Güncelleme Tarihi:
Meclis Deprem Araştırma Komisyonu’nda bilgi veren Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Gökhan Yazgı, Türkiye genelinde 199 müzenin 163’ünde depreme karşı önlem alındığını, diğerlerinde çalışmaların devam ettiğini belirtti. Yazgı, afet önlemleri ve tartışmalı restorasyonlar için şunları söyledi: “Müzelerin her türlü afete yönelik risk durumları saptanmaktadır. Askeriye depolarından tutun, polis ve güvenliği rahat alınabilecek depoların nerelerde olduğuna kadar yer çalışmaları yapıldı. En hızlı ve gizli alanlara nasıl nakledilebileceği çalışmasını gerçekleştirdik. Geçmişte İstanbul işgalinde de birçok eserimiz Niğde’ye, Ankara’ya, güvenli alanlara taşınarak koruma altına alınmıştı. Biz de bunu geliştirerek devam ettireceğiz.
GALATA’DAN 8 BİN KAMYON ÇIKTI
İspanya’da ve İtalya’da yaşanan restorasyon hatalarını yapsak inanın biz bu görevlerde olmayız. Galata’da yaşadığımız şey şuydu: Bir beton sıva. ‘Muhtesten arındırma’ dediğimiz işlem bu aslında teknik anlamda. Yani özgün olmayan, sonradan eklenen yapıların alınması olayı. Yaklaşık 8 bin kamyona yakın fazlalık attık, 8 bin tona yakın. Bu olay sırasında yapılan şeyle birlikte hemen koruma kurullarımızı da devreye soktuk.
EN İYİSİ HORASAN HARCI
Asıl bu ‘Horasan harcı’ dediğimiz, yani ecdadın geçmişte Ayasofya’sından tutun selatin camilerinden köprülere kadar yaptıkları... Biz artık bu harcı kullanmaya başladık. Horasan harcı; kireçle birlikte tuğla kırığı, tuğla tozunun harmanlanması. O kadar özel bir harç ki elastikiyeti de yüksek. Bu, deprem anındaki en önemli şeylerden bir tanesi; esnek yapısı. Ecdat bunu düşünmüş ve şu andaki tüm restorasyon çalışmalarımızda kullanıyoruz.”
'HAKSIZLIK YAPILIYOR'
Yerebatan Sarnıcı’ndaki iddialara da değinen Yazgı, “Kestane ağacından yaptığımız bir kolonu birisi çekip de ‘Plastikten yapmışlar’ diye paylaşıyor. Biz buna 3 gün boyunca not hazırlıyoruz. Yerebatan konusunda gerçekten bize haksızlık ediliyor sosyal medya ortamında. Daha önce orada kurullarımızda raportörlük yapmış bir bürokrat tarafından da... Depremle ilgili şu anda bir sıkıntı gözükmemekle birlikte yapılırsa da bunun mimari malzeme içeriği inşaat mühendisleri tarafından sunulan raporla yapılması gerekir. Biz bu raporu istemek zorundayız. Çünkü getirdikleri projenin altında bu yazıyor. Ben ilk bunu gündeme alacağım. Benim için Yerebatan neyse Ayasofya da odur, Sultanahmet de odur. Yani belediyede olması bizim için fark etmiyor” dedi.
EŞİM DE 'SÜNGER BOB' DİYOR
Şile Kalesi ile ilgili konuşan Gökhan Yazgı, “Sünger Bob meselesine gelince, çok haklısınız. Benim eşim bile onu söylüyor... Ama bazı firmalarda proje, bize sunulan kağıttaki gibi gelmiyor. Biraz da doğru firmaların doğru şekilde ehil ellerde yapmaması... Şimdi Vakıflar Genel Müdürlüğüyle çalışma yapıyoruz. Restorasyonda çalışacak tüm firmaların sertifikasyonuna giriyoruz. Taş ustasından restoratörüne kadar, mimarına kadar bu eğitimi vereceğiz. Yetiştirebilirsek 2021, yetiştiremezsek 2022’de bu eğitimi almamış herhangi bir ustanın çalıştırılmasına izin vermeyeceğiz. Avrupa Birliği projesi kapsamında yürütüyoruz. En azından oradaki sıva ustasının, taş ustasının ve demir ustasının restorasyon ehliyeti olacak” diye konuştu.