Oluşturulma Tarihi: Şubat 24, 2005 00:00
AKP'ye giderek hákim olan dar kadroculuk anlayışı ilk belirtilerini 28 Mart 2004 yerel seçimlerinden önce göstermişti, anlayış AB'den müzakere tarihi alınmasının ardından 17 Aralık 2005 sonrası şaha kalktı.28 Mart seçimleri öncesi 24-25 Mart 2004 günleri yazdığım ‘Seçimden Önce İki Uyarı’ başlıklı yazılarımda aynen şöyle demiştim:* * *‘AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ...genel kurulda:- Milli Görüş’ten koptuk, dedi.Millet de ona güvenerek partiye duyduğu teveccühü artırdı.AKP’nin 3 Kasım’da aldığı ve 28 Mart’ta alacağı oyların %60-70’i Milli Görüş'ten gelmeyen, hatta Milli Görüş'e soğuk duran, kendi idealleri ile Milli Görüş'ün ideallerini çelişkili bulan insanlardan oluşuyor.Ancak, AKP takip ettiği tavan siyasetinde büyük oranda liberal-demokrat bir çizgi izlerken, belli ki seçtiği taban politikasında Milli Görüşçüleri benimsiyor....Çok rahatlıkla söyleyebilirim ki; AKP’nin belediye başkan veya meclis üye adaylarının %60-70’i Milli Görüşçülerden oluşuyor!Hatta kazanması garanti yerlerde oran %80’lere yükseliyor.’* * *AKP'de ‘17 Aralık öncesi ve 17 Aralık sonrası’ ayrımını ilk seslendiren kişi olarak; ‘diğerlerine’ şüphe ile bakan, global dünyayı okumaktan yoksun, salt tek doğruya dayanan tek boyutlu politika üretebilen, siyaseti sadece popülist politikalardan ibaret sayan bir kesimin giderek hükümete hákim olmaya başladığını düşünüyorum.Erkan Mumcu'nun istifası bu durumun dışa vurumudur!* * * Tüm gazetelere yansıyan duyumlara göre, Başbakan geçen gün Köşk'e çıktığında amaç: Hüseyin Çelik’in Milli Eğitim Bakanlığı’ndan (MEB) alınarak, yerine Devlet Bakanı Beşir Atalay’ın getirilmesi, Hüseyin Çelik’in Kültür ve Turizm Bakanlığı’na kaydırılması; Atillá
Koç’un da, Beşir Atalay’dan boşalan Devlet Bakanlığı’na getirilmesi imiş!* * *Kimdir Beşir Atalay? Hakkındaki iddialar doğru mu yanlış mı bilmiyorum ama Milli Görüş geleneğinden geldiği malum bir bilim adamı!Kimdir Hüseyin Çelik? Muhafazakar göreneği dışında bilimsel tavrı çok daha belirgin ancak AKP'ye dışarıdan (DYP) katılan bir diğer bilim adamı!Söz konusu hangi bakanlık? Her dönemde siyasi rejimin kalesi addedilen, iktidarlarca muhakkak fethedilmesi gerekli görülen MEB!* * *Şimdi aklıma takılıyor:1) Kültür Bakanlığı bir sürgün yeri mi?2) Erkan Mumcu da ilk AKP Hükümeti'nde MEB idi, yoksa o da mı sonradan Kültür Bakanlığı'na sürgün edilmişti?3) Cumhurbaşkanı neden sadece Milli Görüş dışındakilerin MEB'e atanmasına onay veriyor? Tersine neden Milli Görüşçülere bu kadar direniyor?4) Başbakan'ın bulunduğu bakanlıkta istemediği Hüseyin Çelik MEB olarak artık nasıl devam edebilecek? 5) Gönül verdiği YÖK tasarısını savunmaya devam ederse onu kim ciddiye alacak?
button