizmi yaratırlar. Onun için bu tür uyumsuzluklara karşı yapılması gereken, bütün devletlerin bir araya gelerek asgari bir suç tanımı üzerinde birleşmesidir.
İnternet suçları konusunda çalışmalarından yararlandığınız devletler var mı?
- Dünyada bilişim suçları konusunda en ileri ülkeler ABD, Kanada, Avusturalya, İngiltere ve Almanya. Bu ülkelerdeki çalışmalar diğerlerine göre daha ileri olduğu için zaman zaman onların çalışmalarından yararlanıyoruz.
Başka ülkelerden Türkiye'ye bilişim suçlarına karşı işbirliği teklifi geliyor mu?
- Geliyor. Örneğin Amerika'da Türkiye üzerinden yapılan yasadışı bir yayın için ABD bizi uyarıyor. Biz de gidip gerekli müdahaleyi yapıyoruz. Şimdiye kadar bu şekilde yakaladığımız 10 vaka var. Bunların üçünün mahkeme aşaması da sonuçlandı.
Peki bilişim suçlarıyla mücadele etmek için yasa hazırlanırken nasıl bir yol izlenmeli. Yasaklar mı getirilmeli?
- Düzenlemeler getirilmeli ama asla yasakçı bir zihniyetle hazırlanmamalı bu düzenlemeler. İnternet'e yasak koyan ülkeler geri kalmaya mahkumdur. İnternet'in karşısında olmaktansa yanında olup istifade etmeye çalışılmalı.
Türkiye'de kendisine karşı bilişim suçu işlendiğine inanan biri hakkını ne kadar arayabilir?
- Hakkını şimdilik maalesef bir yere kadar arayabilir. Şu aşamada elimizde uzman ekipler yok. Şikayete bağlı olarak çalışıyoruz. Yani onların şikayet yönünün önemli bir kısmını halletmiş olmaları gerek bize gelirken. Bir de tabii mevzuatımızda yer alan eksikler yüzünden sıkıntı çekerler. Çoğu eli boş döner.
Peki uzman ekipler nasıl oluşturulacak?
- Bununla ilgili olarak da gerekli eğitim programlarının ne olması gerektiği konusunda bir çalışma yaptık. Yakın zamanda her ile uzman bir polis kadrosu düşecek şekilde eğitim programlarını başlatacağız.
Yasada belirtilmediği için bir siteyi kırıp içine girip dolaşıp çıktığınızda kimse size suç işlediğinizi söyleyemez. Ya da İnternet'te birinin dijital kimliğini taklit edip insanlara mesajlar gönderirseniz suçlu sayılmazsınız.
Düzenlemeler getirilmeli ama asla yasakçı bir zihniyetle hazırlanmamalı
bu düzenlemeler. İnternet'e yasak koyan ülkeler geri kalmaya mahkumdur.
SUÇ VE İNTERNET
Hali hazırda gerçek dünyadaki birçok suç karşısında aksayan mevzuat, İnternet'te çoktan dumura uğradı. Hukuk içinde tanımlanmamış vakalar suç olarak değerlendirilemeyeceği için de, yasal ama hukuksuz ilişkiler ortaya çıktı. Binlerce kişinin haneye tecavüz suçu işlediği, bilgi hırsızlığının gündelik sanallığın bir parçası olduğu, kumar partilerinin ayyuka çıktığı bir dönem yaşanmaya başlandı İnternet'te. Sokaklardaki suçlar, istisnasız olarak internette karşılığını buldu.
Haneye tecavüz: Bir kişinin web sitesine izinsiz girmesi.
Hakaret: İnternet aracılığıyla bir kişinin şahsına yönelik kötü söz.
Cinayet: Bir kişinin dijital imzasının yok edilmesi.
Yasa dışı yayın: Porno siteleri.
Hırsızlık: Birinin şahsi verilerini İnternet aracılığıyla izinsiz edinme.
Sahtecilik: İnternet'te bir kişinin dijital kimliğine bürünmek.
Kaçakçılık: İnternet aracılığıyla bedel karşılığı patent sahibinden izin almadan bilgisayar programı sürümü.
Terorizm: İnternet aracılığıyla insalara korku salmak, tehdit, şantaj ve bozgun ortamı yaratmak.
Bazı fütüristlere göre örneğin 5-6 yıl içinde alışverişlerin yüzde 90'ı İnternet üzerinden yapılacak. Yani evlerde ortaya çıkan en ufak bir ihtiyaç için bile, ezici bir çoğunluk İnternet'ten yararlanacak. Başka bir araştırmaya göre de 2010 yılında gazetecilik tamemen İnternet üzerinden yapılmaya başlanacak. Sonuçta bütün örnekler birleşince, gerçek yaşamın dışında sanal bir alemde, gerçeğinden kat kat büyük ikinci bir dünya oluşacak.