Güncelleme Tarihi:
İstanbul Okmeydanı’nda 16 Haziran 2013 tarihinde Gezi olayları sırasında polisin attığı gaz fişeğinin başına isabet etmesi sonucunda yaralanan 15 yaşındaki Berkin Elvan kaldırıldığı hastanede 269 gün sonra hayatını kaybetmişti. Olayın ardından başlatılan soruşturma 3,5 yıl sonra tamamlandı ve sanık polis memuru hakkında “olası kasıtla insan öldürmek” suçunda müebbet hapis istemiyle dava açıldı.
“CAN GÜVENLİĞİM YOK DURUŞMAYA GELEMEM”
İstanbul 17.Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın ilk duruşması bugün yapıldı. Sanık polis memuru F.D duruşmaya Van’da görevli olduğu için SEGBİS sistemi ile katıldı. Elvan ailesinin avukatlarının talebi üzerine mahkeme başkanı sanık polise, “Avukatlar burada savunma yapmanı istiyor. Burada savunma yapmak ister misin?” diye sordu. Bunun üzerine sanık polis eşinin hamile olduğunu ve 2 ay sonra doğum yapacağını ayrıca can güvenliğinin de olmadığını belirterek gelmek istemediğini söyledi.
SEGBİS İLE SAVUNMA YAPTI
SEGBİS sistemi ile ilk savunmasını yapan polis memuru F.D, olay günü çok yoğun çalıştıklarını söyledi. Okmeydanı’nda görev verildikten sonra belediye otobüsü ile görev yerine gittiklerini anlatan F.D, “Bizden önceki ekip biz gittiğimizde müdahaleye başlamıştı. Bize karşı Molotof kokteyli ve el yapımı patlayıcı atılıyordu” dedi.
İÇ KESİMLERE GİRMEDİK SADECE E-5 ÜZERİNDE MÜDAHALEDE BULUNDUK
25-26 saat çalıştıklarını anlatan F.D, o dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın E-5’ten geçeceği için kendilerine E-5’i açık tutmaları yönünde talimat verildiğini anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güvenli bir şekilde yoldan geçebilmesi için müdahale ettiklerini anlatan polis memuru F.D, “E-5’in yanındaki çimenlerin oradaydık. Hiç iç kesimlere girmedik. Üst geçidin yanında park gibi bir şey vardı. Tepeden görüyordu. Oradan içeri doğru atış yapıyorduk. Çünkü bize karşı çok yoğun bir saldırı vardı” dedi.
ZET’İ KULLANAN TEK KİŞİ BEN DEĞİLDİM
Berkin Elvan’ın ölümüne sebep olan gaz kapsülünü atan silahı (ZET) sadece kendisinin kullanmadığını anlatan F.D, “Her çevik kuvvet grubu 20-30 kişiden oluşuyor. Her grupta ZET kullanan 4-5 kişi bulunur. Ancak kağıt üstünde sadece 1 kişi görünür. Bizim grupta da kağıt üzerinde ben görünüyorum. Yani kağıt üzerinde ben görünüyorum diye sadece benim kullandığım anlamına gelmiyor” dedi.
GÖRÜNTÜLERDEKİ KİŞİ BEN DEĞİLİM
Çevik kuvvette çalıştığı süre boyunca hiç kimsenin yaralanmasına ya da ölümüne sebep olamadığını anlatan F.D, “İsterseniz o dönem görevli olan polis arkadaşları da tanık olarak dinleyebilirsiniz” dedi. Dosyadaki görüntülerdeki kişinin kendisi olmadığını söyleyen F.D, “Görüntüler net değil. Görüntülerdeki atış yapan kişi ben değilim. Kim olduklarını da bilmiyorum. Bilirkişi raporlarının çok sağlıklı olduğunu da düşünmüyorum” dedi.
Müşteki avukatları bu savunmanın yeterli olmadığını, sanığın duruşmanın ileriki aşamalarında da beyanda bulunması gerektiğini vurguladı.
BERKİN ELVAN'IN ANNESİ DURUŞMADA FENALAŞTI
Beyanda bulunan Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm Elvan da oğlunu fırına yolladığını ifade ederek şunları kaydetti:
"Ben çay demledim. Tam yumurta soyacaktım. Kapılarımız ve camlar kapalıydı ses duymuyorduk. Yumurtayı kızlara bıraktım, Berkin'e bakmak için. Tam o sırada zil çaldı, Berkin'in kafası yarıldığı söylendi. Ben normal düştü zannettim. Benim çocuğumun yaşama şansı yüzde 50 iken götürmemize izin vermediler. 5 dakika mesafede olan yere 25 dakikada gitti benim çocuğum. Ben çocuğumu ekmeğe gönderdim, kana büründü."
Beyanın ardından Gülsüm Elvan'ın fenalaşması üzerine, duruşma verilen aranın ardından devam ediyor.
BAROLARIN KATILMA TALEBİNE RET
Ankara, Adana, Van, Aydın, Bursa, Manisa, Antalya, Balıkesir, İzmir baroları davanın insan haklarını ilgilendirdiğini belirterek katılma talebinde bulundu. Berkin Elvan’ın ailesinin doğrudan suçtan zarar görmesinden dolayı katılma talebini kabul eden mahkeme, baroların katılma talebini ise reddetti.