Güncelleme Tarihi:
ANAP'ın seçim sanatçısı Mahsun Kırmızıgül seçmeni, Mesut Yılmaz'ı ve kendini anlattı
Mahsun Kırmızıgül, ANAP'ın seçim mitinglerinin assolisti. 35 günde yedi bin kilometre katetti. 24 ile ilk kez gitti. Anadoluyu, Anadoluluyu yakından görme fırsatı buldu. Çok mutlu. Konserleriyle miting meydanlarını, 10 binleri coşturdu. Türbanlısı, yaşlısı, köylüsü, askeri dinliyor, ağlıyor, alkışlıyor. Hayatından çok memnun. Kendini ve halkını seviyor. Hiçbir siyasi görüşün sanatçısı olmadığını, biricik halkının sanatçısı olduğunu düşünüyor. İki partiden daha teklif geldiğini ama ilk teklifi Berna Hanım yaptığı için ANAP'ı kabul ettiğini söylüyor. Bu arada konu oldu da, genç kızlara duyurmadan geçmeyeyim: Kırmızıgül, müstakbel eşini halkın içinden seçecek! Kırmızıgül'le ANAP turnesinde gördüklerini, yaşadıklarını, kazandıklarını konuştuk.
ANAP'ın seçim mitinglerinde konser veren, diğer partilerin ANAP'ı eleştirmesinde adı geçen ilk sanatçı olma unvanına sahip oldunuz?
- Yıllar öncesinde Şenay varmış. Büyük abilerim söyledi. O zamanki CHP'de, Bülent Ecevit'le birlikte seçim meydanlarında şarkılar söylemiş. TV kanalları, medyanın yaygınlığı arttı. Şimdi insanlar herşeyi görebiliyor. ANAP'ın bu kararı bence doğru karar. Türkiye'de bir ilke imza atmak önemli. Beni seçtiler.
Mitinglerdeki dinleyiciler her kesimden mi?
- Başı açığı, türbanlısı, üniversitelisi, belli bir tabakaya gelmişi, yoksulu... Elazığ'da ön sırada uzun sakallı, yaşlı, külahlı amca nasıl ön sıralara gelmek istiyordu. Size anlatamam. O amcayı görünce nasıl duygulandım. Türbanlı kızların haykırışlarını görmelisiniz. Konsere gelmeleri mucize. Onlar sahneye çıkmayı çok istiyorlar. Bazılarını da sahneye çıkardım. Babanız akşam televizyonda görünce kızmasın, diyorum. ‘‘Yok, kızmaz. Ben buraya gelip sana ulaşmışım. Babam da kızarsa kızsın’’ diyorlar. Herşeyi göze alıp da gelen kızlar var. Entelektüel, üniversiteli gençler de geliyor. Sevmediğim tek şey, kalabalıkta insanların sıkışması, ezilmesi. Keşke Yüksek Seçim Kurulu, ANAP için daha büyük meydanlar verseydi.
Kim seçti sizi? Teklif nasıl geldi?
- Daha önceden iki partiden geldi. Adlarını söylemeyeceğim. Ben eski RP'nin sekiz konserine katıldım, CHP'nin de. 1997'de Dünya Barış Günü'nde Fenerbahçe Stadyumu'nda şarkılar okudum. Deniz Baykal ayakta alkışladı. Olaylara farklı, profesyonelce bakıyorum. Benim karşımda halk var. Beni buluşturan kim? Anavatan Partisi. Ben halkım adına bu insanlara teşekkür ediyorum. Yüzlerce defa hem de.
Konser alanlarına sadece ANAP'lılar gelmemiştir?
- Antep'te 60 bin, Samsun'da 80 bin kişi vardı. Bunlar kolay değil. Türkiye'de 100 sanatçıyı çıkar, altı parti liderini koy, bu kadar kalabalık toplayamazlar. Mesut Yılmaz güçsüz bir insan değil. Diyarbakır mitinginde 25 bin kişi vardı. Kahramanmaraş'ta 20 bin izleyici topluluğu vardı. Bunlar benim için gelmedi ki. 1983'te kurulmuş bir parti. Bunun öncesi de var.
Teklif nasıl geldi?
- Berna Hanım, ‘‘Cumhuriyet'in 75. Yıl kutlamalarında Ankara'da görev alır mısın?’’ dedi. Sazlarımla birlikte gittim. Hayatımda ilk defa 250 bin kişiye konser verdim. İlk Berna Hanım'dan teklif aldım. Diğer iki parti, daha sonra teklif etti. Sözlerini kendisinin yazdığı Türkiyem şarkısı var. Hiçbir siyasi parti için özel şarkı okumam dedim. Ama konser veririm dedim.
Öyleyse ANAP mitinglerinde -hangi görüşte olursa olsun- insanlara müzik dinletmekten başka amacınız olmadığını mı söylüyorsunuz?
- Ben hiçbir kesimin sanatçısı olmam. Politikaya soyunursam, o partiye gönül verirsem, o zaman o partinin şemsiyesi altına girerim. Hayatım boyunca politikaya girmeyeceğim. Meclisteki 550 kişiden biri olmak istemiyorum. Milyonlarca hayranım, sevenim varken bir partiye girmeyi hayatta düşünmem. Benim yolum barış, kardeşlik, umut, sevda türküleri. Benim doğup büyüdüğüm fakir mahallede sağ-sol yoktu. Beni büyüten iki ağabeyim, oto tamircisi. Onlar siyasetten hep uzak kaldılar.
Politikanın göbeğinde buldunuz şimdi kendinizi?
- İlk defa görüyorum. Teşkilatlandırılmış, bayraklar asılmış, konvoylar... İnsanlar nasıl canla başla çalışıyor bir görseniz. Böylesine kolektif çalışma çok güzel. Teklif ilk CHP'den, DYP'den, RP'den, DSP'den de gelseydi hiç kırmazdım. Ama ilk, ANAP'tan geldi. 24 ile ilk defa gittim. Trabzonlu, Elazığlı, Siirtli beni bir daha nasıl görecek? Ben normalde konsere kalksam benim sahnem, benim ışığım, sazlarım, iki TIR, iki otobüs var peşimde. Bu yükü kimse kaldıramaz. Beni seyredebilmeleri için en azından beş, 10 milyon lira ödeyecekler. Türkiye'de asgari ücret belli. Niye kendimi kandırayım? Böyle bir fırsatla niye çıkmayayım? Kim ne konuşursa konuşsun, umurumda değil. Takmıyorum yani.
Mesut Yılmaz'ın konuşmalarından feyz aldınız mı? ANAP'lı olsam mı diye düşündünüz mü?
- Türkiye'de önceden siyasiler, seçimden seçime gelip insanlara vaadlerde bulunurlardı. Ama gördüm ki şimdi öyle değil. Gerçekten hizmet aşkıyla yanan liderler, milletvekilleri, belediye başkanları da var. Mesut Bey'in gittiği yol doğru. Benim hoşuma giden bunlar. Sonuç ne olur, bilemem. Gönlüm onlardan yana. Her gün birlikteyiz. Sıcak, iyi insanlar. İlk defa bir siyasi liderle bu kadar yakınlaştım. Onların çocukları gibiyim. Mesut Yılmaz sadece beni değil, milyonlarca insanı etkilemiş bir lider. Ağırbaşlı, ciddi, nerede konuşması, nerede gülmesi gerektiğini çok iyi bilen insan. Bence çok temiz bir insan. Siyaset meydanlarında ahkam kesmiyor. Benim çiftçim, benim köylüm gibi o klasik laflar yok. Yapabileceklerini söylüyor. Hoşuma gidiyor. 1980 öncesi sigara, su satıyordum meydanlarda. Gelen siyasiler mangalda kül bırakmıyordu.
HIRSLIYIM MÜCADELECİYİM
Bir dönemin sigara satan Mahsun Kırmızıgül'ün sahneden onbinlerce hayranına şöyle bir bakması ne demek?
- Çok duygusal. Şu an gözlerim doldu. O zamanlar su, sigara satan Mahsun, kameralarda görünmek için el sallıyordu. Şimdi kendimi kamera gibi görüyorum. İnsanlar bana kendini göstermek için nasıl el sallıyorlar... Yıkılmadım Ayaktayım'ı dinleyen her insan, o parçada kendine özgüvenini buluyor. Parça başladığı an, ben de tutamıyorum gözyaşlarımı, onlar da. O şarkıyı halkın karşısında her söylediğimde ağlıyorum.
Kendinizi tebrik ediyor musunuz?
- Evet. Çünkü ben hırslıyım. Bu hırsımı kötü emeller için kullanmadım. Hep iyiye doğru. Liseyi bitirdikten yedi yıl sonra üniversiteyi kazandım ben. Çarpmayı, bölmeyi unutmuştum. Girdiğim akademide bestelediğim şarkıların notasını öğrenmek istiyordum, öğrendim. Mücadele ettim, hırslandım. Özgüvenim var kendime. Çünkü başardım. O insanların gönlüne girmek istiyordum. Karşılarında şerefli, namuslu, saygıda kusur etmeyen sanatçı kompozisyonu istedim. Bunun için dört yıldır içkili gazinolarda çalışmıyorum. Dizi filmleri de çok para kazandığım halde kestim. Gazinolarda beni garibanlar dinleyemez ki. Halk konserleriyle kitlelerle buluşmak istiyorum. Dizi filmler basamaktı. 2000 yılında sinema filmleriyle izleyicimin karşısına çıkmak istiyorum.
ANAP aracılığıyla buluştuğunuz Anadolu dinleyicisiyle yeni bir evreye girdiğinizi, olgunlaşma yolunda bir adım daha attığınızı hissettiniz mi?
- Bir tatlı sarhoşluk vardı. Hani, insan kendisinden geçer. Kendisine getirmek için bir tokat atarlar. Şimdi ben, o tokatı yedim.
Deniz Baykal, Mesut Yılmaz'a yüklenirken sizden bahsediyor?
- Recai Bey de Tansu Hanım'ın gazetesi de... Düne kadar magazin gazeteleri beni şu kadınla, bu kadınla birlikte yazdılar. Ben rahatsızdım. Çok şükür ki bu kapılar kapandı. Bakıyorlar ki bu ülkenin başbakan adayları bu adamı tartışıyor.
Politik arenaya, sanatçı olarak girdiniz?
- Sanatçı olarak girdim. Kimsenin tahmin edemediği bir şeydi. Kendi arkadaşlarım bile. Liderler bana biraz daha az agresif olmalılar. Ortada bir sanatçı varsa, agresif olursanız, olmaz.
Mitingler, siyasi perspektif de kazandırdı mı size?
- Tabii ki. Eskiden Mahsun, siyasilerle daha içiçe oldu. Halkın karşısına çıktı. Bu kadar sevildiğimi bilmiyordum. Bu sorumluluğu taşımaya başladım. Geceleri aynaya baktığımda kendimle hesaplaşıyorum. Evde piyanom, bilgisayarlarım var. Oturup beste yaparım. 2000 yılında çıkaracağım albümün sekiz şarkısı hazır. Bu şarkılarla, kendi tarzımda hangi sanatçı karşıma çıkarsa, harcarım. Çünkü çok çalışıyorum. Akşamdan sabah 07.00'lere kadar... Bu turneyle kendime güvenim çok çok daha fazla oldu.
HADEP VE MHP HARİÇ
ANAP mitinglerine katıldığınız için farklı görüşlerden olan hayranlarınızdan eleştiriler geldi mi?
- Tabii ki eleştiriler oldu. Mesela Abdülkadir Aksu, benim çok iyi dostumdur. Hayranlarımı sorarsanız, çok azı eleştirdi. Diyarbakırlı çok çok üç kişi ‘‘Niye ANAP'la, başka partiyle değil?’’ dedi.
Sizi HADEP'e yakıştıranlar oldu mu?
- HADEP'in beni bu konserlere çıkarmasına imkan yok. Çok uç partilerin gecesine de gitmem, yanlarına da gitmem. Ne MHP ne HADEP! Ben ülkemi, bayrağımı çok seviyorum. Belki o milliyetçilerden daha milliyetçiyim. Kürdüm, Zazayım. Türkiye Cumhuriyeti'ni çok çok seviyorum. Kendi hemşehrilerimi canımdan daha çok seviyorum.
Her ne kadar ANAP mitinglerine katılsanız da aitsizliğinizi, sanatçı özgünlüğünüzü koruyorsunuz diyebilir miyiz?
- Koruyorum. Ama Mesut Bey'i, Berna Hanım'ı çok seviyorum. Hasan'ı, Yavuz'u da.
Oyunuzu ANAP'a mı vereceksiniz?
- Ben seçmen kaydımı yaptırmadım. O yüzden oy kullanamayacağım.
Kullanabilseydiniz?
- Oy kullansaydım, Mesut Bey'le bu kadar samimi olduğum için Mesut Bey'e verirdim. Sevmeseydim, onun yanında ne işim vardı?
ANAP, konserleriniz karşılığında ne kadar para ödedi?
- O kadar büyük paralar değil. Çünkü halkın karşısına bedava çıkıyorsunuz. Benim için önemli olan sazlarım, podyumum, sahnem. Bunları karşılayın, yeter dedim. Karşıladılar. Şahsıma ise çok küçük paralar, isanların tahmin edemeyeceği kadar az para aldım.
Azlık ve çokluk göreceli?
- (Hahhahha) O da bana kalsın!
Mitinglerde, Türkiye ve dünya gidişatı üzerine siyasi tahliller yapıyorsunuz artık. Politize mi oldunuz?
- Bizi şöyle biliyorsunuz. Şarkı, türkü çığırırız. Akşamları da o sarışın kadın senin, bu sarışın kadın benim gezeriz! Öyle değil işte. Ben her zaman sorumlu ve duyarlıyım. Kan dökülmesine karşıyım. Yüreğim yanar. Boşuna Kardeşlik Türküsü söylemiyorum.
HAYRAN MOZAYİĞİ
Hayranlarınızın yaş ortalaması nedir?
- 7 ile 77 yaş arası. Hiç farketmiyor. Yüzdeye vurunca yarısı genç. Solcusu, sağcısı herkes var. Ülkücü, Fazilet işareti yapanlar da var. Hiç kimse beni alıp bir tarafa koymak istemiyor. Gelen kalabalığın belli bir kesimi bana geldi diyelim. Ama onlara seslenen Mesut Yılmaz. Etkilerse onları, oylarını da etkileyebilir. Bu nedenle, oy artışı olabilir. Mesut Bey, her gün dört yere gidiyor. Arı gibi. Gitmediğim yerlerde halk beni soruyormuş. Söz verdik, Mesut Bey'in götüremediği yerlere, inşallah seçimden sonra gideceğim.
Toplam kaç kişi dinledi sizi?
- Gittiğimiz yerde bazen 100, bazen 80, bazen 40 bin kişi dinledi. İlk, Söğüt'te sekiz bin kişi vardı. Ortalamaya vurduğumuzda 40 binle 17'yi çarparsak altı milyon diyelim. Bu insanların hepsinin adına ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'a, Berna Hanım'a da çok teşekkür ediyorum. Çünkü onlar olmasaydı, bu konserleri veremeyecektim. Yepyeni bir yüzyılı karşılarken benim için doping oldu.
Sanatçı vatandaş olarak kıssadan hangi hisseyi çıkardınız?
- Kendi ülkemin insanını, coğrafyasını gözlerimle gördüm. Çok insanla sohbetler ettim. Anladım ki halkın gözünde profilim doğru. Özel yaşamımla, işimle ilgili bazı eleştiriler aldım. Bundan sonra hal ve hareketlerime dikkat edeceğim. Her zaman bu insanlara layık olacağım. Halkın arasından bir kızla evleneceğim. Bu alemden herhangi bir kadınla evlenmek bana yakışmıyor. İnsanların istediği de bu. ANAP konserlerinden önce, Mahsun'a kız veren baba olmazdım hiçbir zaman. Çünkü evliliğimin fazla sürmeyeceğini düşünüyordu halk. Halkın arasından seçtiğim eşim, beni taşıyacaksa, hayranlarıma saygı duyacaksa, bana destek olacaksa, müziğimi kısıtlamayacaksa, resmî nikahlım olur. Kısacası, milyonların yaşadığı gibi yaşamak istiyorum.