Güncelleme Tarihi:
Tuncay Özkan savunmasına "Burada bulunmam konusunda bilgi sahibiyim ama suçum konusunda hala bilgisizim" diye başladı. Suçunu öğrenmek için 70 sayfalık dilekçe verdiğini söyleyen Tuncay Özkan, her soruya yanıt vereceğini, bildiği herşeyi anlatacağını belirtti. Tuncay Özkan, "Bu iddianame sakattır. Savunma yapmak istiyorum. Savunmam sırasında keşke Sayın Zekeria Öz de hatta sayın Başbakan da burada olsaydı da bunları konuşsaydık. Bu duruşmalarda çok kez 'eyvah' dedim. 'Ne işimiz var burada?' dedim. Çünkü burada bize bu duygu yaşatılıyor" diye konuştu.
MECLİS'İN HER KARESİNDE ÇOCUKLUĞUM GEÇTİ
TBMM’yi ortadan kaldırmaya teşebbüs etmekle suçlandığını belirten Tuncay Özkan, matbaa ustası olan babası Ziya Özkan’ın TBMM çalışanı olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
"O Meclis'in her bir karesinde çocukluğum geçti. Bahçesindeki ağacın dalından elma koparıp yedim. İlk sapanımı Meclis'in bahçesindeki ağacın dalından yaptım. Babam 42 yaşında öldüğünde TBMM’nin bize bağladığı dul ve yetim aylığı ile okuduk. Bizi bu günlere getiren TBMM’yi ortadan kaldırmaya teşebbüs ettiğim iddiasını, bana nasıl yazarlar? TBMM’de en son görevim Cumhuriyet Gazetesi’nin parlamento şefliğiydi. Böyle bir suçlamayı bir insanın bana yazması için vicdansız olması gerekir."
MİLLETVEKİLLERİ DENETİM YAPABİLİR
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel’in duruşmaya gözlemci olarak katılan CHP’li milletvekilleri hakkında verdiği mütalaayı eleştiren Tuncay Özkan, duruşmanın herkese açık olduğunu TBMM içtüzüğü gereğince de üyelerinin denetim faaliyetlerini yürütebileceğini söyledi. Demokrasi dersi verenlerin demokrasiyi iyi öğrenmesi gerektiğini ifade eden Tuncay Özkan, "Metinlerin arkasına dayanılarak politika yapılmaz. Savcılık makamı dün politika yapmıştır. Bu sıralarda oturan CHP’li değil de AKP’li olsa ne değişir. Denetim faaliyeti yapıyorsa yapar" dedi.
ONLAR OLMASAYDI İŞİM BİTMİŞTİ
CHP Milletvekili Şahin Mengü’nün 1983’ten beri avukatı olduğunu anlatan Tuncay Özkan, "Biz hep beraber bu günlere geldik. Çok zor zamanlar geçirdim. İnanılmaz zor zamanlar... Hukuki yardım alacağım... Onlar olmasaydı işim bitmişti. Bir de Tanju Güvendiren. Bu iddianameyi yazan kafa bu iddianamenin kölesi olmuştur. O yüzden, efendi köle ilişkisi içinde ne yaptıklarını bilmiyorlar. Akılları sıra politika yapıp yatırım yapıyorlar. Tutukları tarafın kazanmasını istiyorlar" diye konuştu.
SAVCILAR ANLAYAMADIKLARINA ERGENEKON DİYORLAR
Ergenekon İddianamesi'nin bir büyük hata ile başladığını sözlerine ekleyen Tuncay Özkan, savcılık makamının algıladıklarına değil algılamadıklarına hayran olduğunu söyledi. Savcıların kafalarında hayali bir senaryo olduğunu savunan Tuncay Özkan, "Savcılara göre bu sanıkların yapamadıkları hiçbir şey yok. Savcılar hayal kuruyor. İddianamede bir kahraman yaratıyor. Pelerinleri var uçar, diyorlar. Savcılar anlayamadıklarına Ergenekon diyorlar. Ergenekon diye bir şey var ama algılayamıyorlar."
İddianamede terörün tanımının değiştiğini, siyasal amaçtan kurtarıldığını savunan Tuncay Özkan, "İddianameye göre terör örgütlenmek için devletin merkezini seçiyor" dedi.
GÜVERCİNİN KANATLARINI KOPARTIYORLAR
Tuncay Özkan savunmasının devamında şunları söyledi:
"Demokrasi kuş mudur? Tavuk mudur? Savcılık tavuk diyor. Hani şu Recep'in tavuğu var ya antenli olan. Oysa biz güvercin diyoruz. Güvercin barışı temsil ediyor. İddia makamı şimdi diyor ki ‘ben bu güvercinin özgürlük kanadını kırdım. Tuncay'ı falan kırıp bir kenara koydum’. ’Toplumsal sorumluluğu yani milletvekillerini de orada oturma deyip kırıp bir kenara koydum’ Geriye ne kalıyor? Receb’in tavuğu. Bu bataklık onları da yutar. Bizim sevgimiz onlara da yeter. İddianame ile ilgili savcıların bir tek özeleştirisini duydunuz mu? Hayır onlar sadece suçlama içerisindeler. (Heyeti kast ederek) Siz varsınız ya Sorumluluk siz de ya... Onlar sadece kenardan siyasete doğru yol alacaklar. Savcılar 6 bin sayfalık iddianamede iki ileri bir geri giderek siyasi düşüncelerimi, olaylara nasıl baktığımı anlatıyorlar ama delil koymuyorlar. Yargıtay yargıcını dinliyorlar. İzinsiz dinliyorlar. Bu iddianame yapar. Burada olur. Savcının tutumu bunu gösteriyor. Onun hukuki bir metin oluşturma kaygısı yok."
TUNCAY ÖZKANI HELİKOPTERLE KAÇIRACAKLARMIŞ
Tutuklandıktan sonra Metris Cezaevi’ne götürüldüğünü belirten Tuncay Özkan, "Avluya çıkartıldığımız da avlunun üstünün kapatıldığını gördüm. Nedenini sorunca Tuncay Özkan’ı helikopter ile kaçıracaklarmış. Bu yüzden üstü kapalı şekilde avluya çıkacaksınız’ dediler" diye konuştu. 15 yaşındaki kızına cezaevinden hergün mektup yazdığını ifade eden Tuncay Özkan, gazetelerden kestiği yazıları kızına göndererek, “Bunların hepsi gerçek” dediğini söyledi.
YAŞASAYDI ORHAN VELİ DE ERGENEKON SANIĞI OLURDU
Yaşasaydı Orhan Veli’nin Ergenekon davasında sanık olacağını iddia eden Tuncay Özkan, "Savcılar, Orhan Veli ’Garip’ akımını başlattığında ’Garip’in önsözünü okusalardı, Orhan Veli’ de bugün Ergenekon’dan içerideydi. Ben Orhan Veli gibi bir yazı yazsaydım burada en az iki kez müebbetim istenirdi" dedi
İNANÇLARIMIZDAN DOLAYI MI YARGILANACAĞIZ?
Alevilikle suçlandığını belirten Tuncay Özkan, "Muharremdeyiz. 10’unda beklerim, aşure günü. Bize de gelin birlikte iftar yaparız. Şimdi inançlarımızdan dolayı mı sorgulanacağız. Ergenekon iddiasıyla gözaltına alınıp buraya geleceğimi biliyor muydum? Ama ben doğruluk için buradayım. Ne derler, ’Bir Tuncay Ölmüş’ derler. Bu ülkenin hukukuna, demokrasisine, temel değerlerine, insani değerlerine çok katkım olmuştur. Yalnızlığı kabul ederek buraya geldim. Ama beni hiç yalnız bırakmadılar. Türkiye’nin her yerinden mektup yağdı. Sevgi yağdı. Aşk yağdı. Duruşma salonunun tavanı çöktüğünde çok korktum. Size birşey olacak, diye korktum. Ama bugün yüzde yüz tavan çökmeyecek. Çünkü Atatürk de dahil bütün ruhların burada olduğuna inanıyorum. Savcılık beni Sivas katliamını yapmakla suçluyor. Savcılara sorsak, Sivas katliamının tarihini hatırlamazlar. 33 kişiden bir tekinin adını hatırlamazlar. Başbağlar'ı yapmışım. Sorsam tarihini hatırlamazlar" dedi.