Güncelleme Tarihi:
Belediyenize not vermek istemez misiniz? Evet, ama nasıl? İşte şimdi Boğaziçi, İstanbul ve Galatasaray üniversitelerinden altı akademisyen bu sorunun cevabını bulmak için çalışıyor.
Belediyeniz çöpünüzü iyi topluyor mu? Oturduğunuz bölgede yeterli yeşil alan var mı? Kaldırım taşlarınız yerli yerinde mi?
Bunlar bir belediyeye not verirken akla ilk gelen kriterler. Bir de işin mali kısmı var. Belediyenin çöp vergisi adıyla topladığı paralar yerine gidiyor mu? Belediye, halkın cebinden çıkan gelirini yine halka hizmet için kullanıyor mu?
Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV), bu soruları sistemli bir biçimde sorup anlamlı yanıtlar almak alabilmek için bir proje başlattı. Üç bölümden oluşan proje, Türkiye'de yönetimin değişik kademelerini değerlendirmeyi amaçlıyor. Bugüne dek merkezi yönetimin bütçesi ve parti içi demokrasi açısından siyasi partiler değerlendirildi. Üçüncü ayakta da yerel yönetimler değerlendiriliyor.
Belediyelerle ilgili projeyi, Boğaziçi Üniversitesi'nden Ali Çarkoğlu ve Fikret Adaman, İstanbul Üniversitesi'nden Nihat Falay, Galatasaray Üniversitesi'nden Yeşeren Eliçin ve Marmara Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Fikret Toksöz yürütüyor.
Yurtdışında yapılıyor
Ali Çarkoğlu ve Fikret Adaman, çalışmalarının sonucunda birtakım belediyelere not vermeyeceklerini, yalnızca kendilerini ölçmek isteyen belediyelere yöntem önereceklerini belirtiyorlar:
‘‘Biz performans ölçümünün ana prensiplerini belirleyeceğiz. Türkiye'de iyi iş yapmak isteyen ve kendini ölçmek isteyen belediyeler var. Onlara ayrıntılı olmasa da belli şeyler önerebileceğiz. Belediyenin en temel görevlerinden biri olan temizlik meselesini biraz deşeceğiz. Ama bir belediye derse ki, ben çöp konusundaki performansımı ölçmek istiyorum, ona ayrıca bir metod hazırlamak lazım. Bu anlamda bizim çalışmamız, belediyeleri bu konuda düşünmeye sevk edecek bir ilk adım.’’
Çarkoğlu ve Adaman, yurt dışında uzmanlaşmış birtakım kuruluşların belediyelerin performanslarını değerlendirdiğini söylüyor: ‘‘Yine çöp konusunu ele alırsak, bir belediye uzman kuruluşa gidip benim çöp hizmetimi değerlendir, diyor ve açıklığın olduğu yerlerde sonuçlar halka açıklanıyor.’’
ABD'de güvenlik, itfaiye, çöp temizlik, kütüphaneler belediyenin öncelikli hizmetleri arasında. Avrupa'da ise kültürel konularda belediyelerin çok büyük ağırlıkları var. Sistemler ülkeden ülkeye de değişiyor.
Vakıflar şeffaflığı önlüyor
Verdikleri hizmetlerin yanısıra bir de belediyelerin mali performansları, yani hizmetlerini ekonomik akla uygun olarak yapıp yapmadıkları meselesi var. Çarkoğlu ve Adaman'a göre işte bunu ölçmek Türkiye'de çok zor:
‘‘Burada belediyelerin defterlerinin mali açıdan incelenmesi söz konusu. Ama şöyle bir sorun var. Belediyelerin devletten ve halktan gelen 100 liralık geliri varsa, gayrıresmi kanallardan 500 liralık geliri oluyor. Hizmetlerini 600 liralık bütçeleriyle yapıyorlar. Bu gayrıresmi geliri de kurdukları vakıflar üzerinden temin ediyorlar. Belediyeler resmi bütçeleri ile hiçbir işi yapabilecek durumda değiller. Dolayısıyla, ya tehdit yoluyla, ya da 'izin mi istiyorsun veririm ama...' diye para topluyorlar. Bunu herkes biliyor, ama aslında illegal bir şey. Vakfın defterlerini ise kimse görmüyor. O zaman biz de dedik ki, bize güvenen birkaç belediye bulalım. Bunlarla gerçek bir mali performans değerlendirmesi yapalım. O belediyeler bize tüm defterlerini açacak, karşılığında isimleri bizde saklı kalacak.’’
Çöp hizmeti nasıl ölçülür?
Akla gelen ilk yöntemler:
Ayda 10 kere olmak üzere her sokağın belirli yerlerinden fotoğrafı çekilebilir. Sonra bunlar uzmanlara inceletilir. Onlar not verirler, iyi, orta, kötü diye üç gruba ayırabilirler.
Bir başka yöntem, o sokaktaki insanlarla konuşup onların memnuniyetlerini ölçmek. Belki çok iyi çöp toplanıyor, ama araba sabah altıda geldiği için insanlar şikayet ediyor olabilir.
Bir başka yöntem, belediyeden bazı verileri almak. Kaç çöp arabası, kaç temizlik işçisi var?
Bunların tümü çöp meselesinin farklı yönlerini ölçen araştırmalar olur ve bir bütünü oluşturur.