Bekir Coşkun’a tüm Türkiye’den destek

Güncelleme Tarihi:

Bekir Coşkun’a tüm Türkiye’den destek
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 23, 2007 00:00

Başbakan Erdoğan’ın, Bekir Coşkun’a yönelik "Çek git" anlayışına AB’den muhalefet partilerine, sivil toplum örgütlerinden okurlara yoğun tepki dün de sürdü. "Çek git" anlayışının, Erdoğan’ın 4.5 yıllık iktidarı dönemindeki en büyük gaf ve hata olduğu konusunda herkes birleşti. İşte özetle bazı köşe yazarlarının görüşleri...

Ertuğrul Özkök (Hürriyet):
Bakın Fransa’da Yeşiller Partisi lideri Irak’a giden bakanlarından "fino" diye söz ediyor, basın bunu olduğu gibi yazıyor, ama bir Allah’ın kulu "Beğenmeyen gitsin" demiyor. "Ya sev, ya terk et"
/images/100/0x0/55ea838df018fbb8f884ec30
diktatörlere musallat olan bir zihniyet tarzıdır.

Oktay Ekşi: (Hürriyet): Hani Sayın Başbakan özgürlükçüydü; demokrat idi; hoşgörülü idi? Hani kendisine oy vermeyenlerin de görüşlerine değer verecekti? Hani herkesi kucaklayacaktı? Daha o sözlerin üzerinden bir ay bile geçmeden ne çabuk unutuverdi dediklerini? Sayın Başbakan’a birileri sormalıdır: "Babanın çiftliğinden mi kovuyorsun Bekir Coşkun’u?" diye... 

Mehmet Y. Yılmaz (Hürriyet): Düşündüm de, şu kısa Cumhuriyet tarihimiz süresince Bekir Coşkun ve bizim gibi insanları bu ülkeden kovmak isteyen ne kadar çok grup çıkmış. Geçmişte varlığımızdan hoşlanmayanlara nasıl kafa tutup, ülkemizi terk etmedikse, şimdi de terk etmeyeceğiz elbette.

Tufan Türenç (Hürriyet): Bizim demokratlığı kimselere bırakmayan Başbakan’ın özde değil, sözde demokrat söylemlerinden Bekir Coşkun da nasibini aldı. Bekir, Başbakan’ın "Ananı da al git" demediğine şükretsin.

Yalçın Doğan (Hürriyet): Eleştiri haklarına saygı, hoşgörü, kucaklaşma işte buraya kadar. Erdoğan’ın bu sözleri demokrasi felsefesine, demokrasi ruhuna ve devlet yönetimine teğet bile geçmiyor.

Yılmaz Özdil (Hürriyet): Sezer’i yuhlamak, serbest. Gül’e itiraz, vatana ihanet! Ben size söyleyeyim... Tayyip Erdoğan "ya sev, ya terk et" dediği için oyu en az 5 puan artmıştır. Atatürk Türkiyesi, kendi halkı tarafından inkar edildi çünkü. Böyle bundan sonra. Tarikatlar iktidar. Türkler azınlık. Hem Türk, hem laiksen, çare yok, tası tarağı toplayıp gideceksin bu topraklardan.

Özdemir İnce (Hürriyet): Erdoğan kendini tarikat şeyhi, vatandaşları da mürit sanmakta. Benim bildiğim Bekir Coşkun kimsenin müridi değil. Uygar bir başbakan, düşünceyi açıklama özgürlüğünü ve eleştiri hakkını kullanan bir vatandaşa "Vatandaşlıktan çık!" diye posta koyamaz.

Sedat Ergin (Milliyet): Başbakan’ın bu çıkışı başka işaretlerle birleşince, aslında AKP henüz ikinci dönem için yola koyulmadan ortalığa yayılmakta olan rahatsız edici bir yönelişi gösteriyor. Mahalledeki kabadayı bozuntularına yakışan bu sözler mi Türk demokrasisini taçlandırıyor? Allahtan Başbakan Erdoğan’ın muhalif gazetecileri sürgüne gönderebilme gibi bir yetkisi yok.

Melih Aşık (Milliyet): Seçim gecesi verilen "Herkesi kucaklayacağız" sözü buraya kadar. Ya bizi beğen ya vatandaşlığı terk et. Yeni slogan bu. Ne diyelim? Tramvay demokratlığı işte buraya kadar.

Hasan Cemal (Milliyet): Bu ülkede eğer demokrasinin bir hayat tarzı olarak gerçekleşmesini istiyorsak. Toplum ve devlet düzenine kutuplaşmanın değil, yumuşamanın damgasını vurmasından yanaysak. O zaman Başbakan Erdoğan’ın da tepkilerine, söylemine özen göstermesinde, diline hakim olmasında yarar vardır.

İsmet Berkan (Radikal): Kimin vatanından kimi kovuyorsunuz? Sizi beğenmeyenleri, eleştirenleri tek tek kovacaksanız, sizin bütün seçim dönemi boyunca eleştirdiklerinizden ne farkınız var?

Murat Yetkin (Radikal): Coşkun’un söylediklerine katılmayabilirsiniz. Benim de katılmadığım yerler var. Ama bu söze katılmamam, söyleyene ’Vatandaşlıktan çıksın, gitsin’ dememi gerektirmez.

Emre Aköz (Sabah): Neticede fikirlerini ve duygularını kaleme alan bir köşe yazarına, "Vatandaşlıktan çık. Bu ülkeden git" demek de neyin nesi oluyor? Birbirimize böyle tutum alırsak; ortada ne ifade özgürlüğü kalır, ne demokrasi.

Umur Talu (Sabah): Son devlet adamı: Başbakan’ın (bir başbakanın) gazeteci Bekir Coşkun’a (bir gazeteciye, bir vatandaşa), eleştiri özgürlüğünü kullanması karşısında, "Vatandaşlıktan çık" diyebilmesi vahimdir. Ne sinirle izah edilebilir, ne yüzde 47 ile. Tüm vatandaşlar için de utanç verici. Kınanmalı, hiç unutulmamalı!

Ergun Babahan (Sabah): Unutmamak gerekir ki, iktidarlar geçici, kurallar kalıcıdır. Her iktidar kendisi gibi düşünmeyenleri vatandaşlıktan çıkmaya ve gitmeye davet ederse, birkaç seçim sonra ülkede oy kullanacak yurttaş kalmayabilir!

Güngör Mengi (Vatan): Bekir Coşkun’a kapıyı gösterme hakkını Başbakan nereden aldığını sanıyor? Hiçbir seçimin sonucu, bu ülkeye padişah veya halife getiremez.

Reha Muhtar (Vatan): Bir ülkenin Bekir Coşkun gibi Cumhuriyetçi bir aydınına, acımasız özgürlük bariyerlerinden bizzat kendisi geçmiş olan bir Başbakanı’nın "Madem Cumhurbaşkanı’nı tanımıyorsun. O zaman sen de bu vatandan ve vatandaşlıktan çıkmalısın" demesi hüzünlü ve acıdır.

Deniz Som (Cumhuriyet): Türkiye’nin yeni rejimini beğenmeyenlere üç gün içinde ülkeden çıkma izni verilmiştir! Allah’ın izniyle memleket nurlu ufuklara doğru yol almaktadır!

Selahaddin Çakırgil (Vakit): Bu beyan, Tayyip Bey’e en yabancı olması gereken bir üsluptur. Tayyip Bey, sizin Sezer’i hiç sevmediğinizi tahmin edebiliyorum. Ama, sırf onu sevmediğiniz için ülkeyi terk etmeyi düşünmemişsinizdir.

Taha Kıvanç (Yenişafak): Tayyip Bey’in tepkisi ağır değil mi? Ağır olmasına ağır tabii. Bunu Bekir Coşkun’un eşi olan hanımefendinin Fransız asıllı olduğu bilgisiyle, yazana takılmak için de söylemiş olabilir Başbakan. Ancak o tepkiye sebep olan yazı, Erdoğan’ın verdiği tepkiden çok ama çok daha ’ağır’ değil mi?

AB’den de tepki var

ÇEK git polemiği AB çevrelerinde de büyük yankı buldu. AB kaynakları, 2005 yılında da Başbakan Erdoğan ile "Üniversitede türban takmak isteyen Arabistan’a gidebilir" diyen 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel arasında benzer bir polemiğin yaşandığına ve Erdoğan’ın o gün sarfettiği "Bu ülkenin evlatlarına kimse başka coğrafyada adres vermesin" sözlerine dikkat çektiler. AB çevreleri, fikir ve düşünce özgürlüğünün AB’nin olmazsa olmaz ilkelerinden birisi olduğunu hatırlattılar. Uğur ERGAN

Erdoğan ateş altında

İNGİLİZ haber ajansı Reuters’in konuyla ilgili dünyaya geçtiği yorumu ise şöyle: "Dışişleri Bakanı Gül’ü yeni cumhurbaşkanı olarak kabul etmek istemeyenlerin ülkeyi terketmesi gerektiğini söyleyen Başbakan Erdoğan, ateş altında. Laik sisteme sahip Türkiye, siyasal İslam kökeninden gelen Gül’ün cumhurbaşkanlığı konusunda kutuplaştı. Yüksek tirajlı Türk gazeteleri, sivil toplum örgütleri ve muhalefet partileri, Erdoğan’ın Hürriyet yazarı Bekir Coşkun’a çıkışının anti-demokratik olduğunu söyledi."

Dış basına da yansıdı

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan ile Hürriyet yazarı Bekir Çoşkun arasındaki polemik, komşu Yunanistan’da da tez duyuldu. Devlet televizyonu NET dün haber bülteninde "Başbakan Erdoğan, Abdullah Gül’ü cumhurbaşkanı olarak tanımadığını yazan Türkiye’nin tanımış yazarlarından Bekir Coşkun’a Türkiye’yi terk etmesini söyleyince polemik başladı" dedi. Yunan devlet televizyonu, cumhurbaşkanlığı seçimine gergin bir ortamda gidildiği yorumunu ya yaptı. Yorgo KIRBAKİ / ATİNA

Yüzde 53’ü de terk etsin mi?

CHP Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın sözlerini soru önergesiyle TBMM’ye taşıdı. Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na verilen önergede özetle şu sorular var: "Çok seslilik istemleriyle ve ifade özgürlüğüyle bağdaşmayan bir yaklaşım sergilediğinizi düşünüyor musunuz? Sizler gibi düşünmeyen ve izlediğiniz siyaseti benimsemeyen yüzde 53 seçmen çoğunluğuna sahip milyonlarca vatandaşımızın da vatandaşlıktan çıkarak ülkeyi terk etmesi mi gerekiyor?"
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!