Beyaz Saray’da hem şişmanladım hem yaşlandım

Güncelleme Tarihi:

Beyaz Saray’da hem şişmanladım hem yaşlandım
OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 14, 2003 00:00

O artık bir best-seller yazarı. ABD'nin eski first lady'si ve New York Senatörü Hillary Clinton'ın hayat hikayesini anlattığı Living History (YaÅŸayan Tarih) adlı kitap kısa sürede 200 bin adet satarak en çok satanlar listesine girdi. Hillary kitabında, eÅŸinin tahtını sallayan skandallara, kendilerine karşı düzenlenen komplolara, siyasi olaylara deÄŸindiÄŸi gibi, son yıllardaki fiziki görünüşünden duyduÄŸu rahatsızlığı da dile getiriyor. EÅŸinin ilk yemin töreninden sonra (1993) mavi renkli kadife bir tuvalet giyen Hillary, ikinci yemin töreninde nasıl deÄŸiÅŸtiÄŸini şöyle anlatıyor: ‘‘O kadife tuvaleti giyen kiÅŸi deÄŸildim artık. Dört yıl boyunca Beyaz Saray'da yediklerimden sonra o tuvalete sığmam mümkün deÄŸildi. Ayrıca sadece yaÅŸlanmamış, daha da sarışın olmuÅŸtum’’ diyor. EÅŸiyle tropik bir plajda mayosuyla dans ederken paparazzilere yakalandığını da unutmamış. Arkadan çekilmiÅŸ görüntüsünden rahatsızlık duyduÄŸunu da itiraf ediyor. New York Senatörü ve eski First Lady Hillary Clinton, best-seller olan kitabı ‘‘YaÅŸayan Tarih’’te çocukluÄŸundan baÅŸlayarak bütün hayatını anlatıyor. Tabii kitabın merkezinde iki tema var: Kocası Bill'le olan aÅŸk-nefret iliÅŸkisi ve çevresinin komplocularla dolu olduÄŸu saplantısı...Dorothy Howell Rodham ve Hugh Rodham Jr çiftinin kızı olan Hillary Rodham Clinton, sosyal sorumluluÄŸu geliÅŸmiÅŸ bir çocuk olarak yetiÅŸir. ‘‘Babam üç konuda çok kesin fikirlere sahipti: Komünistler, karanlık iÅŸadamları ve yolsuz politikacılar. Bunlar, babamın gözünde yaÅŸamın en düşük üç formuydu...’’ Hillary, okulda aktif bir öğrenci olmakla birlikte, güzelliÄŸe, saçına başına, süsüne püsüne pek önem vermez. Bu özelliÄŸi vali eÅŸi oluncaya kadar sürer.Ãœniversite yıllarında muhafazakar ve Cumhuriyetçi olan Hillary, 60'lı yıllardaki çalkantılarla birlikte Vietnam Savaşı'nı sorgulayan ve sosyal adalete önem veren bir demokrat ve liberal haline dönüşür. Kocaman gözlüklü Hillary, sadece kızların alındığı ünlü Wellesley Ãœniversitesi'ne gider. Mezuniyet töreninde yaptığı etkili konuÅŸmayla dikkatleri çeker ve adı dergilerde çıkmaya baÅŸlar.Cumhuriyetçi Parti'nin bir toplantısında çalışan Hillary, o sıralarda hukuk okumak istediÄŸinden emindir, ama hangi okulda? Bir kokteylde Harvard'dan bir hoca ile karşılaşır. Adam, ‘‘Harvard ile kimse rekabet edemez, ayrıca Harvard'da kadınlara da ihtiyacımız yok’’ deyince, Hillary, Yale Ãœniversitesi'ne kayıt yaptırmaya karar verir. Kader, Hillary ile Bill Clinton'ı Yale Ãœniversitesi'nde biraraya getirir.ARKANSASLI VÄ°KÄ°NGLE YALE'DE TANIÅžIRHillary, Bill Clinton'ı, ilk gördüğünde, Oxford'da iki yılını tamamlayıp Yale'e dönmüş bu baÅŸarılı öğrenciyi yakışıklı, uzun kızıl saçlı, kahverengi sakallı bir Vikinge benzetir ve araÅŸtırır: Kim bu çocuk? Aa, o mu, Arkansaslı Bill, derler. Bill, Yale'in kütüphanesinde hep Hillary'yi süzmektedir. Sonunda genç kız, onun yanına gidip ‘‘Birbirimize bakıp duracaksak tanışalım bari’’ der. Bill heyecandan adını bile söyleyemez. Hillary ve Bill, sık görüşmeye baÅŸlar. Önce Meksika'ya sonra da Avrupa'ya tatile giderler. 1973'te Bill, Hillary'e evlilik teklif eder, ancak Hillary kararsızdır. ‘‘Kafasına bir ÅŸeyi koydu mu ısrarlıdır. Beni de kafasına koymuÅŸtu.’’Hillary, dönemin baÅŸkanı Richard Nixon'un Watergate skandalı nedeniyle azli için Kongre'de kurulan kurulda çalışır. Ä°ÅŸbaşından alınacağını hisseden Nixon 5 AÄŸustos 1974'te istifa eder.Hillary'nin Washington'daki iÅŸi bitmiÅŸtir, artık kalbinin sesini dinleyerek Hukuk Fakültesi'nde öğretim üyeliÄŸi yapan Bill'in yanına gitmemesi için hiçbir sebep yoktur. Bu kararını arkadaşı Sara Ehrman'a açıkladığında aldığı tepki, ‘‘Sen aklını mı kaçırdın’’ olur. Çünkü Hillary, siyasetin merkezi Washington'da umut vaat eden bir avukattır. ‘‘Niçin geleceÄŸini bir kenara atıyorsun?’’ Ä°ÅŸte bu, Hillary'nin hayatının anahtar sorusudur. Ama cevabı da basittir: ‘‘O genç adamı seviyorum.’’Birlikte yaÅŸanan onca yıldan sonra Hillary hala, ‘‘Bu kadar hayat dolu, enerjik ve ilginç birini daha tanımadım’’ diyor.EV KADINI DEĞİLÄ°M DEMESÄ° TEPKÄ° YARATIRBill Clinton, Arkansas'ta siyasete atılır. BaÅŸsavcı ve vali olarak Arkansas'a hizmet verir. Vali Clinton'ın yıldızı hızla parlar. Demokrat Parti'nin ileri gelenleri seçimlerde baba George Bush'a rakip olmasını önerirler. Bill, adaylığını açıklar ve ekibini kurar. Ä°ÅŸte tam o sırada Gennifer Flower isimli bir kadın ortaya çıkar ve Bill Clinton ile iliÅŸkileri olduÄŸunu öne sürer. Hillary'ye göre bunlar eÅŸini karalama kampanyasının bir parçasıdır: Canla baÅŸla savunur kocasını. Oysa Clinton, birkaç yıl sonra Flowers ile iliÅŸkisini kabul edecektir.Hillary, kampanya sırasında kurabiye piÅŸirip, çay demleyen bir ev kadını olmadığını söyleyerek tartışma yaratır. 46 yaşındaki Clinton deÄŸiÅŸim vaadiyle kitlelerin cazibe merkezi olur ve baba Bush dönemini sona erdirir.Beyaz Saray'da yeni ve renkli bir sayfa açılır. Beyaz Saray'daki ilk yıl trajedilerle geçer. Hillary'nin babası Hugh Rodham ölür ve çok sevdikleri dostları Vince Foster intihar eder. Hillary'nin hazırladığı saÄŸlık reformu büyük sigorta ÅŸirketlerinin kampanya duvarına çarpar. Clinton çifti büyük bir emlak yolsuzluÄŸu suçlamasıyla karşılaşırlar, Whitewater skandalıdır bu. Bill'in annesi Virginia ölüm yatağındadır. Çiftin tek tesellisi, BaÅŸkan'ın NAFTA ve bütçe konularında istediÄŸini elde etmesi olur.Kötü günler devam eder: Clinton'ın annesi ölür. Görev başında bir yıl dolmadan Whitewater skandalını soruÅŸturmak için bir Özel Savcı atanır. Hillary'nin kitapta anlattığına göre, Whitewater yatırımından zaten zarar etmiÅŸlerdir, bu soruÅŸturma da gereksizdir. Tam o sırada, cinsel taciz iddiasıyla Paula Jones Clinton'dan davacı olur.KOCASI KÖTÃœ HABERLERÄ° HEP SABAH VERÄ°RClinton ailesi, Paula Jones, Gennifer Flowers gibi kadınların iddialarına raÄŸmen, 1998'e kadar iyi kötü bir mutluluk tablosu çizmeyi baÅŸarmıştır. Ama 1998 başında tablo darmadağın olur. Ä°nternette yayılan bir haber kısa sürede ulusal basına yansır. Hillary, uçkurgate skandalını eÅŸinden öğrenir. 21 Ocak 1998 sabahı karısını uyandıran Bill Clinton, Beyaz Saray stajyeri Monica Lewinsky ile bir iliÅŸki yaÅŸadığına dair gazetelerde haberler bulunduÄŸunu söyler. Bütün bunların yalan olduÄŸunu da ekler.Hillary'ye göre yine siyasi düşmanlar iÅŸ başındadır. Siyasi düşmanların olayı körüklediÄŸi kesindir. Ama Bill, Monica'yla iliÅŸki kurmadım derken, herkesle beraber karısına da yalan söylemiÅŸtir. Yalan açığa çıkacak, Clinton, Büyük Jüri önüne çıkmaya zorlanacaktır.15 AÄŸustos sabahı, Bill yine Hillary'yi uyandırır. Yalanı sürdürmenin anlamı kalmamıştır. Yakında Büyük Jüri'ye ifade verecektir. ‘‘Uygunsuz bir iliÅŸki yaÅŸadığı konusunda ifade vermek zorunda olduÄŸunun farkına varmıştı. Bana aralarında yaÅŸanan ÅŸeyin kısa süreli olduÄŸunu anlattı. Utanç içindeydi, deliye döneceÄŸimi biliyordu. Nefes almakta zorlanıyordum. AÄŸlamaya, hıçkırmaya, bağırmaya baÅŸladım. ‘Ne demek, bana yalan mı söyledin' diyordum. Çılgına döndüm. O öyle orada duruyor ve üzgün olduÄŸunu, beni ve Chelsea'yi korumaya çalıştığını söylüyordu...’’ Gözlerinden yaÅŸlar yuvarlanan Bill Clinton, durumu Chelsea’ye anlatması gerektiÄŸini de eklemektedir üstelik... ‘‘Bill'in boynunu kırmak canını yakmak istedim. Ancak, sonuçta hala onu sevdiÄŸime karar verdim. Hayatımın en zor iki kararından biriydi.’’ (Ä°kinci zor kararı da, senato üyeliÄŸine adaylığını koymasıdır.) EVLÄ°LİĞİNÄ° AÄ°LE DANIÅžMANIYLA KURTARIRClinton, özel savcıya resmen ifade verdikten sonra, Hillary ve Chelsea ile Martha's Vineyard'a tatile gider. Tatildeyken kendini üzgün, hayal kırıklığına uÄŸramış, öfkeli hisseder Hillary: ‘‘Bill ile çok az konuÅŸuyorduk, konuÅŸtuÄŸumda da onu azarlıyordum. Kitap okudum. Sahilde yürüdüm. O alt katta, ben üst katta yattım...’’ Ayrı yaÅŸamak mı, boÅŸanmak mı, yoksa yola devam etmek mi? Sonunda Hillary eÅŸini affetmeye karar verir. Ama uzman yardımına ihtiyaçları vardır. Evlilik danışmanına baÅŸvururlar. ‘‘Danışmanlık sayesinde, bu evliliÄŸi ve sevgiyi korumayı denemek istediÄŸimi anladım. Öyle bir noktaya gelmiÅŸtim ki, ya öfkeyi ve hayal kırıklığını bir kenara bırakıp affedecektim, ya da evliliÄŸime son verecektim. Ä°kimiz de ÅŸimdiki noktaya gelebilmek için çok, ama çok çalıştık. Artık geleceÄŸe bakabilir bir noktadayız. Beraber yaÅŸlanmayı umuyorum. GeleceÄŸe bu gözle bakıyorum.’’SENATÖR ADAYIYKEN TERÖRÄ°STLÄ°KLE SUÇLANIRClinton, Åžubat 1999'da aklandıktan sonra, Hillary, New York'tan senatör adayı olmayı düşünmeye baÅŸlar. En yakın dostları, Hillary'ye bu sevdadan vazgeçmesini tavsiye eder. Ama o senatör adayı olmaya karar verir.New York'taki rakibi karizmatik Belediye BaÅŸkanı Rudolph Giuliani'dir. Ancak Giuliani prostat kanseri nedeniyle çekilince, bu defa karşısına Rick Lazio çıkar. Hillary, yine kendisine komplo kurulduÄŸuna inanmaktadır: ‘‘Beni terörist olmakla bile suçladılar. Ama negatif kampanya bana yaradı.’’Hillary New York'tan seçilir. Kutlama için düzenlenen bir gecede, Clinton'ın 1992 baÅŸkanlık kampanyası için kullandıkları ‘‘Don't Stop Thinking About Tomorrow’’ (Yarını düşünmekten vazgeçme) ÅŸarkısını çalarlar: ‘‘O sözler benim kalbime iÅŸlemiÅŸti. Siyasi felsefemi de özetliyordu. Her ÅŸey daima yarın için...’’BILL'Ä°N ELLERÄ°NE METHÄ°YEHillary tanışıp el sıkıştığı gün, Bill'in ellerine tutulmuÅŸtu: ‘‘Parmakları bir piyanistin ya da cerrahınki gibi... Binlerce tokalaÅŸma, sayısız golf vuruÅŸu ve imzadan sonra elleri de sahibi gibi olgunlaÅŸtı. Ama, hálá eskisi kadar çekici ve dayanıklı.’’ CHELSEA DE ANNESÄ° GÄ°BÄ° KIRILMIÅžTI27 Åžubat 1980 günü, Bill ve Hillary'nin biricik kızları Chelsea dünyaya geldi. Minik kıza isim bulmak için fazla zorlanmadılar. Joni Mitchell'in çok sevdikleri ‘‘Chelsea Morning’’ parçası çifte esin kaynağı oldu. Hillary'nin yazdığına göre, Monica Lewinsky skandalı patladığında, Chelsea de annesi kadar babasına kızmıştı. Clinton özel savcıya ifade verdikten sonra bütün aile tatile Martha's Vineyard'a gittiler. Ama anne-kız, babayla pek iliÅŸki kurmak istemiyordu. Hillary şöyle yazıyor: ‘‘KöpeÄŸimiz Buddy de bizimle geldi. Bill ile vakit geçirmek isteyen tek aile ferdi Buddy idi...’’Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!