Güncelleme Tarihi:
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE AŞK-I MEMNU
Halid Ziya Uşaklıgil "40 Yıl" adlı neredeyse bin sayfalık hatıratında "Eser yazılıp basılınca, sizin olmaktan çıkar, kendi hayatını yaşamaya başlar" diyordu.
Ama sanırım "Yasak AÅŸk"ın bu kadar uzun süreli, bu kadar canlı bir ÅŸekilde hayatını sürdüreceÄŸini o da pek tahmin edemezdi. Hele Bihter'in ölüp ölüp kuÅŸaklar boyu yeniden dirileceÄŸini ve 21. Yüzyıl'da Türk toplumunu gamzeli gülüşü ile esir alacağını...    Â
"Aşk-ı Memnu" üzerine yazmadan önce küçük bir test yaptım. 23 yaşında, yeni üniversite mezunu oğluma diziyi sordum. Evet, izliyordu. En çok ilgiyi çeken?Biraz muzipçe güldü: "Bihter!"
Ben de muzipçe güldüm. "Biliyorsundur" dedim. "Bihter sonunda intihar ediyor!" Suratı karıştı. Karşılıklı minik bir kültür şoku yaşadık. O bana, yeni okumaya başladığı güzel bir cinayet romanındaki katili baştan söyleyen "dallama bir arkadaş"a bakar gibi baktı. "Şimdi dizininbütün karizmasını çizdin..." dedi. Ben ona bakarak "Aşk-ı Memnu" yazılalı 110 yıl oldu. Arada bir yerde bunu duyduğunu sanıyordum" diyecektim, vazgeçtim. Uzlaşma noktası olarak Bihter gerçeğine döndük. Dizi hayatımızı fazlasıyla kuşatmıştı. Hatta "Kurtlar Vadisi"nden bile fazla... Zaten reytinglerde "Vadi"yi sollaması da bir alarmdı.
Halid Ziya Uşaklıgil "40 Yıl" adlı neredeyse bin sayfalık hatıratında "Eser yazılıp basılınca, sizin olmaktan çıkar, kendi hayatını yaşamaya başlar" diyordu. Ama sanırım "Yasak Aşk"ın bu kadar uzun süreli, bu kadar canlı bir şekilde hayatını sürdüreceğini o da pek tahmin edemezdi. Hele Bihter'in ölüp ölüp kuşaklar
boyu yeniden dirileceğini ve 21. Yüzyıl'da Türk toplumunu gamzeli gülüşü ile esir alacağını...
BİHTER'İN ŞUH GÜLÜŞÜ
Nasıl anlatıyordu onu Halid Ziya? "Bu kadın gözlerinin derinliklerinde bir çift şuh çocuk gözü kimsenin haberi olmaksızın size sevincinin manasıyla bakıyor zannolunurdu... Ta sağ kaşının altından başlayarak dudağına kadar inen bir çizgi, sanki tel saç üstünde yatmaktan gelen bir ince hat vardı ki son noktasında, sağ dudağının ta köşesinde sabit bir tebessümle titremeye hazır bir mini mini çukur bırakırdı. Bihter gülmek üzere iken gözlerinde akan bir neşe o ince çizgiyi takip ederek burada, dudağının köşesindeki küçük bir girdap teşkil ettikten sonra artık taşardı..."
Oğlumla konuşurken, Bihter'in gülüşü araya girince, kendi bildiklerimden kuşkuya düştüm. Ve birden kafamda bir ışık yandı: Evet, Bihter intihar etmeyebilirdi. Daha doğrusu bu Bihter intihar etmeyebilir! Evet reklamlarda "Halid Ziya'nın ölümsüz eseri..." deniyor, ama asıl ölümsüz olan Bihter! Tamam Müjde Ar, 1974
Kerem Çalışkan |
TRT dizisinde bütün cilveli seksiliğine rağmen Halid Ziya'ya sadakatini ispat etmek için romanın sonuna uymuştu. Ya Beren Saat? Ondan kuşkuluyum!
Çünkü bu Bihter, her ne kadar Halid Ziya'nın romanından fırlamış olas da, sevgilisine SMS çeken, 4x4 jeep kullanan iddialı, muhteşem bir kadın. ve oldukça sosyal!
Yani intihar etmeyip, kocasını terk edip çekip gitse Türk medyası kendisine öyle bir sahip çıkar ki, Adnan Bey toplum içinde gezinemez, Reina'ya Lucca'ya bile gidemez olur! Öyleyse Bihter yaşıyor! Ölümsüz Bihter!
ORTADOÄžU'YU SARSAN AÅžK
Bihter ile Behlül'ün aşkı Türkiye sınırlarını aşıp tüm Ortadoğu'ya Kafkasya'ya Balkanlar'a hatta Orta Asya'ya uzanmış vaziyette...
Yani Behlül romanın sonundaki gibi masum ve rakik Nihal'i kirli pençesine düşüremedi, ama Kıvanç Tatlıtuğ'un şahsında neredeyse bütün eski Osmanlı
coğrafyasının genç kızlarını, kadınlarını esir aldı, aşkına ram etti, büyüledi, baştan çıkardı... Yani Türk TV'lerinin ulaştığı en geniş coğrafyada artık Behlül rüzgarı esiyor. Özellikle Arap kadınları Behlül'e tapıyor.
DÄ°ZÄ°DE ALTERNATÄ°F FÄ°NALLER OLABÄ°LÄ°R
Çağımız dizilerinde bilindiği gibi pek çok yapımcı, değişik finaller, sonlar çekerek bunları halkın oyuna sunarlar. Alternatifli sonlar heyecan verir. "Aşk-ı
Memnu"nun gidişatı böyle süprizlere çok uygun. Günümüz Bihter'i zaten pek çok şeyden ipini koparmış bulunuyor.
Varsın Halid Ziya Uşaklıgil'in kendisine biçtiği sona isyan etsin, ipini koparıp gitsin. Ama roman, diye itiraz ettiğinizi duyar gibiyim... Peki, elinizi
vicdanınıza koyup söyleyin; günümüz "Aşk-ı Memnu"ları, yani yasak aşkları 110 yıl öncenin yasak aşklarına benziyor mu? Yani, yasak aşk yaşayan eşlerin, kadının intiharı sosyal bir zorunluluk mu?
Tabii ki değil! Öyleyse milyonların merakla izlediği Bihter'i, ölüm cezasının bile kaldırıldığı 21. yüzyıl Türkiye'sinde neden ölüme mahkum edelim?
Terbiye ve ahlak için mi? Gençlere kötü örnek olmamak için mi? Yoksa alid Ziya'nin eseri, gerçekten ahlaki ve terbiyevi nedenlerle yazdığını mı düşünüyorsunuz? Dizinin sonunda Bihter ölse, çok ses çıkmaz.
Ama ölmemesi durumu, başta edebiyat tutkunları ve ahlakçıları olmak üzere birçok kesimi ayağa kaldırır. Ama bu sinema ve dizi dünyasını Bihter II veya Bihter Reloaded benzeri bir devam çekmekten de alıkoyamaz. Halid Ziya'nın bugün yaşasa Bihter'i aynı şekilde öldürüp öldürmeyeceği de kuşkuludur. Kendisi ölmeden önce 1939'da yaptığı son Aşk-ı Memnu baskısında dilini baştan aşağı düzeltip sadeleştirmişti. Yaşasaydı, bakarsınız Yasak Aşk'ın sonunu da günümüze uygun şekilde sadeleştirebilirdi...