Güncelleme Tarihi:
Anne…‘Fedakâr’ desen yetmez. Sevgi ise çok klişe. Paylaşım ya da eğitim, eksik kalıyor. Geri çekilip baktığınızda kelimeler yetmiyor.
BÜYÜKANNELER DE VARDI
İşte bu histen yola çıkan Uzm. Klinik Psikolog Yasemin Meriç Kazdal ve Psikolog Serdar Vatansever, 20 çocuk, 15 anne ve 8 anneanneyi 2 oda 1 salon dairede bir araya getirdi.
Çoğu zaman kâbus gibi dakikaların yaşanması öngörülebilecek bu buluşmadan ilginç bir proje çıktı. Stüdyoda 3 nesil, camın arkasındaki babalar hatta büyükanneler “Benim annem güzel annem” şarkısını söyledi. Üstelik öyle alışılagelmiş uyku getiren ninni tonunda değil. Tam tersi gitarlı, davullu…
“O MESAJLAR YANLIŞ YÖNLENDİRİYOR”
Peki ama nereden çıktı bu fikir, neden bu şarkı?
Yasemin: Anneler günü için alternatif bir şeyler yapmak istedik. Demagoji ve ajitasyon dolu mesajların hem anneleri hem toplumu yanlış yönlendirdiğini düşünüyoruz. Hislerimizi anlatmanın en güzel yolunu da anneler için harika olan bir şarkıyı seslendirmekte bulduk. Benim annem güzel annem, çocuklara huzur veren sakinleştiren bir şarkı. Biz de bu harika şarkıya küçük dokunuşlarla yeni bir yorum getirmeye çalıştık.
Farklı olduğu için mi bu kadar ses getirdi?
Çocuk, anne, anneanne hatta büyükanneler bir aradaydı. Erkekler ise destek için yanımızdaydı. 3, hatta 4 neslin bir arada olması ilgi çekti. Bir annenin hatta anneannenin aynı zamanda çocuk olduğunu hatırlattığımız için bu kadar ses getirdi.
“ANNELER KİMLİKLERİNİ KAYBEDİYOR”
Amaç annelerin de çocuk olduğunu hatırlatmak mıydı?
Sadece çocuk olduklarını değil aynı zamanda kadın, eş ve kariyer sahibi olduklarını hatırlatmak. Türkiye’de iyi anne olmak saçını süpürge etmek olarak algılanıyor. Çocuğun iyiyse, sağlıklı görünüyorsa sen de iyi bir anne oluyorsun. Sürekli emzirmek, onunla birlikte uyumak ya da hayatını ona adamak neredeyse ideal olarak tanımlanıyor. Toplum tarafından yüklenen bu kimlik yüzünden anneler kendi kimliklerini kaybediyor. Biz, annelerin önce çocuk sonra birey, eş ve kariyer sahibi olduklarını hatırlatmak istedik.
Bir annenin evladı için saçını süpürge etmesi kötü müdür?
Annelik hiçbir tanımla anlatılamaz. Hani herkesin aşktan ölüp bittiği ya da üzüntüden yemeden içmeden kesildiği zamanlar vardır. Anne olduktan sonra bunlar da neymiş diyorsunuz. Annelik, bir kadını tanımlayan bir duygu hatta öyle kuvvetli ki biyolojik olarak anne olmasanız bile bu tamamlanmışlığı hissedebiliyorsunuz.
“EŞ OLDUĞUNUZUN UNUTMAYIN”
Bu duyguya rağmen aynı zamanda, evlat, eş olmamız, kariyerimizi devam ettirmemiz gerekiyor. Tüm vaktini çocuğuna ayıran bir anne diğer kimliklerini kaybediyor. Üstelik bu sadece ona zarar vermiyor. Annesine bağımlı çocuklar yetişmesine, dolayısıyla bağımlı toplumlar oluşmasına neden oluyor. Bu yüzden annelerin çocukları kadar kendilerine de vakit ayırmaları gerekiyor. Bu, sahilde yürüyüş yaparak da olabilir, bir arkadaşla kahve içerek de. Benim annem canım annem, annelerin aynı zamanda çocuk olduğunu hatırlatarak, kadın olduğunuzu unutmayın mesajı veriyor.
ANNE G.SARAYLI BABA F.BAHÇELİ O BEŞİKTAŞLI
Yasemin ve Sinan, yaz tatilinde kadeh tokuşturan turistlerin çocuklarının peşinden koştuklarını fark ettikleri gün, ebeveyin olmaya karar vermiş. Türkiye ile Avrupa arasındaki farkın tam olarak bu olduğunu söyleyen Yasemin “Bizde çocuklar oyun oynarken bile annelerinin kontrolünde. Avrupa’da çocuklar özgür büyüyorlar, özgür bir toplumu oluşturuyorlar” diyor. Babası Fenerbahçeli, annesi Galatasaraylı olan 5,5 yaşındaki Deniz’in Beşiktaş’ı desteklemesi ise evdeki özgürlük alanını açıkça ortaya koyuyor.
Toplumsal bir terapiye mi kalkışıyorsunuz?
Bütün gün bir odaya kapanıp danışanları ile vakit geçiren bir psikoloğun başarılı ve mutlu olabileceğine inanmıyorum. Bizim de her insan gibi kendimize vakit ayırmamız, beslenecek kanallar bulmamız gerekiyor. Benim annem güzel annem ya da diğer projeler, yüzümdeki gülümsemenin nedeni.
“KUTLAMA DEĞİL HATIRLATMA”
Serdar ile çalışmamız da bu şekilde başladı. İnternette onun yer aldığı projeleri gördüm ve kendisiyle çalışmak istedim. 24 yaşında müzikle ilgilenen hatta bateri çalan, spor geçmişi olan, sosyal projelerde yer alan bir psikolog her gün karşınıza çıkmıyor.
Anneler olarak Anneler günü projesi yapmak isteğimizde ise ilk işim Serdar ile konuşmak oldu. Doğaçlama gelişen bu süreci bir toplumsal terapi diye adlandırmak iddialı olur ama ulaşabildiğimiz herkese bir hatırlatma yapmayı istediğimiz doğru.
Bateri çalan 24 yaşında bir psikolog kulağa tuhaf geliyor…
Serdar: Mezun olduktan sonra pek çok yere iş başvurusunda bulundum… Hepsi “Şunu yapman lazım bunu yapman lazım” diyerek yol gösterdi. Yasemin ile tanıştığım anda “Tamam” dedim. Ben ağacın dallarından köküne doğru gitmeyi tercih ediyorum. 8 yıl Anadolu Efes’te, 2 yıl da Galatasaray’da basketbol oynadım. Müzik, hayatım boyunca mutluluk kaynağımdı. Nöropsikoloji üzerine odaklanmış durumdayım. Spor tecrübemi, psikoloji eğitimi ile harmanladım ve şimdi farklı spor takımlarına danışmanlık yapıyorum. Müzik ile besleniyorum.
“BUGÜNDEN SONRA EVLENMEYİ DÜŞÜNMEYECEKSİN”
Benim annem güzel annem de beslendiğim, beni mutlu eden projelerden biri. Yasemin ile uyumlu çalışmamızın sırrı da burada zaten. İkimiz de sadece bir odaya kapanarak bu işi yapmanın yeterli olmadığını düşünüyoruz.
Tek başına 20 çocuk ve 23 anne ile aynı stüdyoda olmak nasıldı?
Bekar olduğumu söylediğimde “Bugünden sonra evlenmeyi düşünmeyeceksiniz zaten” dediler. (Gülüyor) Dürüst olmak gerekirse ben de çok zor geçeceğini düşünüyordum ama öyle olmadı. Mesela Yasemin’in oğlu Deniz, sanki yıllardır stüdyodaymış gibi şarkıyı ilk kayıtta söyledi. Bu kadar anne ile aynı projede yer alınca, her şey düşündüğünüzden daha kolay oluyor.
Nasıl iyi anne olunur?
Yasemin: Böyle bir tanım yapamam. Ama annelik tarzınız yaşam tarzınızdır diyebilirim.
TENCERE KAPAK
Daha önce 10. Yıl marşını bateri ile çalan, 14 Şubat Sevgililer Günü’nde Beşiktaş tezahüratlarını enstrümantal hale getiren Serdar Vatansever, Benim annem güzel annem için, Yasemin ile adeta tencere kapak gibi olduk ve bu proje ortaya çıktı diyor.
mkivanc@hurriyet.com.tr
www.twitter.com/muratkivanc