‘Beyaz terör’

Güncelleme Tarihi:

‘Beyaz terör’
Oluşturulma Tarihi: Ocak 24, 2004 00:00

İSTANBUL'daki karakışın etkisini 'İstanbul çöktü', 'Beyaz afet', 'Kar kábusu' 'İstanbul felç' veya 'Ak felaket' sözcükleri anlatmaya yeter mi?Tabii ki yetmez!Fırtına ve kar, İstanbul'un yıllar içinde yaşamadığı şeyler değildir. Hiçbir zaman bir metre yüksekliğinde kar ve eksi 10'a varan hava sıcaklığının etkisi bundan daha büyük olmamıştır. Berlin ya da Roma'da böyle bir havanın etkisi doğal olarak günlük yaşamı etkiler ama bizdeki gibi birçok şey felç olmaz.İstanbul'un plansız gelişmesi, organizasyon bozukluğu ve toplumsal bilinçsizlik, yaşanan zorlukların ana nedenidir. Bu nedenle önümüzdeki yerel seçimlere katılacak partilerin nasıl bir aday tespiti yapmaları gerektiği konusunda ders olmalıdır.İyi ki radyolar ve televizyonlar var... Araç içindekiler için can yoldaşı oldular da, İstanbul'da neler olduğunu öğrenebildiler. 10 saat süreyle canlı yayında kalan Best FM'den Nihat Sırdar adeta İstanbul'u yönetti sayılabilir.Beylikdüzü'nde bir kadın sinir krizi geçiriyor; yakınının ise onu teskin ettiği telefondaki seslerden anlaşılıyordu. Avcılar'da 14 saattir araçlarda mahsur kalan kadınlar, tuvalet ihtiyaçlarını gideremedikleri için il yöneticilerine karşı isyan ediyorlardı.'HEPSİ YALAN'Vefa Anadolu Lisesi'nden 6 kız öğrenci karnelerini aldıktan sonra bir minibüsle memleketleri Çorlu'ya giderken TEM'in Haramidere kesiminde 15 saat mahsur kaldıklarını, aileleri endişe ile bize duyuruyor.İstanbul Valisi Muammer Güler'in, çağrılar üzerine akaryakıt ve gıda yardımı yapıldığına ilişkin açıklamasına bir vatandaş tepki gösteriyor.‘‘Hepsi yalan, hiçbir şey gelmedi.’’Bir hafta önce anjiyo olan Vali Güler, eleştiriler karşısında bir anda kızıyor, ‘‘Bana mı, onlara mı inanacaksınız’’ diye tepki gösteriyor muhabire....Böyle bir manzara karşısında hiç kimse birbirine hoşgörülü değil.Haliç Köprüsü çıkışındaki rampada kalan yüzlerce araca Radyo’dan 'Gezegen Mehmet', Şişli Belediyesi'nin tuz döken ekibiyle sigara, su ve bisküvi yardımı götürüyor. Haliç-Mecidiyeköy yolu böylece açılıyor. Bir baba, benzini bittiği için köprüde çocuğuyla mahsur kaldığını belirterek yardım istiyor.TANKLAR KURTARDIHaramidere'den bir kadın arıyor:‘‘Tansiyonum çıktı, doktor çağırabilir misiniz?’’Sırdar'ın çağrısıyla ekipler Bahçeşehir istikametine gönderiliyor.Hadımköy kesiminde yüzlerce aracın, özellikle de yolu kapatan TIR'ların çekilmesi ancak 1. Zırhlı Tugay Komutanlığı'ndan gönderilen tanklar sayesinde sağlanabiliyor. Yaklaşık 350 kişi askeri birliklere götürülüyor ve onlara yemek veriliyor. Hamile bir kadın revire yatırılıyor.ARABALARI SOYDULARBenzini biten araçların sahipleri evlerine dönmek için çırpınıyorlar. TEM'in Mahmutbey'den Maslak istikametine giderken yolda yardım etmek amacıyla durduğumuz sürücü, lanet yağdırıyor:‘‘Benzinim bittiği için almaya gittim, geldiğimde camı kırıp radyoyu sökmüşlerdi.’’‘‘Vicdansız’’ sözcüğünü kullanmak az bile.Saat 03.00-04.00'lere kadar TEM üzerinde bırakın belediyeyi, bir Karayolları aracı bile görmek mümkün olmadı.Büyükşehirin alarm düzeyinde sayılan sanal 'C Planı' tartışılıyor.İstanbullular, billboard'larda yazıldığı gibi ‘‘Büyükşehir çalışıyor’’ yazısına uygun hizmet bekliyor.Bu arada Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün radyodan sesi duyuluyor:‘‘Gösterişli değil, kalıcı hizmet vermek gerekiyor. Bir belediye başkanının yorgun olma hakkı yoktur.’’Trafolar patladığı için ilk kez İstanbul'da bu kadar süreyle elektrik kesik kalıyor. 'Taşeron' ekipler, talepleri karşılayamıyor.Sular akmıyor, doğalgaz verilemiyor.İnsanlar evlerinde donuyor.BİR DOZERCİ NE DİYORDün 11.00'e doğru gazeteye geldiğimizde, bahçede bir dozerin kar temizlediğini görüyoruz. Operatörüne ‘‘Siz Bağcılar Belediyesi'nden misiniz, Karayolları'ndan mı?’’ diye soruyoruz.Şaşırıyor önce; ‘‘Ne Karayolları, ne belediyesi? Acaba ellerinde böyle bir araç var mı? Karayolları'nda belki bir iki tane vardır. Bizler hafriyat işleri yaparız. Karayolları'ndan da iş alırız. Ancak bu saate kadar bir tek Bahçeköy Belediyesi'nden kar temizlemek için iş aldık; bir de Başakşehir'de iki siteden... Şimdi de Hürriyet için çalışıyoruz.’’KARAYOLLARI ÇÖKMÜŞKamu kadroları, IMF'nin isteği doğrultusunda azaltıldığından ve de yeni araç alınamadığından tüm Türkiye'de çöküntü yaşanıyor.Karayolları Genel Müdürü, bir TV kanalında bu eksikliklerini kapalı şekilde ifade ediyor.İlgililer, İstanbul'a bin tonu Karayolları'ndan olmak üzere Büyükşehir tarafından 5 bin 500 ton tuz döküldüğünü iftiharla açıklıyor. Halbuki tuz asfaltı mahvediyor. Acaba tuzun etkisinin bazı kimyasallarla azaltıldığını ve bu tertibin kullanıldığını hangi ilgililerimiz biliyor. İnce kum dökmeyi kimse düşünmüyor mu?Ve en önemlisi böyle bir karakış etkisi karşısında o ülkenin Başbakanı, Ulaştırma, İçişleri ve Sağlık bakanları kamuoyunun önüne çıkıp halka 'moral' verir.Maalesef İstanbullular böyle bir durumla karşılaşmadılar.Uğur Mumcu, 11 yıl önce bugün katledilmiştiDemode!UM-AG'ın yazarlık seminerine katılmış bir grup 'UM-AG gönüllüsü' adına Dr. Mehmet Gökağaç'ın, Uğur Mumcu'nun katledilişinin 11. yılında gönderdiği yazı şöyle:Uğur Mumcu, namuslu, dürüst, yurtsever, objektif, duyarlı bir insan ve gazeteci... Onun kişiliği ve gazeteciliği hakkında söyleyebileceklerimiz birbirinin aynı! Uğur Mumcu, bir yaşam anlayışının, bir tavrın, bir duruşun simgesi.İşte hiç modası geçmeyecek olan da ondaki bu tutarlı duruş, tavır; insana güven veren yaşam anlayışı, o samimiyet, o içtenlik, o gerçeklik! O Uğur Mumcu!Bugün tanık olduğumuz maskeli sahte duruşların, tutarsız tavırların yapay ortamında... Önceden hesaplanarak, kurgulanarak toplumun tüm katmanlarına dayatılan yaşam tarzında...Tüketime dayanan tüketim yaşamında her şeyi tüketmeye çalışıyorlar!Şimdi de sıra Uğur Mumcu'nun anısını tüketmeye geldi...Çünkü, toplumun tüm katmanlarında, yaşamın her alanında, tüm mesleklerde ve gazetecilikte Uğur Mumcu'yu, Uğur Mumcu'nun duruş ve tavrını benimseyenler, yaşamaya çalışanlar, yaşatanlar, yaşayanlar var!Uğur Mumcu'lar var!..Her şeyin tüketildiği, tükendiği ortamda tüketilmeleri, tükenmeleri, kaçınılmaz olanlara karşın Uğur Mumcu'nun tüketilmeye direnen duruş ve tavrını, 'demode' yaşam anlayışını, üretmeye, çoğalmaya devam ediyoruz!Uğur Mumcu'yu, Uğur Mumcu'ları yaşatıyoruz... Tükenenlere ve tüketmeye çalışanlara inat. Daha da çoğaltmak, üretmek için.Bugün 24 Ocak 2004; Türkiye'nin tüm alanlarında çoğalıyoruz!
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!