Güncelleme Tarihi:
HP'nin sektördeki yeri neresi?
HP, kişisel sistemler, görüntüleme ve baskı sistemleri ile teknoloji çözümlerinden oluşan 3 ana iş grubunda
Türkiye'de son yıllarda en hızlı gelişen sektörlerden biri bilgi teknolojileri sektörü. Özellikle bilgisayarlara ulaşımın kolaylaşması ve bilgi teknolojilerinin hayatın her alanına girmesi, bu ürünlere olan ilgiyi de artırdı. Eren GÜLER YAZIYOR |
Ciro hedefini 1 milyar dolara yükselten ve yeni yatırımlara hazırlanan HP'nin Kurumsal Satış Müdürü Mustafa Saka ile hem bilgisayar sektörünü hem de şirketi konuştuk...
faaliyet gösteriyor.
Bilgi teknolojileri sektöründe 2004 yılından bu yana Türk pazarında birinciliğimizi koruyoruz. Burada, donanım, yazılım, danışmanlık, servisler ve tüm bu hizmetler karşılığında kesilen faturalar toplamından bahsediyoruz. Yani sektörün tamamından. Fatura toplamı olarak 2008 yılında 850 milyon dolar, 2009 yılında ise 1 milyar dolar büyüklüğünde ciro hedefliyoruz.
- 2007'de rakam neydi?
750 milyon dolar civarında bir ciro gerçekleştirdik.
- Sadece bilgisayar satışı olarak bakarsak sektörde kim lider?
HP olarak o kalemde de birinciyiz. 2006’nın son çeyreğinden itibaren dünyadaki liderliğimizi sürdürüyoruz. 1997-98-99 yıllarında da yine dünya birincisiydik. İkinci konuma düştüğümüz dönemde, hangi kullanıcı kitlesine nasıl ulaşacağımıza yönelik güçlü stratejiler geliştirerek, liderliğimizi yeniden ilan ettik.
HP Türkiye olarak ise, yerel pazarda liderliğe daha erken oturduk. Çünkü diğer firmalar Türkiye'de bizim kadar güçlü yapılanamadılar. Bizim tarzımızdaki firmalarda dünya matematiğinin yanı sıra ülke matematiği de büyük önem taşıyor. Muhteşem bir yerel organizasyona sahip olsanız bile, firmanızın dünya matematiği farklı bir yere gidiyorsa, bunun önüne geçmek çok da kolay olmuyor. Biz, yerel organizasyonumuzu çok güçlü ve tutarlı bir yapıda oluşturduk. Mesajlarımızı da düzgün verdik ve her fırsatta onları tekrarladık. Zikzaklar çizmedik.
- Geçen sene kaç tane bilgisayar sattınız?
Geçen sene kurumsal tarafta 150 bin adet bilgisayar sattık. Bireysel tarafta ise, yaklaşık 700 bin adetlik bir satış gerçekleştirdik. Bilgisayar satışlarından elde ettiğimiz ciro ise 450 milyon dolar.
- Ciroda bilgisayarın arkasından ne geliyor?
- Gücünüzü artırmak istediğiniz bir alan var mı?
" Geçen sene 850 bin adet bilgisayar sattık. " |
- EDS nasıl bir şirket?
EDS, dünyanın en büyük servis şirketlerinden biri. Büyük firmaların bilgi işlem departmanı gibi çalışıyor. Yani siz bilgi işlem hizmetlerinizi taşeron bir firmaya devretmiş oluyorsunuz.
Örneğin, sizin büyük bir banka olduğunuzu varsayalım. EDS ile bir sözleşme imzalayarak, hiçbir şeye karışmadan kendi bilgi teknolojileri (BT) altyapınızı onlara devrediyorsunuz.
- Türkiye'de bu pazar ne durumda? EDS gibi başka firmalar var mı?
EDS tarzı iş yapan firmalar elbette var. Bu, son 3-5 yıldır yükselen bir trend aslında. BT hizmetlerini dışarıdan alma işi giderek yaygınlaşıyor.
- HP olarak farkınız nerede?
- Türkiye'deki bilgisayar pazarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye, bu alanda çok yüksek bir potansiyele sahip. Gerek İnternet kullanımı, gerekse bilgisayar sahibi olma konusunda gidecek daha çok yol var. Finans ve telekom tarafında ise, Türkiye'nin diğer ülkelerden geri kalır bir yanı yok, ancak burada da iş istasyonları tarafında daha da büyümeyi planlıyoruz. Kurumların, iş istasyonu kullanımlarının artması gerektiğine inanıyoruz. Türkiye’nin geleceğini öngörebilmek kolay değil değil. İçinde bulunduğumuz gergin günleri nasıl atlatacağız bilmiyorum ancak Türk bilişim pazarının en az yüzde 20 ila yüzde 30 oranında büyüdüğü, kullanıcı ve ürün segmentlerinde Pazar hacimini ikiye katladığı dönemleri görebiliriz. |
Örneğin, sabah işine neşe içinde gelirsin, ancak ofisinde/masanda/fabrikada/bankada bilgisayarın başına oturduğunda sorunlarla karşılaşırsan keyifle başlayan günün mahvolur. Ama bilgisayarın, etrafındaki aksesuarlarla birlikte sorunsuz ve kesintisiz çalışıyor ve sana rahat çalışabileceğin bir ortam sağlıyorsa, o zaman ortada hiçbir problem yok demektir. İşte HP, bu donanımları sağlamaya çalışlıyor.
“Mutlu bireyler daha verimli olur” mantığından hareketle, kullanıcılarımızı işyerlerinde daha mutlu kılmaya yönelik teknolojiler geliştiriyoruz. HP olarak, gerek ev kullanıcılarına, gerek KOBİ’lere, gerekse finans yöneticilerine bilgisayar ihtiyaçlarını giderebilmeleri için çok kapsamlı ürün ve çözümleri, farklı metotlarla ulaştırıyoruz. Bir bireyin bilgisayar ihtiyacını, tüm çözümleri bir arada sunarak gideriyoruz. Türkiye’de bizim dışımızda böyle bir şirket yok.
Dünya genelindeki bu anlayışa sahip firmalar ise, Türkiye’deki yapılanışlarını tam olarak oturtamadılar sanırım.
- Siz tüm bireylerin bilgisayar ihtiyaçlarına hitap eden bir firmasınız ve Türkiye'de bunu başka yapan yok. Öyle mi?
" İnternet üzerinden siparişler artmıştı, ancak son zamanda mağazadan alışveriş de hatırı sayılır bir yükseliş sergiliyor. " |
- Nedir bu tüm yelpaze?
Örneğin bir bankanın, hazine departmanında kullanılacak ve yoğun aritmetik işlemler yapacak, finansal analizleri çok kısa sürede tamamlayacak bir PC’ye ihtiyacı var. Ya da bir çocuğun evinde oyun oynayacabileceği, gelişmiş multimedya özelliklerine sahip bir makinaya gereksinimi var. Veya, bir başka kullanıcımız kolay ve rahat taşınabilecek, son derece hafif ama gelişmiş özelliklere sahip bir cihaz istiyor. Burada önem taşıyan nokta şudur: Farklı kullanıcı profillerinin ihtiyaçlarını etkili bir şekilde giderebilmek...
Diğer firmalar da bu gereksinimleri karşılayabiliyorlar, ancak tüm profillere uygun ürün ve çözüm geliştirme noktasında HP’nin gücü ortadadır. Farklı farklı ihtiyaçları karşılayabilme konusunda HP’nin gözle görülür bir üstünlüğü bulunuyor. Buna paralel olarak da lider konumunu, rakipleriyle arayı açarak sürdürüyor.
- Ne zamandan bu yana sektördesiniz?
Bilgi teknolojileri (BT) sektörüne 1992 yılında girdim. O zamanlar, ATM dediğimiz para çekme makinaları Türkiye'de yeni yeni gündeme geliyordu, ben de sektöre o taraftan adım attım.
- HP'de ne zaman başladınız?
" Şu an için bir üretim planı yok ama pazara bağlı olarak bu durum değişebilir. " |
- 2002'den bu yana HP nereden nereye geldi?
Kurumsal taraftaki yıllık tedarik sayımız 150 bin adede, ciromuz da 60 milyon dolara ulaştı. 2002'de ise bu rakamlar, 10-12 milyon dolara tekabül ediyordu.
MÜŞTERİ MAĞAZALARI YENİDEN KEŞFETTİ
- İnternet üzerinden satışlar artıyor mu?
İnternet üzerinden siparişler artmıştı, ancak son zamanda mağazadan alışveriş de hatırı sayılır bir yükseliş sergiliyor. İnsanlar, satın alma tecrübesini yeniden önemsemeye başladı. Mağazaya gitmek, çeşitlere bakmak, ürünlere dokunmak... Müşteriler bu kriterleri önemsiyorlar.
- Trend o tarafa mı gidiyor tekrardan?
Tam olarak bunu söylemek mümkün değil. Online alışveriş de varlığını sürdürüyor. Ancak İnternet üzerinden gerçekleştirilen satın almalar ikiye ayrılıyor: Biri siteden direkt alma, diğeri de alışveriş incelemesini İnternet aracılığıyla yapıp, perakende yani mağazadan satın alma.
- Türkiye'de durum nedir?
Türkiye'de mağazadan alışveriş çok baskın. Online alışverişte çok önemli bir gelişme kaydedilemiyor.
HP TÜRKİYE'DE ÜRETECEK Mİ?.
- HP'nin Türkiye ile ilgili bir üretim planı var mı?
Türkiye’de üretmenin anlamlı olduğuna kanaat getirildiğinde, derhal bu kararı alır ve uygulamaya koyarız. Bu konuyu her gün farklı bir açıdan ele alıyor ve tabloları birbirleri ile kıyaslıyoruz. Şu an buna yönelik bir planımız bulunmuyor ancak bu durum, pazara bağlı olarak her an değişiklik gösterebilir.
Biz gün be gün bunları sorguluyoruz. İşte Haydarpaşa 'ya konteynırla gelirse, Mersin limanına gelirse ne olur, uçakla gelirse ne olur, burada üretilse ne olur? Biz o tabloları hep birbiri ile kıyaslıyoruz. Şu an için bir plan yok ama pazara bağlı olarak bu durum değişebilir.
Biz eskiden çok katıydık. Mesela bundan 3-5 yıl önce bu soru sorulsaydı 'hiç sanmıyorum' derdim açıkçası ama şimdi biraz daha esneğiz.
HP BİLGİSAYARLARI 'SANALLAŞTIRACAK'
- Özel olarak büyümek istediğiniz bir alan var mı?
" Sanallaştırma, 3-4 yıl önce sunucu tarafında başladı. Şimdi sıra kişisel bilgisayarlarda. " |
Örneğin, bir genel müdürlükte 2 bin kullanıcı varsa, 2 bin tane PC masalarda durmasın istiyoruz. Merkezde kütüphane gibi bir ortam düşünün, işte herkesin bilgisayarı orada dizili bir kart gibi duracak. Biz de masamızdan, her ne kadar önümüzde bir bilgisayar olmasa da, oradaki bilgisayar ile sürekli iletişim halinde olacağız. İşte biz buna “sanallaştırma” diyoruz.
Bir başka deyişle ortada bilgisayar olmayacak ancak kütüphanedeki 2 bin bilgisayar emrinize amade bekleyecek ve sizin bilgisayarınızda olası bir sorun olması halinde, 20-25 saniyelik bir süre içinde bir başka cihazı sizinmiş gibi tanımlayacak.
Oysa şu anki yapıda bilgisayarda herhangi bir sorun yaşandığında ilgili birim çağrılıyor, problem anlatılıyor, servis konuyla ilgileniyor, vakit geçiyor. Yukarıda bahsettiğim yapıda ise, böyle bir durumla karşılaşılığında o sırada kullanılmayan bir bilgisayar yönlendirme yapılıyor ve cihazla ilgili yenileme işlemleri yapılırken iş süreçlerinde herhangi bir aksaklık yaşanmıyor. Sanallaştırma, 3-4 yıl önce sunucu tarafında başladı. Şimdi sıra kişisel bilgisayarlarda.
- Bunun ne gibi avantajları olacak?
" Ne yazık ki maliyetler artıyor ve bu da bilgisayar fiyatlarına yansıyacak. " |
Şimdi mimarlık ofisi olduğumuzu ve 20 adet bilgisayarımızın bulunduğunu düşünelim. Bunu sanallaştıralım dediğimiz zaman avantajları hissedemeyebiliriz ancak 1000 kullanıcıya sahip bir banka isek, o zaman iş değişiyor. 1000 adet makinanın fanları çalışıyor, hepsi enerji ve elektrik harcıyor... Bunların hepsinin bir odaya kitap gibi dizildiğini düşünün... Akşam tek bir düğme ile kapatıp gidebilirsiniz. Bu, sadece elektrik kullanımında bile çok önemli bir tasarruf sağlanması anlamına geliyor.
Bunun yanı sıra, toplam yönetimi kolay, daha güvenilir ve bilgi sızmalarına karşı güvenilir bir yapıya da sahip oluyorsunuz.
İlk başta kullanıcılar, kendi bilgisayarlarını istedikleri gerekçesiyle bu çözüme itiraz edebilirler. Ancak biz, sağlanan avantajlar gözle görüldükçe uygulamanın yaygınlaşacağına inanıyoruz. Bu sistemde bir kişinin iki makinası olacak. Makinadan kastettiğimiz arayüz gibi birşey aslında. Klavyesi, mouse’u ve ekranı ile çok basit bir cihaz.
OYUNLARLA İLGİLİ YENİ DÜŞÜNCELERİMİZ VAR
- Bireysel tarafta yeni projeler var mı?
Bireysel kullanıcılarımıza sunduğumuz 'Bilgisayarın Hayatındır!' projesi kapsamında, satın alma deneyimini üst noktalara taşıyamaya yönelik projeler geliştiriyoruz. Bu doğrultuda müşterilerimize unutulmaz satın alma deneyimleri yaşatmayı hedefliyoruz. Ürün tarafında ise, oyunlarla ilgili yeni düşüncelerimiz var. Bildiğiniz gibi oyun sektörü, bambaşka bir dünya ve bu dünyaya yönelik yeni açılımlar söz konusu.
- Bilgisayar fiyatlarında nasıl bir seyir bekliyorsunuz?
Ne yazık ki maliyetler artıyor ve bu da fiyatlara yansıyacak.
Bildiğiniz üzere yıllarca çok düşük işçilik maliyetleri ile çalışıldı, ancak bu durum değişiyor. Artık oradaki işçilerin yediğine içtiğine ve kendi refahına yönelik istekleri artmaya başladı. Bu istekler de maliyetlere yansıyacak.
Şu andaki genel kanı şu: “Bilgisayar fiyatları düşüyor, hatta sabırla beklense biri gelip bedava bir bilgisayar hediye edecek...” Ancak elbetteki ki böyle birşey yok. Çünkü işçiliğin yanı sıra, bilgisayarda kullanılan elementlerin de maliyetleri artıyor. Örneğin petrol ve demir fiyatları yükseliyor. Bunun yanı sıra, taşınabilir bilgisayarların pillerinde kullanılan nikel ve kobalt fiyatlarında da müthiş bir artış var. Tüm bu etkenler, önümüzdeki günlerde bilgisayar fiyatlarını artıracak.