OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 09, 2003 00:00
Geçen yıl sinema dünyası bir çok ustasını kaybetti. 22. Uluslararası İstanbul
Film Festivali "Elveda" adlı özel bölümünü 2002'de ölen yönetmenler John Frankenheimer, Maurice Pialat, Karel Reisz ve Billy Wilder ile aktör Rod Steiger'e ayırdı. Bu bölümde Billy Wilder'ın "Bazıları Sıcak Sever", Maurice Pialat'nın "Van Gogh", John Frankenheimer'ın "Casuslara Karşı", Karel Reisz'ın "SeviÅŸme Günleri" ve aktör Rod Steiger'in baÅŸrolünde oynadığı "Gecenin Sıcağında" gösterilecek.Casuslara Karşı (The Manchurian Candidate)Yönetmen: John Frankenheimer Oyuncular: Frank Sinatra, Laurence Harvey, Angela Lansbury John Frankenheimer'ın unutulmaz filmlerinden biri olan Casuslara Karşı, 1962'de ABD Ulusal EleÅŸtirmenler BirliÄŸi'nin en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülünü (Angela Landsbury) kazandı. Landsbury bir yıl sonra da yine bu filmdeki rolüyle yardımcı kadın oyuncu dalında Altın Küre Öoülü'ne deÄŸer görüldü.Ordu Ä°stihbaratı’nda görevli bir binbaşı olan Bennett Marco, sürekli Kore Savaşı’na dair kâbuslar görmektedir. Bu kâbuslarda eski silah arkadaşı ÇavuÅŸ Raymond Shaw, iki askeri öldürmektedir. Marco üstlerine endiÅŸelerini anlatınca, çok yorgun olduÄŸu kanısıyla ona hastalık izni verirler. Marco, Shaw’un evini ziyaret ettiÄŸinde, onun eskiden keÅŸif kolunun rehberliÄŸini yapmış Koreli hizmetkârının saldırısına uÄŸrar. Daha sonra Shaw’la karşılaşır ve onun güç delisi kumpasçı annesinden ve kaba, komünist düşmanı üvey babası Senatör Iselin’den nefret ettiÄŸini öğrenir. ÖğrendiÄŸi bir baÅŸka ÅŸey ise, keÅŸif kolundan birinin daha Shaw’a yazıp Marco’nunkine benzer kâbuslardan yakındığıdır. Ordudaki üstleri bu rüyaların kaynağı konusunda şüphelidir, çünkü Shaw Kongre Onur Madalyası sahibidir. Yine de Marco’ya soruÅŸturma yetkisi verirler. Çok geçmeden Marco, inanılmaz gerçeÄŸi keÅŸfeder...  Van Gogh Yönetmen: Maurice Pialat Oyuncular: Jacques Dutronc, Gérard Sety, Alexandra London Maurice Pialat'nın bol ödüllü filmi Van Gogh, resim tarihinin bu büyük ustasının, 1890 yılının nisan ayında, Auvers-sur-Oise adlı küçük köye geliÅŸinden, temmuz ayındaki ölümüne kadar geçen süreyi yani en üretken dönemini ve hayatının son üç ayını anlatıyor. Filmin Jacques Dutronc'a 1991 yılında en iyi erkek oyuncu Cesar'ını kazandırdığını da hatırlatalım.Film, ressamın trenle köye gelmesi ve muayene olmak üzere köy doktorunu ziyaret etmesiyle baÅŸlar. Sanatsever bir kiÅŸi olan Doktor Gachet, Van Gogh’u evinde kalmaya davet eder. Van Gogh, doktorun genç ve sevimli kızını model olarak kullanır ve sonunda sevgili olurlar. Müşfik baba ÅŸaÅŸkınlık içindedir. Bu arada Van Gogh’un kardeÅŸi Theo’yla iliÅŸkisi giderek gerginleÅŸmekte ve bozulmaktadır. Istırap yüklü çalışmaları, burjuva Marguerite ve hayat kadını Cathy arasında bir türlü bulamadığı aÅŸk, Theo ve karısı Joanna’yla paylaÅŸtığı baÅŸarısızlık karşısında duyduÄŸu panik, ve yaÅŸamındaki bu son yazın sıcaklığı ve ÅŸehveti, sanatçının göz göre göre yaklaÅŸan ölümüne neden olan etkenlerdir...  SeviÅŸme Günleri (Saturday Night and Sunday Morning) Yönetmen: Karel Reisz Oyuncular: Finney, Shirley Anne Field , Rachel Roberts Karel Reisz ustanın bu filmi Ä°ngiltere’nin 60’lı yıllardaki ‘öfkeli delikanlılar’ dramlarının en iyilerinden biri olan bu çarpıcı ve etkili film, işçi sınıfı yaÅŸamının ümitsizliÄŸini yakalıyor. Atak bir genç olan Arthur Seaton, Midlands’te büyük bir fabrikada çalışırken aklı gelecekteki güzel günlerdedir. Biraya ve kadına harcayacak paraya ihtiyacı vardır, ama çok çalışıp kendini harap etmeye hiç niyeti yoktur. Haftasonu pub’da ağır bir içki mesaisinden sonra, arka taraftan gizlice sevgilisi Brenda’nın evine girer. Kadının kocası Jack gece vardiyasına alındığında, Arthur’un Brenda ile iliÅŸkisi iyiden iyiye ümit vaat ediyormuÅŸ gibi görünmeye baÅŸlar, ama delikanlının ÅŸevk ve hevesi, pub’da daha genç bir kız olan Doreen’le karşılaşıp onunla çıkmaya baÅŸlayınca biraz azalır. Cinsel açıdan Brenda kadar özgür olmayan Doreen, Arthur’la seviÅŸmeden önce onun geleceÄŸe yönelik niyetinden emin olmak ister. Brenda ondan hamile olduÄŸunu söyleyince, Arthur kürtaj için yardım istemeye teyzesine gider, ama bu giriÅŸim baÅŸarısızlıkla sonuçlanır...  Gecenin Sıcağında (In the Heat of the Night) Yönetmen: Norman Jewison Oyuncular: Sidney Poitier, Rod Steiger, Warren Oates Sinema tarihinin unutulmaz filmlerinden biri olan Gecenin Sıcağında geçen yıl ölen ünlü aktör Rod Steiger anısına gösteriliyor. Steiger'a 1967 yılında en iyi erkek oyuncu Oscar'ı getiren bu film yine aynı yıl en iyi film, en iyi uyarlama senaryo, en iyi kurgu, en iyi ses dalında da ödüle deÄŸer görülmüştü. Bu gerilimli dedektif öyküsü, ırkçılığın gündemde olduÄŸu 1960’lı yılların ortası için bir dönüm noktasıydı. Kuzeyli zengin ve güçlü bir sanayicinin bir gece Mississippi’deki küçük tarım kasabası Sparta’da öldürülmesinin ardından, bomboÅŸ tren istasyonunda gece trenini bekleyen iyi giyinmiÅŸ, siyahi bir yabancı, sırf derisinin rengi nedeniyle baÅŸ zanlı olarak tutuklanır. Ancak, kurnaz, haddinden fazla kilolu, çiklet çiÄŸneyen, çenesi kuvvetli, maganda Åžerif Bill Gillespie’nin karşısına getirilen adamın Philadelphia’nın bir numaralı cinayet uzmanı Virgil Tibbs olduÄŸu anlaşılır. Irksal önyargılarına raÄŸmen iyi bir kanun adamı olan Gillespie ile Tibbs arasındaki husumet, Tibbs’in Colbert vakasında yeni tutuklanmış bir zanlının masumiyetini çabucak kanıtlaması üzerine daha da kızışır. Belediye baÅŸkanı, Gillespie’ye, Tibbs’in de vaka üzerinde çalışmasının yararlı olabileceÄŸini söyler: katili bulabilir, olmazsa günah keçisi olarak kullanılabilir...     Bazıları Sıcak Sever (Some Like It Hot)Yönetmen: Billy Wilder Oyuncular: Marilyn Monroe, Tony Curtis, Jack Lemmon  Billy Wilder’ın en baÅŸarılı komedisi olan Bazıları Sıcak Sever, baÅŸtan sona inanılmaz derecede zeki, temposu canlı, oyunculuÄŸu nefis, cüretkâr bir filmdir. 14 Åžubat 1929. Chicago’lu iki iÅŸsiz müzisyen Joe ve Jerry, kazara Sevgililer Günü Katliamı’na ÅŸahit olur. Ä°ki kafadar, Kürdan Çarli’nin rakip çetesini henüz temizlemiÅŸ olan Nemrut Colombo’nun adamlarına yakalanmamak için kadın kılığına girer ve kendilerini, bir kadın caz grubunun yeni üyeleri Josephine ve Daphne kimliÄŸinde, alelacele Florida’ya gitmekte olan trene zor atarlar. Joe grubun ÅŸarkıcısı Sugar Kane’e âşık olup tembel ve zengin bir genç kılığında ona yaklaşırken, Jerry de hâlâ kadın kılığında dolaÅŸmakta ve peÅŸine takılan yaÅŸlıca ama heveskâr bir milyonerle uÄŸraÅŸmaktadır. Ne yazık ki Miami’de kaldıkları otelin gangsterlerin toplantı mekânı olduÄŸu ortaya çıkar. Joe ve Jerry, kimlikleri açığa çıkınca, gangsterler ve polisten kaçmak için akıllarını kullanmak ve bir dizi macera yaÅŸamak durumunda kalır... Â
button