Güncelleme Tarihi:
Atalay, Kanal 24 televizyonu canlı yayınında gazetecilerin soruları yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmeye ilişkin sorular üzerine Atalay, görüşmenin içeriğini bilmediğini söyledi.
AK Parti için kritik günler, ciddi bir geçiş dönemi yaşadıklarını anlatan Atalay, "Partimizde değişimler olacak, yeni hükümet kurulması gibi. Hepimizin görüşmesi gereken çok konu var. Partimizin bütün kademeleriyle değerlendirmeler yapıyoruz. Hareketin önemli iki ismi, değişik zamanlarda görüşüyorlar, bugün de eminim bu konuda önemli bir görüşme yaptılar. Başbakanımız 'Salı günü açıklamadan önce Cumhurbaşkanımızla da görüşerek son kararı vereceğim' demişti. Herhalde bugün son karar verilmiş oldu. Sayın Cumhurbaşkanımızın 'Ben aday olmayacağım' açıklaması da bu kararla ilgili bir göstergedir" diye konuştu.
"Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adaylığı kesin mi" sorusu üzerine Atalay, "Biz hep böyle görüyoruz, resmen açıklanmadığı için de açıklanmasını bekliyoruz" ifadesini kullandı.
"En uygun adaydır"
Partinin bütün mekanizmalarında, tüm karar organlarında uzun çalışmalar yapıldığını ve Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adayı olması yönünde ağırlıklı eğilim çıktığını kaydeden Atalay, "Başkanımızın şu anda tabii hakkıdır, en uygun adaydır diye hepimiz öyle gördük" dedi.
"AK Parti'nin devamı Abdullah Gül ile mi olacak, bu konu masada mı" sorusuna Atalay, Başbakan Erdoğan ve Abdullah Gül'ün, hareketin öncüleri, başlatıcıları olduğunu söyledi. Gül'ün, parti kurulduğundan bu yana da önemli görev ve misyonlar üstlendiğini, partinin önemli isimlerinden olduğunu belirten Atalay, şunları kaydetti:
"Siyasetin içinde kendisi olsun veya olmasın, neticede harekette önemli bir isim, görüşlerine önem vermek gerekir. Bir de vefadır emeği geçenlerin görüşlerini almak lazım. Partinin geleceği, Tayyip Bey cumhurbaşkanı seçildiğinde partinin genel başkanı konusu, yeni hükümetin başbakanı gibi konular var. Şimdilik gündemimizde birinci planda cumhurbaşkanlığı var, bununla meşgulüz, kampanyası, çalışması var. Partiyle ilgili kısımlar bu süre içinde değerlendirilir. Buna, strateji olarak bakmak lazım, ne kadar bunları teyit ediyoruz deseniz de parti içinde, teşkilatlarımızda partinin geleceğiyle ilgili de kaygılar, endişeler, görüş ve tartışmalar olabiliyor. Bunlar da normaldir. Bu devam eden bir süreç ama kısa sürede bir karar şu anda beklenmiyor."
"Seçimin tansiyonu bile yükselmeyecek"
Beşir Atalay, sorular üzerine, aday olması halinde Başbakan Erdoğan'ın birinci turda cumhurbaşkanı seçileceğini ifade ederek "Birinci turda kazanacağı yönünde kuvvetli tahminler var, elimizdeki veriler de onu gösteriyor. Seçimin tansiyonu bile yükselmeyecek. Bu şartlarda baktığımızda araştırmacı olarak söylemek istiyorum: Şu anda cumhurbaşkanlığı seçimi volümü yüksek, kampanyası yoğun olacak gibi görünmüyor. Yapılan değerlendirmelerde de partimizle ilgili kamuoyu desteği yüksek. Birinci turda seçim biter, öyle görüyoruz. Daha sonra erken seçim gibi bir konu gündemimizde hiç olmadı. Erken seçimi hiçbir zaman tasvip etmedik. Milletvekilliği süresini tekrar 5'e çıkaralım diye de bir düşünce var, erken seçime gideceğimizi ben sanmıyorum. Şu an böyle tahminler yapılıyor ama bizim kendi ilkelerimiz, çalışmalarımız içinde böyle bir alternatif değerlendirme söz konusu değil."
"Milletvekili olmadığı için başbakan da olamıyor. Cumhurbaşkanı Gül partiye dönerse ara formülle mi bu süreç olacak" sorusu üzerine Atalay, "Nasıl olacağı, kendisinin kabul edip etmeyeceği henüz kararlaştırılmadı. Bunlarla ilgili değerlendirme yapmak kimse istemiyor, bunlar görüşülecek, ondan sonra o süreçler bellidir. Neticede Başbakanımız Köşk'e çıktığında yeni bir hükümet kurulacak, milletvekili olması gereken birisi bir hükümet olacak. 45 gün içinde partinin olağanüstü kongresi yapılacak, genel başkan seçimi yapılacak, bu süreçler yasal zemini içinde yürür" değerlendirmesini yaptı.
"Ortak aday göstermesiyle seçim alınmıyor"
Beşir Atalay, "Çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu ismine nasıl bakıyorsunuz" sorusuna "isimle ilgili değerlendirme yapmayacağı" yanıtını verdi. Muhalefetin AK Parti karşıtı büyük bir blok oluşturma çabası içinde olduğunu dile getiren Atalay, şöyle devam etti:
"Bunun oluşmayacağı da şu anda görülüyor. Partilerin ortak aday göstermesiyle seçim alınmıyor. Bunu belediye başkanlığı seçiminde de gördük. Hep söylediğimiz, cumhurbaşkanını halka seçtiriyoruz artık. Bu çatı aday veya partilerin daha geri planı bilinmeyen, pek çok kurgularla cumhurbaşkanı seçme dönemi bitti. Meclis seçerken öyle oluyordu. Meclis seçerken hiç ummadığınız bir isim üzerinde mutabık kalıyorlardı, birbirlerini ikna ederek ki bu siyaset dışından, tarafsız görünümlü bir kişi oluyordu. Çatı adayı Ekmeleddin Beyi biraz öyle buldular. Ama artık siyaset dışı cumhurbaşkanı, başbakan, seçim... Bunları aştık."
Türkiye'nin, şu anda cumhurbaşkanını da halka seçtiren demokratik bir seviyeye ulaştığını kaydeden Atalay, "Çatı aday falan demenizle olmuyor, vatandaşın dediği olacak. Siyasetin dışından gelenlerin tutması mümkün değil. Ne kadar zorlasalar partiler verimli olacağını düşünmemek lazım. Muhalefet partilerini bu manada muhatap alıp, eleştirmek lazım. Halen siyasetten korkan, ürken, nötr insanlar arayarak çatı aday getirme, bunlara siyaset adına insan üzülüyor. Bu Türkiye'yi hiç tanımamak" değerledirmesini yaptı.
Başbakan Yardımcısı Atalay, önceki dönemlerde cumhurbaşkanlığı makamının bir anlamda statükocuların odağı olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Siyaseti geri plana itmek isteyen, halkın iradesine rağmen farklı düşünen ve Türkiye'yi farklı yönetmek isteyenlerin bir anlamda odak noktası cumhurbaşkanlığı olmuştur. Şimdi ellerinden o gittiği için rahatsızlar. Halkın seçmesi aslında cumhurbaşkanlığını bu tür kurguların, bu tür siyasi, eski Türkiye'yi kurgulayanların vesayet merkezi olmaktan kurtarmanın da bir yolu olmuştur. Orası bundan sonra böyle Türkiye'de siyasetin merkezlerinden birisi olacaktır artık. Cumhurbaşkanı halk tarafından seçildiğinden o da kendisini biraz daha farklı görecektir. Şu anda Anayasa'da seçilme yöntemi dışında cumhurbaşkanının yetkileriyle ilgili maalesef değişiklik yapamadık, keşke yapabilseydik. Ama neticede teamülleri zorlama, yetkileri daha fazla kullanma gibi şeyler olabilir. Halk tarafından seçilmenin getirdiği bir gücü ve sorumluluğu olacak."
Başkanlık sistemi
Beşir Atalay, başkanlık sistemiyle ilgili sorular üzerine, partinin görüşü olarak başkanlık sistemi teklifini getirdiklerini ancak anayasa değişikliği yapılamadığını anımsatarak "2015 seçimini Anayasa'yı değiştirebilecek biçimde alabilirsek daha rahat olur. Başkanlık sistemi olur ve cumhurbaşkanı da zorlanmaz" dedi.
Anayasa'da cumhurbaşkanı ile ilgili "partiler üstü" tanımı bulunduğuna işaret eden Atalay, "Vatandaşın oyuyla geliyor ama Anayasa'da belli sınırlar var. Partinin genel başkanlığı, orada yürüyen işler ayrılacak. Partiler üstü bir cumhurbaşkanı olacak" diye konuştu.
Abdullah Gül'den önceki dönemlerde Cumhurbaşkanlığından kararnamelerin döndüğünü, yasaların veto edildiğini, kurumlara atamalar yapılamadığını anlatan Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi öyle değil, zaten aynı hareketin mensupları. Cumhurbaşkanı olmakla partiden kopmuş değil, parti onun partisi. Cumhurbaşkanı ile hükümet arasına farklı siyasi bakışlar olmadıkça işler normal şekilde yürür. Tayyip Bey cumhurbaşkanlığına gitse de ülkenin yürüyen projelerini takip ediyor, kendisinin önemli projeleri var. Bunlarla ilgilenmesinden daha tabii bir şey olamaz."
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün daha önceki açıklamalarında siyaseti düşünmediğini söylediğinin hatırlatılması ve "Ancak şimdi Başbakanlık konusuyla ilgili 'Aramızda konuşacağız' dedi. Siyasete açık kapı bıraktı anlamına mı gelir" sorusuna, "Cümleleri yorumlamak bazen yanlış olur ama ben de öyle anlıyorum" yanıtını verdi.
Çözüm süreci
Çözüm süreciyle ilgili çıkarılan çerçeve yasanın seçime yönelik çıkarıldığı yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine de Atalay, tüm süreci planlayarak ilerlediklerini, bunun seçimle ilgisini asla kurmamak gerektiğine işaret etti. Çözüm sürecinde olgunlaşma noktasına gelindiğini, artık farklı bazı adımların atılmasının zorunluluk olduğunu kaydeden Atalay, "Daha somut bir yol haritası, eylem planı hazırlayacağız. Bunu da çerçevede yasanın içinde, ona da dayanarak yürüteceğiz. Genel ifadelerden, soyutluklardan kurtularak daha somut hangi adım ne zaman atılacak belirleyeceğiz" bilgisini paylaştı.
Çerçeve yasanın, devletin bütün mekanizmalarıyla daha önce başlayan çalışmaları bir devlet politikası haline getirdiğini aktaran Atalay, "Bu kadar çabadan sonra artık gelinecekse bir noktaya gelinecek. Ya çözüm olacak ya da çözümle ilgili konuşmaları bitireceksiniz. Toplum artık çözüm dışı bir şeyi kabullenmez" ifadesini kullandı.
Süreçte artık daha ileri adımlar atılması gerektiğini kaydeden Atalay, şunları kaydetti:
"Artık insanların eve dönüşle ilgili gerek dağdan eve gerek cezaevinden gerek Mahmur'dan eve dönüş... İnsanların evine, hayata dönüşü, rehabilitasyonu gerekiyorsa bunların geleceğiyle ilgili tekrar bir umut yeşertmek... Bütün bunlar maddeleri kısa ama çerçeve olarak bunun içinde var. En öz yasayı yaptık, bütün konuları sığdırdık bundan sonra bu konularda belki başka yasalar çıkacak. Şimdi yol haritasını çıkaracağız, çalışılıyor. Silahsızlandırma, eve dönüşle ilgili devletin atacağı adımlar, bunlarla ilgili çalışma yapılacak. Yeni yasalar belki devreye girecek."