Karamürsel'deki Amerikan Üssü, Şişli'deki Pilavcı Pasajı, Esentepe ve Tophane'deki Amerikan pazarları gençlerin hücumuna uğrardı. Muhteşem Kot, ürettiği pantolonlarla soyadını hálá hatırlanan bir markaya çevirdi. Sonra ithalat serbest bırakıldı, blucin bir sosyete giysisi oldu. Ardından Türk üreticiler geldi. Bugün Türkiye blucin ihracatçısı bir ülke oldu. İşte bu 35 yıllık zaman dilimi, bu hafta çıkacak bir kitabın konusu. Kitabın adı Blucin, Yer: İstanbul Konu: Moda. Kitap bir sergiye de hayat verdi. Farklı disiplinlerden 23 sanatçının denim kumaştan yaptığı eserler, ekim ayı boyunca Dulcinea'da sergilenecek.
Mavi Jeans Yayınları'nın son kitabı ‘‘Blucin, Yer: İstanbul Konu: Moda’’ bu hafta çıkıyor. İzzeddin Çalışlar'ın yazdığı kitap, 1960'lardan bugüne İstanbul ve blucinin ilişkisini anlatıyor.
İzzeddin Çalışlar daha önce Mavi Jeans için dört kitap daha yazdı. ‘‘Mavi Derili İnsanlar’’ blucin tarihini anlatan bir aşk romanıydı. ‘‘İptidar’’ pamuk ve pamuk ipliğinin tarihi, ‘‘1001 Renk Masalları’’ ise renklerin hayatımızdaki yeri hakkındaydı. ‘‘10, Yenibosna'dan Yeni York'a Bir Marka’’ ise Mavi Jeans'in hikayesini anlatıyordu.
Son kitap konusu ortaya çıktığında İzzeddin Çalışlar, blucinin Türkiye'deki tarihine kişisel olarak tanık olduğu için çok heyecanlandığını söylüyor: ‘‘Motosikletim ve blucinim en çok kullandığım şeyler.’’ Kendi tanıklıklarını da katarak belgesel
film formatında yazdı kitabı. Bu konuda söyleyecek lafı olanlara da söz verdi. Ünlü insanların yanı sıra ismini bilmediğimiz kişilerin de blucin hakkındaki görüşleri yer alıyor.
Ahmet Arda, Ali Murat Erkorkmaz, Arif Keskiner, Ashok Bhattachan, Aytaç Kot, Celalettin Vardarsuyu, Elif Akarlılar, Emin Molu, Erdoğan Kırmanlı, Ersin Akarlılar, Mehmet Arda, Melih Gökmenoğlu, Murat Uncuoğlu, Nebil Özgentürk, Sadettin Davran, Sait Akarlılar, Sarper Günsal, Sibel Tanberk, Süleyman Yenerer, Terry Sonman, Tuna Durmaz, Zeynep Fadıllıoğlu kitapta blucinle ilgili anılarını, deneyimlerini ve görüşlerini anlatan isimler.
Proje başladığında fotoğraflarla nasıl destekleneceği sorusu ortaya çıktı. Sonunda en zengin belgesel fotoğraf arşivine sahip olan Ara Güler'in kapısı çalındı. İzzeddin Çalışlar, önce dialar arasından İstanbul'a ait olanları eledi, daha sonra da blucinli insanları taradı. Kitapta Ara Güler'in 35 yılda İstanbul'da çektiği blucinli insan fotoğrafları kullanıldı.
KİTABIN YAZARI İZZEDDİN ÇALIŞLAR
İstanbul'un üç turistik ürünü var: Halı, kahve ve blucin
İstanbul ve blucinin hikayesini kısaca anlatmam gerekse... Üç aşama var: Özenme, zorla sahip olma isteği ve sonunda kendine mal etme. 1960'larda çekilmiş bir film var mesela. Filiz Akın, Marilyn Monroe'nun başka bir filmde giydiği paçaları kıvrık blucin giymiş. O dönemde o filmi izleyenler blucin alamazdı, çünkü Türkiye'de yoktu. O günlerde brandadan kendi blucinini yapanlar bile olmuş. Kitapta bu ve benzeri olayları da anlatıyorum. Bugün internette bir arama motorunda İstanbul'u arayın. İstanbul'u turistik olarak tanıtan sayfaların yüzde 80'inde turkish carpet, turkish cafe ve turkish bluejean yazıyor. Bu ürün, bu şehrin ürettiği az sayıdaki üründen biri haline geldi. Artık blucin bu şehrin sınırları içinde üretiliyor.
MUHTEŞEM KOT'UN OĞLU AYTAÇ KOTİlk jean'imi babamdan aldım
Babam Muhteşem Kot, bir tüccar terziydi. Avrupa'ya yaptığı bir seyahatte, Fransa'dayken, eline bir blucin geçmiş. Bunu kimlerin giydiğini araştırınca, Amerika'da kovboyların ve tarım işçilerinin giydiğini öğrenmiş. 1950'li yıllarda Türkiye'de de işçi ve köylünün giyebileceği sağlam, rahat ve bakımı kolay bir pantolon olabileceğini düşünüp blucin üretimine başlamış. Marka olarak da soyadını vermiş. Hatta ben de ilk jean'imi babamdan satın aldım, cebimde 5 kuruşum vardı. Babama verdim ve satın aldım.
DEKORATÖR ZEYNEP FADILLIOĞLUZımbalı blucinim pek sükseliydi
70'li yıllarda yurtdışına çıkış sınırlıydı. Herkes seyahate giden yakınına ihtiyaçlarını ısmarlardı. Bizim yaşlardakilerin sipariş listesinde jean ilk sırada yer alırdı. Rengi, stili, oturuşu çok önemliydi. O yıllarda açık mavi tonlarında, üzeri gümüş rengi kakma zımbalı blucinim ve yeleğim çok sükse yapardı.
ÇİÇEK BAR'IN SAHİBİ ARİF KESKİNERSeksenlerde sosyete giysisi oldu
80 öncesinde yüksek sosyete ya da zengin aile çocuklarının gittiği Hidromel, Club Batı, Can Can, Kulüp 12, Kulüp Reşat, 82, Gold Finger gibi gece kulüpleri vardı. Buralarda çok giyilirdi. Gençlerin dikkatini yavaş yavaş çekti. 80'lerde ise ciddi biçimde sosyete kıyafeti oldu. Partilere giyilmeye başladı. Altta blucin, üstte yakası açık beyaz gömlek ve genellikle lacivert blazer'la spor bir kıyafet oluşturuyordu. Zamanla işe giderken, resmi toplantılarda da giyilmeye başladı. Sonra da sınıfsız bir giysi haline geldi. Mesela o dönem, blucinin altına spor ayakkabı giyerek partilere katılan ilk kişi sosyete playboyu Yavuz Demir olmuştu.
ADANALI GAZETECİ NEBİL ÖZGENTÜRKAmerikalı askerler kotlarını daha üstlerindeyken satardı
Yoksul, köylü çocuklarıydık. Adana'daki İncirlik üssü bize hem uzak, hem yakın hem de gizemliydi. Teksas Tommiks'lerdeki bir Amerikan kasabası gibiydi. İlk İngilizce tabelayı orada gördük: James Place. James adında bir Amerikalı'nın dükkanıydı. Koskoca Adana'da bir tane disko yoktu ama İncirlik'te vardı. Disco Nesin'di adı. Diskoyu da, blucini de ilk defa İncirlik'te gördüm. Bir tören gibi, birkaç haftalık harçlığımızı biriktirir, oraya pantolon almaya giderdik. İncirlik'te çok sıkı kotlar olurdu. Amerikalı çavuşların, onbaşıların kullanılmış, hatta yamalı kotları ucuza düşerdi. İzne çıkan Amerikalı askerler kotlarını ayaküstü pazarlık yaparak, daha üstlerindeyken satarlardı. Böylece kendilerini korurlar, satıcı gibi görünmezlerdi. Sonuçta ticaret yapmaları yasaktı. Bunu yapanlar daha çok siyah Amerikalılardı. Türk aracıları vardı. Bizim gözümüzde birer manken gibiydiler.
SERGİDE 23 SANATÇININ DENİM KUMAŞTAN ESERİ VAR
İstanbul ve blucin ilişkisini araştıran kitap, bir sergiye de hayat verdi. Farklı disiplinlerden 23 sanatçı, sergi için İstanbul ve blucinle ilgili birer eser yarattı. Bunların kimi resim, kimi fotoğraf, kimi video, kimi eşya. Sergi ekim ayı boyunca İstanbul Beyoğlu Dulcinea'da devam edecek. Sergide ilginç eserler görebileceğiz. Örneğin Dream Design Factory Tasarım Bölüm Başkanı Arhan Kayar, denim kumaştan insanlar tasarladı. Levent Morgök denimden tavuskuşu motifli bir yorgan yaptı. Aray Makal, Taksim-Beyoğlu hattında yaşayan 27-28 yaşında bir adamın hikayesini fotoğraflarla anlatacak.