Beklenen deprem, en çok 7 büyüklüğünde olacak
Güncelleme Tarihi:
Ayda KAYAR / İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Aralık 01, 2001 02:02
TÜBİTAK MAM (Marmara Aratırma Merkezi) Müdürü Prof. Dr. Naci Görür'ün verdiği bilgiye göre, yapılan tüm çalışmaların ortak sonucu olarak Marmara Denizi'nde çok parçalı kırılma bekleniyor. Bu nedenle beklenen deprem, 7 büyüklüğünde ya da biraz üzerinde olacak.
PROF. Dr. Naci Görür, MTA Sismik 1 ve SHOD (Deniz Kuvvetleri Seyir Hidrografi ve Oşinografi Dairesi) Çubuklu gemileriyle başlayıp Fransız Le Suroit gemisiyle süren çalışmaların Marmara'daki birçok bilinmeyene ışık tuttuğunu söyledi. Prof. Dr. Görür, çalışmaların sonucunda Marmara'yı boydan boya kesen ‘‘bir tek fayın olmadığının ortaya çıktığını, bunun Marmara için rahatlatıcı’’ olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Görür'ün verdiği bilgiye göre, Marmara Denizi'nde çok parçalı kırılma bekleniyor. Bunlardan birincisi, Orta Marmara'dan Tekirdağ Çukurluğu'na uzanan fay. Bu fayın tek parçada kırılması halinde ‘‘7'nin biraz üzerinde’’ deprem meydana gelecek. Ancak bu fayın da ortasından geçen farklı sistem nedeniyle 2 parçalı kırılma olasılığı var. Bu durumda, meydana gelecek depremlerin büyüklüğü ‘‘7'den küçük’’ olacak. Kırılma beklenen ikinci fay ise, Adalar'ın güneyinden geçiyor. Adalar'ın güneyinden geçen bu fay da ‘‘en çok 7 büyüklüğünde’’ bir deprem ortaya çıkaracak.
BÜYÜK FAY KESİKLİ
Le Suroit'nın verilerinin ‘‘8 büyüklüğünde bir depremi gösterdiği’’ haberlerinin doğruyu yansıtmadığını vurgulayan Prof. Dr. Görür, geminin yaptığı araştırmalarla elde edilen ve bilimsel yayını yapılan bilgileri şöyle özetledi:
‘‘Körfeze, Adapazarı yönünden gelen ve Doğu-Batı doğrultulu olan Kuzey Anadolu Fayı, Körfez'in güneyinden geçerek Çınarcık Çukurluğu'na kadar uzanmaktadır. Buradan itibaren Kuzey-Batı doğrultusunda ve çukurluğun kuzeyinde yani Adalar'ın güneyinde devam ederek, Orta Marmara sırtına uzanmaktadır. Orta Marmara sırtından itibaren de büklüm yaparak, Doğu, Kuzeydoğu-Batı, Güneybatı doğrultusunda uzanarak, Tekirdağ Çukurluğu'nun güneyine kadar gelmekte ve burada da Ganos Fayı'yla birleşmektedir.’’
Prof. Dr. Görür, diğer kolun ise Çınarcık Çukurluğu'nun güneyinde bulunduğunu anlattı. ‘‘İmralı Fayı’’ diye adlandırılan bu fayın doğru atımlı olan diğerlerine karşılık normal bir fay olduğunu belirten Prof. Dr. Görür, birden fazla kırığın bulunduğu Marmara Denizi'nde Doğu-Batı yönünde tek kırılma ihtimalinin ‘‘çok zayıf’’ olduğunu söyledi.
Dünya Bankası, deprem projesine ödül verdi
Dünya Bankası tarafından finanse edilen projeler arasından
her yıl banka tarafından seçilen, ‘‘Başkanın Mükemmellik Ödülü’’nün bu yılki sahibi, Marmara Depremi Acil
Yeniden Yapılandırma Projesi (MEER) oldu. Hazine Müsteşarlığı‘ndan yapılan açıklamaya göre, ödül, MEER
projesi ekibine, 3 Aralık Pazartesi günü, Banka‘nın Washington‘da düzenlenecek törenle Başkan James D.Walfensohn tarafından verilecek. MEER projesi için, Dünya Bankası‘ndan 505 milyon dolar tutarında
kredi temin edildi. Kredinin yaklaşık 236 milyon dolarlık kısmı, kentsel
alanda yaklaşık 12 bin adet, kırsal alanda da yaklaşık 800 adet kalıcı konut
inşasının finansmanı için ayrıldı.
Bilimle yaşamalıyız
Depremin büyüklüğünün, nerede ve ne zaman olacağının önemi olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Görür, ‘‘Depremden kaçış yoktur. Deprem psikozundan kurtulmanın tek yolu, şehir planlamacılığını, yerleşimi, bina tipini, yapı malzemesi seçeneklerini, kat yüksekliğini, afet yönetimini, risk yönetimini çağdaş deprem ülkelerindeki gibi bilime uygun yapmaktır’’ dedi.
Prof. Dr. Görür'ün verdiği bilgiye göre, Marmara Denizi'nde çok parçalı kırılma bekleniyor. Bunlardan birincisi, Orta Marmara'dan Tekirdağ Çukurluğu'na uzanan fay. Bu fayın tek parçada kırılması halinde ‘‘7'nin biraz üzerinde’’ deprem meydana gelecek. Ancak bu fayın da ortasından geçen farklı sistem nedeniyle 2 parçalı kırılma olasılığı var. Bu durumda, meydana gelecek depremlerin büyüklüğü ‘‘7'den küçük’’ olacak. Kırılma beklenen ikinci fay ise, Adalar'ın güneyinden geçiyor. Adalar'ın güneyinden geçen bu fay da ‘‘en çok 7 büyüklüğünde’’ bir deprem ortaya çıkaracak.
BÜYÜK FAY KESİKLİ
Le Suroit'nın verilerinin ‘‘8 büyüklüğünde bir depremi gösterdiği’’ haberlerinin doğruyu yansıtmadığını vurgulayan Prof. Dr. Görür, geminin yaptığı araştırmalarla elde edilen ve bilimsel yayını yapılan bilgileri şöyle özetledi:
‘‘Körfeze, Adapazarı yönünden gelen ve Doğu-Batı doğrultulu olan Kuzey Anadolu Fayı, Körfez'in güneyinden geçerek Çınarcık Çukurluğu'na kadar uzanmaktadır. Buradan itibaren Kuzey-Batı doğrultusunda ve çukurluğun kuzeyinde yani Adalar'ın güneyinde devam ederek, Orta Marmara sırtına uzanmaktadır. Orta Marmara sırtından itibaren de büklüm yaparak, Doğu, Kuzeydoğu-Batı, Güneybatı doğrultusunda uzanarak, Tekirdağ Çukurluğu'nun güneyine kadar gelmekte ve burada da Ganos Fayı'yla birleşmektedir.’’
Prof. Dr. Görür, diğer kolun ise Çınarcık Çukurluğu'nun güneyinde bulunduğunu anlattı. ‘‘İmralı Fayı’’ diye adlandırılan bu fayın doğru atımlı olan diğerlerine karşılık normal bir fay olduğunu belirten Prof. Dr. Görür, birden fazla kırığın bulunduğu Marmara Denizi'nde Doğu-Batı yönünde tek kırılma ihtimalinin ‘‘çok zayıf’’ olduğunu söyledi.
Dünya Bankası, deprem projesine ödül verdi
Dünya Bankası tarafından finanse edilen projeler arasından
her yıl banka tarafından seçilen, ‘‘Başkanın Mükemmellik Ödülü’’nün bu yılki sahibi, Marmara Depremi Acil
Yeniden Yapılandırma Projesi (MEER) oldu. Hazine Müsteşarlığı‘ndan yapılan açıklamaya göre, ödül, MEER
projesi ekibine, 3 Aralık Pazartesi günü, Banka‘nın Washington‘da düzenlenecek törenle Başkan James D.Walfensohn tarafından verilecek. MEER projesi için, Dünya Bankası‘ndan 505 milyon dolar tutarında
kredi temin edildi. Kredinin yaklaşık 236 milyon dolarlık kısmı, kentsel
alanda yaklaşık 12 bin adet, kırsal alanda da yaklaşık 800 adet kalıcı konut
inşasının finansmanı için ayrıldı.
Bilimle yaşamalıyız
Depremin büyüklüğünün, nerede ve ne zaman olacağının önemi olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Görür, ‘‘Depremden kaçış yoktur. Deprem psikozundan kurtulmanın tek yolu, şehir planlamacılığını, yerleşimi, bina tipini, yapı malzemesi seçeneklerini, kat yüksekliğini, afet yönetimini, risk yönetimini çağdaş deprem ülkelerindeki gibi bilime uygun yapmaktır’’ dedi.