Oluşturulma Tarihi: Ağustos 11, 2002 00:00
YAŞAM bir rüzgár gibi geçiyor. Ankara'da liseyi bitirdikten sonra Sümerbank bursuyla (ayda 385 DM) 1961'de Almanya'ya geliyor; Berlin Teknik Üniversitesi'nde Makine Mühendisliği okuyor.Mankenlik yapıyor. Berlin'de İran lideri Şah Pevlevi'ye karşı gösteri yapan bir İranlıyı ‘‘kurtarmak’’ isterken, Alman polisinden kendisi de feci bir dayak yiyor; 7 hafta hastanede yatıyor. Bir gün İsveç'te bir arkadaşının düğününe katıldıktan sonra dönüşü Hamburg üzerinden yapıyor. Çünkü bu kenti görmemiştir. Başına bir kaza geliyor; spor otomobili benzin akıtıyor; yanına geldiğinde de elindeki sigaradan otomobili tutuşuyor. Pasaportu ve evrakları dahil her şey yanıyor. Türklerden borç arıyor. ‘Hasan Bakkal’dan 100 mark borç alıyor. bakkalın camında ‘‘Düsseldorf'tan Türkiye'ye uçuş’’ yazısı dikkatini çekiyor. Hamburg'dan Türkiye'ye neden uçuş olmasın? Bunun üzerine Hamburg'da yarısı büro, yarısı yataktan oluşan bir odada yaşamaya karar veriyor. Uçak işine giriyor. Haftada önce bir, sonra iki-üç derken işçi uçuşlarına başlıyor.Bürolar açıyor; daha sonra turizmciliğe başlıyor. Antalya'yı Almanların ‘‘yaz mekanı’’ yapıyor. Bu arada Türkiye'de Gönül Yazar aşkı ile isim yapıyor.Büyümesi son 15 yılda oluyor. Türkiye'ye 800 bin-1.2 milyon arasında turist ve yolcu taşıyan 700-800 milyon Euro da ciro yapan bir marka haline geliyor. Biri Türk; diğeri Alman iki şapkası olan bu kişi Vural Öger...Almanya ve Türkiye'deki yaşamını ‘‘Meine Deutschland, Meine Turkei’’ (Benim Almanyam Benim Türkiyem) isimli kitapta anlatan Öger, bu vesile ile önceki akşam Hamburg'da 1895'te kurulmuş bir sigorta şirketinin salonunda davet verdi. Davetin en önemli konuğu Federal Almanya İçişleri Bakanı Otto Schily'di. 1969'da Berlin'de saldırıya uğradığı gösteriden sonra yargıda haklarını SPD'li bu genç avukat savunmuştu. Schily, Öger'in kitabını hemen sindirerek okumuş olduğundan Almanya'daki Türkler ve Türkiye-Almanya ilişkileri açısından çok önemli değerlendirmeler yaptı. ‘‘Çok yönlü ve ilginç bir insanın kitabı. Hem Hamburglu, hem İstanbullu olmanın ne kadar güç olduğunu gösteriyor. Ben de bir ara Hamburglu olmak istedim ama beceremedim’’ diyor Otto Schily.Türkiye'nin son 40 yılının Avrupalı-Asyalı yüzünü anlamak isteyen Almanların bu kitaptan çok şeyler öğreneceklerini belirten Schily, kitap için ‘‘Dilerim okullarda okutulur’’ dedi. Schily Öger'e, hükümetin göç komisyonunda görev verdiğini anlatırken; ‘‘Çünkü her iki ülkede yaşıyor, sorunları biliyor; açıksözlü ve elit bir Türk’’ tanımlaması yaptı.Milliyeti Alman, ruhu ve kalbi Türk, kişisel ilişkilerinde etkili, insancıl yanı ağır basan, başarılı bir işadamlığı yanında sosyal yardım ve aktivitelere de katılıyor Öger. 5 yıl önce 600 kurucuyla Türk-Alman Vakfı'nı kurdu. 6 dil konuşuyor. Bir Alman'ın gözüyle ‘‘Büyük Avrupalı. Gelecek yıllarda daha büyük işler yapacak.’’ Bu anlatımı yapan Otto Schily, Gölcük'te bir Çocuk Köyü yapan Öger'le iki kez deprem bölgesini gezen, Türklere çok açık bir bakan...Bakanın sadece Öger'in kişiliği üzerinde 35 dakika konuşması bir Almandan beklenen bir övgü değil. Nitekim, sahnede Öger'le ilginç bir söyleşi yapan ARD TV'nin anchorman'i Wrich Wickept'in ‘‘Almanya'daki siyaset ve biz medya dünyası, içimizdeki Türk dünyasından maalesef habersiz’’ sözü yoğun alkış aldı.Türk'ün tarihine bakmakÖGER, ne Türkiye'ye ne de Almanya'ya yabancı; iki kimlik arasında erimiş, Alman disiplinini ve mantığını öne çıkarmış.Schily'nin Türklere hoş gelebilecek bazı mesajlarında biraz popülizm yaptığı söylenebilir. Bunu davetteki Türklerden bazıları bize söyledi. Yanına aldığı ilk işçisi Yanık Ömer'in ismini uçaklarından birine veren Öger, Alman politikalarını gerektiğinde eleştirdiğini de söylüyor. Öger ‘‘Bir Türk manavından domates satın alarak Türkleri tanıyamazsınız, tarihine bakmak lazım’’ diyor. 320 sayfalık kitapVURAL Öger'in; otobiyografisini anlattığı ve Almanya'nın en büyük yayınevleri arasında yer alan Rowohlt tarafından basılmış olan 320 sayfalık kitabı kaleme alanlar ise felsefeci ve siyaset bilimcisi Türk Mehpare Bozyiğit ve gazeteci olan Alman eşi Hans Kirchmann. 19.90 Euro'ya satılan kitap 30 bin adet basılmış. Mehpare Bozyiğit ‘‘Göreceksiniz bu kitap 1 milyon satacak’’ diyor. Kitapta 6-7 Eylül 1956 olaylarını, tesadüfen Beyoğlu'nda dayısıyla geçerken izleyen Öger, ilgili 3 fotoğrafa da kitabında yer vermiş.Öger, kitabı annesine adamış; bu nedenle İstanbul'da Rumlar arasında yaşamış olan annesinin çok sevdiği Fedon'u Türkiye'den getirtmiş. Bu şarkılarla coştu Öger. Kitap tanıtımında eski ve şimdiki eşleri, 3 kız çocuğu, damadı ve torunu da bulundular. Alman medyasının sanayicilerinin ve turizmcilerinin arasında, ‘‘Die Zeit’’ haftalık gazetesinin eski Genel Yayın Müdürü Teheoe Sommer ve Hamburg Başkonsolos Yardımcısı Haşmet Sınav da bulunuyordu.Ülkeye yöneticiler alınacaktırSEÇİM sonrasında yeni oluşturulacak kadroda ülke yönetiminde görev alabilecek aşağıdaki özelliklere sahip yöneticiler alınacaktır: T.C. vatandaşı olmak, temiz bir sicile sahip olmak, 4 yıllık bir üniversite mezunu, en az İngilizce'yi akıcı konuşabilen, bilgisayar kullanabilen, 30-45 yaşlarında, ekip çalışmasına yatkın, ülke çıkarlarına öncelik tanıyabilecek, daha önceki yönetimde görev almamış.Not: Dolgun maaş, özel araç, dokunulmazlık, tüm sosyal haklar, başlıca verilecek olanlardır.Özel sektörde iş başvurusu yapıldığı zaman bile bu özelliklerin yanı sıra birçok özellik isteniyor. Hiç hata kabul etmeyen bir yönetimde görev alacak kişilerde neden bu özellikler aranmıyor. Ben milletten bir kişi olarak beni Meclis'te ve dünyada temsil edecek başbakanımın, bakanlarımın ve de milletvekilimin yukarıdaki özelliklere sahip bir kişi olmasını istiyorum. Dokunulmazlık sahibi olmak için Meclis'e girmek anlayışı yerine, milletin sorumluluğuna sahip bir mantıkla görev yapmak anlayışı etkin olmalıdır.İsmail YILMAZ-ANKARA
button