Güncelleme Tarihi:
Bilal Erdoğan, Kısıklı'da demokrasi nöbetine katılan vatandaşlara seslenerek, Türkiye'nin ekonomik göstergelerinin 2013'te cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyelerine ulaştığını ve çok büyük projelerin temellerinin atıldığını söyledi. Bu dönemde Türkiye geleceğe gümbür gümbür yürürken ve bölgesinde artık söz sahibi olacağını kanıtlamaya başlamışken Gezi olaylarının başlatıldığını anımsatan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu Gezi olayının ne olduğunu anlamamız biraz sürdü ama sonunda Başkomutanımız 'Burada bir oyun var' dedi, bütün milletimizi ikaz etti. Hatırlıyor muyuz? Birkaç hafta, birkaç ay derken kendilerince oralardan destanlar devşirmeye çalıştılar. İçlerinde hainler de vardı ama kullanılan insanlar da kandırılmış insanlar da vardı. Yıllarca hepimizin kandırıldığı gibi. Sonra ne oldu 6 ay kadar sonra bir 17-25 Aralık oldu. Bizzat bizi işin göbeğine koydular. Neye uğradığımızı şaşırdık. Hani derler ya insan hiç ummadığı yerden darbe yediği zaman nasıl tepki vereceğini bilemez. Öyle yakalandık. Dürüstlüğümüzle, namusumuzla göğüs gererken buradan kimse bize bir zarar veremez, elhamdülillah derken kalktılar bizim şerefimizi, namusumuzu lekelemek istediler. Hatırlıyoruz dimi? Bu oyunlar şimdi daha iyi anlaşılıyor değil mi?"
Erdoğan, yaşananlara rağmen kızılcık şerbeti içip sabrettiklerini, akla karanın bir gün açığa çıkacağını düşündüklerini ve oyunların ortaya çıktığını aktardı.
'OYUN ÜSTÜNE OYUN KURDULAR'
Bilal Erdoğan, 17-25 Aralık'tan sonrada oyun üstüne oyun, tezgah üstüne tezgah kurulduğunu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu oyunları millete anlatmaya çalıştığını söyledi. "Maalesef yakınımızdaki insanları bile ikna edemedik, inandıramadık." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şimdi ne oldu geldiğimiz noktada 240 şehidimiz var. Bir 15 Temmuz destanımız var. Bütün oyunların üzerinde işte Allah'ın planı tecelli ediyor. Bunlar Allah'ın planının üzerine plan kurmaya çalıştılar. Allah'ın kaderinin üzerine kader yazmaya çalıştılar. Ne diyorlar, 'Bize hocamız şah damarından yakın' diyorlar. Hocalığı batsın, hocalığı da kirletti bunlar. Allah cezalarını versin, ne deyim. Bakın ne diyorlar biliyor musunuz, okuyoruz işte güya bu davaları için bu dünyalarını değil, ahiretlerini bile yakmaya hazırlarmış, neymiş cenneti geçmişler, cehennem ateşi onlar için gül bahçesi olacakmış. Bu nedir biliyor musunuz, bu şirktir. Bunun ne kadar büyük bir melanet olduğunu çok iyi anlamamız lazım. Bir Müslüman, 'Ahiretimi yakarım, cehenneme razıyım' diyemez, böyle bir şey olabilir mi? Yani bu ne demektir. Ben Allah-u Teala'nın emirlerine karşı gelirim gerekirse yeter ki bu dünyada gemimizi yürütelim."
Bilal Erdoğan, iyi niyetleriyle bunların şirk içinde olduklarını göremediklerini ifade ederek, "Eskilerin bir sözü vardı, bir üstattan duydum. Kader olacağı zaman gözler kör olurmuş. Demek ki biz de Allah'ın kaderi gerçekleşeceği için bunları göremedik, anlayamadık ama şimdi bu millet, geçelim onu yani o mesele tarihin karanlık sayfalarına o grup, o zihniyet tarihin karanlık sayfalarında yazılacak ama bu milletin kahramanlığı bu milletin bağımsızlığı için hayatını feda etme cesareti göstermesi, tankların, topların, tüfeklerin önüne çıkması, helikopterlerin, uçakların karşısına çıkması, bu milletin kahramanlık kitabında önemli bir sayfa olacak." diye konuştu.
'BÖYLE LİDERLER HER ZAMAN GELMİYOR'
Bilal Erdoğan, Anadolu insanının, bu Müslüman milletin kaderinin üzerinde planlar kuranlara karşı 250 bin şehit verdiğini ve bütün dünyaya "Çanakkale geçilmez" dedirttiğini vurguladı. "Kurtuluş Savaşı'nda 10 bin şehidimizi biz niye verdik? Bu güzel vatana namahrem eli değmesin diye verdik." diyen Erdoğan, o ruhun 100 yıl sonra yeniden dirildiğini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Gerekirse tankların önüne çıkacağız." dediğini ve bunu mesai arkadaşlarıyla da paylaştığını aktaran Erdoğan, şunları anlattı:
"Nitekim mesai arkadaşlarından birisi belki 30 yıllık arkadaşı Erol ağabeyimiz, 16 yaşındaki oğlu Abdullah Tayyip'le beraber şehadet şerbetini ilk içenlerden oldular. Nasıl ki Başkomutanımız kefenini giyip uçağa bindi, her türlü riski göze aldı. İşte Saraçhane'de de Şehitler Köprüsü'nde de 'Tayyip Erdoğan ölecekse biz de öleceğiz' dedi yığınlar. Böyle liderler her zaman gelmiyor. Ben inanın oğluymuş gibi hissetmiyorum, ben de sizin gibi bir vatandaş olarak hissediyorum. Allah nasip etti o yuvada doğduk ama inanın sizin hissettiklerinizi aynen ben hissediyorum. Ne eksik ne fazla. Aynı sizin gibi hissediyorum. Allah Türkiye'ye böyle bir lider nasip etti ve millet o liderini canıyla kanıyla savundu. Allah razı olsun ve çıtayı öyle bir yere koydu ki bundan sonra bu millet namusunu kimseye çiğnetmeyecek."
Bilal Erdoğan, bu topraklar üzerindeki planların devam edeceğini belirterek, "Bu millet çok aziz bir millet. Bu millet geçmişinden gelen misyonunun farkına vardığı zaman dünya alemdeki bütün çakallar, kaçacak köşe arayacaklar. Şimdi de bunun tedirginliği içerisindeler. Bakın dünyanın demokrasi savunucuları, insan hakları savunucuları, Türkiye'de bir millet kahramanca bir destan yazıyor, gidiyorlar darbecilerin savunuculuğuna soyunuyorlar. Neymiş darbecilerin şartlarından endişe ediyorlarmış." ifadelerini kullandı. Batıyı da darbe girişimi karşısındaki tavrı dolayısıyla eleştiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu darbeciler, bu alçaklar, başarılı olsaydı, bu Batılıların nerede duracağını, şu anda nasıl görüyoruz. Mısır'daki darbeyi nasıl destekledilerse bu darbeyi de aynen öyle destekleyeceklerdi. 15 yıla yakın Amerika'da ve Avrupa'da yaşamış bir kardeşiniz olarak söylüyorum. Bunlar için kendi canları değerli, başkalarının canları değersizdir. İspat gerekiyor mu? Fransa'da 6 kişi mi öldü, 9 kişi mi öldü? Bir hafta içerisinde bütün dünya liderleri Fransa'da toplandı dimi. Hatırlıyor musunuz? Burada 240 sivil, içerisindeki polisimizin de olduğu, askerimizin de olduğu 240 masum 3-4 saat içinde canlarını verdi demokrasi için bağımsızlık için bir tane lider geldi mi? Batı'dan geldi mi? Bir tane dışişleri bakanı geldi mi? Bir tane parlamenter geldi mi? Çünkü hayal kırıklığı içerisindeler. 'Bu Türkiye birbirine girseydi keşke, darbe başarılı olsaydı keşke, zayıflasaydı keşke, diz çökseydi keşke' diyorlar. Öyle değil mi?"
'BÜTÜN MİLLET GÖRÜYOR'
Bilal Erdoğan, Batılıların ne yaptığını ve nerede durduğunu bütün milletin gördüğünü, bunların milletin ayağa kalkmasından korktuğunu ifade ederek, "Bu millet ayağa kalkarsa dünyaya barış gelir, adalet gelir diye korkuyorlar. Zulümleri sona erer diye korkuyorlar, sömürü düzenleri sona erer diye korkuyorlar. Bu millet bu tavrı, bu duruşu ortaya koydu ya daha çok korkun. Daha çok korksunlar değil mi?." dedi. Halk dik durduğu müddetçe Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daha dik duracağını ve daha güçlü şekilde dünyaya barışı ve adaleti haykıracağını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Onun için Allah sizden razı olsun. Allah birliğimizi daim etsin. Allah bizi istikametten ayırmasın. Bu milletin bu duruşu, geleceğimizin bugünden çok daha aydınlık olacağını ispat etti. Bundan sonra ümitsizliğe kapılmayın. Bundan sonra daha çok çalışacağız, daha büyük bir moralle geleceğimize sarılacağız ve bu birliğimiz, bu dirliğimiz, bu kardeşliğimiz devam ettiği müddetçe dünyada Müslümanlar da mahzun olmayacak mazlumlar da mahzun olmayacak. Allah razı olsun. Allah bizi şehitlerinin yolundan ayrılmasın. O şehitler ki kanları kesinlikle yerde kalmayacaktır. O şehitlerin kanları bu bayraklarda."
Bilal Erdoğan, Sarıyer İstinye'de Turan Bey'in, şehit oğlunun boynundan çıkardığı bayrağı kendisine gösterdiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Renk aynı renk. Bayrağın rengi aynı renk. İşte şehitlerin kanıyla boyanmış bayrak ve aldı koklamaya doyamıyor. İşte şehidin kanı böyle boyadı bu bayrakları. Bu bayrakları her gördüğümüzde şehitlerimizin akıttığı kanları hatırlayacağız ve biz o şehitlerimize layık olmak için hayatlarımızı yaşayacağız. Böyle olduğu müddetçe evelallah kimse bu milletin önünde duramaz, kimse bizi yenemez. Allah birliğimizi daim etsin. Allah şehitlerin yolundan bizi ayırmasın. Geleceğimiz aydınlık olsun."