Güncelleme Tarihi:
Ağabeyiniz Fehmi Koru’nun teknoloji tutkusunu bilmeyen yok. Bu tutku sizden mi ona mı geçti; ondan mı size?
- Ailede bilgisayarı ilk ben kullanmaya başladım. 1980’lerde görevli olduğum Avusturya’da bir Commodore satın aldım. Bir PC’ydi bu. Hard diski bile yoktu. İki disket sürücüsü vardı. Abime “Bu bilgisayarlar muazzam. Alışırsan yazılarını çok daha kolay yazarsın” dedim. Yaz tatili için Türkiye’ye dönünce bilgisayarımı ona verdim. Uzun yıllar yazılarını o bilgisayarla yazdı.
Şimdi teknolojiye kim daha hâkim?
- İtiraf etmeliyim ki bilgisayar kullanımında beni bile geçti. Şimdi aklınıza gelebilecek her şeyi ilk çıktığı gün ediniyor. Bir gün geldi, elinde bir tablet... Hiç ağırlığı olmayan sadece ışık huzmelerinden oluşan bir klavye kullanıyor. Çok şaşırdım.
Bilgisayarı mesleğinizle ilgili işlerde ne zaman kullanmaya başladınız?
- Muavin konsolosken geliştirdiğim basit bir programla, aylık hasılat cetveli düzenlenmeyi bilgisayara aktardık. 2002’de ABD’de Şikago’da e-konsolosluk işlemi başlatmıştık. Büyükelçimiz, bunu tüm ABD’ye yaymamızı istedi. Ardından da o zamanki Dışişleri Bakanı Abdullah Gül bu sistemin tüm temsilciliklerde uygulanması talimatını verdi.
30 yıllık bir dönemin tanığısınız. Dışişleri bugün teknoloji kullanımında hangi noktada?
- Eskiden haftalar, hatta aylar süren iletişimi şimdi saniyeler içinde yapabiliyoruz. Çalışma ofisindeki ekranlar sayesinde yurtdışındaki büyükelçilerle video konferans düzenleyebiliyoruz.
Diğer kamu kurumlarıyla iletişiminiz nasıl?
- Yüzlerce sayfalık belgeleri beş saniyede dünyanın diğer ucundaki temsilciliğe iletebiliyoruz. Ama aynı yazıların karşı binadaki diğer bakanlığa ulaşması iki hafta alabiliyor. Şu anda Belge Arşiv üzerinde 10 milyondan fazla belge var. Halen 1919’dan 1958’e kadarki döneme ait çok sayıda hassas malzemeyi dijital ortama taşıyoruz. Yakında araştırmacıların kullanımına açacağız.
WikiLeaks belgeleri dünyayı ayağa kaldırdı. Neler hissettiniz bu belgeler yayınlandığında?
- Dışişleri için gizli belgelerin istenmeyen ellere geçmesi tam bir kâbus. Herkes bilişim altyapısına çekidüzen verdi. Biz de önlemleri artırdık. Ancak yüzde 100 güvenlik maalesef mümkün değil.
Sabırsız bir öğretmen
EŞİ CANAN KORU
Öylesine düşkün ki teknolojiye, bilgisayarlar adeta kumalarım! Gecenin bir yarısı hop fırlar yataktan; “Buldum, bunu yazmam lazım” diye koşar bilgisayarın başına. Öğretmekte de sabırsız. İkinci kez sorduğunuzda kendinizi kötü hissediyorsunuz. Ben de çareyi söylediklerini yazmakta buldum.
FACEBOOK VE TWITTER HESABIM VAR
Bakanlık bünyesinde sosyal ağlar konusunda hiçbir kısıtlamamız yok. Dışişleri Bakanlığı olarak uzun bir süredir Facebook ve Twitter hesaplarımız üzerinden bilgilendirme yapıyoruz. Ayrıca çok sayıda meslektaşımızın kendi sosyal paylaşım siteleri var. Benim de Facebook ve Twitter hesaplarım var. Ayrıca bir blogum var. Yazılarıma http://nkoru.blogspot.com adresinden erişilmesi mümkün.
DALAN’A HEDİYE EDİLEN BİLGİSAYARA EL KOYDUK
1984’te Suudi Arabistan’daki görevim sırasında PC’ler yeni yeni yaygınlaşıyordu. Cidde kentinin belediye başkanı İstanbul Belediye Başkanı Bedrettin Dalan’a bir bilgisayar hediye etmek istedi. Bilgisayarı önce büyükelçiliğimize yolladılar. Büyükelçi Umut Arık’a “Bu bilgisayarı büyükelçilikte tutalım, kendimiz kullanalım” dedim. Büyükelçi, belediye başkanını arayıp “Çok teşekkür ederiz, biz kullanmaya başladık” dedi. ENKA İnşaat’ın sahibi Şarık Tara’nın bize gönderdiği bir mühendisle oturduk, birlikte programlar yazmaya başladık.