BeÅŸ ustaya 'Elveda'

Güncelleme Tarihi:

BeÅŸ ustaya Elveda
OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 04, 2003 09:57

Geçen yıl sinema dünyası bir çok ustasını kaybetti. 22. Uluslararası İstanbul Film Festivali "Elveda" adlı özel bölümünü 2002'de ölen yönetmenler John Frankenheimer, Maurice Pialat, Karel Reisz ve Billy Wilder ile aktör Rod Steiger'e ayırdı. Bu bölümde Billy Wilder'ın "Bazıları Sıcak Sever", Maurice Pialat'nın "Van Gogh", John Frankenheimer'ın "Casuslara Karşı", Karel Reisz'ın "Sevişme Günleri" ve aktör Rod Steiger'in başrolünde oynadığı "Gecenin Sıcağında" gösterilecek.

Haberin Devamı

Casuslara Karşı (The Manchurian Candidate)
Yönetmen: John FrankenheimerÂ
Oyuncular: Frank Sinatra, Laurence Harvey, Angela Lansbury

John Frankenheimer'ın unutulmaz filmlerinden biri olan Casuslara Karşı, 1962'de ABD Ulusal Eleştirmenler Birliği'nin en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülünü (Angela Landsbury) kazandı. Landsbury bir yıl sonra da yine bu filmdeki rolüyle yardımcı kadın oyuncu dalında Altın Küre Öoülü'ne değer görüldü.

Ordu İstihbaratı’nda görevli bir binbaşı olan Bennett Marco, sürekli Kore Savaşı’na dair kâbuslar görmektedir. Bu kâbuslarda eski silah arkadaşı Çavuş Raymond Shaw, iki askeri öldürmektedir. Marco üstlerine endişelerini anlatınca, çok yorgun olduğu kanısıyla ona hastalık izni verirler. Marco, Shaw’un evini ziyaret ettiğinde, onun eskiden keşif kolunun rehberliğini yapmış Koreli hizmetkârının saldırısına uğrar. Daha sonra Shaw’la karşılaşır ve onun güç delisi kumpasçı annesinden ve kaba, komünist düşmanı üvey babası Senatör Iselin’den nefret ettiğini öğrenir. Öğrendiği bir başka şey ise, keşif kolundan birinin daha Shaw’a yazıp Marco’nunkine benzer kâbuslardan yakındığıdır. Ordudaki üstleri bu rüyaların kaynağı konusunda şüphelidir, çünkü Shaw Kongre Onur Madalyası sahibidir. Yine de Marco’ya soruşturma yetkisi verirler. Çok geçmeden Marco, inanılmaz gerçeği keşfeder... 
 
Van Gogh
Yönetmen: Maurice PialatÂ
Oyuncular: Jacques Dutronc, Gérard Sety, Alexandra London
Â

Haberin Devamı

Maurice Pialat'nın bol ödüllü filmi Van Gogh, resim tarihinin bu büyük ustasının, 1890 yılının nisan ayında, Auvers-sur-Oise adlı küçük köye gelişinden, temmuz ayındaki ölümüne kadar geçen süreyi yani en üretken dönemini ve hayatının son üç ayını anlatıyor. Filmin Jacques Dutronc'a 1991 yılında en iyi erkek oyuncu Cesar'ını kazandırdığını da hatırlatalım.

Film, ressamın trenle köye gelmesi ve muayene olmak üzere köy doktorunu ziyaret etmesiyle başlar. Sanatsever bir kişi olan Doktor Gachet, Van Gogh’u evinde kalmaya davet eder. Van Gogh, doktorun genç ve sevimli kızını model olarak kullanır ve sonunda sevgili olurlar. Müşfik baba şaşkınlık içindedir. Bu arada Van Gogh’un kardeşi Theo’yla ilişkisi giderek gerginleşmekte ve bozulmaktadır. Istırap yüklü çalışmaları, burjuva Marguerite ve hayat kadını Cathy arasında bir türlü bulamadığı aşk, Theo ve karısı Joanna’yla paylaştığı başarısızlık karşısında duyduğu panik, ve yaşamındaki bu son yazın sıcaklığı ve şehveti, sanatçının göz göre göre yaklaşan ölümüne neden olan etkenlerdir... 
 
SeviÅŸme Günleri (Saturday Night and Sunday Morning)Â
Yönetmen: Karel ReiszÂ
Oyuncular:  Finney, Shirley Anne Field , Rachel Roberts
Â

Haberin Devamı

Karel Reisz ustanın bu filmi İngiltere’nin 60’lı yıllardaki ‘öfkeli delikanlılar’ dramlarının en iyilerinden biri olan bu çarpıcı ve etkili film, işçi sınıfı yaşamının ümitsizliğini yakalıyor. Atak bir genç olan Arthur Seaton, Midlands’te büyük bir fabrikada çalışırken aklı gelecekteki güzel günlerdedir. Biraya ve kadına harcayacak paraya ihtiyacı vardır, ama çok çalışıp kendini harap etmeye hiç niyeti yoktur. Haftasonu pub’da ağır bir içki mesaisinden sonra, arka taraftan gizlice sevgilisi Brenda’nın evine girer. Kadının kocası Jack gece vardiyasına alındığında, Arthur’un Brenda ile ilişkisi iyiden iyiye ümit vaat ediyormuş gibi görünmeye başlar, ama delikanlının şevk ve hevesi, pub’da daha genç bir kız olan Doreen’le karşılaşıp onunla çıkmaya başlayınca biraz azalır. Cinsel açıdan Brenda kadar özgür olmayan Doreen, Arthur’la sevişmeden önce onun geleceğe yönelik niyetinden emin olmak ister. Brenda ondan hamile olduğunu söyleyince, Arthur kürtaj için yardım istemeye teyzesine gider, ama bu girişim başarısızlıkla sonuçlanır...
 
Gecenin Sıcağında (In the Heat of the Night)Â
Yönetmen: Norman JewisonÂ
Oyuncular: Sidney Poitier, Rod Steiger, Warren Oates
Â

Haberin Devamı

Sinema tarihinin unutulmaz filmlerinden biri olan Gecenin Sıcağında geçen yıl ölen ünlü aktör Rod Steiger anısına gösteriliyor. Steiger'a 1967 yılında en iyi erkek oyuncu Oscar'ı getiren bu film yine aynı yıl en iyi film, en iyi uyarlama senaryo, en iyi kurgu, en iyi ses dalında da ödüle değer görülmüştü.

Bu gerilimli dedektif öyküsü, ırkçılığın gündemde olduğu 1960’lı yılların ortası için bir dönüm noktasıydı. Kuzeyli zengin ve güçlü bir sanayicinin bir gece Mississippi’deki küçük tarım kasabası Sparta’da öldürülmesinin ardından, bomboş tren istasyonunda gece trenini bekleyen iyi giyinmiş, siyahi bir yabancı, sırf derisinin rengi nedeniyle baş zanlı olarak tutuklanır. Ancak, kurnaz, haddinden fazla kilolu, çiklet çiğneyen, çenesi kuvvetli, maganda Şerif Bill Gillespie’nin karşısına getirilen adamın Philadelphia’nın bir numaralı cinayet uzmanı Virgil Tibbs olduğu anlaşılır. Irksal önyargılarına rağmen iyi bir kanun adamı olan Gillespie ile Tibbs arasındaki husumet, Tibbs’in Colbert vakasında yeni tutuklanmış bir zanlının masumiyetini çabucak kanıtlaması üzerine daha da kızışır. Belediye başkanı, Gillespie’ye, Tibbs’in de vaka üzerinde çalışmasının yararlı olabileceğini söyler: katili bulabilir, olmazsa günah keçisi olarak kullanılabilir... 
   Â
Bazıları Sıcak Sever (Some Like It Hot)
Yönetmen: Billy WilderÂ
Oyuncular:  Marilyn Monroe, Tony Curtis, Jack Lemmon
Â

Haberin Devamı

 Billy Wilder’ın en başarılı komedisi olan Bazıları Sıcak Sever, baştan sona inanılmaz derecede zeki, temposu canlı, oyunculuğu nefis, cüretkâr bir filmdir. 14 Şubat 1929. Chicago’lu iki işsiz müzisyen Joe ve Jerry, kazara Sevgililer Günü Katliamı’na şahit olur. İki kafadar, Kürdan Çarli’nin rakip çetesini henüz temizlemiş olan Nemrut Colombo’nun adamlarına yakalanmamak için kadın kılığına girer ve kendilerini, bir kadın caz grubunun yeni üyeleri Josephine ve Daphne kimliğinde, alelacele Florida’ya gitmekte olan trene zor atarlar. Joe grubun şarkıcısı Sugar Kane’e âşık olup tembel ve zengin bir genç kılığında ona yaklaşırken, Jerry de hâlâ kadın kılığında dolaşmakta ve peşine takılan yaşlıca ama heveskâr bir milyonerle uğraşmaktadır. Ne yazık ki Miami’de kaldıkları otelin gangsterlerin toplantı mekânı olduğu ortaya çıkar. Joe ve Jerry, kimlikleri açığa çıkınca, gangsterler ve polisten kaçmak için akıllarını kullanmak ve bir dizi macera yaşamak durumunda kalır... 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!