Bekir Bozdağ'dan sızıntı açıklaması
Güncelleme Tarihi:
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Türk vatandaşlarının kimlik bilgilerinin internete sızdırıldığı iddiası üzerine şunları söyledi: "Nereden, nasıl sızdı bilmiyorum ama rakamlara baktığınız zaman 50 milyon civarında. Bu, Türkiye'deki seçmen sayısına yakın. Bildiğiniz gibi YSK, seçmenlere ilişkin bilgileri siyasi partilerle de paylaşıyor. O nereden sızdı, nasıl sızdı bunun araştırılması, tahkik edilmesi, üzerinde durulması lazım. Öyle zannediyorum ki dün bu haberlerin çıkmasından sonra gerekli tahkikat hem adli boyutuyla hem idari boyutuyla başlatılmıştır." Bu arada Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, kimlik bilgilerinin sızdırılmasıyla ilgili olarak soruşturma başlattı.
İnternete yüklenen bir veri tabanının, 50 milyona yakın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının kişisel bilgilerini içerdiği iddia ediliyordu. Konuyla ilgili Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'dan önemli açıklamalar geldi.
Bakan Bozdağ, 'Türk vatandaşlarının kimlik bilgilerinin sızdırıldı' iddiaları ile ilgili olarak "Tabi nereden, nasıl sızdı bilmiyorum ama rakamlara baktığınız zaman 50 milyon civarında. Bu, Türkiye'deki seçmen sayısına yakın. Bildiğiniz gibi YSK, seçmenlere ilişkin bilgileri partilerle de paylaşıyor. O nereden sızdı, nasıl sızdı bunun araştırılması, tahkik edilmesi, üzerinde durulması lazım. Öyle zannediyorum ki dün bu haberlerin çıkmasından sonra gerekli tahkikat hem adli boyutuyla hem idari boyutuyla başlatılmıştır. Gereği de yapılacaktır, bununla ilgili. Kişisel Verileri Koruma Kanunu çıktı. Bu kanun Sayın Cumhurbaşkanımız'da zannedersem. Bugün, yarın yakın zamanda Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girecektir. Kişisel Verileri Koruma Kanunu çerçevesinde bütün vatandaşlarımızın kişisel verileri koruma altına alınmıştır, ihlal edenlere ilişkin müeyyideler konulmuştur" diye konuştu.
KILIÇDAROĞLU'NUN SÖZLERİ
Bakan Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu hakkında kullandığı ifadeler ile ilgili olarak, Siyaset edep ister, ahlak ister, belli bir üslup ister. Hepimiz birbirimiz hakkında farklı görüşlere sahip olabiliriz, eleştiri yapabiliriz. Bunu belli bir edeple, ahlakla yapmak gerekir. Sayın Kılıçdaroğlu kadın hakkında konuşuyorsa kullandığı dilin daha temiz olmasına dikkat etmesi lazım. Dünkü açıklamalara baktığında Türk siyasetinin dibe vurduğunun göstergesidir. Edep ve ahlaktan yoksun bir üslubun ikame edildiğini görüyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu'nun daha sonra "ben sözümün arkasındayım" diye tevil etmesi, yaptığı ilk açıklamadan daha vahim, daha kötüdür. Yanlışta ısrar etmenin anlamı yok. Halk arasında bir söz var, zırva tevil götürmez. Söylenen sözün Türk toplumun ahlaki değerleri ile ana muhalefet partisi liderin üslubu birbirine yakışmıyor. Sayın Kılıçdaroğlu'nun kalbinin içinde ne varsa o yansıyor üsluba. Umarımız bu yanlıştan döner, yanlışında ısrar etmez" dedi.