Oluşturulma Tarihi: Ağustos 07, 2002 00:00
Son anda yetiştim asansöre.Üzerimde İngilizce ‘‘iz sür’’ yazan bir tişörtle. Balayını Küba'da yapmış arkadaşım vardı asansörün içinde. Arkadaşım mı o benim? Bilmiyorum ama ciddiye aldığım biri. Onu neden ciddiye aldığımı da bilmiyorum. Bugün ‘‘iz sürmesem’’? O beni alıyor mu? Valla onu da bilmiyorum. Bazen çok konuşuyoruz. Bazen az. Gerekli yerlerde az. Gereksiz yerlerde çok. Ben 5'e çıkıyorum. O 9'a. Gözü hep daha yükseklerde...* * *Asansörün her katı 5 saniyede çıktığını düşünürsek, 25 saniyede ne kadar sohbet edebilirsiniz ki biriyle? Hadi diyelim, 2'de ve 3'te durdunuz, zaman kazandınız. 45 saniyede bir konuyu masaya yatırabilir misiniz? Kendinizi sorgulamaya başlayabilir misiniz? Bir konu hakkındaki fikriniz değişebilir mi? Kafanız karışabilir mi? Balayını Küba'da yapmış, arkadaşım olup olmadığını bilmediğim o erkek, bunu becerdi.* * *Bu hafta kiminle röportaj yapsam dedim.Onun gibi bir adam Tayyip Erdoğan'a asıl filan demeliydi.Demedi.Rafet El Roman dedi.Bir tuhaf baktım yüzüne.Eşinizin Gala'ya soyunmasına ne diyorsunuz filan mı diyeceğim? Şortla çektirdiği fotoğrafları biraz kıskanmışsınız da! Ya da meseleyi bir kadının intikamı gibi mi ele almalıyım: Kocası tarafından aldatılan Altıntop'un intikamı acı oldu! Aldatan kocalara duyrulur, eşiniz küt diye Şamdan-Paşa-Gala'ya soyunur!Yoo dedi, balayını Küba'da yapmış arkadaşım. Meseleye bakış açım nedense ona sığ geldi. Bu iş reklam kokuyor onu çıkar ortaya dedi. Nasıl yani dedim. Levent Kırca ve Oya Başar gibi dedi. O ne demek dedim. Ee şahane bir tiyatroydu dedi.Çaktım meseleyi.Ama benim beynim öyle çalışmıyor dedim.Belki de öyle çalıştırsan iyi olur dedi.Adamın albümü satmıyor, karısını aldattığı haberleri de artık ilgi çekmiyor. Eee dedim. Belki de karı koca mutfak masasında oturup bir plan yaptılar. Karısının intikamı/fotoğrafları/tepkisi/öfkesi/bedeni/ve tabii gazetelerde yayınlanan haberleri, ‘‘koca Rafet’’in tekrar gündeme gelmesine ve ilgi çekmesine yol açacaktı. Kimbilir satmayan albüm için de bu bir çıkış yolu olacaktı! Tabii Levent Kırca ve Oya Başar'ın teatral yeteneği onlarda yok ama olsun ilgi çektiler diye de ekledi. Tüm bunlar komplo teorisine girmiyor mu dedim. Yoo hayat bu, aksini düşünmek naiflik olur dedi.Neden ‘‘iz sür’’ tişörtümü bugün giydim ki? Beynim çamaşır makinası gibi Selim Akçin'in masasına yürüdüm. Baksana bu Altıntop size kendiliğinden mi geldi dedim. Aslında öyle oldu. Kimsenin boynuna çökemezsin ki Gala'ya fotoğraf çektir diye dedi. Hınzırca ekledi: Bizim derginin çizgisini seviyormuş. Peki sence tüm bunlar reklam için miydi dedim. Selim, bu gazetenin
Magazin Müdürü ama, Ayşe'ciğim ben nereden bilebilirim ki dedi. Bu işlerin izi sürülmezmiş! Gerçekten samimi olabilir, kocasına sinirlendiği için böyle bir şey yapmış olabilir, ama iş tamamen düzmece de olabilir. Fifty fifty yani.Kim bilecek dedim.Sessizlik.Yani alan memnun satan memnun öyle mi dedim.Cevap vermedi.Hadi işim var ikile dedi.* * *İyi de ben üzerimde ‘‘iz sür’’ yazan bir tişörtle dolanırken sersem yerine konulmak istemiyorum!Çağla Şikel'in mesela Gökhan Özen'den sevgili olduklarına dair
haberler çıkması kaydıyda 35 bin dolar aldığı doğru mu dedim.O doğru dedi, Selim.Ama bu rezilliktir dedim.Ee n'apalım o çocuk da bir çıkış yapmaya çalışıyordu! dedi.Peki Asuman'la Emrah dedim.Ama sen de çift bilinmeyenli denklem soruyorsun dedi.Onlar daha samimi görünüyorlar, belki Asuman da para almıştır ya da almamıştır öyle ya da böyle sürdürüyorlar ilişkilerini dedi. Ya daha zekiler ya da cidden samimiler. Biz bunları bilemeyiz Ayşe. Git izini başka yerde sür benim işim var der gibi bir hali vardı. Kös kös ayrıldım yanından.* * *İz sürme maceram başarısızlıkla sonuçlanınca, kendime şöyle bir tişört yaptırdığımı hayal ettim.Ön yüzünde ‘‘Ben salağım’’ yazacak.Arkasında ‘‘Siz de paranoyaksınız...’’Bir okur mektubuO okur benim. Ve bütün kadın okurlar adına dünkü Hürriyet Gazetesi'nde yer alan bir haberdeki ‘‘kirletti’’ fiiline şiddetle itiraz ediyorum. ‘‘Ümraniye'de son bir yıldır 9 kız çocuğunu kirleten Ümraniye sapığı bu kez 7 yaşındaki bir erkek çocuğuna tecavüz etti’’. Cümle aynen buydu. Belli ki haberi yazan arkadaş, cümlenin sonunda ‘‘tecavüz etti’’ fiilini kullanınca diğer eylemlere fiil bulamamış. ‘‘Kirletti’’yle işi halledivermiş. Ama bu çok kötü. Bu tür durumlarda ne yapıldıysa onu yazmak lazım diye düşünüyorum. Tacizse taciz, tecavüzse tecavüz. Yoksa çok çirkin ve geri duruyor. İlginize teşekkür ederim.
button