Güncelleme Tarihi:
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Nöroradyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özenç Minareci, tıkalı damarların açılmasında uygulanan stent ve bu işlem sırasında kullanılan şemsiye filtrenin, hastanın daha uzun ve konforlu bir yaşama kavuşmasına neden olduğunu ifade etti.
Prof. Dr. Özenç Minareci, fast food ağırlıklı ve kötü beslenme alışkanlığı ile spora yeterince önem verilmemesi nedeniyle beyin krizinin artık 40 yaşın altındaki gençlerde de görülebildiğini söyledi.
Tıkalı beyin damarlarının açılmasında giderek yaygın hale gelen stent uygulaması ve işlem sırasında kullanılan şemsiye filtre sayesinde beyin krizi riski ortadan kalkıyor. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Nöroradyoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özenç Minareci, stent uygulamasının endarterektomiye (ameliyatla damar tıkanıklığının açılması) göre daha kolay uygulanabilir olduğunu söyledi.
Beyin krizinin damar sertliği nedeniyle bir damarı tıkanmasına bağlı olarak olabileceği gibi, damarın en içinde yer alan zarın yırtılarak içeriye doğru ayrılmasıyla gelişen diseksiyon şeklinde gelişebileceğini de anlatan Prof. Dr. Özenç Minareci, beyin krizindeki risk gruplarını da şöyle açıkladı:
“Diseksiyon baştan risk grubu diye tanımlayamadığımız bir hasta grubu. Diseksiyon kendiliğinden de olabilir, bir spor müsabakasında boynu zorlamakla veya darbe almakla, ani boyun hareketiyle, emniyet kemerinin boynu sıkıştırmasıyla da olabilir. Yüksek tansiyon, şeker, koroner kalp hastaları ile kalbi düzenli çalışmayanlar, kan yağları yüksek olanlar, ailede daha önce damar hastalığı şikayeti olanlar ve 40 yaşın üstündekiler risk grubunu oluşturuyor. “
BEYİN KRİZİ YAŞI DÜŞTÜ
Prof. Dr. Özenç Minareci, 40 yaşın üstündekilerin beyin krizi risk grubunda yer aldığını vurgularken, beyin krizinin giderek daha gençlerde de görülebildiğini söyledi. Bunun birçok nedeni olduğunu ifade eden Prof. Dr. Özenç Minareci, “Yaşam şeklimiz, fast food ağırlıklı kötü beslenme, spora yeterince önem verilmemesi daha genç yaşlarda beyin krizinin görülme nedenleri arasında yer alabiliyor” dedi
TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Beyin krizi yaşayan insanlara müdahalenin damarın durumuna göre değiştiğini kaydeden Prof. Dr. Özenç Minareci, konuyla ilgili şunları söyledi:
“Birincisi işin en pratiği, müdahaleyi gerektirmeyen hasta grubu var. Biraz kanı sulandırıcı ilaçlar veriyoruz. Kanın pıhtılaşmasını, küçük parçacıklar oluşturmasını engelleyici ilaçlarla hastaya müdahale ediliyor.
STENT DAHA AZ RİSKLİ
Daralan damarın normal genişliğine ulaşması için iki yolun bulunduğunu anlatan Prof. Dr. Özenç Minareci, bilinen en eski yolun endarterektomi denilen ameliyatla damara müdahale olduğunu söyledi. Ancak son yıllarda stent uygulamasının daha çok yaygınlaştığını ve söz konusu eski yönteme göre daha az risk taşıdığını kaydeden Prof. Dr. Özenç Minareci, üstelik stent uygulamasının endarterektomiye göre daha kolay uygulanabilir olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Özenç Minareci, kolay uygulanabilen stentin diğer uygulamaya göre farklılıkları ve üstünlükleri ile ilgili şu bilgileri verdi:
“Endarterektomide sorunlu damar kesiliyor ve darlığa neden olan örneğin kireç birikimi kazınıp çıkarılıyor ve bölge tekrar dikiliyor. Diğer yöntem damarın içinden gidilerek stent yerleştirilmesi. Bu yöntemle hastaya narkoz vermeden kasıktan kateter dedigimiz aletlerle boyun damarlarına girilip telden bir boru yerleştiriyoruz. Damarın normal çapına ulaşmasını, genişlemesini sağlıyoruz ki kan rahat geçebilsin. Endarterektomide genellikle genel anestezi giriyor. Ona bağlı olarak birtakım komplikasyonların ortaya çıkma ihtimali fazla. Bu işlem sırasında boyun kesilip damara ulaşıncaya kadar orada birtakım sinirler zarar görebiliyor. Hastalarda ses bozukluğu, ses kalınlaşması, yutma güçlüğü gibi geçici bile olsa birtakım yakınmalar ortaya çıkabiliyor. “
ŞEMSİYE FİLTRELER İŞLEMİN RİSKİNİ AZALTIYOR
Stent uygulaması sırasında özellikle son zamanlarda şemsiye filtre gibi araçların kullanıldığını da anlatan Prof. Dr. Özenç Minareci, bu tür filtreler sayesinde stent uygulamasının daha başarılı olduğunu ve riskin daha da azaldığını vurguladı. Minareci “Şemsiye filtrenin” kullanımı ile ilgili şunları söyledi:
“Stent uygulaması sırasında oldukça dar olan bir bölgeye müdahale ediyoruz. Bu işlem sırasında küçük parçalar beyne doğru giderse işlem sırasında bir hastanın damarını tıkayıp beyin krizine yol açabiliriz. Şemsiye filtrelerle beyne giden damarın üst bölümünü korumaya yönelik bir uygulama gerçekleştiriyoruz. Şemsiye filtreler sadece kanın geçmesine izin verirken, pıhtıların geçmesine engel oluyorlar. Teflon zarlardan yapılan şemsiye filtrelerde 100 mikron çapında delikler var. Dolayısıyla işlem sırasında oradan kan akmaya devam ediyor. İşlem tamamlandıktan sonra şemsiye filtreleri çıkartıyoruz. Filtreler aynı emniyet kemeri gibi hastayı oluşabilecek risklere karşı korumaya alan bir alet. Riski çok daha azaltıyor.”