Ben filmlerimi Oscar kazanayım diye yapmıyorum

Güncelleme Tarihi:

Ben filmlerimi Oscar kazanayım diye yapmıyorum
Oluşturulma Tarihi: Kasım 24, 2006 15:25

Martin Scorsese'i anlatırken en basitinden; "Yedi kez Oscar'a aday gösterildi ve heykelciğe hiçbir zaman ulaşamadı" denebilir. Dile kolay, umutlu bekleyişi yedi kez hüsranla sonuçlandı. Ama o yılmadan filmlerini yapmaya devam etti. Zaman zaman Hollywood'a küstü, yapıtlarını sürgünde tamamladı. Oscarlar'da kazananlar zarfından adı çıkmadı ama o hep kendisini seven seyircileri için "Maestro" oldu. Son filmi The Departed (Köstebek) şimdiden Oscarlar'ın en büyük adaylarından biri olarak gösteriliyor. Filmin gişe hasılatı ve eleştirmenlerin yazdıkları bunun kanıtı. Martin Scorsese ile Roma'da tele konferans aracılığı ile konuştuk.

Haberin Devamı

Onca kez Oscar'a aday gösterildiniz ama kazanamadınız. Sitem etme hakkınızı hala kullanıyor musunuz?
-Hayır, eskidendi o. Şimdi gülüp geçiyorum. Ama bir dönem ihtiras içindeydim ve neden benim filmim en iyi filmem en iyiler arasında gösterildiği halde seçilmedi diye üzülüyordum. Kafayı yemek üzereyken hep kendimi franliyordum. Hollywood böyledir. Bir yandan düşlerini çalar, diğer yandan rüyalar armağan eder. Gariptir, çok garip.

Önce filmin adından başlayalım.
- The Departed (Köstebek), Boston'da konuşulan İrlanda lehçesine göre "Yolcu, hatta ölüm yolcusu" demek. Bu filmde de beklenmeyen sürpriz ölümler çok.

Hong Kong filmi Infernal Affairs'in tekrar çevrimi olduğu biliniyor.
-Hong Kong sinemasını severim, hatta Infernal Affairs da bu sinema okulunun iyi bir örneği ama Köstebek bir tekrar çevirim asla değil. Tamam belki bu filmin temasından esinlenmiş olabilirim. Bence senarist William Monahan bambaşka bir hikaye çıkartmış.

Bu senaryo sanırım sizi geçmişe, Good Fellas veya Mean Streets'e götürdü.
-Evet, aynı tür bir film. Zaten benim tarzım özellikle gangster filmlerinde kahramanları romantik ve hatta kaybeden taraf olarak göstermek.

Kendinizi nasıl tanımlarsınız?
-Neyi tercih edersem edeyim inanmadığım bir şeyi asla kimse bana yaptıramaz. Bence bir yönetmen havacı gibidir. İyi bir pilotsan o zaman  bulutlar arasında o kullandığın uçak kadar kendini de yönlendirebilirsin. Uçmaktan korksan bile o uçağı indirebilecek gücün varsa o zaman güçlüsündür.

Aslında bir din adamı olacaktınız ama dünya çapınca bir yönetmen oldunuz.

Ben filmlerimi Oscar kazanayım diye yapmıyorum
Scorsese (solda) çekim sırasında DiCaprio (ortada) ve Damon ile.

-Büyüklerim dindardı ve beni din okuluna verdiler. Belki rahip olabilirdim ya da misyoner. Ama okuldan atıldım. Oysa inanç yolunda gitseydim iyi bir din adamı olabilirdim. Belki bu yüzden Kundun veya The Last Temptation of Crist gibi dini konulu filmler yaptım.

Köstebek'te çok güçlü bir oyuncu kadrosu var.
-Senaryo'yu ilk okuduğumda Frank Costello rolü için Jack Nicholson'dan başkasını düşünmedim. Zaten nefis oynadı. İkimiz de aksi olduğumuz için sette hayli çekiştik. Ama kusursuzluğu birlikte yakaladık. İki köstebeke gelince. İkisi de, yani Leonardo ile Matt rolleri değişseler ortaya yine aynı düzeyde bir sonuç çıkardı.

Bu arada Matt Damon'un rolünü Bratt Pitt oynayacaktı galiba
-Brad aynı zamanda filmin üç yapımcısından biri. Evet, Leonardo Di Caprio'nun karşısında Brad Pitt oynyacaktı ama başka bir şirketle oyuncu olarak sözleşmesi vardı, bu yüzden Matt Damon'u seçtik.

Haberin Devamı

SİNEMADAN DA, POLİTİKADAN DA İNSANLARDAN DA NEFRET EDERİM

Haberin Devamı

Bugün sinema nereye gidiyor sizce?
-Bir şey söyleyeyim mi... Ben aslında sinemadan da, politikadan da, pazılı  atletik erkeklerden de, insanlardan da nefret ediyorum. Sinema yol ayrımında bence. Teknolojik gelişme sinemada kulanılmasaydı filmler monoton olur ve sadece aşk filmleri çekilir, insanlar da bıkardı. The Departed'daki  bilgisayar hileleri aksiyonu on kat fazlalaştırıyor. Aslında bunun öncüsü George Lucas. Kızmak mı gerek yoksa övmek mi bilemiyorum. Ama giderek biz yönetmenlere daha az iş düştüğü kesin.

Genelde sizin gangster filmleriniz hep New York'ta geçer.
- Amerika'da 50 eyalet var, yüzlerce de büyük kent. Her kentte emniyet teşkilatı bünyesinde haraç, rüşvet döner. New York'a fazla yüklenmek olmazdı. Gerçekten Boston'da da İrlanda mafyası piyasaya egemen.

Leonardo Di Caprio ile üçüncü filminizi çevirdiniz. Sıkı Dostlar kulübünüzün üyesi oldu mu?
-Elbette oldu. Gelecek için yine projelerimiz var. The Rise of Theodore Roosevelt filminde Amerika başkanını canlandıracak. O çok iyi bir oyuncu olduğu kadar iyi bir dost.

Bu kez şeytanın bacağını kırıp 8. denemede Oscar'ı evinize götürebilecek misiniz?
-Ben filmlerimi Oscar'a aday gösterilmesi veya kazanması için yapmıyorum. Ama Köstebek'in bu yıl çekilen en kaliteli filmlerden biri olduğunu biliyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!