Güncelleme Tarihi:
Erdoğan, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin en önemli sulak alanlarından Beyşehir Gölü'nde birkaç yıl öncesine kadar 13-14 metre olan su seviyesinin şimdi 6 metreye kadar düştüğünü söyledi.
Gölün kenar kısımlarının ise adeta bataklık halini aldığını ifade eden Erdoğan, yeterli yağış almayan ve tarımsal sulama nedeniyle büyük oranda su çekilen Beyşehir Gölü'nde balıkçılık yapmanın artık neredeyse imkansız hale geldiğini belirtti.
Beyşehir Gölü'nün su seviyesinin düşmesi nedeniyle balık üretiminin her yıl daha da azaldığını ifade eden Erdoğan, “Göl kıyısındaki fabrikalar 2005 yılında 100 ton levrek, 250 ton kadife balığı işlerken, geçen yıl 10 ton levrek, 150 ton kadife balığı üretimi yapıldı. Son 5 aydır da balık olmamasından dolayı fabrikalar faaliyetlerini durdurdu” dedi.
Erdoğan, 2005 yılında 6-7 TIR balık ihracatı yapmalarına rağmen geçen yıl yurt dışına hiç balık gönderilmediğini ifade ederek, “Göl kıyısındaki fabrikalar teker teker kapanmaya başladı. Tek geçimini balıkçılıktan sağlayan vatandaşlar da, başka yerlere göç etti” dedi.
“UZUN DEVRELİ GELİŞİM PLANI ARTIK YÜRÜRLÜĞE GİRMELİ”
Beyşehir Ticaret Odası Başkanı Mehmet Tekinöz de gölü besleyen kaynakların giderek kuruması, çevrede tarımsal sulama için plansız göletlerin oluşturulması ve regülatör kapaklarının tamamının açılarak Çumra Ovası'na çok miktarda su verilmesinin göldeki ekolojik dengeyi bozduğunu söyledi.
Türkiye'nin en önemli tatlı su balığı üretim merkezi olan Beyşehir Gölü'nden önceden 2 bin 500'den fazla balıkçı ailenin geçimini sağladığını ifade eden Tekinöz, şöyle konuştu:
“Kayıtlı yaklaşık bin avcıdan bugün gölde balık avına çıkanların sayısı 150'yi geçmiyor. Göl çevresinde işledikleri tatlı su ürünlerinin önemli bölümünü ihraç eden 17 fabrikadan 8'i kapandı. AB ülkeleri, ABD ve Kanada'ya ihraç yaparken tek tek kapısına kilit vurulan bu fabrikalar bölgede yaklaşık 7-8 bin civarında insanı doğrudan etkilemektedir.”
Türkiye'nin en büyük tatlı su gölünün kurtarılması için hazırlanan ”Beyşehir Gölü Uzun Devreli Gelişim Planı”nın 10 yıldır yürürlüğe girmeyi beklediğini ifade eden Tekinöz, “Bu plan için 3 bakanlık ve 14 kurumun onayı gerekiyor.
Bürokrasi engeli yüzünden 10 yıldır, milli park ve sit alanı olan gölde temizlik çalışması yapılamıyor ve gölün su seviyesi korunamıyor. Bakanlık ve bu kurumları, göl için bürokratik oligarşiden uzaklaşıp artık yasal ve bilimsel olarak görevlerini yapmaya davet ediyoruz” dedi.