Güncelleme Tarihi:
Bir milletvekili tarafından içeri alınan Sabriye Okkır şunları söyledi:
''Beni duruşma salonuna almak istemiyorlar. Eşimin bu davadan dolayı ölümüne sebep oldular. Cezaevinde tedavi ettirmedikleri için. Madem sanıklar arasında benim eşim yok. O zaman izleyiciler arasında olup, eşimin ne için öldüğünü kulaklarımla duymak istiyorum. Eğer mezardan çıkartıp getiremiyorlarsa yerine duruşmaya ben girerim. Dirisine saygıları olmadı. Ölüsüne olsun.
BIRAKMAYACAĞIZ SENİ BABA
Cezaevinde hasta olduktan sonra 3 hafta eşime ulaşmaya çalıştım. Cezaevinin ikinci müdürü şöyle bir soru sordu: “Görmek istediğinize emin misiniz?”. Oğlum bunu duyunca çıldırdı. “Biz her şartta babamızı görmek isteriz” dedi. Eşimi Bayrampaşa Cezaevinde bulduk. Koma halinde bir yer sedyesinde yatıyordu. Burnundan solunum altında da diren bağlıydı. Pislik içinde bir yerde yatıyordu. Oğlum belki duyar diye babasına, “Bulduk seni baba. Bulduk seni. Bırakmayacağız” diye kulağına fısıldadı. Sonrasında eşim 2 ay daha komada yaşadı. Ölmeden 4 gün önce tahliye ettiler ve sonrasında vefat etti. Eşimi nasıl öldürdüklerinin hesabını versinler.''
FİNANSÖR DİYE TUTUKLANDI, CENAZESİNİ BELEDİYE KALDIRDI
Kuddusi Okkır Teknopark Elektronik Bilişim ve Danışmanlık Şirketi’nin sahibi ve Orion Yapımcılık ve Orion Reklam şirketlerinin ortağıydı. İşadamı olarak biliniyordu ancak maddi durumu hiç de iyi değildi. Ergenekon davasının adı henüz Ümraniye soruşturmasıyken, İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’ün talimatıyla gözaltına alındı. Örgütün kasası ve finansörü olmakla suçlanıyordu. 20 Haziran 2007’de tutuklanarak Bayrampaşa Cezaevi’ne gönderildi. Burada 10 gün kaldıktan sonra Tekirdağ F Tipi Cezaevi’ne nakledildi.
Tutuklandığında sağlıklı olan Kuddusi Okkır, 2008 Nisan ayı sonunda majör depresyon teşhisiyle Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edildi. Hastanede Kuddusi Okkır’ın depresyon değil, zatürre ve böbrek yetmezliği çektiği ortaya çıktı. Bayrampaşa Devlet Hastanesi, Haseki Devlet Hastanesi ve buradan da Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Göğüs Cerrahisi Bölümü’ne götürülen Kuddusi Okkır, son olarak da 10 Mayıs 2008’de Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne yatırıldı ve yapılan tetkiklerde akciğer kanseri, beyin ve kemik metastası teşhisi kondu. Artık konuşamıyor ve hareket edemiyordu. Bilinci kapanmıştı. Daha önce eşi için yaptığı başvuru, “Delilleri karartabilir” diye reddedilen Kuddusi Okkır’ın eşi Sabriye Okkır bir kez daha İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu.
Kuddusi Okkır savcılığın talebiyle nöbetçi mahkeme tarafından 1 Temmuz 2008’de serbest bırakıldı. Bilinci kapalı olan, aşırı kilo kaybı yaşayan ve sürekli yatmaktan sırtında yaralar çıkan Kuddusi Okkır’a, doktorlar ilaçlarla fazla acı çekmemesini sağlamaya çalıştı. Kuddusi Okkır 6 Temmuz 2008’de, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Okkır öldüğünde zanlı durumundaydı ve Ümraniye soruşturması iddianamesi henüz tamamlanmadığından dolayı, tam olarak neyle suçlandığını bilmiyordu.
CENAZESİNİ BELEDİYE KALDIRDI
Sabriye Okkır’ın maddi durumu o kadar kötüydü ki, eşinin cenazesini kaldıramadı. Kuddusi Okkır’ın ölümünü haber yapmak için hastaneye giden gazeteciler durumu Edirne Belediyesi’ne bildirdi. Kuddusi Okkır’ın cenazesi belediye tarafından toprağa verildi.