Güncelleme Tarihi:
Avrupa Birliği’nden (AB) bir diplomat, “Bu Sırbistan’ın çenesine vurulmuş bir aparkattır. Mike Tyson’ın rakibini 34’üncü saniyede nakavta uğratması ve rakibin bir daha kıpırdayamaması gibidir” dedi.
Mahkemenin tartışmaya mahal bırakmayacak kadar açık olan kararında Sırp hükümetinin teselli bulabileceği pek bir şey yoktu. Birçok gözlemci mahkemenin iki tarafa da yasal temel sunabilecek ve davalarını sürdürmelerine izin verecek bir karar açıklamasını bekliyordu.
Geçmişte Kosova’yla ilgili meselelerde çalışan Uluslararası Barolar Birliği’nin yönetici direktörü Mark Ellis, “Mahkeme, devlet dışı aktörlerin, tek taraflı bağımsızlık ilanlarını yasal olarak gözden geçirmesine kapı açıyor. Bu uluslararası kamuoyu için yeni ve tartışılacak bir mesele olacak” dedi.
Sırbistan, son iki yılda, Kosova’nın uluslararası alanda tanınmasını önlemek için ciddi anlamda diplomatik çaba gösterdi. Kosova birçok Sırp için Sırp Ortodoks Kilisesi’nin beşiği olarak görülüyor.
Belgrad’ın Kosova’nın bağımsızlığına karşı gösterdiği güçlü direniş, ülkedeki iç siyaset adına çok önemli. Kosova’nın bağımsızlığını kabul etmek herhangi bir siyasetçi için kariyerinin sonu anlamına geliyor. Ancak Kosova meselesi 1990’larda Yugoslav Savaşları’ndan sonra Avrupa’nın paryası haline gelen Sırbistan’ın bu durumdan sıyrılıp AB’ye katılma sürecini zorlaştırıyor.
Lahey’in kararını açıklamasının ardından Reuters’a konuşan Sırbistan Dışişleri Bakanı Vuk Jeremiç, “AB üyelik hedefi hala Sırbistan’ın diplomatik stratejilerinin odağındadır. Ancak bağımsızlığımızı ve toprak bütünlüğümüzü korumak için gösterdiğimiz diplomatik mücadeleyi de aynı hızla sürdüreceğiz. Bu da sadece barışçıl müzakereler vasıtasıyla gerçekleşebilir” dedi.
Bazı analistler Sırp hükümetinin iç siyasetle ilgili meseleler yüzünden Kosova konusunda sert bir tavır alması gerektiğini ancak mahkemenin danışma niteliğindeki kararının uzun vadede kademeli olarak Kosova’dan çekilme sonucunu doğurabileceğini belirtti.
ABD’nin Balkanlar eski temsilcisi James Dobbins, “Bu karar ABD’nin Avrupa’nın, NATO’nun, AB’nin ve BM’nin son 12 yılda uyguladığı Kosova politikalarının teyididir” dedi.
Kararın Belgrad’da olumsuz tepkiler görmesini beklediğini ifade eden Dobbins, “Birçok düşünceli Sırp’ın bu kararın Sırbistan’ın Avrupa’yla tam anlamıyla bütünleşmesini engelleyen ve ülkenin refah içinde bir gelecek kurma umutlarını azaltan sonuçsuz politikalarından kurtuluş şansı sunduğunu göreceğine inanıyorum” dedi.
AB ve ABD’li diplomatların, önümüzdeki günlerde, Sırbistan’ı Kosova’ya pratik meselelerde taviz vermeye ikna etmeye çalışmaları bekleniyor. Söz konusu meseleler arasında ülkenin Priştine’nin kontrolü dışındaki kuzey kısmıyla ilgili düzenlemeler de bulunuyor.
Karar, Bosna’da yaşayanlar dahil etnik Sırpların bağımsızlık hedeflerini güçlendirebilir. Bosna’daki Sırp Cumhuriyeti’nin başbakanı Milorad Dodik, “Eğer son karar, Kosova’nın tek taraflı olarak kaderini belirleyebilmesini onaylarsa, bu gelecekte bazı hareketler için bir mesaj olabilir” demişti.
Dodik daha önce defalarca Sırp Cumhuriyeti topraklarının Bosna’dan ayrılması için referandum düzenleneceği yönünde açıklamalar yapmıştı. Ülkede Ekim ayında yapılacak seçimlerin etnik tansiyonu daha da yükseltmesinden endişe ediliyor.
Bosna merkez parlamentosunun üst kanadının başkanı ve muhafazakar bir Bosnalı Sırp olan Desanka Majkiç, “Sırp Cumhuriyeti’nin kendi toprakları, nüfusu ve hükümeti vardır. Dolayısıyla isterse Kosova’nın yolundan yürümemesi için hiçbir sebep yoktur” dedi.
Balkanlardan kilometrelerce uzaktaki diğer ayrılıkçı gruplar da Lahey Adalet Divanı’nın kararını kendi davalarını güçlendirmek için kullanabilir.
St. John’s Üniversitesi İdare ve Siyaset Bölümü’nden Yardımcı Doçent Fred Cocozzelli, “Bu kararın sonuçları Gürcistan’ın Güney Osetya ve Abhazya bölgeleri, İspanya’nın Bask bölgesi ve Çin’in Tibet bölgesindeki tartışmaları etkileyebilir” dedi.