Oluşturulma Tarihi: Eylül 26, 2003 00:00
BİENAL'e gittiniz mi? Ben Salı Pazarı'ndaki antrepoyu gezebildim şu ana kadar. Haa, genel istek üzerine bienal ne demek onu açıklayalım önce. Gazeteden birkaç kişi bienali yazacağımı duyunca ‘‘Ne demek olduğunu da yaz, millet anlasın neden bahsettiğimizikaç gündür’’ dedi.Bienal, iki yılda bir gerçekleştirilen toplantı demek. Üç yılda bir olursa, ona da trienal deniyor.1987 yılında başlayan İstanbul Bienali, bu yıl 8'inci kez yapılıyor. Bir nevi modern sanatlar fuarı denebilir. Anladığınız ve anlamadığınız bir sürü video gösterisi, heykel, yerleştirme (var böyle bir format da) falan filan.Neyse, Salı günü sabahın köründe Latif'i aradım:- Usta bienale gidelim mi?- Rüyanda enstalasyon böceği mi soktu seni?- Yok ya, gidelim bakalım işte. Sen sanatçı insansın.- Peki gidelim bakalım.Salı Pazarı'ndaki 4 nolu antrepoyu bulmamız uzun sürdü. Saklamışlar sanki. Hatta ben bir ara bu maceramızı ‘‘Antrepoyu Bulmak’’ adı altında video filmi yapıp iki sene sonraki bienale katılmayı bile önerdim Latif'e. haliyle ciddiye almadı.Bienalde çok güzel şeyler de gördüm, hakikaten manasız işlerde. Sanat eğitimi almadım, sanattan anlıyorum diyemem ama kendimce bir zevkim, gezip görmüşlüğüm var. Şu kadarını söyleyebilirim ama: ‘‘Video çıktı mertlik bozuldu.’’Kamerayı kapan bir şeyler çekmiş. Kutluğ Ataman'ınki gibi iyi olanları kastetmiyorum. Fakat hakikaten manasız olanlar da var. Annika Larsson'un projesinden bahsedeyim mesela. Karanlık bir odaya giriyorsunuz, içeride bir film oynuyor. Filmde genç bir erkek kolundan alınan kanı burnuna sokuyor. Sonra kafasını kanatıyor. Bu arada ööyle tepkisiz duruyor. Kanlar yüzünden gözünden akıyor.Ve işte bu sanat oluyor. Ben anlamıyorum diyeceğim, Latif de ‘‘I-ıh!’’ dedi.Sonra Latif'e proje üretip iki sene sonra katılmayı önerdim.Mesela eski bir projem vardı. Türkiye'nin tuhaf heykellerinin önünde hatıra fotoğrafı çektirip, bu fotoğraflara metinler yazarak katılabilirim.Tuhaf heykel derken, mesela Malatya'ya gidiyorum, oradaki dev kayısının önünde fotoğraflanıyorum, Aydın'a gidiyorum dev çileğin önünde fotoğraflanıyorum. Meyve sebze heykellerinin ne kadar çok olduğunu bilseniz, projemi de cidiye alırdınız.Sonra bir projem daha var. Bir perşembe, arkadaşlarımla yaptığım geleneksel Ren geyiği gecelerinden birini baştan sona filme çekmek. Adı da ‘‘İlk Bira-Son Bira’’ olabilir.Çok eğlenerek seyredeceğinizden emin olabilirsiniz.Sonra mesela Hürriyet'in ‘‘Arka Sayfa Manitası’’nın seçimi de film olur. Bazı günler, gazetenin manşetinden daha fazla fikir çatışması yaşanabiliyor bu
seçim sırasında.Göğüs fraksiyonuyla popo fraksiyonunun kapışma anları, çok heyecanlı bir CHP Kurultayı'na 10 basabilir kanımca.İşte böyle. Bienal netice itibariyle görülmesi gereken bir şey. Güzel işlerin sayısı hiç de az değil.Pazar günü
Galatasaray-
Fenerbahçe maçı seyredip salı gününü bienalde geçirmiş ve lüzumundan fazla kültürel şok yaşamış biri olarak bu konuyu burada kapatıyorum.Haa, bir de bienal çıkışı gidip Tophane'den Lato'ya mini fırın aldık. Bu da bir tür happening sayılabilir di mi?
button