Bekir Bozdağ'dan dershane açıklaması

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Macaristan Başbakan Yardımcısı Tibor Navracsis ile birlikte Türkiye ve Macaristan’da yapılacak olan kültür merkezleri için düzenlenen imza törenie katıldı. Bozdağ, İstiklal Caddesi’nde yapılması planlanan Macaristan Kültür Merkezi ile Budapeşte’de yapılması planlanan Yunus Emre Kültür Merkezlerinin imza töreni sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı.

"PEK ÇOK HUSUSA DA POZİTİF ETKİSİ OLABİLECEKTİR"

Bekir Bozdağ, Barzani’nin Türkiye’ye gelişi ve görüşmelerle ilgili bir soruya "Sayın Barzani’nin Türkiye ziyareti önemli. Biz Türkiye olarak bütün ülkelerle olan ilişkilerimizde her alanda iyi olmasına özen gösteriyoruz. Irak bölgesel yönetiminin lideri sayın Barzani’nin Türkiye’ye gelmesi elbette önemli bir ziyaret. Orada yapılacak görüşmeler çerçevesinde pek çok kişinin tahmin ettiği gibi bazı konular gündeme gelecek , değerlendirmeler yapılacaktır. Bunun elbette ki Türkiye-Irak ilişkilerine katkısı olabileceği gibi pek çok hususa da pozitif etkisi olabilecektir" diye yanıt verdi.

"BİZİM EĞİTİME VERDİĞİMİZ ÖNEM ORTADADIR"

Bozdağ, dershanelerin kapatılmasıyla ilgili süren tartışmalara ilişkin olarak da şunları söyledi: "Sadece bugün değil 3 senedir bu konu gündemde olan konu. Birden bire gündeme getirilmiş adım atılan bir konu değil. Türkiye bunu tartışıyor. İlk gündeme geldiği günden bu yana geçen süre esasında bu konudaki hazırlıklar bakımından da bir imkan bir fırsat doğdu. Bizim burada yapmak istediğimiz dün Milli Eğitim Bakanı’nın açıklamalarında Türkiye gündemine bir kere daha geldi. Dershanenin dönüşümünün önünü açmak. Dershanelerin özel okula dönüşmesi ve bu yönde hizmet vermesidir. Özel okula dönünce de desteklenmesi ve bazı öğrencilerin özel okullarda okuması halinde ona destek sunulması, bu dershanelerde görev yapan öğretmenlerle alakalı tedbirlerini alınmasını içeren bir dizi yardımı da barındıran bir adım atıyoruz esasında. Bir adım atılma çalışması var. Onun için buna dönüşüm projesi dersek daha iyi olur. Türkiye’nin her yerinde özel okullar özellikle büyük yerleşim merkezlerinde var. Biz bu okulların artması ve özel eğitim veren kurumların çoğalmasından da memnuniyet duyarız. Atılacak adımlar bunu da güçlendirecektir. Türkiye’de dershaneye bütün öğrencilerin gittiğini söylemek doğru değil. Giden var gidemeyen var. Şu anda oranları tam bilemiyorum. Büyük bir çoğunluğu üniversite sınavlarına hazırlanan öğrencilerin büyük çoğunluğu gitmiyor. Ama bir kısmı da dershaneden destek alıyor. Önümüzdeki süreç içinde bu alanda bir değişim ve dönüşüm yaşanacaktır. Bunu da hükümetimiz açıklamıştır. Bu çerçevede çalışmalar yürümektedir. Bizim eğitime verdiğimiz önem ortadadır."

"BU ÇALIŞMA BİTTİKTEN SONRA TARTIŞILSA DAHA DA SAĞLIKLI OLACAKTIR"

Türkiye’de üniversite sayısında büyük bir artış olduğunu belirten Bekir Bozdağ, şöyle devam etti: "76 üniversiteden bugün 180’i geçti sayısında büyük artış var. Vakıf üniversitelerinde büyük artış var. Türkiye’nin bugün her ilinde üniversite oldu. Bu bizim yüksek öğrenime geçişte daha fazla lise öğrencisine imkan ve fırsat verme noktasında attığımız başarılı adımların birer göstergesidir. Yurt konusunda da ciddi adımlar atıldı. Üniversite öğrencileri rahat etsin, diye 188 bin öğrenci yurtta kalıyordu. Şu anda baktığınızda 310 bin öğrenci kalıyor. Sene sonunda 400 bin öğrenci yurtlarda kalma imkanı bulacaktır. Eskiden koğuş sisteminde kalıyorlardı. Şimdi 2-3’er kişilik odalarda kalarak biz bu kapasite artışını sağladık.

Bu konuda da eğitim gören yavrularımızın ihtiyaçlarını giderme , artırma konusunda ciddi adımlar attık. Öte yandan okullaşma itibarıyla öğretmen atamaları itibarıyla eğitimden herkesin eşit şartlarda yararlanması konusunda ciddi adımlar attık. Bütün bu iyileştirmelerde öğrencilerimizin daha iyi yetişmesine , ara destek ihtiyaçlarının azalmasına da büyük katkı sağlamıştır. Bundan sonraki süreçte de eğitimin kalitesini artırma ve öğrencilerime destek olacak başka mekanizmaları milli eğitim içerisinde sağlama konusunda da ayrı bir çalışma yürütmektedir. Kendi içinde de ilave destek derslerini kendi iç mekanizması içinde verecek formüller üzerinde de çalışıldığını biliyorum. Ben bu çalışma bittikten sonra kamuoyuyla detaylar açıklandıktan sonra tartışılsa daha da sağlıklı olacaktır. Çünkü kanun tasarısı olarak meclise geldiği zaman tasarının içinde neler var neler yok görülecek. O zaman eleştirilerin yapılması daha sağlıklı olacaktır, nelerin nasıl yapılacağı net olarak öyle ortaya çıkacaktır. Şu anda benim bildiğim çalışmalar devam ediyor. Bittiğinde kamuoyuyla paylaşılacaktır."

"SAYIN CEMİL ÇİÇEK ÜMİTSİZLİĞE KAPILMIŞSA İŞİN ZORA GİRDİĞİNİN GÖSTERGESİDİR"

Bozdağ, yeni anayasa hazırlık çalışmalarıyla ilgili bir soru üzerine ise şöyle konuştu: "Sayın Cemil Çiçek ümitsizliğe kapılmışsa işin zora girdiğinin göstergesidir. Çünkü komisyon başkanı olarak komisyonun verimli çalışması hususunda nasıl işleyişini olduğunu yakından bilen Çiçek’tir. Onda ümitsizlik düşüncesi gelişmişse tabii bu çalışmaların iyi gitmediğinin, arzu edilen neticeyi vermediğinin bir emaresidir, diye değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum. İşin doğrusu anayasa uzlaşma komisyonu yaklaşık 2 yıl oldu yaptığı çalışmalarla. Bugüne kadar netice alması gerekirken netice alamadı. Biliyorsunuz 19 Ekim 2011’de kuruldu. 2 yılı da geçmiş ama. 1 yıl içinde çalışmayı bitirecekti, bitiremedi. Uzatmalar verildi. Uzatmalar da bitirecekti gene de bitirilemedi. Şimdi uzatma da kaldırıldı. Yani komisyon kendi çalışmasını kendi yürütüyor. Fakat ürettiği madde sayısına baktığınızda 60 madde olarak yansıdı.

Ama epeyce zamandır da yeni madde üretimi yapamadı. Yeni madde düzenleyemedi, üzerinde uzlaşamadı. Bu komisyon düşünün günlerdir haftalardır çalışıyor bir madde üzerinde. Daha uzlaştık deme imkanı bulamadı. Epeyce bir zamandır komisyon yeni bir madde üzerinde uzlaşma sağlayamadı. Önümüzde mahalli idareler, cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimi takvimini dikkate aldığınızda komisyonun yeni anayasayı ortaya koyacak zaman ve ortamı kendi eliyle yok ettiğini görüyoruz. Bana göre komisyon çalışmasını zamana yaymak suretiyle vaktiyle zamanı doğru kullanarak netice alma konusunda gerekeni yapmamıştır. Bu kadar süre içinde zamana yaymıştır olayı. Zamana yayarak komisyonun uzlaşmayla yeni bir anayasa yapmasının önünü bizzat uzlaşma komisyonu kapamıştır. Ben öyle görüyorum. Komisyon üyeleri milletin ve partilerinin beklediği özveri ve uzlaşı ortaya koyarak hayata geçirmeleri lazımdı. Ama maalesef bugün gelinin nokta itibarıyla başarılamamıştır. Sayın Çiçek de bu açıklamayı da yaptığına göre bu komisyonun başaramayacağı konusunda bir inanca kapıldığını göstermektedir. Uzlaşma komisyonu başkanımız bu noktaya geldiyse bu da son derece önemli bir durumdur."