Beni telekulakçı Senkron TV’nin sahibi yaktı

Güncelleme Tarihi:

Beni telekulakçı Senkron TV’nin sahibi yaktı
Oluşturulma Tarihi: Kasım 18, 2000 00:00

Haberin Devamı

Ahmet Kaya yurtdışında son görüşmesini Hürriyet'le yaptı

Paris'te kalp krizi sonucu ölen protest müzik sanatçısı Ahmet Kaya son röportajında, Münih konserindeki sözlerinin çarpıtıldığını ve bu yüzden mahkemeye verildiğini söyledi. Kaya sözlerini çarpıtan üç kişiyi de şöyle açıklamıştı: Biri telekulak olayından yakalanıp içeri giren Senkron TV'nin sahibi, diğerleri de orada bana ‘‘Sünnetsiz. Ermeni hayvanı. Kürt diye bir şey yoktur hayvan herif’’ diye bağıran tanımadığım iki kişi.

Hakkınızda çeşitli konserlerinizden ötürü davalar açıldı. Türkiye'ye dönmeyi düşünüyor musunuz?

- Ben Kürt asıllı bir Türk vatandaşıyım. PKK adlı örgüte yardım ve yataklık ettiğim iddia edilerek 3 yıl 9 ay cezaya çarptırılıyorum. Bu aşamada iç hukuk yollarının hiç tıkanmamasını ve benimle ilgili bu haksızlığın telafi edilmesini diliyorum. Yargıtay'a başvuracağım. Profesyonel müzik hayatım boyunca yasal ya da yasa dışı hiçbir siyasi parti ya da örgüte üye olmadım, olamam da. Çünkü sanat, disiplin kaldırmayacak kadar özgürdür ve bütün parti ve örgütler üstü bir disipline sahiptir.

Berlin'deki konserinizde Kürdistan haritası vardı. Bunu nasıl açıklıyorsunuz?

- Konser verdiğim ve şarkı söylediğim salonu ben seçmiyorum. O arkamdaki harita kesinlikle fotomontajdı. Bunu birileri basına sızdırdı. Ancak gerçek olduğunu kimse ispatlayamadı.

Siz kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?

- Benden konserlerimi dinlemeye gelen insanların etnik kimlikleri ve düşüncelerini seçmem isteniyor. Bana yapılan bu kocaman haksızlığı, bu çağa, demokrasiye, insan hak ve özgürlüklerine yapılmış bir haksızlık olarak görüyorum. Yaklaşık bir yıl öncesine kadar şarkılarını yazan, söyleyen, konserlerini yapan muhalif bir şarkıcıydım. Bir yıl önce bana da Yılın Sanatçısı ödülü verilen toplantıda Kürt asıllı olduğum için yeni albümümde Kürtçe bir şarkı söyleyeceğimi açıkladım ve dünya başıma yıkıldı. Ben 15 yıldır müzik hayatını profesyonel olarak sürdüren, milyonlarca albüm satan, onlarca Yılın Sanatçısı ödülü sahibi olan, düzenli olarak vergisini ödeyen ve iki tane öğrenci kızı olan bir baba olarak bir gecede 'Vatan haini' ve 'Bölücü' ilan ediliyorum. Ülkemde milyonlarca satan albümlerime televizyonlar, radyolar ve medya tarafından gizli ambargo uygulanıyor, can güvenliğimin olmayışından dolayı ülkeme gidemiyorum.'

Özlemi Türkiye'ye dönmekti

Dün, Paris Kürt Enstitüsü'nde sanatçının eşi Gülten Kaya ve Enstitü Başkanı Nezan Kendal bir basın toplantısı düzenleyerek, cenaze töreniyle ilgili bilgi verdi. Gülten Kaya, eşinin kalp krizi geçirdiğinde kızıyla birlikte yanında olduğunu ve yarım saat kalp masajı yaptığı halde yaşama döndüremediklerini, ambulansla gelen sağlık görevlilerinin çabalarının da sonuçsuz kaldığını söyledi.

Gülten Kaya ‘‘Ahmet Kaya'nın en büyük özlemi Türkiye'ye dönmekti. Bu özlem içerisinde onu uğurlayacağız. Ülkesine, Türkiye'ye küsmüştü. Bunun için burada kalması gerekiyor’’ dedi. Gülten Kaya, ‘‘Türkiye'nin radyo-televizyonlarında Kürtçe şarkılar söylenene kadar mezarının burada kalmasını istediğini’’ ifade etti.

Gülten Kaya, basın toplantısında çok acılı olmasına karşın, yaptığı konuşmada metanetini korudu: ‘‘Türkiyeli bir Kürt sanatçısını kaybettik. Ahmet Kaya, bu çağın talihsiz sanatçılarından biriydi. Talihsizliği ise sadece bir Kürtçe şarkı söylemek istemesiyle başladı. Ona vatan haini, şerefsiz, küstah gibi vasıfları yakıştırdılar. Oysa o bunları haketmemiş gerçek bir demokrattı. Kaya'nın yurtseverliği tartışılamaz, bunları konuşmaktan hicap duyuyorum. En büyük özlemi Türkiye'ye dönmekti. Ama onu son yolculuğuna burada uğurlayacağız. Bu benim kişisel kararımdır. Onun istediği tek şey, Türk TV'lerinde bir tane Kürtçe şarkı söylenmesi. Bu gerçekleşinceye kadar, onun cenazesi burada kalacak. Ahmet'in içini sızlatmamak için, burada sürgünde bırakacağım. Ben Türk vatandaşıyım, tabii ki onur duyuyorum ve Türkiye'ye döneceğim. Zaten belirli aralıklarla, ayda bir hafta eşimi ziyarete geliyordum. İşte bu ziyaretlerimden birinde bu acı olay meydana geldi. Ahmet Kaya bir keresinde bana, 'ben hiçbir şeyi bölmedim, ama onlar benim hayatımı böldüler' demişti’’

Benim realitem Baba'nın realitesinden farklı değil

Kaya arkadaşlarımız Kemal Doğan ve Erdal Altıntaş'a, ‘‘Memleketimi çok özledim. Herhangi bir ülkeye iltica etmedim. Halen Türkiye Cumhuriyeti pasaportunu taşıyorum’’ diyerek, kendisinin hiçbir zaman bölücülüğü savunmadığını söylemişti. Bu röportajın bir bölümünü aktarıyoruz.

Ne kadar oldu Türkiye'den ayrılalı? Kendinizi bir gurbetçi gibi mi hissediyorsunuz?

- Yedi ay oldu. Fakat benim gurbetçilerden farkım var. Ben sürgün hayatı yaşıyorum. Gurbetteki istediği zaman özlediği memleketine gidebiliyor. Ben gidemiyorum. Bütün değerlerim, ilişkilerim, anılarım, arkadaşlarım, dostlarım aile ve çocuklarım Türkiye'de. Onların özlemiyle burada iyi bir yaşam sürdürmek mümkün değil.

En çok neyi özlediniz?

- İnsan en çok kendi memlekeletini, toprağını özler. Kendi toprağında yaşayan insanları özler. Her şeyden önce memleketini özler. Ama idam muhabbetlerini, antidemokratik uygulamaları, haksızlıkları ve yanlış anlaşılmaları hiç özlemedim.

Yanlış anlaşıldığınıza mı inanıyorsunuz?

- Aslında beni çok doğru anlıyorlar ama, doğru ifade etmiyorlar, halka farklı sunuyorlar. Yani çarptırmaktan daha vahim.

GEL DERLERSE DÖNERİM

Hangi cümleniz çarptırıldı?

- Ben Münih'teki konserde ‘‘Birkaç tane şerefsizin yüzünden, ülkeye dönemeyecek hale geldim’’ dedim. Espri olsun diye ‘‘Yeni bir araba aldım. O şerefsizlerin yüzünden ona dahi binemiyorum’’ dedim. Dediğim bundan ibaret. Sadece şerefsizlerden bahsettim. Birisi bu telekulak olayından yakalanıp içeri giren Senkron TV'nin sahibi. Diğer ikisi de orada bana ‘‘Sünnetsiz, Ermeni hayvanı. Kürt diye bir şey yoktur hayvan herif’’ diye bağıran tanımadığım iki kişi. Dün ‘‘Kürt yoktur’’ diye bağıranlar, bugün ‘‘Avrupa Birliğine girmenin yolu Diyarbakır'dan geçer’’ diyorlar. Münih'teki konserde kastettiğim Kürt realitesi buydu. Benim Kürt realitemle, Süleyman Demirel'in Kürt realitesinden farklı değil. Aynı şeyi söyledik. Neden eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel yargılanmadı da ben yargılandım?

Türkiye'ye dönmeyi düşünmüyor musunuz?

- Aslında hemen dönmek istiyorum. Bıktım buralardan. Burama kadar geldi. Memleketimi özledim. Dönmem için halkın içinden linç mantığını atmaları lazım. Linç mantığını atarlarsa hemen döneceğim. Bir sürü mahkemem var. Ceza alırsam her birinden 5-6 yıl yatmam lazım. Akıl var, mantık var. Paris'te gezmek varken, neden gidip ceza evinde yatayım? Son gelişmelerden sonra, yani AB adaylığıyla artık bu meselelere bakış açısının değişmesini bekliyorum. İnsanlar özgürce düşüncelerini ifade edemedikten sonra bu demokrasi neye yarar? Müslüman ‘‘Müslümanım’’ komünist, ‘‘Komünistim’’, Kürt ‘‘Kürdüm’’, diyebilmeli. Türkün ‘‘Türküm’’ diyebildiği kadar. Her şeye rağmen devlet bana ‘‘Gel’’ desin giderim.

Devletten özür mü bekliyorsunuz?

- Tabii özür bekliyorum. .

Ahmet Kaya'nın cenazesi bugün kaldırılıyor

PARİS'te Önceki sabah evinde geçirdiği ani bir kalp krizi geçirerek ölen Ahmet Kaya'nın bugün, Paris'te Yılmaz Güney'in de mezarının bulunduğu tarihi Pere Lachaise Mezarlığı'na defnedileceği kesinlik kazandı.

Cenazesi bu sabah Kürt Enstitüsü'nde katafalka konularak, Republique Meydanı'na götürüldükten sonra, çeşitli ülkelerden gelen sevenlerinin eşliğinde Pere Lachaise Mezarlığı'nda defnedilecek.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!