Berbere yeniçeriler sayesinde gider olduk

Güncelleme Tarihi:

Berbere yeniçeriler sayesinde gider olduk
Oluşturulma Tarihi: Kasım 03, 2004 01:44

Yeniçeri Ocağı’nın İkinci Mahmud tarafından 1826’da ortadan kaldırılması, toplum hayatında birçok değişiklikler yarattı. Yeniçerilerin destekçileri olan Türk hamallar ve kayıkçılar takibata uğrayıp sürülünce yerini Ermeniler aldı.

Yeniçerilerin toplanma mekánları olan kahvehanelerin kapanması yüzünden de kahvelerde faaliyet gösteren berberler dışarıda çalışamaz hale geldiler, dükkánlara taşındılar ve Türkiye böylelikle berber dükkánlarıyla tanışmış oldu.

İKİNCİ Mahmud’un 1826’da Yeniçeri Ocağı’nı ortadan kaldırması, toplum hayatında birçok değişiklikler yarattı.

Yeniçerilerin önde gelen destekçileri olan hamallar ve kayıkçılar takibata uğradılar ve çoğu sürüldü. Türk hamalların yerini Ermeniler alırken Tulumbacı Ocağı, yani o zamanın itfaiye teşkilatı da kaldırıldı. Yeni teşkilat birkaç ay sonra kurulduğu için aradan geçen zaman zarfında yangınlara müdahale edilemedi. Yeniçerilerin toplanma mekánları olan kahvehanelerin kapanması yüzünden, kahvelerde faaliyet gösteren berberler dışarıda çalışamaz hale geldiler, dükkánlara taşındılar ve Türkiye böylelikle berber dükkánlarıyla tanışmış oldu.

Birinci Murad tarafından 14. yüzyılın ikinci yarısında kurulan Yeniçeri Ocağı, 17. yüzyılın başlarına kadar savaşların kazanılmasında büyük rol oynadı ama daha sonraları sarsılan devlet otoritesi ile birlikte disiplinini kaybetti. Yeniçeriler kadın kaçırma, tüccar ve esnaftan haraç alma gibi kamu düzenini bozan işlere giriştiler. Sayılarının artmasına rağmen, birçok yeniçeri kışlaya gitmeden maaş alır hale geldi. Bir ok defa sayım yapılıp askerlik etmeyenler ocaktan atıldıysa da, yozlaşmaya engel olunamadı.

18. yüzyılın ikinci yarısında yaşanan savaşlarda art arda alınan mağlubiyetler, Osmanlı İmparatorluğu’nu yeni arayışlara götürdü. Üçüncü Selim döneminde Yeniçeri Ocağı’na dokunulmadan Avrupa ayarında asker yetiştirmek için harekete geçildiyse de, geleceklerini tehlikede gören yeniçeriler ayaklanıp padişahı devirdiler.

Daha sonra İkinci Mahmud’u tahta çıkaran Alemdar Mustafa Paşa da yeniçerilerin hedefi oldu ve bir gece baskınında öldürüldü. Türkiye’de modernleşmenin lideri olan İkinci Mahmud da modern usullerde asker yetiştirmek için harekete geçtiği sırada, kendisine engel olmamaları için yeniçerileri iknaya çalıştı ve ocağın ileri gelenlerine para ve rütbe vaat etti. Ama ocağın içi hálá kaynıyordu. Devletin ileri gelenleri, yeniçerilerin kumandanlarını ikna etmeye uğraştılarsa da, aldıkları cevap daha önceki dönemlerde duyduklarıyla aynıydı: Yeniçeriler ‘Biz cahil adamlarız, talime aklımız ermez, talim gávur işidir, biz testiye nişan atar, nişan vurur, keçeye kılıç çalarız’ diyorlardı.

Yeniçeri Ocağı ortadan kaldırılmadan, bir yenilik yapılamayacağı artık iyice anlaşılmıştı ve muhtemel bir isyana karşı hazırlıklara başlandı. Boğazlardaki askerlerin gerektiği zaman İstanbul’a anında nakli için tedbirler alınırken medrese öğrencilerinin, halkın ve bazı askeri grupların yeniçerilere karşı olmaları sağlandı.

İpler tamamen kopunca kılıcını kuşanan İkinci Mahmud, ulemadan isyan eden yeniçerilerin katledilebilmeleri için gerekli fetvayı aldı ve hemen arkasından sancağ-ı şerifi çıkarttı. Tellállar, herkesin Sultanahmet Meydanı’nda Hazreti Peygamber’in sancağı altında toplanması için çağrı yaptılar. Saraydaki cephanelikteki silahlar halka dağıtıldı ve ulemadan Ahıshalı Ahmed Efendi herkesi ağlatan bir konuşma yaparak, padişah taraftarlarına moral verdi.

15 Haziran 1826 günü asker ile halk, tekbirlerle ve birkaç kol halinde yeniçeri kışlalarına doğru harekete geçip, Etmeydanı’ndaki yeniçerileri kuşattılar. Yeniçeriler teslim ol çağrısına cevap vermeyince üzerlerine top ateşi açıldı, kışlalarının kapıları kırıldı ve beş saat süren mücadelenin sonunda 10 bine yakın yeniçeri öldürüldü.

Kaçan yeniçeriler, her yerde arandı. Yakalananların 20 binden fazlası sürgüne gönderildi ve bir zamanlar toplanma mekánları olan yüzlerce kahvehane yerle bir edildi. Yeniçerilikle ilgili her türlü hatıranın silinmesi için çaba gösterildi, yeniçeri mezar taşlarının hemen tamamı kırıldı ve yeniçerilere ait evrak ve defterler de yakıldı.

Yeniçeriliğin kaldırılmasının tesirleri sadece askeri sahada görülmedi, hammalları da etkiledi. Ocak, toplumla iç içe geçmiş olduğu için birçok sahada değişiklikler oldu. Yeniçerilerin en büyük destekçisi olan hamal ve kayıkçılar takibata uğrayıp çoğu sürülürken, Türk hamalların yerini Ermeniler aldı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!